31 Ekim 2014 Cuma

Varlığı bir dert, yokluğu yara...

2012 yapımı Yabancı (El Grigno) bu akşam ekrana geliyor. Eduardo Rodriguez’in yönettiği filmin konusu şöyle: Kimliği belirsiz gizemli adam, bir hayli zor ve kanlı bir geçmişe sahiptir.Valizindeki iki milyon dolar ile Meksika sınırından geçer ve El Fronteras’a varır. Bilmediği şey ise bu küçük kasabada yaşayan herkesin son derece kurnaz olduğu ve paranın peşine düşmekte gecikmeyecekleridir. Bölge güvenlik sorumlusu bile adamın ve parasının peşinde olacak, parayı elde etmek için gerekirse adamı öldürmekten sakınmayacağını söyleyecektir. Bölgedeki mafya örgütlenmesini kontrol eden Meksikalı polis şefi Espinoza da iki milyon dolardan haberdar olduğunda, gerçek bir para savaşı patlak verir.

Xiaomi, Asya’dan Çıkmadan En Büyük 3. Telefon Üreticisi Oldu

Kaynak: IDC

Ucuz iş gücü bir ülkenin kalabalık nüfusa rağmen istihdamda sorun yaşaması ve elbette gelişmemişlik sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Yakın bir zamana kadar çoğunluğu köylerde yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan bir millet olan Çinliler, ayrıca dünyanın en kalabalık ülkesi olduğu için de ucuz iş gücünün merkezi haline gelmişti.

Aradan geçen zaman içerisinde Çin’de büyük fabrikalar kuruldu ve Çin dünyanın üretim merkezi haline geldi. Elbette üretimde bu kadar söz sahibi olunca da kendi markalarını yaratıp onlar için de üretmeye başladılar. Şimdilerde Çin, bu değişimin neticesinde yaşam standartlarının arttığı ve insanların şehirlerde yaşamak için göç ettiği bir ülke halinde. Dolayısıyla dünyanın sahip olduklarını onlar da istiyorlar.

Apple’ın Çin’e olan ilgisi de buradan geliyor. 1 milyar insanın yaşadığı bir ülkede tüm dünyada sattıklarından daha fazla akıllı telefon satabilirler. Fakat bu pek kolay bir iş değil zira Samsung bu pazarda oldukça güçlü. Üstelik şimdi bir de Xiaomi var.

Xiaomi, çok yakın zamana kadar sadece Çin pazarı için üretim yapan yerel bir üreticiydi. Hindistan ve Singapur gibi ülkelere henüz yeni açıldılar. Ama sadece Çin pazarındaki başarıları bile onları dünya sıralamasında 3. sıraya taşıdı.

IDC’nin açıkladığı çeyrek rakamlarına göre geçtiğimiz 3 ayda dünyada 325 milyon adet akıllı telefon satılmış. Bunların neredeyse dörtte birini Samsung tek başına satmış. Fakat bu Samsung için bir düşüş göstergesi çünkü bir yıl önce aynı dönemde akıllı telefon pazarının üçte birine sahiplerdi. İkinci sıradaki Apple’ın yeri de değişmiyor. 3. sırada ise sürpriz bir isim olan Xiaomi var. Xiaomi’nin tüm satışlar içerisindeki payı %5. Henüz Asya dışına çıkmamış olan, satışlarının büyük çoğunluğunu Çin’de gerçekleştiren bir şirket için bu önemli bir başarı. Zira HTC, LG, Sony, Lenovo gibi global markaları geride bırakmayı başardılar.

Elbette bu Xiaomi’nin başarısının olduğu kadar Çin’deki akıllı telefon patlamasının da bir göstergesi. Ayrıca Çin’in Ferrari ve Aston Martin gibi lüks otomobil üreticilerinin de en çok satış yaptığı ülke haline geldiğini de hatırlatalım. Çin’de lüks ürünlere olan talep her geçen gün artmaya devam ediyor.

The post Xiaomi, Asya’dan Çıkmadan En Büyük 3. Telefon Üreticisi Oldu appeared first on Etohum.

30 Ekim 2014 Perşembe

Diego’yu kurtarmak

Ünlü İspanyol yönetmen Daniel Calparsoro imzalı ‘İstilacı’ (İnvader) televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Yüksek bütçesi ve aksiyon sahneleriyle dikkat çeken filmde; İspanyol ordusunda doktor olarak çalışan Paul, 2003 yılındaki Irak savaşının barış sürecinde savaş bölgesine gönderilir. Burada rutin kontrollerini yapmak için çıktıkları konvoy çölde saldırıya uğrar. Bölgedeki en iyi arkadaşlarından biri olan Diego rehin alınır. Paul, elindeki bütün imkanları kullanarak arkadaşını kurtarmak için her şeyi yapacaktır.

Facebook Mobil Sayesinde Büyümeye Devam Ediyor

Facebook, mobil konusunda attığı önemli adımların meyvesini halen toplamaya devam ediyor. Çeyrek sonuçlarını açıklayan şirket, sosyal ağlar arasındaki liderliğini daha da pekiştiriyor.

Facebook’un kullanıcı sayısı eylül ayı itibariyle 1.35 milyara ulaşmış. Elbette bunlar aylık aktif kullanıcılar. Günlük aktif kullanıcı sayısı ise 864 milyona ulaşmış durumda. Üstelik bunların 703 milyonu her gün mobil cihazlarından Facebook’a giriyor.

Facebook’un kullanıcı sayısı bir önceki çeyreğe göre %29 artış göstermiş durumda. Twitter’ın aylık 284 milyon aktif kullanıcıya sahip olduğunu düşünürsek Facebook için ‘sosyal ağların kralı’ dememiz yanlış olmaz.

Şirketin gelirlerinde de mobili payı büyük. Gelirinin %64′ünü reklamlardan elde eden Facebook, bunun %66′sı mobil reklamlardan geliyor.

