15 Ekim 2014 Çarşamba
Şefkati yetim gönüllerde buldu
Samanyolu TV’nin iki yetimin hi-kâyesini konu alan yeni dizisi ‘Yetim Gönüller' bu akşam ikinci bölümüyle izleyici karşısına çıkıyor.Dizide Teğmen Kerem karakterini oynayan Gürkan Günal, hayatında sevgi ve şefkati hiçbir zaman göremeyen, her şeyini vatana ve millete adamış bir asker... Kimseye, özellikle de kadınlara hiç güvenmiyor... Kadınlara karşı önyargısının altında büyük bir dram var aslında. Gerçek hayatında askerlerin ağırlıkta olduğu bir ailede büyüyen Ünal ile Yetim Gönüller'i konuştuk.Daha önce Hıyanet Sarmalı ve Küçük Kıyamet dizilerinde rol alan Ünal, sakallarının sırrını da açıklıyor...Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne hissettiniz?Yetimhanede büyüyen bir çocuğun psikolojisinden, yetim olmayan anlayamaz. Anne-baba sevgisinden mahrum büyüyen bir çocuk, sığınmak için başka kol kanat arar. Kerem de askeri eğitim gören bir insan, ocağı ve ailesi askeriye olur. Annesi ve babası vatanı.Kerem'in bu noktaya nasıl geldiğiyle ilgili geri dönüşler olacak mı?Kerem'i tanıyacağız elbette. Nasıl olduğunu, annesini nasıl kaybettiği senaryonun gidişatına göre olacak. Fakat Asya ile Kerem arasındaki yumuşama hemen olmayacak. Kerem aradığı sevgiyi, şefkati üniformanın içinde mi bulacak?Bunda bulduğunu sanıyor ve buna sarılıyor. Manevi yönden de eksik bu adam. Bir kız arkadaşı var ama ilgisiz. Askeri disiplin içinde yetim büyüyen bir çocuk nasıl duygusal olur ki? Bunu kırmak çok zor olacak. Bunu kıracak biri de Asya olacak. Yolları kesişecek...Bu arada sakallarınız dikkat çekiyor. Nedir sırrı?Kerem'in cilt hastalığı var. Onun için sakal bırakmak zorunda...Çevremizde pek çok yetim var. Role hazırlanırken bu tür insanlarla görüşme imkânınız oldu mu?Karakteri çalışırken, aile içinde sevgiyle büyüyen çocuklarla, sevgisiz büyüyen çocukların psikolojilerini biliyordum. Çevremizde de var elbette. Ya eğitim gördüğü okulun öğretmenine sarılır ya da bulunduğu yetimhaneye... Her çocuk sevgiyle büyümek ister. Sevgiye açtır.Üniforma üzerinize oturmuş. Rol de olsa bunun içine girmek nasıl bir duygu?Askerleri gözlemlediğin zaman disiplin önemli. Asker eşittir disiplin. Bunu taşımak senin vücut formunu bile değiştiriyor. Büyük babam, dedem emekli kıdemli topçu başçavuştu. Amcam da askerdi. Emekli olduktan sonra bile disiplin içinde yaşadı. Ben bunları çok iyi hatırlıyorum. Gözlem yapmam için bu çok önemliydi.Niye oyuncu olmak istediniz? Kime özendiniz?Taklit. Tiyatro da taklitten doğuyor. Küçükken çok taklit yapıyordum. Aileler, akrabalar geldiğinde bana taklit yaptırırlardı. Benden dayımı, büyük babamı taklit etmemi isterlerdi. Ben de taklit ederdim. Sonunda beni alkışlar, bu da hoşuma giderdi. İlkokulda hocalarım sınıf sınıf gezdirirdi taklit için. Annem hâlâ taklit istiyor.Ortaokuldan itibaren oyuncu olmak istediğmi söylerdim... Daha yolun başındasınız. İleriye dönük idealleriniz neler?Dizi adına bir idealim yok. Yurtdışındakilerle bizimkiler arasında fark çok. Sinema filminde rol almak isterim. Ve pek çok yönetmen var çalışmak istediğim. Tiyatrodan geçinmeyi çok isterdim “Konservatuvar mezunu bir oyuncuyum. Bir oyuncu olarak tiyatrodan geçimimi sağlamak isterdim ama bu şartlarda bu zor. Sanata ve sanatçıya verilen değer ortada. Maalesef Devlet Tiyatroları’nın açtığı kadro belli. O kadar çok mezun veriyor ki tiyatro okulları... Birçok oyuncu var. Oyuncu aç kalınca dizilere yöneliyorlar. Dizi oyuncusu diye bir tabir çıktı. Oyuncu vardır. Ben oyuncuyum diyemem, öğrenmeye çalışıyorum.”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder