31 Mayıs 2014 Cumartesi

Her Girişimcinin İzlemesi Gereken 6 Video

1.       Steve Jobs: Ölmeden önce nasıl yaşayacaksınız?

Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un Stanford Üniversitesi diploma töreninde yaptığı konuşması  edindiği ilkeleri, iş ve kişisel yaşamındaki baskıları anlatmaktadır.  Konuşmasında kişiliğini şekillendiren 3 hikâye anlatmaktadır. Birincisi çocukluğunda nasıl evlat edinildiği ve üniversiteyi bırakmanın neden aldığı en iyi kararlardan biri olduğu ile ilgilidir. İkinci hikâyesi Apple’dan kovulmanın başına gelen en iyi şeylerden biri olduğunu anlatmaktadır. Sonuncusu da 17 yaşındayken ölümle ilgili okuduğu bir sözün hayatını nasıl şekillendirdiği ile ilgilidir. Konuşmaya buradan ulaşabilirsiniz: Steve Jobs’ 2005 Stanford Commencement Address

2.       Jeff Bezos: Yeteneklerinizden daha önemli olan nedir?

Amazon’un kurucusu Jeff Bezos Princeton Üniversitesi mezuniyet töreninde yaptığı konuşmasında bir kişinin karakterinin doğumuyla gelen yeteneklerden değil yaşam boyu aldığı kararların bir yansıması olduğunu anlatmaktadır. Konuşmaya buradan ulaşabilirsiniz: What matters more than your talents

3.       Steven Jonhson: İyi fikirler nereden gelir?

Fikirler öylece kendiliğinden belirmez. Fikirler bir önsezi ile başlar. Ardından bu önsezinin gerçek şeklini bulması için başkalarının önsezileri ile çarpışması gerekir. İnternet büyük fikirlerin gelişmesini cesaretlendiren diğer insanların önsezileri ile bağlantıya geçmeyi kolaylaştırır. Steven Jonhson’un konuşmasına buradan ulaşabilirsiniz: Where good ideas come from

4.       Richard Branson: 30.000 fit yükseklikte yaşam

Richard Branson’un Ted Talks’ta Chris Anderson ile gerçekleştirdiği sohbet Branson’un inişli çıkışlı kariyeri, milyarlarca dolarlık başarısı, ölümün kıyısındaki deneyimleri ve şaşırtıcı yönleri ile ilgilidir. Konuşmaya buradan ulaşabilirsiniz: Life at 30,000 feet

5.       İnsanları motive eden nedir?

RSA’in hazırladığı bu animasyon, yapılan çalışmalar sonunda insanları neyin motive ettiği ile ilgili şaşırtıcı bir gerçeği paylaşmaktadır. İnsanları para ile ödüllendirmek onların kavramsal ve yaratıcı düşünce ile ilgili performansını arttırmamaktadır. Yeterince para vermek kişileri yalnızca işle ilgili düşünmeye sevk eder. Eğer motivasyonu yüksek harika bir takım yaratmak istiyorsanız çalışanlarınıza özerklik, uzmanlık ve bir amaç vermelisiniz. Videoya buradan ulaşabilirsiniz: The Surprising Truth About What Motivates Us

6.       JK Rowling: Başarısızlığın kenarındaki faydalar

Harry Potter’ın yazarı JK Rowling Harvard’ın mezuniyet töreninde yaptığı konuşmasında hayallerini gerçekleştirmek isteyenlere ve beklenilenden daha başarılı olan kişilere kendisinin de zor yoldan öğrendiği ve “şimdiye kadar sahip olduğum her nitelikten daha değerli” dediği güçlü ve cesaretlendirici birkaç tavsiye vermektedir. Konuşmaya buradan ulaşabilirsiniz: J.K. Rowling Speaks at Harvard Commencement

 

Kaynaklar:

What are some great “must-watch” videos for entrepreneurs and startups

11 Inspiring Videos Every Entrepreneur Should Watch

Top 10 Motivational YouTube Videos for Entrepreneurs

The post Her Girişimcinin İzlemesi Gereken 6 Video appeared first on Etohum.

Avrupa, 17 Aralık için ne düşünüyor?

Selçuk Gültaşlı’nın sunduğu ‘Avrupa Masası’nın konuğu, Avrupa Konseyi’nin anayasa danışma organı olan Venedik Komisyonu’nun Başkanı Gianni Buquicchio.17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ve sonrasında yaşananların konuşulacağı programda Buquicchio, “17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu için ne düşünüyor? Venedik Komisyonu Başkanı, paralel devlet iddialarına nasıl bakıyor? Anayasa Mahkemesi ile Başkanı Haşim Kılıç’a yönelik saldırıları nasıl değerlendiriyor? Kılıç’ı neden vatanperver ilan etti? AKP hükümetinin hangi tavırları karşısında büyük hayal kırıklığı yaşadı? Desteklediği 2010 anayasa referandumundaki kazanımlardan geri adım atılmasına ne diyor?” sorularına cevap verecek. SAMANYOLU HABER TV 18.30

30 Mayıs 2014 Cuma

Buzdağları üfleyerek erimez kraliçem!

Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen’in klasikleşmiş masalları arasına giren The Snow Queen’den uyarlanan animasyon filmi ‘Karlar Kraliçesi’ (Snow Queen), televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Kraliçe, Kuzey Kutbu’nun tüm dondurucu soğuğunu insanoğlu üzerine üfleyerek, bütün sanatçıları ve onların arkasından gelenleri karanlığa gömmek ister. Kraliçenin sihirli aynasına göre, kendisine en son büyük tehdit ise Vegard ismindeki bir cam ustasından gelecektir. Çünkü Vegard’ın büyük bir ustalıkla işlediği aynalar, insanların sadece görüntüsünü değil, ruhlarını da dış dünyaya yansıtır. Masal bu ya, günlerden bir gün soğuk kutup rüzgârları Vegard ustayı ve eşi Una’yı alır götürür; ama çocukları Kai ve Gerda, son anda kurtulurlar. Ama Kai, kraliçenin tutsağı olmaktan kurtulamaz çünkü kötü kalpli kraliçe onun, babasının yeteneğini taşıdığına inanmaktadır. Bu tehlikeli süreçte, Kai’yi bulmak için yollara düşen kız kardeşi Gerda’yı, Karlar Kraliçesi’nin kötü büyüsü ile lanetlenmiş ülkenin zorlu ve macera dolu yolları beklemektedir.

Teknoloji’nin Yeni Merkezi – Vancouver

Vancouver’ın merkezinde iki büyük iş merkezinin inşaatı hızla devam etmektedir. İş merkezlerinden birinde Microsoft diğerinde ise Amazon, Facebook, Salesforce.com ve bir dizi girişim şirketinin ofisleri yer alacak. Amerika ile yakın zaman dilimlerinde yer alan Vancouver, Amerika’daki teknoloji şirketlerine dünya standartlarında uzmanlık, daha düşük maaşlar ve daha az göçmen yasası problemi sunmaktadır.

Her yıl Amerika hükümeti yüksek nitelikli çalışanlara 85bine yakın H1-B vizesi olanağı sunmaktadır. Geçtiğimiz 2 yılda başvurular, açıldıktan sonraki 5 gün içerisinde dolmuştur. Geçtiğimiz Nisan’da 85.000lik H1-B kotasına 172.500 yüksek nitelikli mühendis, programcı ve diğer çalışanlar için vize başvurusu gerçekleşmiştir.  British Columbia’nın İnsan Kaynakları Teknoloji Grubu’nun bir üyesi olan Jen Geddes’in haberine göre Kanada, Amerika’daki kota sebebiyle gelemeyen bu nitelikli çalışanları aldıkları teklifin %10-15’i altına memnuniyetle kabul etmektedir.

Microsoft’un genel kurul üyelerinden Karen Jones, şirketinin 2015 için 750 H1-B başvurusunda bulunduğunu ve Amerika yasalarının beklentilerini karşılamadığını belirtmiştir. Bu yüzden başka bölgelerdeki fırsatları araştırdıklarını ve Vancouver’a ofis açtıklarını söylemiştir. Microsoft önümüzdeki dönemde tüm dünyadan 400 yazılım geliştiriciyi işe alıp mobil ve bulut teknolojileri alanında yetiştirmeyi planlamaktadır. Karen Jones, Vancouver’da büyümeyi yalnızca göçmen kısıtından dolayı seçmediklerini fakat yasanın bir etmen olduğunu belirtmiştir.

Geçtiğimiz yıl Amazon da işe alımların geri dönmesinden ve yüksek ücretlerden dolayı sınırın kuzey tarafındaki yetenekleri aramaya başlamış ve Vancouver merkezde 1000 personele yetecek büyüklükte bir ofis için sözleşme imzalamıştır. Şirketin şu anda 100’den fazla Vancouver merkezli iş ilanı bulunmaktadır. Facebook Vancouver’da Amerika vizesi bekleyen 150 çalışanı için geçici ofis açmıştır. Salesforce Vancouver’da 1650 metre karelik bir alanda operasyonlarını sürdürmektedir.

 

Kaynak:

Vancouver, the New Tech Hub

The post Teknoloji’nin Yeni Merkezi – Vancouver appeared first on Etohum.

29 Mayıs 2014 Perşembe

Sirkeli Reçel Nasıl Yapılır ?

Herkese merhabalar..Reçel kahvaltılarımızın olmazsa olmazı..Tatlı krizlerine birebir gelen bir yiyecek :)Reçellerimizi mümkün olduğunca evimizde yapmaya çalışalım.Zira hazır reçellerin içerisindeki koruyucu maddelerin zararlılığı tartışılmaz derecede fazla..Özellikle küçük bebeklerinize mutlaka ev yapımı reçel yedirin..Yapamıyorsanız , yapabilen birisine ücret karşılığında yaptırabilirsiniz..Ben kendim reçel yapabilsem de sağolsun kayınvalidem bana fırsat bırakmadan kendisi yapıyor.Bizede afiyetle yemek kalıyor :)Normalde reçelin içerisine ,şeker ,reçel meyvesi ,limon veya limon tuzu kullanılır ama !! Limon ve limon tuzu yerine sirke kullanabileceğinizi biliyormuydunuz ?Reçeliniz pişmek üzereyken  sirkeyi ekleyin , iki taşımlık kaynadıktan sonra soğumaya bırakın..5 kilo reçel için 1 çay bardağı ÜZÜM sirkesi kullanılıyor , siz ona göre miktarını ayarlayabilirsiniz..mesela 2 , 2,5 kilo yapacaksanız yarım çay bardağı kullanabilirsiniz..Hiçbir şekilde sirke tadı kalmıyor bunuda belirtmek isterim..Bu sayede hem reçel küflenmiyor , hemde daha parlak bir görüntüsü oluyor..Aynı zamanda reçelin meyveleri daha diri kalıyor..Sirkeyi istediğiniz her reçelde rahatlıkla kullanabilirsiniz..Şimdiden afiyet şeker olsun :)Not ;Resimdeki reçel benim daha önce yaptgığım Kamkat reçeli..Tarifine BURADAN ulaşabilirsiniz...

Microsoft, Skype Translator İle Anlık Çeviri Vadediyor

Microsoft CEO’su Satya Nadella, katıldığı bir konferansta Skype’ın yeni özelliğini duyurdu. Skype Translator isimli yeni servis, Skype görüşmelerinde anlık sesli çeviri vadediyor.

Günümüzde yabancı dil oldukça önemli. Bir Türk genci için İngilizce bilmek zorunluluk haline gelmiş durumda. Bunun yanında öğrendiğiniz her ekstra dilin de size fayda sağlayacağını söyleyebiliriz. Küreselleşen dünyada farklı ülkelerden kişilerle iletişim kurmaya hazır olmak gerek. Ama bazen karşımızdaki kişi İngilizce konuşuyor olsa bile onu anlamak biraz zor olabiliyor…

Microsoft, böyle durumlar için Skype Translator projesini hayata geçirmiş. Daha önce de benzerlerine rastladığımız proje, karşınızdaki kişinin konuşmalarını anlık olarak sizin dilinize çeviriyor. Elbette ”anlık” derken küçük bir gecikme mevcut. Sistem önce konuşmanın bitmesini bekliyor, ardından bunu hem yazılı hem sesli olarak çeviriyor. Aşağıdaki videoda bir Alman ile bir Amerikalı’nın bu sistem üzerinden yaptığı görüşmeyi görebilirsiniz.

Satya Nadella, benzerlerinin aksine Skype Translator’ın kullanıcılara sunulmaya yakın olduğunu söyledi. Bu özelliğin Skype görüşmelerinde yıl sonuna doğru aktif olacağı açıklandı. Henüz hangi dilleri destekleyeceği konusunda bir bilgi yok (en azından Almanca – İngilizce’yi destekliyor). Tahminimiz Türkçe desteğinin yer almayacağı yönünde. Zaten yer alsa bile Türkçe çeviriler genelde çok yetersiz oluyor. Fakat İngilizce biliyorsanız, İngilizce’ye çeviri özelliği işinizi görebilir.

The post Microsoft, Skype Translator İle Anlık Çeviri Vadediyor appeared first on Etohum.

Her şey petrol için...

George Clooney’ye oyunculuk dalında Oscar kazandıran Syriana, politik gerilim ve ajan filmleri arasında önemli bir yere sahip.Farklı ülkelerde yaşayan, farklı hedefleri olan karakterlerin hayatlarının paralel bir kurguyla anlatıldığı filmde ABD’nin Ortadoğu politikaları eleştiriliyor. Olayların asıl ekseni, reformcu Prens Nasır’ın, Amerikan iş dünyasıyla yerleşik ilişkileri değiştirme yolları aradığı, petrol zengini bir Körfez ülkesinde geçiyor. Tahtın vârisi olarak gösterilen Nasır, dev bir Amerikan şirketi olan Connex’e ait doğalgaz çıkarma haklarını, daha yüksek fiyat veren bir Çin şirketine devretmiştir. Bu, Connex’e ve bölgede çıkarı olan ABD iş çevrelerine vurulmuş büyük bir darbedir. Bob Barnes, kariyerinin sonlarına yaklaşmış, kıdemli bir CIA ajanıdır ve hizmetinin son dönemini rahat bir masa başı işinde geçirme şansı vardır. Bob’un Tahran’daki suikast görevi sırasında bir füze, esrarengiz bir Mısırlının eline geçer. Bob ülkesine dönünce, kendisine Prens Nasır’a yapılacak bir suikast görevi verilir. Ancak işler ters gider ve Bob, CIA tarafından suçlu ilan edilecektir.

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Uber’e Tepkiler Büyüyor, Değeri Artıyor

Uber şimdi de İngiltere’de sorunlar yaşıyor. Fakat buna rağmen şirketin değerinin daha da yükseldiği iddia ediliyor.

Fransa’da Uber ve benzeri kuruluşlara karşı yeni kurallar konuşulması gündeme gelmişken bir başka Avrupa ülkesinde daha Uber’e tepki var. Londra’nın ünlü siyah taksileri de Uber’e karşı kazan kaldırmayı hedefliyor. Yerel bir hizmet olan ve Uber benzeri bir modele geçmeyi planlayan Hailo’ya net biçimde tavır alan İngiliz taksiciler, Uber’i de prostesto edecek. Taksiciler, Uber’in illegal bir sistem kullandığını iddia ediyor ve adaletsizlikten yakınıyor.

Uber ise İngiliz taksiciler yumuşak bir yanıt vererek biraz tepkileri dindirmek istemiş.

Buna rağmen Uber’in değeri artıyor. Geçtiğimiz günlerde 500 milyon dolar yatırım almak için yatırımcılarla görüştüğü söylenen Uber’in değerinin 10 milyar dolara ulaşacağı iddia edilmişti. Şimdi Wall Street Journal bu değerin daha da yükseldiğini iddia ediyor. Gazetenin haberine göre Uber, yatırımcılardan büyük ilgi görüyor. Bu sebeple de son görüşmelerin ardından şirketin değeri 17 milyar dolara kadar yükseldi. Bu Twitter’dan bile fazla ve neredeyse WhatsApp’ın değeriyle aynı.

The post Uber’e Tepkiler Büyüyor, Değeri Artıyor appeared first on Etohum.

Ankara Antlaşması ile İngiltere

Eğer siz de yurtdışına yerleşmek istiyor ama nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız o zaman bu yazıyı dikkatle okuyun. Zira turist vizesi bile almanın çok zor olduğu İngiltere’ye oturum alarak yerleşmenin sandığınızdan daha da kolay olduğunu göreceksiniz. Birçok öğrenci İngilizce öğrenmek için İngiltere dil okullarını tercih etmekte ve orada bir süre geçirdikten sonra Ankara Antlaşması diye bir anlaşmanın varlığından haberdar olmaktadır. Türkiye’de çok fazla bilinmeyen bu anlaşmayı İngiltere’de bulunan her Türk bilmekte ve birçoğu da bunun aracılığı ile İngiltere’de oturum hakkını elde etmektedir.Yeni Bir Hayat yurtdışı göçmenlik firması Ankara Antlaşması konusunda uzman hizmet sunan bir danışmanlık kuruluşudur. Kurucusu Şevki Akaydın Ankara Antlaşması’nın 1963 yılında Gümrük Birliği ve Türkiye arasında imzalandığını ve Türk vatandaşlarına İngiltere’de kendilerine ait küçük ölçekli bile olsa bir işyeri açma iznini verdiğini belirtmektedir. Bu haktan faydalanmak için ilk aranılan özellik kişinin İngiltere’ye bir işyerinde çalışmak için değil, kendisine ait bir iş kurmak için gitmeyi istemesidir. Bir diğer ifade ile girişimci olarak İngiltere’ye gitmek isteyen kişilere oturum şansı tanınmaktadır.Diğer önemli kriter ise işyeri açabilecek miktarda nakit sermayeye sahip olunmasıdır. Bu nakdin tutarı kurulması düşünülen işin türüne ve maliyetine göre £10,000 ve üzeri bir rakam olabilir. İngiltere bunun için bir alt limit saptamamış olmakla birlikte meblağın gerekçi olmasını şart koşmaktadır.Son olarak Ankara Antlaşması başvurusu yapacak kişinin belirli bir İngilizce düzeyine sahip olması da aranılan özelliklerin içerisinde yer almaktadır. Kişinin günlük hayatını idare ettirebilecek, konuşulanları anlayıp, kendisini ifade edecek kadar bile olsa İngilizce bilmesi mecburidir.Eğer sizde tüm şartları yerine getirebiliyorsanız o takdirde Ankara Antlaşması ile İngiltere’ye yerleşmek için başvuru yapabilirsiniz. Bunun için de Yeni Bir Hayat’ın www.yenibirhayat.com.tr adresinde bulunan web sitesinde kapsamlı bir başvuru dosyası ve iş planı hazırlanması gerektiği belirtiliyor. Bu sebepten profesyonel bir danışmanlık hizmeti almanız başvurunuzun olumlu sonuçlanması için gerekli olacaktır.Karar vermenizle İngiltere’de oturum almanız arasında geçen süre de çok kısadır. Ortalama 2 ay gibi kısa bir zaman dilimi içinde başvuru dosyanız hazırlanmakta ve İngiliz Elçiliği tarafından değerlendirip karara bağlanmaktadır.Ankara Antlaşması ile İngiltere’ye yerleşmenizi takip eden 5. yılın sonunda ise İngiliz vatandaşı olmak için başvuru yapma hakkınız doğmaktadır.

Yeni bir dünya için gittiler

Balkanlar'da yeni bir dünya için yola çıkanların hikâyelerini konu alan ‘Yeni Bir Dünya' adlı program, bu akşam ilk bölümüyle ekrana geliyor.Dünyanın dört bir tarafında açılan Türk okulları ve o okullardan mezun olan başarılı öğrenciler programa konuk oluyor. Yüreği sevgiyle çarpan ve Anadolu insanının gayretleri ile açılan Türk okullarının hikâyesini araştırmak için Balkanlar'a giden Samanyolu Haber TV ekibi, başta Arnavutluk olmak üzere Kosova ve Makedonya'da birbirinden farklı 7 ayrı hikâyeye tanıklık etti. Mezun olduğu Türk okuluna öğretmen olarak dönen ve şimdi bölüm başkanı olan Eglantina Hüsna, eğitim gönüllüsü emekli albay İsmail Soygeniş ve Türk okulundan mezun olup Harvard'ı kazanan Filip Buyarovski, onlardan sadece üçü... Yeni bir dünya hayali ile yola çıkan öğretmenlerin ve öğrencilerinin hikâyeleri, Yakup Sağlam'ın sunumuyla ekranlara gelecek. SAMANYOLU haber TV 22.20

27 Mayıs 2014 Salı

LINE ile sevdiklerinize ücretsiz internet hediye edin!

Dünyanın önde gelen mobil platformu LINE, 50MB ücretsiz internet olanağı sağlayarak kullanıcılarının iletişim olanaklarını artırmalarına ve birbirleriyle dayanışmalarına katkıda bulunuyor.  Mesajlaşma, yüksek kalitede sesli ve görüntülü arama, sesli mesaj, fotoğraf ve lokasyon göndermeyi bir arada ve ücretsiz sunan LINE, kullanıcılarına 50 MB’lık interneti ücretsiz sunmakla kalmıyor, aynı zamanda  internet paketi kazananlara isterlerse bunu başkalarına hediye etme olanağı da yaratıyor.

Yalnızca LINE kullanıcılarına sunulan kampanyaya katılmak için çok basit ve eğlenceli bir yol bulunmuş:

Öncelikle telefonunuza LINE’ı indirmeniz gerekiyor: http://line.me/tr/download

1) Etkinlik haftası olan 26 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında LINE arkadaşlarınıza en az 3 farklı günde mesaj, sticker ya da fotoğraf gönderin.

2) Mesaj gönderdiğiniz her gün için 1 puan kazanacaksınız.

3) 3 puanı topladığınızda, ücretsiz 50 MB internet sizin olacak!

Gerekli puana ulaştıktan sonra LINE Türkiye resmi hesabı tarafından iki hafta içerisinde bilgi mesajı alacaksınız. Mesajda belirtilen alana internet paketinin yüklenmesini istediğiniz telefon numarasını girmeniz yeterli. İnternet paketi giriş yaptığınız anda geçerli olacak ve 24 saat boyunca kullanılabilecek. Bilgi mesajının size ulaşabilmesi için LINE Türkiye resmi hesabını arkadaşınız olarak eklediğinize emin olun. Bunun için; LINE’ın ana menüsünde yer alan Diğer/Daha Fazlası > Resmi Hesaplar bölümünü kullanabilirsiniz.

50 MB’lık internet paketi, Turkcell abonesi numaralar tarafından kullanılabiliyor.  “Ama benim hattım Turkcell değil” diyorsanız üzülmeyin, bilgi mesajıyla birlikte gelen formu doldururken arkadaşlarınız ya da sevdiklerinizin numarasını girerek kazandığınız internet paketini onlara hediye edebilirsiniz.

Ücretsiz internet paketinize hemen sahip olmak için LINE yükleyin! http://line.me/tr/download

Bir boomads advertorial içeriğidir.boomads_offer_client = "2e2238cb827e42fdad2518d502479ba3";boomads_offer_id ="418";

Neşet’in provokasyon planı

Polislik mesleğine ayna tutan ve polislerin asayişi sağlamak için verdikleri zorlu mücadeleyi ekrana taşıyan ‘Nizama Adanmış Ruhlar-Ekip 1’ yeni bölümüyle ekranda.Dizinin bu haftaki bölümünün konusu şöyle: Kendisini kurtaranın Şehnaz olduğuna inanan ve bu yüzden babasına karşı tavır alan Ayşegül, Reis’in kara deftere ulaşmak için başlattığı operasyona müdahale eder. Bu sırada provokasyon peşinde olan Neşet, protestocu bir gruba saldırır. Ekip 1 adım adım tuzağa çekilirken Ayşegül, Neşet’in eline düşmek üzeredir. Hastanede yatan Arif ise başka bir tehlike ile karşı karşıya kalır. SAMANYOLU TV 21.00

Ürün Pazar Uyumu Nedir?

Sıfırdan başlamak ve belli bir müşteri sayısına ulaşmak zordur. Günümüzde herkesin konuştuğu en önemli konu geliştirilen bir ürünün ne kadar ilgi çektiğidir. Peki sıfırdan başlayarak belli bir etki alanına nasıl ulaşılır?

Ürün ve Pazar Uyumu

Her şeyden önce ürününüzle belirlediğiniz pazarın birbirine uygun olması gerekir. Eğer ürün ve pazar tam bir uyum içerisindeyse büyüme için çalışmaya başlanabilir.

Ürününüzü isteyen ve onlara sunduğunuz teklifle mutlu olan insanlar tanımaya başladığınızda doğru pazara hitap ettiğinizi anlayabilirsiniz. Doğru pazarı yakaladığınızda odak noktanızı üründen çekip enerjinizi o pazarı kazanmaya harcayabilirsiniz.

Ürün/Pazar Uyumu Neye Benzer?

Tüketici ürünleri için:

Tüketiciler haftanın 7 gününden en az 3ünde sizin ürününüzü kullanıyorsaOrganik büyümeniz günde 100 kullanıcı kaydına ulaştıysaKayıt olan kullanıcılarınızın %30’u üyelikten sonra aktif olarak ürünü kullanıyorsaÖnünüzde 100.000 kullanıcıya kadar ulaşacak açık bir yol varsa

 SaaS ürünleri için:

Ücretsiz sürümden ücretli sürüme %5 dönüşüm oranı varsa3 kullanıcı kazanmak için gereken maliyet, 1 kullanıcıdan edinilecek yaşam süresi değerine eşitseMüşteri kaybetme oranı ayda %2’den daha düşükseAylık düzenli gelir elde edilecek en az 100.000 kullanıcıya kadar ulaşılacak açık bir yol varsa

 Eğer ürününüz için yukarıdaki ürün-pazar uyumunu yakaladıysanız doğru yoldasınız demektir. Eğer bu uyumu yakalayamayacaksanız başarısız olmanız kaçınılmazdır. Birçok girişim daha ürün pazar uyumunu yakalayamadan başarısız olmaktadır. Bu uyumu yakalamak genellikle aylar değil yıllar gerektirmektedir.

Ürününüzü isteyecek pek çok müşteri biliyor olabilirsiniz. Onlar hala aramaya devam ediyor ve tıpkı sizin gibi ürünleri birbiri ile nasıl kıyaslayacaklarını, nasıl alışveriş edeceklerini biliyorlar.Ürününüzü satın alacak çok büyük bir kitle varsa bu kitlenin varlığını araştırmalı ve doğrulamalısınız. Çoğu zaman büyük pazar demek birçok parçaya ayrılması gereken odalar demektir. Belli bir etki alanına ulaşmak için pek çok rekabeti aşmanız gerekecek. Toplamda düzenli gelir elde edebileceğiniz gerçek rakamı hesaplamalısınız. Eğer piyasada var olan bir ürünle rekabete girecekseniz ideal olanı daha basit ama farklı bir ürün ya da yaklaşım geliştirmektir.Ürün-pazar dengesini yakalamak için izlenen en kestirme yol, hali hazırda bu uyumu yakalamış bir ürünü klonlamaktır. Eğer pazar büyümeye devam ediyorsa yeni kullanıcılar sizin ne teklif ettiğinizi görmek için geleceklerdir.Daha dengeli bir yaklaşım sergilemek istiyorsanız %80 klon, %20 inovasyon iyi bir stratejidir. Burada önemli olan ürün deneyimini tasarlarken inovasyonunuzun ilk 60 saniyede fark edilebilir olmasıdır.

 En sık yapılan hatalar

Bir ürünü tanımlarken o ürünün sahte bir pazara hitap ettiğini gösteren metaforlar: “Şirketler için Pinterest” ya da “Köpekler için Pinterest” gibiVar olan bir pazarda yarışmak, orada bir dayanak noktası olduğunu gösterir. Daha basit ve farklı bir şey geliştirmek istiyorsanız, hali hazırda kullandığı ürünü değiştirmeye hazır insanları hedef alıyorsunuz demektir. Bu rakamı çok küçükse o pazara girmeyin.Yeni bir insan davranışı geliştirebileceğini iddia etmekProblemi teknolojide aramakSanatçılar için sanat yapmakYanlış pazarda kötü bir ürünle fazla yalın bir girişimNe kadar ölçeklenebilir olduğunu hesaplamamak/yanlış hesaplamakÜrün tamamlandığında ürünün nasıl optimize edileceği problemi, olabildiğince çok insana düşük maliyetle nasıl ulaşabileceğini hesap etmemekReklam vermek  – 3 kişiye ulaşmak için harcadığınız para size para ödeyecek 1 müşteri kazandırmayı garantiliyor mu?Viral döngüler – davet sayısı/kullanıcı sayısı * kabul edilen davet sayısı >1 oranına ulaşabiliyor musunuz?

 

Kaynak:

Zero to traction

The post Ürün Pazar Uyumu Nedir? appeared first on Etohum.

26 Mayıs 2014 Pazartesi

İyi Bir Sunumun 7 Basit Kuralı

İster müşteriniz, ister iş arkadaşlarınız, isterse okul arkadaşlarınıza sunum yapıyor olun, iyi bir sunum için 7 basit ve altın değerinde kural var.

Geoffrey James, “Business Without The Bullsh*t” kitabında iyi bir sunumun nasıl olması gerektiğini anlatmış. İşte iyi bir sunum için 7 basit kural:

1.  Asla Ders Vermeyin

Yapmamanız gereken bir şeyi yaptığınızda ailenizin dakikalarca konu hakkında konuştuğunu muhakkak hatırlarsınız. Lisedeki sıkıcı öğretmeniniz de saatlerce konuştuğunda aynı şeyleri hissederdiniz. Sunumunuz bu durumlardan ayrışmalı. Kendinizi sunumu okurken bulmayın.

2.  Duygulara Yönelin

Bir sunumu yaparken verilerden çok duygulara göre hareket edin. Sizi dinleyen topluluğu bulundukları duygu halinden alın ve karar alabilecekleri bir duygu haline sürükleyin.

Örnek

Korku (Probleme dikkat çekin)Rahatlama (Bu problem için bir de çözüm olduğu vurgulayınGüvenme (Size ve şirketinize güvenmelerini sağlayın)İkna Olma (Onları karar vermeye hazır hale getirin)

 3. Hikayeler Anlatın

İyi sunumlar muhakkak hikayeler içerir. Kısa bir hikaye sizin dakikalarca anlatmanız gereken bir konunun yerine işinizi görebilir. İhtiyacınız olan duygusal yönlendirmede hikayeler büyük rol oynar.

4. İşaretler Kullanın

Bu işaretleri yollarda gördüğümüz tabelalara benzetebiliriz. “Ankara 40 Km” , “Ankara’ya Hoşgeldiniz”. Sunumlarınızda da bu tip işaretler olmalı. İzleyicilerin nerede olduğunu gösteren ve nereye ilerlediğini gösteren veriler, tablolar ve grafiklere yer verin.

5. Basit Olun

Karmaşık olan ve kolay anlaşılamayacak hiçbir şeye sunumda yer vermeyin. Hikayeler ve işaretler görevini yerine getirirken, paylaşacağınız veriler de akılda tutulabilir, anlaşılabilir ve nesnel olmalı.

6. Kişiselleştirin

Sunumun her bir bölümünde topluluktan birini hedef alın ve sunumu sanki sadece ona yapıyormuşsunuz gibi davranın. Her bir bölümde hedef kişiyi değiştirin.  Birkaç kişiyi bile hedef almış olsanız, sunumunuzu izleyen herkes bu durumu kişiselleştirecek ve dikkatini verecek.

7. 20/20 Kuralını Uygulayın

Sunumunuz kesinlikle 20 dakikanın altında olsun ve sunumu gerçekleştirmeden önce en az 20 kere prova yapın.

The post İyi Bir Sunumun 7 Basit Kuralı appeared first on Etohum.

Dünya onlara güzel!

Usta yönetmen Clint Eastwood'un en iyi dramaları arasında gösterilen Kusursuz Dünya (A Perfect World, 1993) hâlâ izlemeyenler ve bir kez daha izlemek isteyenler için bu akşam ekrana geliyor.Eastwood'un da oyuncu olarak yer aldığı filmin başrolünde Kevin Costner var. Butch Haynes ve arkadaşı Terry Pugh, Huntsville Hapishanesi'nden kaçar. Birlikte girdikleri evden Philip adı küçük bir çocuğu rehin alırlar. Fakat Terry, çocuğa sert davranmaktadır. Bu duruma katlanamayan Butch, arkadaşını öldürmek zorunda kalır. Daha sonra çocuğu da alıp kaçar. Butch ve Philip, beraber seyahat ettikçe birbirlerini daha iyi tanıyıp eğlenceli vakit geçirmeye başlarlar. Ancak peşlerinde Texas Korucusu ‘Red' Garnett ve suç bilimci Sally Gerber vardır.

24 Mayıs 2014 Cumartesi

İnternet’in Geçmişi 1895′e Dayanıyor Olabilir

Bugün internetin bir fikir olarak 1950′lerde ortaya çıktığını biliyoruz. İnternetin kişisel kullanıma hizmet vermeye başlaması ise 1970′lere dayanıyor. Türkiye’de ise 1994 yılından beri internete sahibiz. Fakat yeni ortaya çıkan dokümanlar internetin 1895 yılında birkaç Belçikalı’nın hayali olduğunu gösteriyor.

Belçikalı bir dahi olarak anılan Paul Otlet’in 1895 yılına ait çizimleri, o yıllarda internetin bir fikir olarak ortaya çıktığını düşündürtüyor.  O yıllarda Otlet, uzaktan erişilebilen bir kütüphane sistemi yaratmayı hedeflemiş. Bu sistemi kuracak fırsatı hiç bulamamış ama çizimleri bugün kullandığımız ağ sistemine çok benzer bir şey hayal ettiğini gösteriyor.

1934 yılında bu fikir ”elektronik teleskop” fikrine dönüşmüş. Otlet bir teleskop üretmeyi düşünemiş, sadece ”uzaktan erişim” fikrini teleskoplara benzeterek tasvir etmeyi amaçlamış. Bu fikir, uzakten erişilebilen kütüphanenin daha da kapsamlı bir versiyonu. Otlet fikrini ”herkesin erişip, yazıları okuyabileceği bir sistem” olarak tanımlamış.

Otlet’in bu çizimleri yeni keşfedilmiş. Çünkü 1940′larda İkinci Dünya Savaşı esnasında çalışmaları ortadan kaybolmuş ve Otlet bu yıllarda hayata gözlerimi yummuş.

Kaynak

The post İnternet’in Geçmişi 1895′e Dayanıyor Olabilir appeared first on Etohum.

Afrika’da havayı kokluyor!

Hava durumu sunucusu ve editörü Bünyamin Sürmeli, Alaska ve Arizona’dan sonra şimdi de Kenya ve Tanzanya belgeselleriyle çıkıyor izleyici karşısına.“Havayı Koklayan Adam” olarak tanınan Sürmeli’nin hazırlayıp sunduğu “Bünyamin Sürmeli Kenya’da” ve “Bünyamin Sürmeli Tanzanya’da” belgesellerinde; Nairobi, Masai Mara (Serengeti), Mombasa, Zanzibar, Safari alanları, modern hayattan uzak kalmış kabileler ve Afrika’nın hayranlık uyandıran doğal güzellikleri ekrana taşınıyor. Afrika Boynuzu sınırları içinde kalan ve kuraklıkla boğuşan Kenya ile Tanzanya’daki iklim değişimi ve kuraklığın bölge üzerindeki yansımaları izleyenlere aktarılıyor. Belgeselde yerel motiflerin yanı sıra teneke evleri ve modern şehir hayatıyla Kenya’nın iki farklı yüzü de ekrana geliyor. Programda Hint Okyanusu’nun yanı başındaki Kenya ve Tanzanya’dan turistik alternatifler de sunuluyor. Beş bölüm halinde yayınlanacak belgesel ilk bölümüyle ekranda. CNN TÜRK 23.30

23 Mayıs 2014 Cuma

NASA’dan Global “Özçekim”

NASA 36.422 selfie, Türkçe adıyla özçekim,  kullanarak 3.2 gigapixel boyutunda bir Dünya görseli oluşturdu. 

Bu yıl Dünya Günü’nde NASA düzenlediği sosyal medya kampanyasında katılımcılardan #GlobalSelfie tagi ile Twitter, Instagram, Flickr, Facebook veya Google + aracılığı ile özçekimlerini paylaşmalarını istedi. Katılımcılardan ayrıca katıldıkları ülkeleri de bir kağıda yazıp bunu göstermeleri istendi.

113 ülke ve bölgeden katılım gerçekleşen kampanya için NASA’nın verilerine göre 50.000′den fazla fotoğraf yüklendi. Bunların 36.422′sini kullanabilen NASA bu fotoğrafları birer mozaik gibi kullanıp 3.2 gigapixel boyutundaki Dünya görselini oluşturdu.

The post NASA’dan Global “Özçekim” appeared first on Etohum.

Vahşi Batı’nın en hızlısı

Yönetmenliğini Gore Verbinski’nin yaptığı, 84. Akademi Ödülleri’nde En İyi Animasyon Filmi Ödülü’nü kazanan “Rango”, bu akşam ekrana geliyor.Sakin ve sıradan bir hayat yaşayan bukalemun Rango, kazara kendini gözüpek kanunsuzların olduğu, çölün en sahtekâr ve üçkâğıtçı yaratıklarından oluşan bir kasabada bulur. Kasabanın uzun süredir beklemekte olduğu umudu olarak sevinçle karşılanan Şerif Rango, yeni rolünü her şeyiyle oynamaya mecbur kalır. Ta ki kendini aksiyon dolu durumlarda bulup, korkunç karakterlerle karşılaşana kadar... Rango, eskiden numarasını yaparken, şimdi kahraman olmaya başlamıştır. Filmin orijinal seslendirmesinde Rango karakterini tüm dünyada hayran kitlesi olan yıldız oyuncu Johnny Depp rol alıyor.

22 Mayıs 2014 Perşembe

Tenten gemideki sırrın peşinde

’Tenten’in Maceraları’ (Adventures of Tintin: The Secret of the Unicorn) televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Filmde tüm dünyada bilinen ve sevilen, meraklı olduğu kadar da korkusuz çizgi roman kahramanı Tenten’in maceraları anlatılıyor. Tenten ve köpeği Milu, çıktıkları bir gezi esnasında maket bir gemi bulurlar ve beğenip alırlar. Ancak bu gemi, zannettikleri kadar sıradan değildir. Geminin Tenten’in evine gelmesiyle birlikte etraflarında bir sürü kötü adam belirmeye başlar. Bu kötü adamlar, geminin değil içerisindeki bir notun peşindedirler. Tenten geminin ve geminin getirdiklerinin sırrını çözmeye fazlasıyla kararlıdır.

CocoStar Kurabiye

Herkese merhabalar..Bana göre hala yasta olduğumuz günlerdeyiz..Tarifsiz üzüntülerdeyim..#Soma faciasından sonra 4 gün tv ye yapışık yaşadım neredeyse..Her an güzel haberler gelmesi ümidi ve duasıyla ..Ama malesef saatler geçti ve acı katlanarak devam etti :(Tüm şehit kardeşlerimin ailelerine sabırlar diliyorum tekrardan ..Acı büyük, acı tarifsiz , acı çaresiz !! Sonrasında söylenenler , yaşananlar bana göre çok ayıp ve ölen kardeşlerime saygısızlıktı ..Söylenecek okadar şey , kızacak okadar çok konu var ki ama değişen birşey olmayacağı için bu konulara girmeyeceğim..Bu kurabiyenin daha pratik olanını ,yani browni kurabiyeyi daha önce BURADAKİ tarifimde vermiştim isteyen bakabilir..Cocostar kurabiye browni kurabiye hamurundan yapılan , içi hindistan ceviziyle dolan bir tarif..Nasıl yaptığıma gelirsem..Malzemeler:250gr margarin (oda sıcaklığında)2 adet yumurta2 küçük kahve fincanı şeker1 çay bardağı sıvıyağ2 çorba kaşığı kakao2 paket vanilin1 paket kabartma tozu2 paket hindistan cevizialdığı kadar unŞerbeti İçin:1,5 su bardağı süt (büyük su bardağı )1 su bardağı toz şeker ( Büyük su bardağı )İçi için ;1 Su bardağı hindistan cevizi1,5 kahve fincanı pudra şekeri1 Yumurta akıYapılışı ;Hindistan cevizi , pudra şekeri ve yumurta akı hariç diğer malzemeyi yoğurup kulak memesi kıvamında yumuşak bir hamur yapıyoruz..Diğer taraftan bir kaseye bir bardak hindistan cevizi,pudra şekeri ve yumurta akını ekleyip güzelce karıştırıyoruz (hindistan cevizinin her yeri ıslanana kadar )..Elimize hamurdan cevizden biraz büyük parçalar alıp içini elimizle açıyoruz ve içerisine hindistan cevizi karışımını dolduruyoruz ve kapatıp yuvarlak şekil veriyoruz..Hepsini bu şekilde yaptıktan sonra 180 derecede ısıttığımız fırında kurabiyeler sertleşene kadar pişiriyoruz..Kurabiyeler pişerken süt ve şekeri büyük bir kasede şeker eriyene kadar güzelce karıştırıyoruz..Ama kesinlikle sütü ısıtmıyoruz..Kurabiyeler pişince bir paket hindistan cevizini tabağa boşaltıyoruz..Pişen Kurabiyeyi önce süte sonrada hindistan cevizine batırıp tekrar tepsiye diziyoruz..Hepsini bu şekilde yaptıktan sonra kalan sütü kurabiye tepsisine döküyoru , kalan hindistan cevizlerini de kurabiyelerin üzerine döküyoruz..Soğuduktan sonra afiyetle yiyebilirsiniz..Bu tarifi ben beğendim..Hem pratik , hemde görsel anlamda çok güzel görünüyor..Misafirlerinize hiç çekinmeden yapabilirsiniz ..

Yatırımcılara Göre Başarılı Girişimcilerin 3 Ortak Özelliği

Yatırımcılar için doğru yatırım kararı verebilmek önemlidir. Eldeki verilere bakarak bir girişimin gelecekteki başarısını öngörebilmek uzmanlık isteyen bir konudur. Yatırımcılar bir girişime yatırım yapma kararını yalnızca iş planına bakarak değil şirketin kurucularının karakteristiğini inceleyerek vermektedir. Yatırımcılar için bir girişimcinin başarılı olacağını gösteren 3 önemli karakteristik özellik bulunmaktadır.

1.       Azim

Bir iş kurmak zordur. Eğer herkes başarılı bir şekilde iş kurabilseydi çevremiz milyoner/milyarder girişimcilerle dolu olurdu. Buğdayla samanı birbirinden ayıran fark nedir? Diğerleri evine doğru yol alırken hala orada durup savaşmaya devam etmek. Ertesi sabah uyanıp kaldığı yerden işe devam etmek, tekrar ve tekrar aylarca hatta yıllarca aynı azimle işi sürdürmek. Ta ki başarana kadar…

2.       Fedakârlık

Başarı bedel ödemeksizin bir gecede meydana gelen bir olay değildir. Pek çok kurucu/CEO başarılı olana kadar hiç para almadığını, cebindeki son kuruşuna kadar bu işe yatırdığını ya da bu süreçte hiçbir sosyal hayatının olmadığını ifade etmektedir. Tabi ki başarılı olmak için herkesin bu derece bir fedakârlık yapması gerekmiyor fakat köpekbalıkları ile dolu bir havuza girecekseniz burada bir bacağınızı kaybedip çıkabileceğiniz sonucuna razı olabilmelisiniz. Eğer bu seviyede bir riske tamam demeyecekseniz sahilde güneşlenmeye devam etmelisiniz. Çünkü başarılı olabilmek için bu yolda mutlak surette bir şeyleri feda etmeniz gerekecektir.

3.       Satış Kabiliyeti

Bu başlık yalnızca iki kelime ile özetlenebilir: Steve Jobs. Zamanın gelmiş geçmiş en iyi satıcısı. Steve Jobs herkese daha fazlasını satabilme yeteneğine sahipti. Bir şirketin CEOsu vizyonunu, ürününü ve şirketi satabilme yeteneğine sahip olmalıdır.

Tabi ki bir girişimcinin başarılı olmasını sağlayan tüm karakteristik özellikler burada sıralanmış değil.  Sunum yapabilme yeteneği, planlama yeteneği, müşterilerini tanıması gibi pek çok özellik burada sıralanabilir. Fakat azim, fedakârlık ve satış kabiliyeti başarılı bir girişimcinin en belirgin özelliklerindendir.

Kaynak:

3 Traits of Successful Founders

The post Yatırımcılara Göre Başarılı Girişimcilerin 3 Ortak Özelliği appeared first on Etohum.

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Yemekler aynı, önemli olan lezzeti

Türk sanat müziğinin sevilen ismi Aslı Hünel, müzik kariyerinin yanına mutfak programcılığını da ekledi.Samanyolu TV'de hafta içi her gün 16.45'te ekrana gelen ‘Mutfak Keyfi', benzerlerinden biraz farklı. Birbirinden yetenekli ev hanımlarını evlerinde ziyaret eden Hünel, onlarla mutfağa girip yemek konusundaki hünerini de gösteriyor. Yöresel lezzetleri ve değişik yemeklerin tarifini izleyicilerle paylaşan Hünel, Mutfak Keyfi'nin farkını iddialı bir cümleyle açıklıyor: "Ben bu alanda farklı olmayı istiyorum. Herkes aynı yemeği yapar ama her elden farklı lezzet çıkar." Yöresel lezzetlere ilgi duyanların programı kaçırmaması gerektiğini özellikle vurgulayan Hünel'in, programla ilgili bir de sürprizi var izleyicilere. "Zaman zaman mutfağımıza yemek yapmayı seven ünlü isimleri davet edeceğiz. Tabii müzik de olacak..." Programın bugün yayınlanacak bölümü Erzincan'dan ekrana gelecek. Mutfakta; çorbası, Gendime pilavı, Gah yahnisi, Eğin piyazı ve kuru incir dolması ile Erzincan sofrasının en özel yemekleri pişecek. SAMANYOLU TV 16.45

MakeSpace : Amazon’u Tersine Çevirseniz Nasıl Olurdu?

Amazon e-ticaret alanında fırsatlar arayan pek çok girişimcinin ve yatırımcının korkulu rüyasıdır. Her e-ticaret sunumu yatırımcıların kafasında “Amazon olsa bunu yapar mıydı?”, “Biz Amazon’la nasıl rekabet edebiliriz?” sorularını akıllara getirmektedir. Peki ya siz Amazon’un sürecini tamamen tersine çevirseydiniz?

Amazon’un fiziksel ve lokal perakende satış trendinin bazı dezavantajları bulunmaktadır. Bu dezavantajlardan ilki limitli bir raf alanı olduğu için stokunda limitli sayıda envanter tutabilmektedir. İkincisi yerel perakendecilerle çalışmak bölgeden bölgeye değişen dükkan kiraları ve servis elemanları ile daha büyük, robotlarla sıralanan, RFID’lerle yönetilen ve bir gecede sevk edilen merkezi depolara göre daha maliyetlidir.

Günümüz Amerika’sının 24 milyar dolarlık depolama marketi de benzer dezavantajlara sahiptir ki bu durum Sam Rosen’in MakeSpace’i kurmasının temel nedenidir. Yatırımcılar bugüne kadar depolama hizmeti vermek isteyen ya da deneyimleyen kişilerden hemen hemen hiç pozitif bir cümle duymamışlardır. Genellikle kurulan cümle “Malzemelerimiz için kutular satın aldık ve onları evimize 30 dakikalık mesafede anahtar ile kilitlenen 4 ayrı yerde muhafaza etmekteyiz” olmaktadır. 9 ay sonra hangi kutuda neyi tuttuğunuz konusunda bir fikriniz bile olmayacaktır.

İnternetin babası sayılan Bill Gross’un da dediği gibi “Eğer rakiplerinizden 10 kat daha iyi bir ürün tasarlayamıyorsanız asla gerçekten büyük ya da harika bir şey kuramayacaksınız.”

MakeSpace bu yüzden kurulmuştur. 10 kat daha iyi bir deneyim yaşatmak için… Amazon, Virgin America, Netflix, Tesla, DropBox, iPhone, Uber, Lyft ve diğer büyük markalar bugün varlar çünkü onlar daha önce kurulanlardan belirgin bir şekilde daha iyi bir müşteri deneyimi sunmaktadırlar.

Amazon fiziksel dağıtım kanalları ile sizlere ürün gönderirken MakeSpace var olan fiziksel eşyalarınızı evinizin dışında muhafaza etme olanağı sunar. Henüz New York’ta aktif olan evden teslimat seçeneği müşterilerinin evinden depolanmak istenen eşyaları teslim alma hizmeti sunmaktadır. Şirket daha 1 yılını doldurmadan büyük bir müşteri ağına sahip olmuştur. MakeSpaceAir ile de evden teslim alma hizmeti sunulmayan bölgelerde ücretsiz kargo ile eşya gönderme seçeneği sunulmaktadır. Sam Rosen, kız arkadaşı sürekli eşyalarını kaybettiği için bazı depolama çözümleri aradığını fakat sundukları hizmet kalitesi çok kötü olduğu için bu fikri gerçekleştirmek istediğini söylemiştir. Sonrasında birkaç ay yazılımı geliştirmek için çalışan Rosen, depoladığınız ürünleri görmenizi sağlayan uygulamayı, lojistik teknolojilerini, müşteri servisleri ve ödeme yöntemlerini geliştiren Adam Levasseur’u CTO ve ortak olarak işe almıştır. Sonraki 9 ayda tohum yatırımı alınmış, yazılım ve sürecin testleri yapılmıştır.

Şirket geçtiğimiz günlerde 8 milyon dolar yatırım almıştır. Fikrin yatırımcılara oldukça ilginç ve çekici gelen kısmı ise “DropBox’ın fiziksel eşyalarınızı saklayabileceğiniz versiyonu harika olmaz mıydı?” sorusudur.

 

Kaynak:

What Would Happen if you Built the Reverse of Amazon? It Might Look Something Like This

The post MakeSpace : Amazon’u Tersine Çevirseniz Nasıl Olurdu? appeared first on Etohum.

20 Mayıs 2014 Salı

Anıtkabir Google StreetView’da Yerini Aldı

Aslanlı Yol’dan başlayarak Anıtkabir’e uzanan tüm yerleşke 3 boyutlu olarak gezilebiliyor. Bununla birlikte Şeref Holü, Kurtuluş Savaşı Müzesi ve Atatürk özel kitaplığı da dijital ziyarete açılmış.

StreetView üzerinde “Special Collect” koleksiyonunda yer alan Anıtkabir’i bu link üzerinden gezebilirsiniz.

The post Anıtkabir Google StreetView’da Yerini Aldı appeared first on Etohum.

301 can ve Bakan Bey’in gömleği

Acısı nesiller boyu sürecek bir faciadan söz ediyoruz. 301 maden şehidimiz var.Bu, yüzlerce çocuğun babasız kalması, binlerce insanın günlerdir gözyaşı dökmesi, ocakların sönmesi, velhasıl bir bölgede canlı cansız her varlığın ölüm acısıyla kavrulması demek. Bir travma demek. Öfkeyi, eleştiriyi, isyanı anlamak gerek. Böyle bir ortamda, mağdurları bir nebze rahatlatmak ve başka faciaların önüne geçmek için müessif kazanın sebebini, madenin denetimini, tedbirsizlikleri, ihmalleri, taşeron sistemini, kapitalist üretim mantığını, suçluların cezalandırılmasını tartışmamız gerekmez mi? Fakat bir de ne görelim, hükümet medyası her sorumlu bakanın yapması gerekeni yapan Enerji Bakanı Taner Yıldız’dan bir kahraman çıkarma derdine düşüyor. “İki gün üst üste aynı gömleği giydi” diyor. “Üşüyen madenciye ceketini verdi”, “Uyumak nedir bilmiyor”, “Geceleri sandalyede yarımşar saat uykuyla idare ediyor” diye methiye diziyorlar. Bakan Yıldız, yapması gerekeni yaptı. Madenlerden sorumlu bakan olarak olay mahallinde gelişmeleri takip etti, basını bilgilendirdi, vatandaşları sakinleştirdi. Görevi neyi gerektiriyorsa öyle davrandı ve bunda başarılı oldu, amenna. Fakat ortada, yüzyılın en büyük kayıplı maden faciası var. Yakınlarını kaybetmiş insanların feryadı var. Sıra sıra cenazeler var. Bütün bunlar varken, söz birliği etmişçesine hükümet medyasının bakanı kahraman ilan etmesi, densizlikle kalmıyor, ahlaki bir zafiyeti de düşündürüyor. O zaman sorarlar; yakınlarını kaybeden madenciler acaba kaç gündür gömlek değiştirmiyor? Acaba kaç gündür boğazlarından bir şey geçmiyor? Acaba gözlerine uyku giriyor mu? Halkı acılar içinde feryat ederken, Bakan Bey’in iki gün üst üste aynı gömleği giymesi nasıl bir kahramanlık örneği sayılıyor? Bunları yazabilmek, nasıl bir vicdanın işidir? Halk ölebilir, aç ve açık kalabilir, nesiller boyu acı çekebilir fakat Bakan Bey, iki gün aynı gömleği giyerse bu bir mağduriyettir, öyle mi? Bu facianın sebebi, denetim yetersizliği, şirketin ihmali ve başka teknik sebepler kadar bu çeşit bir medyanın varlığıdır aynı zamanda. ‘Aman hükümetimize zarar gelmesin’, ‘aman bakanımız eleştirilmesin’, ‘aman Başbakan’ımız yıpranmasın’ anlayışı, Allah korusun, daha çok felaketlere kapı açar. Her şeyi örten, manipüle eden ve yalanı hayat tarzı haline getirmiş bu medya, hükümete yarar değil, en büyük zararı verir, ama anlayana! Dün Başbakan’ı dinledikten sonra geldiğimiz nokta şudur: 301 canın gittiği Soma faciasının da tek mağduru vardır, o da hükümet ve başbakandır. Her zaman, her halükârda mağdur; ama daima kazanan! seyirgunlugu@zaman.com.tr

19 Mayıs 2014 Pazartesi

#Soma

Rabbim ölen tüm kardeşlerime ,abilerime rahmet eylesin..Mekanları Cennet olsun inşAllah..Üzüntünün kelimesinin kifayetsiz kaldığı ailelerine sabırlar diliyorum..Allah birdaha bayrağımızı yarıya indirecek felaketler Ülkemize yaşatmasın..Hepimizin başı sağolsun :(

Inbound Marketing: Melek Satışçı

Yeni bir start-up’ın en önemli öğesi onu yaratan insanlardır. Çünkü konu hakkında bilgi sahibi, hedeflerini gerçekleştirmek için tutkulu olan kişiler şirketin kurucularıdır. Ve bu kurucular ne kadar tutkulu, kendi alanında ne kadar yetenekliyse şirketin başarı şansı o kadar artar. Burada bir diploma sahibi olmaktan ya da eğitim sertifikalarından bahsetmiyoruz. Herkesin yetenekli olduğu bir şey vardır ve bunu keşfedip kendini geliştirebilir.

Bir yatırımcı bir şirkete yatırım yaparken aslında kurucuların vizyonuna, yeteneklerine yatırım yapar. Bir şirket diğer bir şirketi satın alırken de o şirketteki insanları kendi bünyesine kadar. Sadece marka ya da ürün yeterli değildir.

Günümüzün en başarılı ve tanınmış CEO’larına bakın. Bill Gates, Steve Jobs, Mark Zuckerberg, Elon Musk. Hepsi aynı zamanda şirketin kurucuları. Ayrıca Microsoft, Apple, Facebook ve Tesla dediğimiz zaman akla gelen yüzler onlar oluyor. Şirketin vizyonunu, yönünü belirlemek konusunda en güvenilen isimler onlar. (-dı. Bazıları artık aramızda değil, bazıları aktif görevi bıraktı)

Bu kişileri ortak kılan bir nokta ise hepsinin temelde çok iyi pazarlamacılar olmaları. Üstelik bunu farklı bir şekilde yapıyorlar. Kullanıcılara direkt olarak ürünü pazarlamaktansa onun getirdiği çözümleri ve yarattığı “cool” etkiyi satıyorlar.

Günümüzde pazarlama için kullanılan standart düşük bütçeli yöntemler var. Mailing yapmak, telefonda satış, Facebook – Twitter reklamları vs.  Fakat pazarlama dili olarak genelde “fırsat”, “harika”, “mükemmel”, “en iyi” gibi terimler kullanılıyor. Bunların kullanıcılar üzerinde etkisi oldukça düşük. E-posta kutunuza böyle kelimelerin yer aldığı bir e-posta düşerse ne yaparsınız? -Muhtemelen hiç okumadan silersiniz.

Bu sebeple kullanıcıya ulaşmanın en etkili yolu, aslında satış yaptığınızı hissttirmemek. Ona bir fayda, bir çözüm sunmak, merak ettiği bir sorunun cevabını vermek kullanıcıyı markanıza çekmenin en etkili yolu. Bu sebeple bir markayı ya da ürünü tanıtırken satış amacından kullanıcıya “fayda” hissi verecek bir dil, bir jargon kullanmak gerekiyor. Buradan sonra da “Inbound Marketing” süreci başlıyor.

Inbound terimi “limana yanaşan” gibi tercüme edilebilir. Yani siz kullanıcıyı kendinize çektikten sonra gemi limana yanaşmış oluyor. Bundan sonra da kullancıyı eğitme, öğretme süreci başlıyor.

1- Faydalı bilgiler paylaşın: Bir web sitesi, blog, video serisi ya da newsletter yayınlayarak kullanıcılara faydalı bilgiler sunun. Böylece sizi fayda sağlamayı amaçlayan bir marka olarak tanıyacaklar ve sevecekler.

2- Satış hamlelerinden uzak durum: Kullanıcılar satışa yönelik cümlelerden pek hoşlanmaz. Onlar sadece cevapları öğrenmek ister. İstedikleri cevapları aldıklarında da satış kendiliğinden gerçekleşir.

3- Öğretin: Kullanıcılar size geliyorsa bunun sebebi sizin daha fazla bilgi sahibi olduğunuzu düşünmeleri. Yani onların gözünde konunun uzmanı sizsiniz. Öğretici olmak, sizi yüceltir.

4- Kılavuzluk edin: Kullanıcılar hata yapmaktan çekinir. Onlar kılavuzluk edin, kullanım aşamalarını açıklayın. Böylece istediklerini daha çabuk elde edecekler ve daha iyi birer kullanıcı olacaklar.

Eğer iyi bir ürün ya da hizmet sunuyorsanız, tüm bu aşamaların sonucunda mutlu bir kullanıcı kitlesine sahip olma olasılığınız yüksek.

Kaynak

The post Inbound Marketing: Melek Satışçı appeared first on Etohum.

Vatanım, milletim ve ailem

Benjamin Martin, Fransız iç savaşının kahramanıdır.Eşini kaybetmiş ve 6 çocuğu ile birlikte kendi çiftliklerinde yaşamaktadır. Benjamin, ailesinin huzurlu ve barış içinde yaşayabilmesi için savaşmayacağına dair yeminlidir. Fakat İngilizler Amerika’ya savaş ilan etmiş, Benjamin ise bu savaştan elinden geldiğince ailesini uzak tutmuştur. Diğer yandan büyük oğlu Gabriel savaşa katılma yanlısıdır. Benjamin için artık kaçınılmaz gerçekleşmiştir. Ailesini ve ulusunun özgürlüğünü korumak için İngilizlere karşı savaşmak zorundadır.Vatansever The PatrIotYÖNETMENRoland EmmerIch OYUNCULARMel GIbson Heath Ledger KANALTÜRK 19.40

17 Mayıs 2014 Cumartesi

Performansınızı Arttıracak 10 Aktivite

1.       Geceleri iyi dinlenmek

Çalışmalar yalnızca bir gece uyumamanın bile inovatif düşünmeyi ve esnek kararlar verebilme yetisinin etkilediğini göstermektedir. İki gece uykusuz kalmak ise tepki verme yeteneğini ve odaklanmayı %300 azaltmaktadır. Yeterince uyumadığınızda daha yavaş çalışırsınız ve aslında kolay olan işler daha da zor görünmeye başlar. Gece uykunuzdan yalnızca 1,5 saat kısaltmak ertesi günkü hatırlama ve bilgi işleme kabiliyetinizi %32 oranında azaltmaktadır. Bu yüzden üretkenliğinizi arttırmak için kullanacağınız en iyi araç yastığınızdır…

2.       Şekerleme yapmak

Uykunun performans üzerinde ne kadar etkili olduğu aşikar. Gün arasında 20-30 dakikalık kısa dinlenme ve uyku araları vermek performansı %34 oranında arttırmaktadır. Bu şekerlemeler aynı zamanda zihnin zindeliğini 2 katına çıkarmaktadır. Berkeley’in yaptığı bir araştırma 20 dakikalık uykunun beynin öğrenme kapasitesini arttırdığını ortaya çıkarmıştır.

Yapılan araştırmalara göre en iyi kestirme zamanı günün ortasında saat 14.00 civarlarındadır. Yalnızca dikkat etmeniz gereken bu uykuyu fazla uzatmamanız çünkü gün ortasında fazla uyumak beklenenin aksine performansınızı düşürebilir.

3.       Muz yemek

Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı bir çalışmaya göre vücudun yeterli ve doğru beslenmesi performansı %20 oranında arttırmaktadır. UCLA’nın yaptığı bir araştırmaya göre beyin en iyi kanda yaklaşık 25 gram glikoz dolaştığında çalışmaktadır. Bu rakam hemen hemen bir muzda bulunan glikoz oranı ile aynıdır. Glikoz, beynin odaklanmasından ve uyarılmasından sorumlu temel besindir ve kandaki glikoz oranı azaldığında dikkatinizin dağılması kolaylaşır.

4.       Ekran sayısını ikiye çıkarmak

Bilgisayarınızın bağlı olduğu ekran sayısını ikiye katlamak performansı %9 ila %50 oranında arttırmaktadır. Pek çok çalışma birden fazla ekranı aynı anda kullanmanın üretkenlik üzerinde pozitif bir etki yarattığını ortaya çıkarmıştır. Daha fazla ekran alanı uygulamalar arasında geçiş yaparken dikkatinizin dağılmasını önler ve veri transferini çok daha etkili bir hale getirir.

5.       Çalışma masasında bitki bulundurmak

Kulağa saçma gelebilir ama çalışma masanızda yer alan bir bitki performansınızı %38 oranında arttırabilir. Unıversity of Exeter tarafından yapılan bir araştırma çalışma masasının üstünde bulunan bir bitkinin yaratıcılığı %45 oranında, mutluluğu %47 oranında arttırdığını, konsantre olmayı, bir işe odaklanmayı ve performans artışını büyük ölçüde desteklediğini göstermektedir. Bonus olarak bu bitkiler ortamdaki bakteri oranını %50-%60 civarında azaltacağından kendinizi daha sağlıklı hissedeceksiniz.

6.       Pencere kenarında çalışmak

National Renewable Energy Laboratory’nin yaptığı bir çalışmaya göre doğal ışığın bulunduğu ortamda çalışmak üretkenliği, yaratıcılığı ve enerjiyi arttırmaktadır. Gün ışığında çalışan kişilerin bir işe odaklanma süresi suni olarak aydınlatılmış ortamda çalışan kişilere oranla %15 daha fazladır. Swiss Federal Institute of Technology’nin raporuna göre de suni olarak aydınlatılmış ortamlarda çalışan insanlar daha stresli ve daha fazla uyku sersemi hissetmektedirler.

7.       Limon kokusu

Diğer bir garip ama gerçek olan şeylerden birisi de doğal kokuların performans üzerine etkisidir. Takasago Corporation’un araştırmasına göre limon kokusu olan ortamda çalışan personeller %54 oranında daha az hata yapmaktadır. Yasemin kokusu hata oranını %33, lavanta kokusu ise %20 oranında azaltmaktadır.

8.       Isıyı kontrol altına almak

Ofisiniz buzdolabı gibi mi? Cornell’in yaptığı bir çalışma ortam sıcaklığının kişilerin performansı üzerinde büyük bir etkisi olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Ofis sıcaklığı 18 derece ya da altında ise bu ortamda çalışan insanlar normal oda sıcaklığına (25°C) oranla %44 daha fazla hata yapmaktadır. Rahatsızlıktan ziyade soğuk çalışma ortamı insanların iş akışında kesintilere sebep olmaktadır.

9.       Sosyal medyaya ara vermek

E-posta, sosyal ağlar, mesajlaşma ya da bu uygulamalar arasında gidip gelmek kişilerin toplam çalışma sürelerini %57 oranında kesintiye uğratmaktadır. Ortalama 10,5 dakikada bir işinizi bölen bir aktivite meydana gelmektedir. Online olarak geçirilen sürenin ortalama %22’si sosyal ağlarda harcanmaktadır. Doğru kullanıldığında sosyal medya işinizi pozitif etkileyebilir fakat odaklanma gerektiren işlerde iş tamamlanana kadar sosyal medyaya ara vermek sizi oldukça pozitif etkileyecektir.

10.   İki işi bir arada yapmaya çalışmamak

Süper kahramanlar sürekli aynı anda birden fazla yerde olmaya çalışır. Fakat uzmanlar bunun performansınız için gerçekten kötü bir fikir olduğunda hemfikirler. Beyin iki işi bir arada yapamazken çalışma hayatınızda bunu yapmaya çalışmak size büyük oranda zaman kaybettirecektir. Rubinstein’in çalışmasına göre birden fazla iş arasında gidip gelmek kişiye büyük oranlarda zaman kaybettirmekte ve işleri daha da karmaşık hale getirmektedir. Buradaki net performans kaybınız %40 oranındadır.

The post Performansınızı Arttıracak 10 Aktivite appeared first on Etohum.

Veda Hutbesi ile final

‘Efendimiz' dizisi son bölümüyle ekrana geliyor. Bu hafta ekranlara son bölümde; Huneyn Savaşı, Herakliyus'un devrilmesi, Arapların İslam bayrağı altında birleşmesi yer alıyor.Efendimiz'in (sas) kendine hakaret edenleri bile affetmesi öne çıkarılıyor. Bazı mucizeler ekrana geliyor. Zor dönemlerinde Müslümanlara sahip çıkan Necaşi'nin vefatı da bu bölümde ekrana gelecek. Efendimiz (sas) Veda Hutbesini okuyor ve kısa bir süre sonra hicretin 11. yılında vefat etmesiyle Müslümanların büyük bir üzüntü ve sarsıntı geçirmesi bu bölümün en etkileyici sahneleri arasında.IRMAK TV 21.45

16 Mayıs 2014 Cuma

Kurda sormuşlar

ABD ve Hindistan ortaklığında çekilen bir animasyon olan 'Alfa ve Omega: Eve Dönüş Macerası'nın (Alpha And Omega) merkezinde kurt Kate ve Humphrey'in macerası yer alıyor.Park yetkilileri tarafından yakalanan kahramanlarımız, yeni yerlerine doğru uzun bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculukta karşılarına şaşkın bir kaz ve geveze bir ördek de çıkacaktır. Yeni evlerine doğru çıktıkları bu yolculukta başlarından pek çok tehlikeli olay geçse de, kimse onları yollarından alıkoyamayacak. Çünkü farklılıklarına rağmen çok iyi bir takım oluşturan bu dörtlü, macerayı komediye dönüştürmesini bilecektir...

Büyük Veri Neden Bu Kadar Önemli?

Uzaktan bakıldığında küçük görünen fakat herkesin hayatında büyük bir etki yaratan olaylarla karşılaşmaktayız. Büyük veri birimizin hayatını bir yöne diğerini başka bir yöne çevirecek kadar etkili büyük bir olaydır. Bugün yaşamımızın büyük bir parçası dijitalleşmiş olup attığımız her adım ardında bir veri izi bırakmaktadır.

Her şey iletişimle ve bağlanmakla ilgili derken gerçekten bunun ne anlama geldiğini hayal edebiliyor musunuz? Yalnızca Twitter, Facebook ve e-mailler ne kadar büyük bir veri oluşturabilir? Her dakikada bir 98 binden fazla tweet, 695 binden fazla durum güncellemesi ve yaklaşık 294 milyon e-posta üretilmektedir.Çektiğimiz video ve fotoğrafların sayısı oldukça büyük bir hızla artış göstermektedir. Her gün yollarda, ofislerde ve fuarlarda milyonlarca saatlik kapalı devre kamera sistemi verisi üretilmektedir. Youtube’a dakikada 100 saatlik video yüklenmekte ve Facebook’ta dakikada 200binden fazla fotoğraf paylaşılmaktadır.  Her dakika 571 yeni web sitesi oluşturulmakta, Apple’da 47bin uygulama indirme isteği gelmekte ve wordpress kullanıcıları 370 yeni blog yazısı paylaşmaktadır.İnternetle ilgili teknolojiler sürekli sınıf atlamakta ve belirgin bir hızda ve büyüklükte veri üretilmektedir. Akıllı cihazların internetle iletişimi için bu verinin gerçek zamanlı olarak yönlendirilmesi ve analiz edilmesi gerekmektedir.Akıllı cihazlar ve sensörler de bu veri üretimine büyük katkıda bulunmaktadır. Konum izleyicileri, sıcaklık takip cihazları, hız takip cihazları, radarlar, paketleme sensörleri, kalorimetreler ve daha pek çok cihaz sürekli ve büyük oranlarda veri üretmektedir.

 Günümüzün dijitalleşme sürecine bakarak bu verilerin %90’ının geçtiğimiz 2-3 yılda üretildiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Daha akıllı analitik kararlar verebilmek için bu verileri avantaja çevirmemiz gerekmektedir. Pek çok firma bu yüzden daha akıllı ve hızlı karar verme yeteneklerini arttırmak için büyük veri konusuna eğilmektedir. Büyük veriye odaklanarak pek çok alanda büyük farklılıklar yaratmanız mümkündür. Örneğin;

Veri kalitenizi arttırarak pazarlama faaliyetlerinizin geri dönüşünü arttırabilirsinizMüşteri verilerinize bakarak stratejik kararlar alabilir, müşteri bağlılığınızı arttırabilirsinizKritik işletme kararlarını analitik bir biçimde öngörebilmek için iş kararlarınızı verilerle entegre edebilirsiniz.İş zekası ve büyük veriye yatırım yaparak müşteri kazanımınızı arttırabilirsiniz.Müşterilerinizin davranışlarına ve verilere bakarak pazarlama stratejileri geliştirebilirsiniz.

 Ronald Harry Coase’in de dediği gibi “Veriye yeterince işkence ederseniz, size bildiği her şeyi itiraf edecektir.”

 

Kaynak:

What’s the big deal of Big Data?

The post Büyük Veri Neden Bu Kadar Önemli? appeared first on Etohum.

15 Mayıs 2014 Perşembe

Doğuştan sahtekâr!

Beyazperdede Leonardo DiCaprio tarafından canlandırılan ünlü sahtekâr Frank W. Abagnale Jr., bir süre hapishanelerde vakit geçirdikten sonra hayatını sıradan biri gibi yaşadı, hâlâ da yaşıyor.1948’de New York yakınlarındaki Weschester County’de doğan Frank W. Abagnale Jr., 16 yaşında anne ve babasının boşanmaları üzerine evden kaçar ve bir daha da dönmez. Tek başına New York’ta yaşayan ve kısa bir süre sonra Big Nale (Koca Nale) adıyla tanınmaya başlayan Frank, iş bulabilmek için sürücü ehliyetinde küçük bir düzeltme yapar ve kendisini 10 yaş büyük gösterir. Bu, ilk sahtekârlığıdır. İlk dolandırıcılığını ise kendi hesabı üzerinden sahte çek yazarak gerçekleştirir. Başka birinin kimliğine bürünerek bankaya gider ve kendi imzaladığı yasal çeklerle para toplar. Banka kendisini ödeme yapması için aradığında ise sırra kadem basar. Zekâsıyla hemen her şeyi başarabileceğine inanan Frank, yolcu uçaklarında pilotluk bile yapmaya başlar. Hatta Frank Connors adıyla Georgia’daki bir hastanede çocuk doktoru bile olur.

Zuckerberg ve 30 Yaşındaki Sıradan Bir Adam Arasındaki Farklar

Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, dün itibariyle 30 yaşına bastı. Elbette daha genç sayılır ve önünde uzun yıllar var. Ama o şimdiden birçok anlamda yaşıtlarının ötesine geçmiş durumda. Tek sıkıntısı maaşının 1 dolar olması.

Mashable, 30 yaşına giren Mark Zuckerberg’i Amerika’daki yaşıtlarıyla kıyaslamış. Elbette bu eğlence amaçlı hazırlanmış bir infografik ama bazı maddelerin gerçek olduğunu da unutmamak gerek. İnfografiğe göre 30 yaşındaki kişiler genellikle ekonomik anlamda özgürlüklerini yeni kazanmış, ailesiyle birlikte oturduğu evden yeni ayrılmış, yıllık kazancı bir otomobil almaya anca yeter hale gelmiş kişiler oluyor. Zuckerberg ise 10 yıldır Facebook CEO’su, basit bir hayatı, gözlerden uzak bir evliliği ve yaklaşık 25 milyar dolarlık serveti var.

Buradan 30 yaşını aşmış herkes için bir kez daha söyleyelim; Girişimci olmanın ne zamanı, ne de koşulu vardır. Eğer hayaliniz var ise geç kalmış değilsiniz :)

The post Zuckerberg ve 30 Yaşındaki Sıradan Bir Adam Arasındaki Farklar appeared first on Etohum.

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Kendilerini özlettiler

Kimi tiyatroyu bahane ederek uzaklaştı, kimi ‘sinema projem var’ diyerek kenara çekildi, kimi ise gelen tekliflerin yetersizliği yüzünden görünmez oldu! Nerede olduğunu bilmediğimiz onlarca oyuncu çıkacaktır hafızamızı zorladığımızda.Uzun zamandır ekranda olmadıklarını, ancak yeni bir dizide görünce hatırlarız. Ekranların yeni dizilerine ve dahi birkaç sezon devam eden yerli yapımlara dikkatli bakınca ‘kendini özleten’ oyuncuların varlığının azımsanmayacak oranda olduğu görülebilir. ..Bir dönemin fenomen yapımlarından ‘Yase-mince’nin başrol oyuncusu Yasemin Yalçın’ı en son 2008’de ekrana gelen ‘Aman Annem Görmesin’de izlemiştik. Oyuncu Show TV’nin yeni dizisi Mihrap Yerinde ile yıllar sonra ekrana döndü. Davut Tataroğlu rolüyle girdiği Kurtlar Vadisi’nden ayrılalı altı yıl olan Can Gürzap ise kendisini Star TV’nin Medcezir dizisi ile hatırlattı. Usta tiyatrocu Aytaç Arman da çok sık dizi değiştirmeyenlerden. Maskeli Balo adlı diziden ayrıldıktan dört yıl sonra ‘Kara Para Aşk’ ile ekrana ikna olmuş. Kurt Seyit ve Şura’nın Ahmet Yahya’sı Tolga Savacı, bu rolü kabul edene kadar dört yıl beklemiş mesela. Oyuncu, en son 2010 yapımı Kızım Nerede’de rol almıştı. 2010’daki Lale Devri dizisinden sonra televizyondan uzaklaşan Şerif Sezer şimdilerde Fox TV’nin dizisi Karagül’de rol alıyor.Star TV’de ekrana gelen Kardeş Payı’nın usta oyuncularından Ayşe Kökçü ise televizyona dönmek için sekiz yıl beklemiş. Türk izleyicisinin Bizimkiler-1989 dizisinden hatırlayacağı Kökçü, 2006 yılında ‘Yalancı Yarim’ adlı projede yer almıştı. Uzun yıllar geçse de adı Kurtlar Vadisi’nde canlandırdığı Kılıç karakteriyle anılan Atilla Olgaç’ı izleyiciye hatırlatan dizi Samanyolu TV’de salı günleri ekrana gelen Ekip 1 oldu. Dizide Neşet’i oynayan oyuncu, bugüne kadar beklemesini, verdiği bir röportajında teklif gelmemesine bağlamıştı. Son olarak,1989 yapımı Bizimkiler dizisinin Ali’si Atilay Uluışık, yıllar sonra Dokslar adlı yapımla döndü ekrana.

Bol Kepçe ( :

Geniş Aile aslında kıymet bilene büyük bir nimettir..Kuzenler ,halalar, teyzeler,dayılar , amcalar,abiler,ablalar,yeğenler , gelinler , damatlar ,büyüklerimiz  !!Helede Aile bağlarınız güçlüyse tadından yenmez bu kalabalık..Bende bu şanslı kişilerdenim..Çok kalabalık bir ailede büyüdüm , sonuna kadar yaşadım bu güzelliği..Taki evlenene kadar..Evlenip Trabzondan Antalya'ya gelince hem o kalabalıktan uzak kaldım ,hemde eşimin ailesinin çok kalabalık olmaması nedeniyle büyük bir boşluğa düştüm diyebilirim..Trabzonda zaman zaman kalabalıktan bunaldığım , şikayet ettiğim dönemlere kızar oldum şimdilerde..Mesela bizim evde hiç yemek dökülmezdi , mutlaka bir misafir gelir ve o yemek biterdi..Hatta özellikle fazla yemek pişirirlirdi ki gelen kişi aç geri dönmesin ve mutlakada birileri gelirdi...Bu zihniyetle büyüdüm ben !Dedem bundan dolayı hep bol kepçe lokantası der bizim eve :)Annem rahatsızlanıp bütün evin sorumluluğu bana kalınca otomatikmenannemin yaptığı herşeyi ben yapar oldum , buna fazla miktarda yemek pişirmekte dahil..Heleki bayram yada özel günlerde yatılı vede yemekli maaile bir araya toplanır ,yani bizim eve baba ocağına , o zaman gör evdeki curcunayı :)Yanlış anlaşılmasın bunları şikayet amaçlı yazmıyorum aksine çok keyif aldığım şeydir benim maaile bir araya toplanmak , yenilsin ,içilsin ,sohbet ,muhabbet ,gırgır ,şamata...Evlenip iki kişilik Aileye düşünce evimdeki en büyük tencere Annemlerin evindeki en küçük tencereymiş onu anladım :)) Tabii evimdeki en küçük tencere bile bize çok geliyordu artık..Nekadar uğraşsam da az yemek pişiremiyordum ,hep kalıyordu diğer güne..Şimdi beş yıl oldu , alıştım biraz biraz ama hala bir misafirim geleceği zaman içimde baskı altında tuttuğum o çok yemek pişirme iç güdüsü hortluyor ve ben 4 kişiye 8 kişilik yemek hazırlamaktan kendimi alıkoyamıyorum :))Mesela hala daha iki kişilik kısırı ben 5 kişilik yapıyorum :)) Eşim paketi bitirmek için uğraştın sanırım diye takılsada ,ne yapayım ben bol kepçe biriyim kendimi engelleyemiyorum ..Şimdi diyeceksiniz ki ölçüyle yap ! denedim,  ölçüyle de yapsam ben onu bir şekilde artırmayı beceriyorum ..Kısaca bir beş yıl daha lazım bana kendime reset çekmem için :) Şimdi Trabzona gittiğimde mutlaka bir hafta sonu bütün aileyi  topluyorum..O kadar özlüyorum ki o kalabalığı ,o gün benim için düğün bayram oluyor ...Bu vesileyle bütün aileme sevgi , saygılarımı gönderiyorum..İstisnasız hepiniz benim için çok ama çok değerlisiniz , sizi seviyorum >3

BAUROBOTICS Robot Günleri

Bahçeşehir Üniversitesi’nin Stanford Üniversitesi ile ortak çalışmalarının bir başlangıcı olan BAU-STANFORD Robotics Lab’ının açılışı üzerine büyük bir robot yarışması düzenliyor. 22-23 Haziran 2014 tarihlerinde Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsün’de gerçekleşecek ve büyük hediyelerin olduğu bu yarışma 3 kategoriden oluşuyor;

Proje ve Fikir KategorisiMini Sumo TurnuvasıMulticopter Turnuvası

BAUROBOTICS Robot Günleri’ne katılım için herhangi bir koşul aranmamaktadır. Kategorilerden herhangi birine uygun projesi olan herkes yarışmacı olabilir. Son başvuru tarihine kadar tüm katılımcıların online başvuru formunu doldurmaları gerekmektedir.