Üstelik bu rakamlar sadece Facebook.com için. Yani Facebook’un sahip olduğu WhatsApp ve Instagram da kendi alanlarında büyümeye devam ediyor. Mark Zuckerberg, WhatsApp ve Oculus’un durumlarına pek değinmese de Instagram’ın bazı pazarlarda %100 oranında büyüdüğünü dile getiriyor. Elbette bu şirketlerin gelirleri şimdilik Facebook’a kıyasla çok düşük. Ancak Facebook geleceğini sağlama almak için çalışmaya devam ediyor.

Detaylı bilgilere Facebook’un yayınladığı 3. çeyrek slaytlarından ulaşabilirsiniz.

The post Facebook Mobil Sayesinde Büyümeye Devam Ediyor appeared first on Etohum.

29 Ekim 2014 Çarşamba

Growth Hacking İle Büyüyen Şirketler: LinkedIn

LinkedIn, bugün kendi alanında en popüler sosyal ağlardan biri de söz konusu ‘iş ağı’ olduğunda ciddi bir rakipleri olmadığı da söylenebilir.

LinkedIn’in başarısının altında da bir Growth Hacking stratejisi yatıyor. Bugün LinkedIn’e üye olmayan biri siteye eriştiğinde kişiler açık profilini göremiyor. Bu LinkedIn’in üye kazanmak için uyguladığı stratejilerden biri. Fakat LinkedIn’i daha da ön plana çıkaran yaklaşım kullanıcı profillerinin Google ile olan ilişkisi.

LinkedIn kullanıcılara kendi açık profillerini oluşturma imkanını tanıyor. Bu sayede herkes LinkedIn’de kendi iş ağını yaratmak için bir profil oluşturuyor. Böylece LinkedIn’in üye sayısı organik bir biçimde büyüyebildi. Üye sayısı arttıkça da LinkedIn sonuçları isimlerle ilgili aramalarda en üst sıralarda çıkmaya başladı. Artık iş çevrenizden bir kişinin ismini Google’da arattığınızda karşınıza ilk çıkan sitelerden biri LinkedIn oluyor. Bu kişi hakkında her türlü kendi oluşturduğu sayfada zaten mevcut. LinkedIn’in sizden istediği de üye olup kendinize bir profil yaratarak aradığınız kişiyle ilgili bilgilere ulaşmak hakkı elde etmeniz.

Eskiden bu bilgileri ya bulamazdınız ya da çok derin bir araştırma yapmanız gerekirdi. LinkedIn geldi ve kendini tam da bu noktaya yerleştirdi.

Bu yaklaşım kısa sürede LinkedIn’in kullanıcı sayısını 2 milyondan 200 milyona taşıdı.

LinkedIn’in bu başarısında SEO konusunda izlenen stratejinin büyük bir önemi var. Yani SEO halen ölmüş değil ve doğru stratejilerle sizi hızlı büyümeye yönlendirmesi mümkün.

The post Growth Hacking İle Büyüyen Şirketler: LinkedIn appeared first on Etohum.

Hocaefendi'nin İzmir yılları

Fethullah Gülen Hocaefendi'nin İzmir'e geldiği yılları, onun heyecan ve aksiyon dolu hayatına şahit olan, kadim dost ve talebeleri Geçmişten İzler'de anlatmaya devam ediyor.Programın bu haftaki konuğu, Hocaefendi'nin İzmir yıllarında yanında olan emekli haritacı Enver İlhami Küçüktepe. Hocaefendi'yi kahvehane sohbetlerinde tanımış Küçüktepe. Harcını birlikte kardıkları yeni yeni açılan yurtların ve okulların temellerinin atılmasına kadar ilgi çekici detayları da paylaşan Enver İlhami Küçüktepe, birinci ağızdan Hizmet'in ilk yıllarını anlatıyor. IRMAK TV 21.45

28 Ekim 2014 Salı

Deep Blue, Kasparov’u ‘Yanlışlıkla’ Yenmiş

Tarihin en dikkat çekici karşılmaşlarından biri olan Deep Blue – Kasparov arasındaki satranç maçı, satranç ustasının mağlubiyetiyle sonuçlanmış ve insan makineye yenilmişti.

Deep Blue ve Kasparov, yaptıkları ilk karşılaşmada 1-1 berabere kalmıştı. Ardından IBM daha güçlü bir bilgisayar olan Deeper Blue’yu geliştirmiş ve Kasparov’un karşısına çıkarmıştı. Deeper Blue, Kasparov’u 1997 yılında yendiğinde bilgisayar bilimi adına çok önemli bir işi başarmıştı.

Fakat Kasparov bu yenilgiyi kabul etmedi ve Deeper Blue’ya bir insan müdahelesi olduğunu iddia etti. Kasparov’a göre Deeper Blue, bir piyon alma eğiliminde olması gerekirken çok farklı ve beklenmedik bir hamle yapmıştı ve bunu ancak bir insan düşünebilirdi.

IBM o yıllarda böyle bir müdahele olduğunu kabul etmedi fakat Deep Blue projesini bitirerek başka bir maç oynanmasına da müsade etmedi.

Şimdi ise ESPN’in belgeseli olayın perde arkasını gözler önüne seriyor. Evet, IBM bir hile yapmamıştı ama Deeper Blue’nun hamlesi onlar için de beklenmedikti. Çünkü bilgisayar, bir sonraki hamleyi hesaplamak yerine bir sonsuz döngüye düşmüş ve bunun sonucunda da anlamsız bir hamle yapmıştı. Bu hamle Kasparov’u öyle hazırlıksız yakaladı ki mağlubiyete giden yolu açan bir hamle yapmak zorunda kaldı.

Bu linkteki videodan 17 dakikalık belgeseli izleyebilirsiniz.

The post Deep Blue, Kasparov’u ‘Yanlışlıkla’ Yenmiş appeared first on Etohum.

27 Ekim 2014 Pazartesi

Eski düşman, yeni dost

Colin Farrell’ın başrolde olduğu 2013 yapımı “İntikam Benim” (Dead Man Down) bu akşam ekrana geliyor.Victor, patronu yüzünden ölen karısı ve kızının intikamını almaya çalışan, New York’un yeraltı suç örgütü liderinin sağ kolu cesur bir infazcıdır. Patronu gizemli bir katil tarafından tehdit edilince, Victor da dedektifliğe soyunur. Bu sırada eski kurbanlardan biri olan Beatrice ise Victor’un aklını çelip ona şantaj yapmaya çalışır. Beatrice ile Victor’ın aralarındaki ilişki onları intikam hırsıyla başlayan ve sonu kötü biten öç almalara sürükler.

25 Ekim 2014 Cumartesi

Cumartesi Sungurlar günü olacak

Yeni sezonun merakla beklenen dizisi ‘Sungurlar’ bu akşam izleyiciyle buluşuyor.Özel çekim tekniklerinin ve görsel efektlerin ağırlıkta olduğu dizinin bu akşam ekrana gelecek ilk bölümünde; Ortadoğu’da yaşanan kavga ve Türkiye’yi sinsice bölmeyi amaçlayan terör örgütlerine karşı yapılan zorlu mücadele ekrana gelecek. Dizinin ilk bölümünde; Sungurlar komutanı Serdar Yüzbaşı, Suriye’de bir grup örgüt tarafından hapishanede işkence altında tutulur ve vahşice infaz edilmek istenir. Örgüt liderlerinden biri Serdar Komutan’a ölmeden önce Türkiye’nin başına gelecek kıyamet senaryosunun görüntülerini izletir. Bir anlamda Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun yeni haritası olarak hazırlanan senaryoyu gören Serdar Komutan dehşete düşer. İnfaz edilmek üzere olan Serdar Komutan’ın bu planı durdurmak için mutlaka kurtulması gerekir. SAMANYOLU TV 20.30

Türkiye – İsveç Girişim Fırsatları Etkinliği 4 Kasım’da İstanbul’da

TOBB, TOBB-ETU Garaj ve Stockholm Üniversitesi yüksek teknolojili ve inovasyon odaklı girişimcilik temasıyla önemli İsveç ve Türk konuşmacaları bir araya getiriyor.

4 Kasım’da TOBB Plaza’da düzenlenecek olan etkinlikte Türk ve İsveç yenilikçiler, girişimciler, iş adamları, akademisyenler ve ilgili kamu uzmanlarının bir araya gelecek. Etkinliğin amacı Türkiye ve İsveç arasındaki girişim fırsatlarını gündeme getirmek ve iki ülkede girişimcilerin yaşadığı zorlukları değerlendirmek. Odaklanılan konu ise ‘Hi-Tech’ girişimler olacak.

Etkinliğin konuşmacıları;

Leyla AlatonKjell Håkan Närfelt, Chief Strategist, VINNOVAKamjar Hajabdolahi, MD, SerendipityÖnder Guler, Country Manager, Google EnterpriseUssal Sahbaz, Program Manager, TEPAVPaul T. Levin, Director, SUITS

4 Kasım’da saat 14:00 – 16:30 arasında düzenlenecek olan etkinliğe bu linkten kayıt olabilirsiniz.

The post Türkiye – İsveç Girişim Fırsatları Etkinliği 4 Kasım’da İstanbul’da appeared first on Etohum.

24 Ekim 2014 Cuma

Startup Istanbul, Türkiye’nin Bölgede Merkez Olduğunu Kanıtladı

Bu yazı Capital dergisinin kasım sayısı için hazırlanmıştır.

Etohum organizasyonlarıyla Türkiye’de girişimcilik ekosistemine yönelik çalışmaları başlattığımızda amacımız ülkemizin sahip olduğu potansiyeli değerlendirmekti. Çok kalabalık genç nüfusa sahip olan Türkiye için girişimciliğin izlenmesi gereken doğru yol olduğunu biliyorduk. Bu yolda şimdiye kadar önemli bir mesafe katettiğimizi düşünüyoruz. Şimdiye kadar kurulan onlarca şirket bugün başarılı bir şekilde faaliyetlerine devam ediyor, ülke ekonomisine katkıda bulunmak için çalışıyor. Ancak bundan da önemlisi Türkiye’de artık girişimcilik çok daha iyi biliniyor ve saygı görüyor.

Elbette halen gidilecek çok yolumuz var. Bugün dünyanın en büyük internet ve teknoloji şirketleri onlarca yıllık ‘startup’ kültürününü eseri. Türkiye’de ise henüz 10 yıllık geçmişi olan bir alandan bahsediyoruz. Yani geldiğimiz nokta, geç yola çıkmış bir ülke için iyi olsa da çalışmaya devam etmeli ve Türkiye olarak daha da parlak bir yıldız olmalıyız.

Türkiye’nin potansiyeli sadece kendi genç nüfusu ve çabuk adapte olabilen yapısından gelmiyor. Türkiye, bulunduğu bölge içerisinde lider gözüyle bakılan ülkelerden biri ve birçok ülkede gençlerin hedefi, rol modeli olmuş durumda. Bu noktadan hareketle Türkiye, bölge ülkelerin girşimcilerini de kendine çekebilecek bir potansiyele sahip.

Bu ekosistemin içerisinde uzun sayılabilecek bir zamandır bulunduğum için şunu rahatlıkla söyleyebilirim; çevremizdeki ülkelerin hiçbirinde girişimcilik ekosistemin bizim kadar gelişmiş değil. Daha önce Rusya’da, Arap ülkelerinde vs. birçok etkinliğe katıldım. Startup Istanbul’daki gibi bir kalabalığı başka bir yerde görmek pek mümkün olmayacaktır. Bu yıl katılım Amerika’daki etkinliklere eşdeğer seviyedeydi ve katılımcıların neredeyse %50’si yurt dışından geldi. Önümüzdeki yıllarda bu oran yabancı katılımcılardan yana daha da artacaktır.