Ayrıntılı bilgi ve katılım için.

 

 

 

 

 

 

 

 

The post BAUROBOTICS Robot Günleri appeared first on Etohum.

13 Mayıs 2014 Salı

Termik’e karşıyız gari

“Dondurmam Gaymak” ile Türkiye’nin “En İyi Yabancı Film” Oscar adayı olan ve gişede önemli bir başarı yakalayan senarist ve yönetmen Yüksel Aksu, "Entelköy Efeköy'e Karşı" ile evlerimize konuk oluyor.Film, çevrecilerin köy sakinleri ile aralarında geçen komik ve çarpıcı olayları konu alıyor. Onlar şehir hayatının kargaşadan muzdarip, kaostan kaçmaya çalışan bir grup yeşil çevreci; doğa ile dost, doğaya zarar veren her şeye düşman bir avuç idealist yeşilci... Hep beraber Ege'nin o güne kadar sakin hayat süren bir köyünde, komün şeklinde yaşayabilecekleri yeni bir köy inşa etmeye girişirler. Şehirli çevrecilerin oraları bırakıp kendi köylerine geldiğini gören köy halkı ise kurak tarlalarını ve eski evlerini bu idealist kentlilere olduğundan pahalıya sattıkları için gidişattan oldukça memnundur. Fakat bölgeye kurulması planlanan termik santral, köyün yeni sakini olan çevrecileri bir anda ayağa kaldırır.

Instagram’da Markanızı Nasıl Duyurabilirsiniz?

Instagram en popüler sosyal medya platformlarından birisidir. Instagram hem görsel içeriklerin (video ve fotoğraf) hem de mobil araçların gücünü kendi avantajına kullanmaktadır. Bu yüzden Instagram markanızı, ürününüzü ve şirketinizi duyurmak için en mükemmel sosyal medya platformlarından birisidir.

 

Şirketiniz için en kısa sürede bir Instagram’da bir pazarlama stratejisi geliştirmelisiniz. Neden mi?

Instagram 2013 yılında 33 milyon tekil kullanıcısı ile Amerika’daki en büyük 7. mobil uygulamaydı ve kullanıcı sayısı bir önceki yıla göre %66 oranında artış gösterdi.2014 yılında aylık yaklaşık 40 milyon Amerikalı Instagram uygulamasını kullanmıştır. Bu rakam akıllı cihazlar üzerinden Facebook’a erişen 123.7 milyon Amerikalının yaklaşık 3’te 1’i kadardır. Instagram kullanıcıları internet kullanıcılarının %16.1’ini temsil etmektedir.Instagram Facebook’un yaklaşık 8’de 1’i kadardır fakat kullanıcı bağlılık oranı 15 kat daha fazladır.Amerika’daki akıllı telefon kullanıcılarının %25’i ayda en az 1 kez Instagram’a girmektedir.Instagram kullanıcılarının yaş aralığı yaklaşık 18-44 arasındadır.Prestijli markaların %93’ünün bir Instagram hesabı bulunmaktadır ve bu rakam Temmuz 2013’ten bu yana %63 oranında artış göstermiştir.Marka hesapları haftada ortalama 5,5 kez paylaşım yapmaktadır.Markalara bağlı kullanıcıların %99’u bu paylaşımları beğenmektedir.Prestijli markaların %72’si Instagram’da video paylaşımı yapmakta olup bu rakam Temmuz 2013’ten bu yana 3 kat artış göstermiştir.Instagram fotoğraf paylaşımları kullanıcı bağlılığı konusunda ortalamada Instagram video paylaşımlarından 1,5 kat daha etkilidir.Kullanıcı güdümlü Instagram fotoğrafları satışa dönüş oranını %7’ye kadar arttırabilmektedir. Fakat satışa dönüşüm için kullanıcı bağlılığı gerekli değildir.

Peki, Instagram’da nasıl başarılı pazarlama faaliyetleri gerçekleştirebilirsiniz?

1.       Olası müşterilerinize araştırdıkları ürünlerle ilgili temel içerik bilgileri sunun.

2.       Markanızı kişiselleştirin. Kullanıcılarınıza markanızın bir parçası olduklarını hissettirin.

3.       Rakiplerinizin Instagram faaliyetlerini takip edin.

4.       Instagram içeriklerinizi sürekli yenileyin.

5.       Çalışanlarınızın markanızla ilgili Instagram içerikleri oluşturmasına ve paylaşmasına teşvik edin.

6.       Hashtaglerin gücünden faydalanın.

7.       Henüz yaygınlaşmamış Instagram video paylaşım özelliğini avantajınıza kullanın.

8.       Instagram içeriklerinizi aktif olarak diğer sosyal medya platformlarında paylaşın.

9.       Eğer fiziksel bir dükkanınız varsa bir Instagram fotoğraf alanı oluşturarak müşterilerinizin bu alandaki fotoğraflarını Instagram’da paylaşmalarına teşvik edin.

10.   Instagram’a markanızla ilgili fotoğraf yükleyen haftanın müşterisini seçerek ödüllendirin.

 

Kaynak:

Instagram: The Hottest Form of Social Media

 

The post Instagram’da Markanızı Nasıl Duyurabilirsiniz? appeared first on Etohum.

12 Mayıs 2014 Pazartesi

E – Ticaret Kanun Tasarısı Neler Getiriyor?

Bu makale Vergi ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Nevzat Erdağ tarafından kaleme alınmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde 1/488 esas numarası ile işlem gören elektronik ticaretin düzenlenmesi hakkındaki kanun bu dönem adalet komisyonunda görüşülmektedir. Bu komisyondan sonra tasarı genel kurula gelecektir. Tasarı ile elektronik ticarete ve bilgi toplumu hizmetlerine ilişkin esas ve usuller ile istenmeyen elektronik postalara ilişkin hükümler düzenlenmekte ve Avrupa Birliğinin konuyla ilgili mevzuatı ile Türk mevzuatı arasında uyum sağlanması amaçlanmaktadır.

Kanun Tasarısında Neler Var?

Bilgi verme yükümlülüğü

Hizmet sağlayıcı, elektronik iletişim araçlarıyla bir sözleşmenin yapılmasından önce;

Ticari ve mesleki faaliyetlerine ilişkin bir sicil numarası, böyle bir sicil numarası  yoksa kendisinin tanınmasını sağlayacak diğer bilgileri,Sözleşmenin kurulabilmesi için izlenecek teknik adımlara ilişkin bilgileri,Sözleşme metninin sözleşmenin kurulmasından sonra, hizmet sağlayıcı tarafından saklanıp saklanmayacağı ile bu sözleşmeye alıcının erişiminin mümkün olup olmayacağı ve bu erişimin ne kadar süreyle sağlanacağına ilişkin bilgileri,Veri girişindeki hataların açık ve anlaşılır bir şekilde belirlenmesine ve düzeltilmesine ilişkin teknik araçlara ilişkin bilgileri,Uygulanan gizlilik kuralları ve varsa alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmalarına ilişkin bilgileri,Hizmet sağlayıcı, varsa mensubu olduğu meslek odası ile meslekle ilgili davranış kurallarını ve bunlara elektronik olarak ne şekilde ulaşılabileceğini belirtir.Tarafların tüketici olmadığı hallerde birinci ve ikinci fıkralardaki düzenlemelerin aksi kararlaştırılabilir.Hizmet sağlayıcı, sözleşme hükümlerinin ve genel işlem şartlarının, alıcı tarafından saklanmasına imkan sağlar.Birinci ve ikinci fıkralar, münhasıran elektronik posta yoluyla veya benzeri bireysel iletişim araçlarıyla yapılan sözleşmelere uygulanmaz.

Sipariş

 Alıcının, siparişini elektronik iletişim araçlarıyla vermiş olması halinde aşağıdaki esaslar geçerlidir:

a) Hizmet sağlayıcı, siparişin onaylanması aşamasında ve ödeme bilgilerinin girilmesinden önce, ödeyeceği toplam bedel de dahil olmak üzere, sözleşmenin şartlarının alıcı tarafından açıkça görülmesini sağlar.

b) Hizmet sağlayıcı, alıcının siparişini aldığını gecikmeksizin elektronik iletişim araçlarıyla teyit eder.

c) Sipariş ve siparişin alındığının teyidi, tarafların söz konusu beyanlara erişiminin mümkün olduğu anda gerçekleşmiş sayılır.

Hizmet sağlayıcı, sipariş verilmeden önce alıcıya, veri giriş hatalarını belirleyebilmesi ve düzeltebilmesi için uygun, etkili ve erişilebilir teknik araçları sunar.Tarafların tüketici olmadığı hallerde birinci ve ikinci fıkralardaki düzenlemelerin aksi kararlaştırılabilir.

Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri ile ikinci fıkra, münhasıran elektronik posta yoluyla veya benzeri bireysel iletişim araçlarıyla yapılan sözleşmelere uygulanmaz.

Ticari İletişime İlişkin Esaslar

Ticari iletişimde:

a) Ticari iletişimin ve bu iletişimin adına yapıldığı gerçek ya da tüzel kişinin açıkça belirlenebilir olmasını sağlayan bilgiler sunulmalıdır.

b) İndirim ve hediye gibi promosyonlar ile promosyon amaçlı yarışma veya oyunların bu niteliği açıkça belirlenebilmeli, bunlara katılımın ve faydalanmanın şartlarına kolayca ulaşılabilmeli ve bu şartlar açık ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlaşılır olmalıdır.

Ticari Elektronik İleti Gönderme Şartı:

Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabilir.Esnaf ve tacirlere önceden onay alınmaksızın ticari elektronik iletiler gönderilebilir.

Ticari Elektronik İletinin İçeriği

Ticari elektronik iletinin içeriği alıcıdan alınan onaya uygun olmalıdır.İletide, göndericinin tanınmasını sağlayan bilgiler ile haberleşmenin türüne bağlı olarak telefon numarası, faks numarası, kısa mesaj numarası ve elektronik posta adresi gibi erişilebilir durumdaki iletişim bilgileri yer alır.İletide, haberleşmenin türüne bağlı olarak, iletinin konusu, amacı ve başkası adına yapılması halinde kimin adına yapıldığına ilişkin bilgilere de yer verilir.

Alıcının Ticari Elektronik İletiyi Reddetme Hakkı

Alıcılar diledikleri zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilir.Gönderici, ret bildiriminin, elektronik iletişim araçlarıyla kolay ve ücretsiz olarak iletilmesini sağlamakla ve gönderdiği iletide buna ilişkin gerekli bilgileri sunmakla yükümlüdür.Talebin ulaşmasını müteakip gönderici, 3 iş günü içinde alıcıya elektronik ileti göndermeyi durdurur.

Kişisel Verilerin Korunması

Hizmet sağlayıcı;

Yapmış olduğu işlemler nedeniyle elde ettiği kişisel verilerin saklanmasından ve güvenliğinden sorumludur.Kişisel verileri ilgili kişinin onayı olmaksızın 3. kişilere iletemez ve başka amaçlarla kullanamaz.

Cezai Hükümler

Bu Kanunun işleyişi ile ilgili hizmet sağlayıcılara 1.000 Türk lirasından – 15.000 Türk lirasına kadar idari para cezası verme yetkisi Sanayi ve Ticaret Bakanlığına verilmektedir.

 

The post E – Ticaret Kanun Tasarısı Neler Getiriyor? appeared first on Etohum.

Okulda başörtüsü baskısı!

28 Şubat’ın arka planında yaşananları anlatan Ötesiz İnsanlar’ın bu akşam ekrana gelecek yeni bölümünde; Deniz, Elif’i kurtarmaya çalıştığı sırada araç patlar ve bir alev topuna dönüşür. Bu olay Elif ve Deniz’in hayatını ölümle burun buruna bırakır.Okulda ise ilginç olaylar yaşanmaya başlar. Rana Hanım, başörtülü öğrencilerle rehberlik görüşmesi gerçekleştirerek neden başörtüsü taktıklarını sorgular ve baskı uygulayarak başlarını açmalarını ister. Başörtüsünü çıkarmak istemeyenleri caydırmak için tehditler ve cezai uygulamalar yapılır. Amaç okulda yeni bir düzen oluşturmaktır.Samanyolu TV 21.00

Anneler Gününüz Kutlu Olsun !

Hayatta karşılık beklemeden bizleri seven , koruyan tek insan , Annelerimiz !!Ne yapsak ne etsek haklarını ödeyemeyiz canlarımızın..Böyle günler onlara olan duygularımızı , minnetlerimizi ifade etmek için bir vesile ..Çok şükür Anne kıymetini , değerini idarak etmiş kişileriz..Rabbim dualarından bizleri mahrum bırakmasın..Allah tüm Annelerimize Hayırlı , sağlıklı, uzun ömürler versin ,onları başımızdan eksik eylemesin..Bu vesileyle tüm ennelerimizin anneler gününü kutluyorum !!

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Davulun sesi Bahamalar’dan hoş gelir

Atlas Okyanusu’na açılan Ayna, bu hafta tropikal iklime sahip ve 700 adadan oluşan Bahamalar’dan ekrana geliyor.Saim Orhan, Atlas Okyanusu’nun ortasında yer alan ve adalar ülkesi olarak bilinen Bahamalar’dan, ülkenin milli yemeğinden hediyelik eşya kültürüne kadar ilginç kareleri ekrana taşıyor. İlk olarak 700 adadan oluşan Bahamalar’da yılda 2 kez yapılan Jankanoo festivaline katılan Orhan, özel çalgı aletleriyle gerçekleştirilen müzik şovunu, ilginç kostümlerle yapılan dansları izliyor. Ülkenin milli yemeği olan conch salatasında kullanılan ilginç deniz malzemelerini görüntüleyen Ayna ekibi, başkent Nassau’da hediyelik eşyaların satıldığı bir markette ağaçtan yapılan birbirinden ilginç ürünler hakkında bilgi alıyor. SAMANYOLU TV 23.10

Mobil Uygulama Değerlendirmelerini Arttırmanın 5 Yolu

Diğer sektörlerde olduğu gibi mobil ortamlarda da insanların satın alma kararını etkileyen en önemli faktör diğer insanların o uygulama ile ilgili değerlendirmeleridir. Mobil uygulamanızla ilgili paylaşılan görüşler ve değerlendirmelerin sayısı arama sonuçlarında uygulamanızı üst sıralara taşır. Aşağıda mobil uygulama değerlendirmelerini arttırmanın 5 yolu yer almaktadır:

1.       Uygulama değerlendirme eklentisi kullanın

Bir kullanıcıdan değerlendirme ya da yorum almanın en hızlı ve kolay yolu ondan bunu uygulama içerisinde istemektir. iOS ve Android’de uygulamanıza kolayca ekleyebileceğiniz pek çok değerlendirme eklentisi bulunmaktadır. Örneğin iOS uygulamanıza 2 dakikada ekleyebileceğiniz popüler Appirater eklentisi ile kolayca kullanıcılarınızın görüşlerini toplamaya başlayabilirsiniz.