Tüm bu gelişmeler startup’lar bakımından Türkiye’nin bölgede bir merkez haline geldiğinin, örnek alındığının ve girişimcililer için önemli bir basamak olarak görüldüğünün göstergesi. Startup Istanbul, bu coğrafyanın en büyük etkinliği olarak Türkiye’nin bölgenin girişimcilik merkezi olduğunu kanıtladı.

“Girişimciler kuş kafesinde yetişmez”

Açılış konuşmasını yapan MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Erhan Erkut, dünyanın en büyük e-ticaret şirketlerinden Alibaba.com’dan örnek vererek sunumuna başladı. Erkut, Alibaba.com’un kurucusu Jack Ma’nın, 60 bin dolarlık yatırım sermayesini kısa bir süre sonra nasıl 230 bin dolara çıkardığını anlattı.

“Sabah 8′den akşam 5′e kadar çalışıp yalnızca yerel düşünürseniz, kendi zekanızı küçümserseniz, eski ekonominin bu araç ve yöntemleriyle yeni ekonomide başarılı olamazsınız” diyen Erkut, üniversite öğrencilerine ve yeni mezunlara da tavsiyelerde bulunduğu konuşmasında sözlerini şöyle sürdürdü: “Girişimcilik Türkiye’de çok büyük bir potansiyel taşımasına rağmen hala yeterli düzeyde değil. Bunda riskten kaçınan ve güç mesafesini koruyan kültürel değerlerimizin, finansal başarılardan çok askeri zaferlere odaklanmış tarihimizin ve devlet memuru yetiştirme üzerine kurulu eğitim sistemimizin etkisi çok büyük. Kurumsal köleliğe alıştığımız böyle bir ortamda, girişimcileri de  kuş kafesinde yetiştirmeyiz; onları sınırlandıramayız.”

“Kız çocuklarımızı girişimcilik konusunda cesaretlendirmeliyiz”

Etkinliğin ilk oturumu için kürsüyü Erkut’tan devralan Microsoft Ventures Genel Müdürü Rahul Sood, teknoloji devi Microsoft bünyesinde girişimcilere yatırım desteği sunmak amacıyla kurulan Microsoft Ventures’ı temsilen dünyadan farklı örneklerle girişimcilik ekosistemini ve Türkiye’yi değerlendirdi.

18 yaşında ilk şirketini kuran Sood, ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci girişimcilik ekosistemine sahip olan İsrail’den ve girişimciler için önemli iş fırsatları barındıran hızlandırıcılarıyla ünlü Çin’den örnekler verdi. Bugün teknoloji dünyasında kadınların uzmanlıklarına ve görüşlerine daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirten Sood, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kız çocuklarımızı girişimcilik konusunda daha fazla cesaretlendirmeli ve desteklemeliyiz. Burada çok daha geniş bir perspektife ve katılıma ihtiyaç var. Türkiye’de 70 milyonun sahip olduğu pazar potansiyelini düşünün. Artık siz de konfor bölgenizden çıkın ve odağınızı, ürününüzü, ekibinizi, çalışma kültürünüzü, çalışma etiğinizi ve kendi markanızın topluluğunu, hayranlarını oluşturmak için cesur bir adım atın. Yerelde kurabileceğiniz ve globalde ölçeklendirebileceğiniz, fikir çeşitliliği ile zenginleştireceğiniz, etik odaklı bir girişimi hayata geçirebilirsiniz. Bir sonraki aşamada, yerel ekosisteminizle bağlantıya geçip başarılı olduktan sonra mentorluk yapmak da sorumluluklarınız arasında olacaktır.”

“Hasan Aslanoba bir ülkeyi bütünüyle değiştirdi”

Brezilya’dan Hindistan’a kadar 40 ülkede faaliyet gösteren dünyaca ünlü risk sermayesi şirketi 500 Startups’ın kurucusu Dave McClure ise, konuşmasında 20 yıl içinde girişimcilik ve yatırımcılık ekosisteminde değişen şartlara değindi. 2000′lerden önce girişimciler için başarının çok daha zor elde edildiğini, fırsatların daha sınırlı olduğunu belirten McClure, 2008′den sonra şartların değiştiğini ve girişimcilerin avantajlı konuma geldiğini anlattı:

“Artık yazılım ve sunuculara o kadar para harcamıyoruz çünkü bulut teknolojisi bizim için dönüm noktası oldu. Ürün testlerimizi artık aylar boyunca değil, yalnızca birkaç gün içinde internet üzerinden milyarlarca kullanıcı üzerinde gerçekleştirebiliyoruz.  Sermaye kaynaklarımız eskisine oranla artık daha fazla. Oysa bundan 15 yıl önce Silikon Vadisi’nde bile girişimci olmak çok zordu. Bu yüzden artık sızlamayı bırakın ve bahanelerinizi unutup harekete geçin çünkü hepinizin örnek aldığı Silikon Vadisi aslında bir yer değil, biz zihniyet meselesidir; başarısızlık riski karşısında başarıya inanma optimizmidir.”

Konuşmasında yatırımcılara da çağrıda bulunan McClure, girişimcilerin büyümesini engelleyen temel faktörün, yatırım konusunda pinti davranan yatırımcılar olduğunu söyledi. Son yıllarda umut vadeden girişimcilere yaptığı büyük yatırımlarla gündeme gelen Hasan Aslanoba örneğini veren McClure, “Hasan Aslanoba bir ülkeyi bütünüyle değiştirdi ve hepimize umut aşıladı. Türkiye’de özgün birçok girişim var. Yatırımcılar olarak tek yapmanız gereken onlara ihtiyaç duydukları maddi desteği vermektir” dedi.

120 ülkede faaliyet gösteren SAP Innovation Center’ın Türkiye Genel Müdürü Cafer Tosun da konuşmasında Türkiye’de de Nisan ayında başlayan Startup Focus Programı şunları söyledi: “2012′de hayata geçirildiğinden bu yana, 57 ülkeden ve 22 sektörden 1500 girişimin ücretsiz olarak faydalandığı program, kendi ürününü HANA platformu üzerinde geliştirmek isteyen tüm girişimcilere açık. SAP Startup Focus Programı kapsamında başarılı ürünler geliştiren bölgesel girişimciler ise, SAP’nin pazarlama, finans ve teknik destekleriyle dünyaya açılma şansını elde ediyorlar.

Melih Bilgin

The post Startup Istanbul, Türkiye’nin Bölgede Merkez Olduğunu Kanıtladı appeared first on Etohum.

23 Ekim 2014 Perşembe

Sungurlar, oyunu bozmak için geliyor

Türkiye'yi sinsice bölmeyi amaçlayan terör örgütlerine karşı Sungurlar'ın mücadelesi yakında izleyiciyle buluşacak. ‘Sungurlar' adıyla cumartesi günleri Samanyolu TV'de yayınlanacak dizide Mert Kılıç başrolde yer alıyor.İzleyicilerin merakla beklediği dizinin hikâyesi şöyle: Tarihin en eski uygarlıklarının kurulduğu Ortadoğu, her zaman muktedirlerin iştahını kabartmış ve hiçbir zaman gerçek barışa kavuşamamıştır. Yaşanan bu kavgaların nedeni petrol anlaşmazlığı olarak gösterilse de gerçekte durum çok farklıdır. Bölgenin stratejik, coğrafik ve ekonomik gerekçelerinin yanı sıra oradaki yaygın dini inanç da gerginliklerin ve çatışmanın ana konusu, tetikleyicisi ve gerçek sebebidir. Çünkü Ortadoğu, Müslüman coğrafyasıdır ve Müslümanlar bölgedeki petrollere sahiptir. Muktedirler Büyük Ortadoğu Projesi için bölgeyi yeniden dizayn etmeyi, 2025'e kadar bu coğrafyayı yeniden şekillendirmeyi planlamaktadır. Gözünü budaktan esirgemeyen Sungurlar'ın harekât alanı ise dünya üzerinde Türkiye'ye zarar veren ya da verecek her grup ve her kişidir. Bunun için her yer onlar için operasyon alanıdır.

22 Ekim 2014 Çarşamba

MasterCard ve Etohum’dan “Fintech” girişimcilerine destek

MasterCard ve Etohum’un finansal teknolojiler alanında yaptığı iş birliği ile finansal teknolojiler konusunda çalışan girişimlere önemli fırsatlar sunulacak. Girişimin hedefi, iş modeli, şirket olup olmama, yatırım potansiyeli gibi kriterlere göre değerlendirilerek seçilecek girişimlere, öncelikle 3 aylık sunum ve yatırımcıların beklentileri eğitimi verilecek. Ardından Etohum Yatırımcı Kulübüne sunum yapacak olan girişimciler, şirketlerine yatırım alabilmek için daha detaylı görüşme fırsatları yakalayabilecek.

[Girişimciler başvurularını basvuru.etohum.com adresinden yapabilirler]

Program kapsamında seçilen girişimler ve onları oluşturan girişimciler, Şubat ayında Startup Turkey’e davet edilecek. İş planından, proje yönetimine ve sunum yöntemlerine kadar birçok konuda verilecek bilgilendirmeden sonra, kurmak istedikleri şirketin iş planlarını ve/veya internet sayfalarını hazırlama aşamasında koçluk ve yönlendirme alabilecekler.

MasterCard Güneydoğu Avrupa Genel Müdürü Mete Güney iş birliğinin MasterCard için anlamını şöyle ifade ediyor: “MasterCard olarak yeni kurulan girişimci şirketleri destekleyerek inovatif ticaret çözümleri geliştirmek üzere birçok lokal ve global  program hayata geçirdik. Yeni global inkübasyon programımızda girişimcilerle yakın çalışma ve e-ticaret çözümlerinde yeni nesil teknolojilere imza atma fırsatı bizi heyecanlandırıyor. Etohum ile Türkiye’de de girişimci firmalarla inovasyon için kollarımızı sıvadık. MasterCard’ın ödeme teknolojilerindeki global deneyimiyle Türkiye’deki girişimcilere ilham vermek istiyoruz.”

Etohum Kurucusu Burak Büyükdemir girişimcileri başvurmaya şu sözlerle davet ediyor: “Fikir aşamasından bir iş haline gelene kadar bir girişimin birçok ihtiyaçları oluyor. Geçen senelerde doğrudan sermaye dışında diğer tüm bu destekleri seçilen girişimcilere vermeye çalıştık. Etohum olarak başvuru yapan her girişimciye çok değer veriyoruz ve başvuruları değerlendirirken son derece özenli hareket ediyoruz. Başvurularımızda sektörel bir kısıtlama yok ancak bu proje özelinde MasterCard ile birlikte elektronik ticaretin geleceğini etkileyecek adayları seçeceğiz. Finansal teknolojiler konusunda çalışmaları olan tüm adayları Etohum üzerinden başvuru yapmaya bekliyoruz.”

The post MasterCard ve Etohum’dan “Fintech” girişimcilerine destek appeared first on Etohum.

EFSANE DÖRTLÜ

Kuzey Song Hanedanı İmparator Huizong döneminde 6. Departman, imparatorluğun tüm cezai işlemleri ile ilgilenmektedir. 6. Departman üyeleri, Baş Komutan Liu liderliğinde sahte para dolaşımını durdurmak için operasyona başlar.KANALTÜRK 21.40YÖN.: GORDON CHANOYN.: CHAO DENG, YİFEİ LİU

21 Ekim 2014 Salı

GBA Yatırımcı Buluşması 24 Ekim’de Gerçekleştirilecek

Türkiye’nin ilk melek yatırım organizasyonlarından Galata İş Melekleri (Galata Business Angels – GBA), Türkiye’den ve dünyadan internet sektörünün önde gelen isimlerini ve yatırımcılarını, 24 Ekim’de düzenlenecek olan GBA Investor Meetup III etkinliğinde buluşturacak.