2.       Kullanıcıları uygulamanızı değerlendirmeye teşvik etmek

İnsanlar karşılarında birden beliren ekranlardan hoşlanmaz. Ne kadar basit olursa olsun karşılarına aniden beliren bir değerlendirme ekranını kullanmayı tercih etmeyeceklerdir. Bu yüzden insanları değerlendirme yapmaya teşvik etmeniz gereklidir. Hemen herkes ücretsiz bir şeyler kazanmayı sever. İnsanlara uygulamanızla ilgili ödüller ya da puanlar vererek uygulamanızı değerlendirmelerine teşvik edebilirsiniz.

3.       Kullanıcılarınıza destek mekanizmanızı güçlendirin

Bir uygulama için pozitif değerlendirme almanın en iyi yolu kaliteli müşteri hizmeti deneyiminden geçer. Helpshift uygulamasını kendi uygulamanıza entegre ederek açılan iki taraflı mesajlaşma ekranı aracılığıyla kullanıcılarınızla doğrudan iletişime geçebilirsiniz. Yardıma ihtiyacı olan kullanıcılarınızla doğrudan iletişime geçtikten sonra geribildirimde bulunmalarını isteyebilir, böylece uygulamanızla ilgili pozitif değerlendirmelerin artmasına sağlayabilirsiniz.

4.       Zamanlama önemlidir

Pek çok uygulama kullanıcılar daha uygulamayı görüntülerken değerlendirme isteme hatasına düşmektedir. İnsanların uygulamadaki akışlarını bölmek ne yazık ki onlara kötü bir müşteri deneyimi yaşatır. Bir kullanıcıdan değerlendirme istemek için onun işini tamamlamasını bekleyin. Ayrıca bir kullanıcınıza ilk kez değerlendirme talebi gönderecekseniz öncesinde birkaç hafta uygulamayı kullanmasını beklemelisiniz. Kullanıcılar uygulama hakkında kendilerini iyi hissettiklerinde daha rahat pozitif değerlendirme bırakacaklardır.

5.       Yarışma düzenlemek

Uygulama değerlendirmelerini arttırmanın bir diğer yolu çeşitli forumlarda yarışmalar düzenlemektir. Touch Arcade’nin forumunda uygulama geliştiricilerin yarışma düzenleyebileceği ve diğer üyeleri eşantiyonlarla kendi uygulamalarını değerlendirmeye teşvik edebilecekleri bir bölüm bulunmaktadır. Düzenlediğiniz yarışmalarda iTunes hediye çeki gibi ödüller verebilirsiniz.

 

Kaynak:

5 Clever Ways to Increase Mobile App Reviews

The post Mobil Uygulama Değerlendirmelerini Arttırmanın 5 Yolu appeared first on Etohum.

9 Mayıs 2014 Cuma

İş Fikrinizi Harika Yapan 2 Özellik

Her yıl birçok girişim kurulmaktadır fakat bunlardan çok azı başarıyla işini sürdürebilmektedir. Temelde bir girişim fikrinin başarılı olup olmadığını gösteren 2 özellik bulunmaktadır:

1.       Basit mi?

2.       Gerçek bir problemi çözüyor mu?

Aşağıda bu özellikleri barındıran yeni girişimleri görebilirsiniz. Bu uygulamalar oldukça basit bir yolla gerçek problemleri çözmektedir.

Eatabit            

Sipariş vermek için bir restoranı aramayı sevmiyor musunuz? Her seferinde aynı siparişi vermenize ve tekrar tekrar kontrol etmenize rağmen siparişiniz yanlış mı geliyor?

Eatabit bu problemi çözmeye odaklanmıştır. Hem de kızınızın ayda 7000 kez kullandığı telefonunuzun mesaj yazma özelliği ile… Yemek sipariş etmek için telefonla aramak yerine neden mesaj yazmayasınız ki?

Eatabit en sevdiğiniz restorana mesaj aracılığı ile sipariş vermenizi ve bu siparişin mutfakta otomatik olarak kağıda basılmasını sağlamaktadır. Eğer bir karışıklık olursa yalnızca telefonunuzdaki mesajı restorana göstermeniz yeterli.

Zubie

Geçmişte muhtemelen en olmadık bir zamanda arabanızın aküsünün bittiğini fark ettiğiniz olmuştur. Aslına bakılırsa araba arızalarının %50’si aküden kaynaklanmaktadır.

Zubie bu problemi çözmektedir. Aracınızın bütünleşik kontrol portuna Zubie’yi takarak konum izleme, sürüş şablonları ve en önemlisi aracınızın sağlığı gibi yararlı bilgileri edinmeniz mümkün.

Zubie aracınıza takılı olduğu sürece veri toplamaktadır. Aracınızın çalınması ya da akünüzün bitmesine dair alarm özellikleri barındırmaktadır. Aynı zamanda aracınızı iş için kullanıyorsanız, kişisel zamanlarda ve iş için kullandığınız zamanlarda aldığınız yolu size ayrı ayrı raporlar.

Podanize

Ebeveyn olarak yaşanılan en büyük problemlerden birisi çocuklarınızın takvimini takip etmeye çalışmaktır. Dans dersleri, özel dersler, yüzme kursu vs. derken programınız içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Eşinizle sürekli mesajlaşarak ya da takviminizi paylaşarak bu problemi çözmeye çalışıyor olabilirsiniz.

İşte tam bu noktada Podanize devreye girmektedir. Online bir platform olan Podanize bilgisayarınıza, tabletinize ve telefonunuza erişerek sizin ve ailenizin takvimini günlük bazda organize etmektedir.

 

Kaynak:

2 Things That Make a Business Idea Brilliant

 

The post İş Fikrinizi Harika Yapan 2 Özellik appeared first on Etohum.

Cami musikisinde ‘Terennüm’

Metin Habaoğlu'nun sunduğu ‘Terennüm'de Türk tasavvuf musikisi, Türk sanat musikisi ve dini musikinin en güzel örnekleri seslendirilmeye devam ediyor.Zaman zaman cami imamları ve müezzinlerin katılacağı programda Türkiye'nin sevilen ses sanatçıları da sahne alıyor. Türk müziğinin ve Türk tasavvuf musikisinin formlarının anlatıldığı, ezanlar, salalar ve kametlerle birlikte cami musikisinin de konuşulduğu programda Türk müziğinin konuları, formları ve usulleri etrafında sohbet ediliyor. Terennüm'ün bu akşam ekrana gelecek bölümüne İstanbul Üsküdar Valide-i Cedid Cami müezzini Ahmet Uzunoğlu konuk oluyor. Hakk'a yakarışı ifade eden münacaatlar, mevlid, ezan-ı Muhammedi, camii musikisi gibi konuların kunuşulacağı programda, birbirinden güzel ilahiler, ezan-ı Muhammedi ve salalar icra edilecek. IRMAK TV 21.45

8 Mayıs 2014 Perşembe

Girişimcilik ve Küçük İşletme Farkı

Çoğu zaman girişimcilik ve küçük işletme kavramları birbiri ile karıştırılabilmektedir. Bir girişim şirketi kuran kişinin vizyonu ile küçük bir işletme açan kişinin vizyonunda belirgin farklılıklar bulunmaktadır.

Girişim büyüme ile ilgilidir. Bir girişimci dünya çapında ve yıllık milyar dolarlar kazanacak bir şirket kurmak hayali ile işe girer. Amaç; Google, Facebook, Square, Airbnb ve diğerleri gibi dünyayı hâkimiyeti altına almaktır. Girişim şirketleri genellikle yeni teknolojiler ve kanıtlanmamış iş modelleri kullanır. Küçük işletmenin ise bir girişimin tam tersine dünyayı domine etme heyecanı yoktur. Küçük işletme genellikle belirli bir coğrafi alanda ya da kısıtlı bir pazarda fiziksel varlığı ile tekel olmaya çalışır. Örnek olarak sokağınızın köşesindeki pizzacıyı ya da şehrinizde birkaç dükkânı olan kuru temizlemeciyi ele alabilirsiniz.

Yukarıdaki tanımlamalardan da anlaşılacağı üzere girişimler internetle ilişkiliyken küçük işletmeler fiziksel mağazaları ile akıllara gelmektedir. Sanal olan bir şeyi 1 kişiden 1 milyar kullanıcıya çıkarmak kolaydır. Girişimler, sanal operasyonlar aracılığıyla bir yaşam tarzı işletmesi kurmaya çalışır ve Starbucks ya da McDonalds gibi fiziksel operasyonlarla dünyaya açılma ve hâkimiyet kurma arzuları yoktur.

Küçük işletmelerle girişim şirketleri arasındaki bir diğer fark ise karlılığa bakış açılarıdır. Küçük işletmeler genellikle işe girer girmez kar elde etmek zorundadır. Girişimler ise sıklıkla en dibe kadar inerler ve en iyi senaryoda tamamen batmadan yükselişe geçerler. Ya da tamamen iflas ederler. İdeal birisi ister küçük işletme ister girişim şirketi olsun henüz gelir getirmeyen erken dönemde sermayesini vergileri düştükten sonra oldukça düşük ya da sıfır kişisel gelirle harcamaya çalışır.

Peki işe başladıktan sonra hızla büyüyüp aya ulaşmak için risk sermayelerinden yatırım almalı mısınız yoksa organik büyümenize bağlı mı kalmalısınız? Risk sermayesi almak bir şirket için jet yakıtı gibidir ve ulaşılması gereken yere sizi on kat hızlı götürebilir. Aynı zamanda girişiminizi bir anda yok edebilir. Burada en doğru karar sizin heyecanınızla ve kişisel donanımınızla verilecektir. Şirketinizin başarısızlığını tolere edebilir misiniz? Eğer sıfıra inemeyecekseniz sonsuzluğa gitmeyi denememelisiniz.

Kaynak:

Market Research, Wireframing, Design

The post Girişimcilik ve Küçük İşletme Farkı appeared first on Etohum.

Kayıp Kahraman’dan kork!

Üç krallığın savaş döneminde, eski Çin uygarlığı büyük bir karmaşaya sürüklenmiştir.Büyük savaş beyi Lui Bei’ye bağlı efsanevi savaşçı Guan Yun Chang, lideri ve dostundan ayrı düşer. Liu Bei’nin düşmanı olan savaş beyi Cao Cao’nun adamları tarafından esir alınarak bağlı olduğu lidere rakip olan bu adam için savaşmak zorunda kalır. Orduyu zafere sürüklemesinden sonra, Cao Cao’nun onun gibi cesur bir askerin kendine büyük tehdit olduğunu düşünmesinden ötürü Guan Yun Chang, imparatorun emriyle onu yok etmek için peşine düşen tüm güçlerle savaşmak zorunda kalacaktır.

7 Mayıs 2014 Çarşamba

TRT’nin diline ne oldu?

Kamu kaynaklarıyla beslenen ve bu halkın tamamına eşit mesafede durması gereken TRT televizyonları, son zamanlarda halkın değil de bir partinin yayın organına yakışır bir dil kullanıyor.Yıllarca Ergenekon davalarında bile haberlerini “iddia” olarak veren TRT, Başbakan ve medyası tarafından icat edilen ne idüğü belirsiz “paralel” paranoyasına kapılmış durumda. TRT, ortada hukuken hiçbir suç, kanıt, belge ya da bilgi olmaksızın ve hiçbir evrensel habercilik kriterinde yeri olmadığı halde “paralel yapı” ifadesini kullanıyor.Geleneği olan ve halkın parasıyla yaşayan bir kurumun böyle bir yayıncılık anlayışına sapması, tek kelimeyle bayağılık. İbrahim Şahin’in “çağ atlattığı” o TRT’ye ne oldu? TRT TÜRK, TRT Haber, TRT FM radyosu ve diğerleri, bu dille ve parti sözcüsü yayın anlayışıyla daha nerelere savrulacak?Seçim öncesi muhalefet partilerinin sesini kısan, haberlerine iktidarın onda biri bile yer vermeyen TRT nasıl Türkiye’nin kanalı olacak? TRT yöneticileri bunları yaparken vicdanları rahat şekilde başlarını yastığa koyabiliyorlar mı?Ne zor şey parti memuru gibi davranmak!

Demlikte Kalan Çay Tozunu Değerlendirin

Herkese merhabalar..Havaların gündüz sıcak , geceleri serin olması nedeniyle birçok kişi soğuk algınlığıyla mücadele ediyor bu aralar..Tüm hastalara şifalar dileyerek yazıma başlamak istiyorum..Çayın deminin faydalarını bir çoğunuz biliyorsunuzdur ..Bunlardan en çok kullanılanı ,gözlerdeki çapakları temizlemek ve yok etmek adına pamukla göze tampon yapmaktır herhalde ..Bende kızıma bebekken çok yaptım ve faydasını gördüm..Bu konulara fazla girmeden size çay demini değerlendirmenin başka bir yönününden bahsedeceğim...Biliyorsunuz karadeniz de  çayın çok olması nedeniyle çay tozları bir nevi geri dönüşüme uğrayıp , fındık veya çay kökleri için doğal gübre olarak kullanılır..Çay fabrikaları , çaydan arta kalan toz halindeki çayları isteyene düşük bir ücret karşılığında satar..Çiftçiler de bunları çuvallarla alıp bahçelerinde , sebze ,meyvelerinde ,dediğim gibi çay yada fındıkların da doğal gübre olarak kullanırlar..( fabrikada tanıdıkları olanlar bu toz çayları ücretsizde alabildiğini söylemeden geçmeyeyim :) )Şimdi biz taaa Trabzona ve  Rizeye bu toz çayları almaya gidemeyeceğimize göre , evde demlediğimiz çayların demini değerlendirebiliriz..Bunu 2 şekilde kullanabiliriz..1_Çayın demi soğuduktan sonra suyunu evdeki yada balkonumuzdaki çiçeklerimizi yada bitkilerimizi sulamada kullanabiliriz..Bu şekilde hem doğal gübre vermiş oluruz , hemde su ihtiyaçlarını gidermiş oluruz..2_Çayın deminin fazla suyunu süzdükten sonra saksılarımızdaki toprakların üzerini bu çay tozlarıyla kapatıp toprağın sürekli nemli kalmasını sağlayabiliriz..Bu demek değil ki hiç sulamadan toprak nemli kalır , hayır sadece toprağın su ihtiyacını bir gün geciktirir ..Ve  her suladığınızda o çay tozunun demi toprağa gübre salacaktır..Ayrıca toprağa bu çay tozlarından karıştırdığınız zaman toprak daha havalı duracak , suyu kolay çekip bitkileriniz daha güzel su görecektir..Saksılarınızın üzerine koyduğunuz çay tozlarını ara sıra değiştirirseniz eminim daha etkili olacaktır..Eğer bahçeli bir evde oturuyor ve bahçenizde ağaç ,meyve, sebze varsa  evdeki çay demlerinizi sürekli bunların köklerine dökün , faydasını göreceksiniz...Not :Aşağıdaki resim benim balkonumda yeni diktiğim salatalıklarımın resmi ..Saksıya, yukarıda bahsettiğim gibi çay demini döktüğüm için paylaşmak istedim :)

Ruhunuzu Kaybetmeden Şirket Kurmanın 30 Kuralı

Görünen o ki iş-yaşam dengesi diye bir şey yok. Yalnızca yaşam var. Bazı insanlar işlerini yalnızca faturalarını ödeme yolu olarak görüp hafta sonları için yaşamaktadır. Diğerleri de kuralları yıkmak ve tüm günlerini tutkuları için yaşamak ister. Üçüncü bir grup var ki bu gruptaki insanlar kendilerini girişimci olarak nitelendirmektedir. Peki bu grup doğru yaşam dengesine sahip midir?