Yabancı yatırımcıların Türkiye’yi yakından tanımalarına fırsat veren ve Türk ve yabancı yatırımcılar arasında diyalog ortamı yaratan GBA Yatırımcı Buluşması’nın bu yılki panelistleri arasında internet ekosisteminin ve iş dünyasının tanınmış isimleri bulunuyor:

Emre Kurttepeli – Mynet’in Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı,Fatih İşbecer - Monitise MEA CEO’su,David Steakley – 2013’te Amerika’da en aktif network seçilen Houston Angel Network’ün Yönetim Kurulu Başkanı,Alberto Chang-Rajii – Özellikle enerji, doğal kaynaklar ve teknolojik inovasyon alanlarındaki girişimlerin gelişmesini destekleyen ve 2001 yılından beri 16 şirkete yatırım yapan Grupo Arcano’nun Kurucusu ve Başkanı,Marcel Dridje – Özellikle ABD ve EMEA bölgesindeki bilişim ve telekom girişimleri konusunda tecrübeye sahip Vaelsys’in Ana Yatırımcısı,Dr. Abdul Malek Al Jaber – MENA Apps’in Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı, Zain Group’un eski COO’su ve Zain Jordan’ın eski CEO’su,Juliana Garaizar – Houston Angel Network Genel Müdürü, Dr. Fawaz Hatim Zu’bi – MENA bölgesinin ilk teknoloji girişim sermayesi fonu olan Accelerator Technology Holdings Kurucusu ve CEO’su Dr. Ann DeRosa – Chilton Capital Management’ın varlık ve portföy yönetimi sektörlerinde sürdürülebilir ve dönüşümcü stratejiler oluşturmaktan sorumlu Baş Stratejisti,Mareva Grabowski – Zeus + Dione Kurucu Ortaklarından, aynı zamanda Endeavor Yunanistan’ın Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı,Ozan Sönmez – Suudi Arabistan-Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde New Ventures Startup Accelator (Yeni Girişimler Startup Hızlandırma) bölümü Yöneticisi.

Etkinlik 24 Ekim Cuma günü The Ritz Carlton Otel – Balo Salonu’nda saat: 08.30 – 15.00 arasında düzenlenecek.

 

The post GBA Yatırımcı Buluşması 24 Ekim’de Gerçekleştirilecek appeared first on Etohum.

Hırsızlar dizilerde başrolde!

Sanatı, sanatçı ile onu algılayan kişi arasındaki duygu alışverişi şeklinde yorumlar Tolstoy. Daha çok da toplumda söylenemeyen, dillendirilemeyen duygular girer bu tanıma. Her ne kadar oyunculardan yönetmene kadar herkes ‘biz burada sanat yapmıyoruz' dese de televizyon dizileri, bu amaca hizmet eder.İzleyicinin hassas noktalarına, ilgi alanlarına oynamak ve bir anlamda onun dili olmak... ‘Furya' dediğimiz, birbirinden etkilenme halinin çok sık yaşandığı televizyon dizilerinde bu sıralar bir hırsızlıktır aldı başını gidiyor. ‘Kara Para Aşk' ve ‘Kalp Hırsızı' gibi kimi yapımlar adlarıyla ‘çalma' eylemini öne çıkarsa da; ‘Ulan İstanbul', 'Benim Adım Gültepe', ‘Gönül İşleri' ve ‘Kertenkele' gibi dizilerin senaryolarında hırsızlık ağırlıklı yer tutuyor.Hırsızlık hayatta kalma aracı mı?Zekâsı ve sıra dışı yetenekleri sayesinde İstanbul polisi tarafından bir türlü ele geçirilemeyen profesyonel hırsız Kertenkele, atv'nin yeni sezon iddialı yapımları arasında gösteriliyor. Yine para ve hırs yüzünden hızla kirlenen dünyada, suçlularla mücadele eden bir komiserin yaşadıkları, Kara Para Aşk'ın konusu. Star TV'nin yeni dizisi Gönül İşleri'nde senaryo her ne kadar bir aile dramına dikkat çekse de, mücevher dükkânı soygunu için genç bir kızın duygularını yerle bir etmekten geri durmuyor. Kanal D'de yayınlanan Benim Adım Gültepe ise bir mahalle dizisi olarak çıktığı yolculukta, oyuncularından birinin projeyi anlatırken kullandığı ‘Hırsızlığın sempatik bir beceri değil hayatta kalma aracı olduğu yer...' cümlesi, furyanın geldiği noktayı göstermesi açısından önemli. Aynı kanalda yayınlanan Ulan İstanbul'da da her hafta farklı bir hırsızlık tekniğine şahit oluyor izleyici. Bir çete reisi ve etrafında birkaç arkadaşının yer aldığı şebekenin yaptıklarının gerçek hayatta da bir karşılığının olduğunu ‘üçüncü sayfa' okurları hatırlayacaktır. 26.9.2014 tarihli gazetelerde çıkan bir haber şöyleydi: "Elazığ'da polis tarafından 3 ilde eşzamanlı gerçekleştirilen operasyonda, 4 farklı kentte ev ve işyerlerini soyan biri kadın 5 şüpheli yakalandı. Şüphelilerin ‘Ulan İstanbul' dizisindeki gibi 21 yaşındaki çete üyesi kadın ile çevreye aile görüntüsü sunarak hırsızlık olaylarını fark ettirmeden işlediği ortaya çıktı."Bütün bunların birer senaryodan ibaret olduğu muhakkak. Ancak Türk dizilerinin hayatın aynası olduğu ve senaristlerin toplumdaki gözlemlerini yansıttığı da bir gerçek. Bunun da bir furyaya dönüşmesi kimseyi şaşırtmamalı. Televizyon izleyicileri; mahalle, intikam, intihar, derin devlet, aile ve polis dizilerinin arttığı dönemleri de hatırlayacaktır. Toplum neyle meşgul oluyorsa senaristler bunlardan besleniyor. Bu dönemin Türkiye'sinden senaristlerin payına düşen de hırsızlık oluyor...

20 Ekim 2014 Pazartesi

Growth Hacking’le Büyüyen Şirketler: AirBNB

Son dönemlerde AirBNB, yeni nesil şirket yaklaşımı ve pazarlama gibi konularda adını sıkça duyduğumuz bir ekip. Onlar aynı zamanda Growth Hacking’in ‘poster çocukları’ olarak da adlandırılıyorlar. Peki bu kadar konuşulmalarını sağlayan ne?

AirBNB, Growth Hacking konusunda en iyi örneklerden biri olarak gösteriliyor. Bunun sebebi Growth Hacking’in en iyi örneklerinden birini sergilemiş olmaları ve elbette beklenen sonuç olarak hızlı büyümeleri.

AirBNB’nin Growth Hacking hikayesi diğer anlamıyla ‘hacking’ davranışını da içerisine alıyor. Amerika’da insanların odalarını pansiyon olarak kiralayabilmesini mümkün kılan uygulama, öncelikle pazarlanacak odalara daha sonra da bu odaları tutacak müşterilere ihtiyaç duyuyordu. Uygulama yayınlandığında organik olarak birkaç oda kiralanmak için yerini almaya başladı. Fakat müşteri yoktu çünkü odalardan kimsenin haberi yoktu. Bu sebeple AirBNB ekibi müşterileri çekmenin bir yolunu aramaya başladı. Elbette bunu büyük pazarlama bütçeleriyle elde etmek mümkün fakat herkesin elinde böyle bütçeler bulunmuyor. Üstelik AirBNB dönemlik marka tanıtımından çok tek tek odaları duyuracak bir yönteme ihtiyaç duyuyorlardı.

Bu sebeple uygulama içerisine ‘Craiglist’te paylaş’ seçeneğini eklediler. Böylece bir kullanıcı, bir odayı kiralanması için AirBNB’ye eklediğinde bunu aynı zamanda Craiglist profilinde de paylaşabiliyordu.

Bu güzel bir fikir ama tek başına bir ‘Growth Hacking’ efsanesi olması garip değil mi? Eğer detaylarını bilirseniz bunun neden efsane olduğunu hemen anlarsınız;

- Öncelikle Craiglist’in böyle bir özelliği yoktu. Yani Craiglist, 3. parti uygulamaların paylaşım özelliği üzerine bir çalışma yapmamıştı. Daha önce kimse böyle bir şey de denememişti. Dolayısıyla bu fikir AirBNB ekibinin aklına gelmişti ve kendileri geliştirdiler.

- Fikir aşamasından sonrası da kolay olmadı. Craiglist’in açık bir API kodu yoktu ve bu sebeple tamamen tersine mühendislikle keşfedilmesi gerekiyordu. AirBNB ekibi yoğun kod çalışmalarının ardından uygulama içerisine Craiglist’i entegre etmeyi başardılar.

- Bu çalışma için kimseye ücret ödemediler. Böylece uygulama kendi müşterilerini kendi kazanıyordu. Bu durum reklam bütçesine olan ihtiyacı ortadan kaldırdı.

Bu çok güzel bir Growth Hacking örneği çünkü klasik pazarlama teknikleriyle küçük bir şirketin departmanları bu kadar iyi koordine olamazdı. Burada bir Growth Hacker yaklaşımıyla müşterilere nasıl ulaşılacağı tespit edildi, bunun teknik yönleri incelendi ve yazılım ekibiyle iç içe çalışılarak API olmamasına karşın araç üretilebildi. Yani bütçesiz, kod ve teknik bilgi sayesinde elde edilmiş bir avantajdı.

Bir süre sonra Craiglist bu aracı engellemek için bir güncelleme yayınladığı ve yazılımdaki açığı kapattı. Dolayısıyla artık AirBNB uygulamasıyla Craiglist’te paylaşım yapılamıyor. Fakat AirBNB ekibi kısa süreliğine de olsa bu açığı kendi avantajına çevirdi ve markanın tanıtımına çok önemli bir katkı sağladı.

Kaynk: Link

The post Growth Hacking’le Büyüyen Şirketler: AirBNB appeared first on Etohum.

Üç kafadar işbaşında

Bobby-Peter Farrelly ikilisinin yönettiği 2012 yapımı Üç Kafadarlar bu akşam televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Tüm dünyada 55 milyon dolar gişe hasılatı yapan filmde Sean Hayes, Chris Diamantopoulos ve Will Sasso rol alıyor. Filmin konusu şöyle: Moe, Larry ve Curly çocukken beraber büyüdükleri kilise yetimhanesine yardım etmeye çalışan üç kafadardır. Amaçlarına ulaşabilmek kendilerince müthiş bir senaryoyu hayata geçirmek için uğraşırlar. Komik ve sakarlıklarla dolu bir maceraya atılan üç kafadar, bir anda kendilerini cinayet davasının ortasında bulur. Ardından da bir televizyon şovunda...