Pek çok girişimciden tüm gün makarna yiyip ofislerinde uyudukları hikâyesini duymaktayız. Evet, bu girişimciler tutkulu ve başarmak için şirketleri dışında hiçbir şeyin yer almadığı bir hayat yaşamaktalar. Sanırım buna da tam anlamıyla yaşamak diyemeyiz.

Bir iş kurmak gerçekten zorlu bir süreç. Başarmak için kendinizi buna adamanız, sıkı çalışmanız ve hayatınızdan bir şeyleri feda etmenizi gerektirebilir. Fakat bazı şeyler var ki onları gerçekten feda etmeye değer mi? Dünyayı değiştirme misyonunuz bu süreçte kendinizden bir parçayı da kaybetmeniz anlamına mı gelmeli?

Girişiminiz hakkında tutkulu olmanız ve kendinizi ona adamanız gerektiği doğru fakat bu durum hayattan %100 vazgeçeceğiniz anlamına gelmiyor. Unutmayın ki her gün insanlarla çalışıyor ve insanlarla meşgul oluyorsunuz. Bu yüzden işte başarı kadar hayatta başarı da önemlidir. Peki bu dengeyi nasıl kurabilirsiniz? Aşağıda mutlu bir girişimci olmak için iş ve yaşamınızı nasıl dengeleyebileceğinize dair 30 prensip yer almaktadır:

1.       Bir vizyona sahip olun ve neyi başarmak istediğinizi netleştirin

2.       Sıkıca tutunmadığınız güçlü fikirleriniz olsun

3.       Unutmayın hayat bir giysi provası değildir

4.       Amacınızı bilin

5.       Elinizden geldiği kadar değişin. Yapamayacaklarınızı kabul edin.

6.       Tutkunuzun öne çıkmasına izin verin

7.       Değerlerinizi yaşayın

8.       Kendinize dürüst olun

9.       Bütünlük içinde hareket edin

10.   İyi bir hikâye anlatıcısı olun

11.   Odaklanın

12.   Disiplinli olun

13.   Hayır demeyi öğrenin

14.   Sadece etkili değil aynı zamanda etkin olun

15.   Analiz felcinden sakının

16.   Eğer içinizde bir şüphe varsa yapmayın

17.   Hatalarınızı kabul edin, başarılarınızı kutlayın

18.   Pişmanlıklardan kaçının

19.   Egonuzla hareket etmeyin

20.   Her zaman öğrenmeye aç olun

21.   Konuşmadan önce dinleyin

22.   Büyük kararlar vermeden önce uykunuzu alın

23.   Başkalarının tavsiyelerini kabul edin ama içgüdünüze güvenmeyi öğrenin

24.   Yolculuktan keyif alın, hedefe varmak konusunda takıntılı olmayın

25.   Farkındalığınız üzerine çalışın ve şimdiki anda yaşayın

26.   Arkadaşlarınıza ve ailenize vakit ayırın

27.   Oyun oynamak için zaman yaratın

28.   Sağlığınıza özen gösterin

29.   Başardıklarınız başkalarının sahip olduklarından çok daha önemlidir

30.   Aldığınızdan fazlasını verin ama harcadığınızdan fazlasını kazanın

 

Kaynak:

There is no such thing as work-life balance

The post Ruhunuzu Kaybetmeden Şirket Kurmanın 30 Kuralı appeared first on Etohum.

6 Mayıs 2014 Salı

Ürün Stratejisi Demek Bolca “Hayır” Demektir

Eğer bir ürün geliştiriyorsanız “hayır” demek konusunda uzman olmalısınız. “Belki” ya da “sonra” değil, cevabınız net bir “hayır” olmalıdır. Bu, iyi tanımlanmış parametreleri olan bir ürün ortaya koyabilmek gerekli bir koşuldur.

Geliştirdiğiniz ürünün büyük ya da küçük farklı eklenti ve özelliklerle on binlerce farklı kombinasyonu olabilir. Bu seçenekleri çoğu elenecek ve ürün piyasaya yalnızca birkaç özellikle sunulacaktır.

Evet demek için pek çok sebebiniz olacak

Ürününüz ilgi görmeye başladığında kendinizi yeni ürün özellikleri için iyi fikirleri düşünürken bulacaksınız. Bu fikirler müşterilerinizden, çalışma arkadaşlarınızdan ve sizden gelecek.  İyi fikirler üzerine düşünürken “evet” demek için pek çok sebebiniz olacak.

Ürünler karmaşık sistemlerdir. Müşteri bağlılığını arttırdığını düşündüğünüz bir özellik sayıca bazı yerlerde artış bazı yerlerde düşüş gösterebilir. Veriler gözle görülür bir şekilde iyi olduğunda ve müşteri bağlılığında artış göründüğünde bile aklınızın gerisinde sizi meşgul eden bir düşünce olacaktır: ”Bu yenilik ürünle birebir uyumlu mu?” Sonuçta ürününüze “Tetris” oyununu eklerseniz müşteri bağlılığını etkili bir biçimde arttırabilirsiniz fakat bu metrik ürününüzün eskisinden daha iyi olduğu anlamına mı gelecek?

Yalnızca birkaç dakika

Ana problemlerden birisi de işin kapsamıdır. Kapsam asla yeni bir eklenti geliştirmek için sebep olmamalıdır. Kapsam işin gidişatı ile ilgili stratejik bir karar olabilir fakat bu karar ürünle ilgili değildir.

Kötü fikirlerin çoğu hızlıca geliştirilmeye elverişlidir. “Yalnızca birkaç dakikamı alır” fikrine aldanmayın. Küçük değişiklik diye bir şey yoktur. En küçük eklenti bile görünmez bir karmaşıklığa sahip olabilir.

Bir müşterimi kaybetmek üzereyim

Bir özellik gelmediği için gideceğini söyleyen müşteri değişiklik sebebi değildir. Hiçbir müşteri iyi bir ürün kadar önemli olamaz. Yalnızca tek bir müşteriyi memnun etmek için getirdiğiniz değişiklikler size pek çok diğer müşterinizi kaybettirebilir.

Sadece isteğe bağlı özellikler sunabiliriz

İsteğe bağlı özellikler tercihlerin ölmesi demektir. Seçenekleri bir ara yüzde sunmak ana ekranlardaki karmaşıklığı ortadan kaldırır fakat hala ortada çözülmesi gereken problemler bulunmaktadır.Seçeneklerin kombinasyonları geliştirmeniz gereken görsel tasarımların sayısını arttırır. Her özelliğin gizli maliyeti ürün tanımınızı zayıflatacaktır.

Planlanmış başka bir iş görünmüyor

Şirketinizdeki birisi bir ya da birkaç mühendisin önümüzdeki dönemde planlanmış bir işi olmadığını fark eder ve şirketin verimliliğini arttırmak, bu mühendisleri meşgul tutmak için yeni ürün özellikleri geliştirmeleri gerektiğini düşünür. Ne yazık ki boş zamanları değerlendirmek için özellik geliştirmek kötü bir yaklaşımdır.

Bu dönemlerde ürününüze teknik yükler getirmek yerine bu yüklerin bir kısmını azaltmayı düşünmelisiniz. Boş zamanlar hataları düzeltmek, test senaryolarını düzenlemek ve kodu yeniden yapılandırmak için en uygun zamanlardır.

Rakiplerimizde var bizde yok

Bir özelliğin rakibinizde olması iyi bir fikir olduğu anlamına gelmez. Bu yalnızca onların test ettiği herhangi bir şey olabilir. Berbat bir fikir de olabilir. Belki de rakibinizin yakın dönemde kaldırmayı planladığı bir özelliktir.

Rakiplerinizin sizden daha akıllı davrandığı ve daha doğru bir politika izlediğini varsaymanız doğru değildir. Rakiplerinizin ürün özelliklerine takıntılı olmak dünün teknolojisini bugüne taşımakla aynı şeydir.

Eğer biz geliştirmezsek başkası geliştirecek

Başkalarının geliştirecek olması bu özelliklerin sizin ürününüzde olması gerektiği anlamına gelmez.Eğer başkası geliştirirse müşterileriniz artık sizin ürününüze ihtiyaç duymayacak mı? Tamamen başka bir yere mi geçecekler? Basitçe başkası yapacak demek kulağa yeterli gelebilir ama aslında bir anlamı yoktur. Bu düşünce yalnızca ürününüzün bir yerde durması gerektiğini kabul etmediğiniz için sürekli kapsamı genişletmeye kendinizi ikna etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Yalnızca yarışın dışında kalmaktan korkuyorsunuz.

Hayır demek neden önemlidir?

Olay şu ki yol boyunca saçma fikirlerden kimse sizi korumayacak. Kötü fikirleri tespit edip elemek en azından size bir kalkan olacaktır. Gerçek ürün kararlarını vermek kolay değildir. Bu kararları doğru verebilmek için gelen bir teklife bakıp “Gerçekten harika bir fikir. Müşterilerimizin neden bunu seveceğini anlayabiliyorum. Teşekkürler. Fakat bunu geliştirmeyeceğiz.” diyebilmek gerekir.

 

Kaynak:

Product Strategy Means Sayıng No

 

The post Ürün Stratejisi Demek Bolca “Hayır” Demektir appeared first on Etohum.

Şimdi hesap zamanı

Aksiyon filmlerinin efsane ismi Jean Claude Van Damme’ın başrolde olduğu 2007 yapımı Mezara Kadar (Until Death) bu akşam ekrana geliyor.Anthony Lowe, çalıştığı birimde çok da sevilmeyen bir polistir. Düzenlediği baskın operasyonu başarısızlıkla sonuçlanır. Hem tüm New Orleans’ı haraca bağlayan Callaghan ellerinden kaçmıştır hem de iki polis memuru hunharca öldürülmüştür. Lowe, öç almaya ant içer. Üstelik Callaghan ile geçmişten kalan bir hesapları da vardır. Lowe bir yandan mafyayla boğuşurken diğer yandan da sorunlu evliliğini kurtarmaya çalışmaktadır.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Türkiye’de Google Glass Fiyatları

Google Glass, son olarak bir günlüğüne sınırlı sayıda satışa sunulmuştu. Google’ın bu satışı sadece Amerika ile sınırlı yapması diğer ülkelerde yaşayanların gözlüğe ulaşmasını zorlaştırdı. Elbette bu durumu fırsata dönüştürenler de yok değil.

Eğer şimdiye kadar bir Google Glass sahibi olamadıysanız, biraz (!) yüksek bir fiyat ödeyerek bu şansa sahip olabilirsiniz. Google’ın Amerika’da gerçekleştirdiği satışta Glass almayı başaranlar, şimdi bunu Türkiye’de satıyor. Sahibinden.com üzerinde Google Glass ilanlarına rastlamak mümkün. Hatta Sahibinden.com da bu konuyla ilgili bir basın bildirisi yayınlamış.

Google Glass’ların Türkiye fiyatı 4,400 TL ve 4,900 TL arasında değişiyor. Amerika’da tek günlük satışta 1,500 + vergi fiyatıyla satılan Glass, Türkiye’de biraz daha pahalıya geliyor. Elbette bu rakamları ödemek şimdilik pek mantıklı değil. Eğer bir Glass geliştiricisi ya da zengin bir teknoloji meraklısı değilseniz…

Google Glass henüz seri üretime girmediği için fiyatları bu denli yüksek. 2014′ün sonlarında seri üretimin başlayabileceği konuşuluyor.

The post Türkiye’de Google Glass Fiyatları appeared first on Etohum.

Gerçekler acıtır Katya!

Yönetmenliğini Ahmet Sönmez’in yaptığı, Kadir İnanır’ın başrolde olduğu Elveda Katya, bu akşam televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Gerçek bir hikâyeden uyarlanan film, toplum önyargılarını, vicdanı, bir kız çocuğunun “baba arayışını” anlatıyor. Batum’daki bir yetimhanede büyüyen Katya isimli genç kız için yetimhaneden ayrılma zamanı gelmiştir. Kapıdan çıktığında gizemli bir kadınla karşılaşır ve ondan Trabzon’da yaşamayan Yunus isimli bir denizcinin kızı olduğu gerçeğini öğrenir. Yunus Kaptan’ı bulmak için yollara düşen Katya, Trabzon’a geldiğinde beklediği tabloyla karşılaşmaz. Öte yandan, yıllardır yurtdışında bir kızı olduğu gerçeğinden habersiz yaşayan Yunus, bir aile kurmuş ve kendi halinde yaşamaktadır.

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Milyoner hint fakiri!

Dünyanın en yoksul insanlarının yaşadığı Hindistan'da geçen bir "milyonerlik" öyküsü olan 'Milyoner'de, Hindistan'ın gecekondularla dolu bir mahallesinde yaşayan genç Jamal'in ilginç hikâyesi aktarılıyor. Jamal, fakir ve öksüz ancak idealist bir çocuktur.En büyük düşü, Hindistan'ın en ünlü bilgi yarışması programına katılmak ve büyük para ödülünü kazanmaktır. Bu hayalinin gerçekleşmesi arefesinde farklı olaylar yaşamını dönüştürmeye başlayacaktır. Jamal, büyük ödüle ulaşacağı son soruya bir şekilde gelmiştir. Tam da bu sırada programın süresi dolar ve son soru gelecek haftaki programa kalır. İlginç bir şekilde başarılı olan Jamal'in bu imkansız görünen başarısı herkesin dikkatini çeker ve genç adam hile yapmış olabileceği gerekçesiyle tutuklanır. Sorgu gecesinde soruları nasıl yanıtladığını tek tek anlatan genç adamın sırrı yavaş yavaş aydınlanır. Slumdog Millionaire, Hindistan'ın dünya sinemasındaki en ses getiren örneklerinden biri. En İyi Yabancı Film kategorisinde Oscar'ı kazanan yapıt, televizyonun insanlık üzerinde kurduğu büyülü hakimiyetini yansıtıyor. TELEVİZYON SERVİSİMİLYONER - SLUMDOG MILLIONAIREYÖNETMEN: DANNY BOYLE OYUNCULAR: DEV PETAL, FREIDA PINTO, SAURABH SHUKLA FOX TV - 20.00

Adana Melek Yatırımcılık ve Girişimcilik Zirvesi 9-10 Mayıs’ta

Etohum olarak en sık duyduğumuz şikayetlerden biri İstanbul dışında yeterince etkinlik yapmadığımız yönünde. Bu konuya yönelik vaktimiz ve enerjimiz el verdiğince çalışma yürütmeye çalışıyoruz, artırarak da devam edeceğiz. Bu sırada diğer illerden gelen etkinlik haberlerini de sizlerle paylaşmaya çalışıyoruz. Duyurumuz Adana’dan. 9 Mayıs’ta Çukurova Üniversitesi’nde Çukurova Bilişim Teknolojileri Eğitim ve Araştırma Derneği ve Anadolu Girişimci İş Adamları Derneği ile birlikte öğrencileri; 10 Mayıs tarihinde ise Adana Sheraton Oteli’nde 700′e yakın iş adamını bir araya getirecek Adana Melek Yatırımcılık ve Girişimcilik Zirvesi’ne iş ve akademi dünyasından çok önemli isimler katılacak.

Etkinlik kapsamında Adana Sheraton Otelinde tüm iş dünyasını Melek Yatırımcılık konusunda bilgilendirmek adına  TMYD Başkanı Baybars Altuntaş deneyimlerini paylaşacak.

Ayrıntılı bilgi için.

 

The post Adana Melek Yatırımcılık ve Girişimcilik Zirvesi 9-10 Mayıs’ta appeared first on Etohum.