Kuru Üzüm Dolgulu Sablé Kurabiye

Misafir yönünden bereketli bir hafta geçirdim (Allah bereketini artırsın) . Misafiri hep sevdim ,büyüklerimizden öyle görüp büyüdük.Yeri geldiğinde kendi yediğinin hesabını yapmalı insan ama misafirine ikram ederken asla hesap yapmamalı! Kültürümüz böyledir ve böyle kalmalı bana göre..Bu kurabiye yıllar önce sıkça yaptığım bir tarifti.O zamanlar arşivim kısıtlıydı,netten bakma şansımda yoktu :)Normalde içerisine kuru üzüm konulmuyor fakat ben birde öyle deneyeyim dedim.Tarife gelirsek..Malzemeler ;1 paket margarin yada tereyağı (oda sıcaklığında )3 yumurta (birinin akı üzeri için ayrılacak)3 yemek kaşığı yoğurtYarım su bardağı sıvı yağ1,5 su bardağı şeker1 paket vanilyaBir paket kabartma tozu1 kase fındık içi (kavrulmamış fındıktan daha iyi oluyor)Yarım kase kuru üzüm (isteğe göre azaltılıp çoğaltılabilir )1 kg.unYapılışı ;Kabartma tozu ve un hariç malzemeyi güzelce karıştırıyoruz .Kabartma tozu ve unuda ekleyip kulak memesi kıvamına getiriyoruz.(yaklaşık 1 kg.un gidiyor fakat bu kullandığınız un yada diğer malzemelere göre azalıp çoğalabilir,unu yavaş yavaş eklemekte fayda var)Hamurdan ceviz büyüklüğünde parça alıp avuç içi kadar açıp içerisine kuru üzümleri koyuyoruz (kaçtane kullanacağınız sizin tercihinize kalmış).Kuru üzümler kapanacak şekilde elimizde yumurta şekli verip öncekikle yumurta akına ,sonrada fındığa batırıp kurabiyeleri tepsiye siziyoruz.150 derecede ısıtılmış fırında hafif kızarana kadar pişirip içinin çekmesi için 100 dereceye düşürerek bir süre daha pişiriyoruz.Bu tarif iki tepsi çıkıyor ve resimde gördüğünüz gibi baya fazla oluyor.Özellikle kalabalık misafirlerinize yada dondurucuya atmak için ideal ve nefis bir kurabiye.Yapmak isteyenlere şimdiden afiyet olsun:)Not;Kuru üzümleri yıkamadan kullandım.

18 Ekim 2014 Cumartesi

Shoppala.com’dan Girişimcilere Destek Yarışması

Shoppala.com, girişimcilere maddi destek ve mentörlük sunmayı hedefleyen iş fikri yarışmasını başlatıyor.

Robert Maier ve Johannes Schaback tarafından 2009 yılında kurulan Shoppala.com, 2011 yılında Axel Springer’in şirketi satın almasıyla birlikte büyüme hayallerini gerçekleştirme fırsatı buldu. Shoppala.com bugün 198 çalışanıyla artık girişim aşamasını başarıyla geride bırakmış, büyük şirket olma yolunda ilerleyen bir şirket.

Shoppala.com’un kuruluşu da iki girişimcinin evlerinin salonunda otururken akıllarına gelen fikirlere dayanıyor. Dolayısıyla Robert Maier ve Johannes Schaback girişimcilik süreçlerini bizzat deneyimleme fırsatı bulmuşlar. Şimdi de girişimcilere en zorlu dönemler olan başlangıç ve büyüme dönemlerinede destek olmayı hedefliyorlar.

Shoppala.com’un yeni iş fikri yarışması girişimcilere hem mentörlük hem de isimlerini duyurma şansı tanıyacak. Ayrıca kazanan girişim 2.000 TL’lik para ödülünün de sahibi olacak.

Shoppala.com’un yarışmasına katılabilmek için üniversite öğrencisi olma şartı aranıyor. Fikir konusunda ise bir sınırlama yok. Ayrıca yarışmada kazanan projeler, proje sahibi girişimcilerin özelinde kalmaya devam edecek. Yani Shoppala.com kazanan girişimcilerin marka ve patent haklarına müdahil olmayacak.

Yarışma hakkında daha detaylı bilgi için: Link

The post Shoppala.com’dan Girişimcilere Destek Yarışması appeared first on Etohum.

Ayna, dünya turuna Mozambik’ten başlıyor

Yeni sezon ilk bölümüyle ekrana gelen Saim Orhan’ın sunduğu Ayna’nın bu haftaki durağı Mozambik.Bir okyanus ülkesi Mozambik’in başkenti Maputo’yu gezen ekip çok özel görüntüleri ekrana taşıyor. Saim Orhan ilk olarak, gel-git olaylarının çok sık yaşandığı ülkede, suların çekilmesiyle ortaya çıkan yengeç, midye ve diğer deniz hayvanlarının bölge halkı için nasıl önemli bir geçim kaynağı olduğunu görüntülüyor. Afrika sıcağına rağmen yapılan demirden evlerin ilginç hikâyesini izleyenlere sunan Orhan daha sonra sahildeki bir balık pazarını ziyaret ediyor. Saim Orhan, pazarda adları hiç duyulmayan ilginç balıkları ve canlı olarak satılan, aynı zamanda büyük ilgi gören renkli yengeçleri görüntülüyor. SAMANYOLU TV 23.00

17 Ekim 2014 Cuma

Dave Zohrob Master In Growth Konuşmacıları Arasına Katıldı

Etohum olarak 12 Aralık’ta İstanbul’da düzenleyeceğimiz Master In Growth konferansına Dave Zohrob da konuşmacı olarak katılacak.

Dave Zohrob, Michigan Üniversitesi’ni bitirdikten sonra Microsoft ve HotOrNot’da yazılım mühendisi olarak görev almış. Ardından Soy Division isimli kendi şirketini kuran Zohrob, Growth Hacking alanına yönelmiş. Bu süreçte Megatasty’de partnerlik görevini üstlenen, Lookmark isimli bir şirket daha kuran Dave Zohrob aynı zamanda AngelList’de Venture Hacker olarak da görev yapıyor.

Dave Zohrob, 12 Aralık’ta dünyada Growth Hacking’le ilgili en kapsamlı konferanslardan biri olacak Master In Growth’da sahne alacak. Master In Growth, 12 Aralık’ta İstanbul’da Wyndham Grand Levent’te düzenlenecek.

Biletler şimdiden satışa sunuldu: Link

The post Dave Zohrob Master In Growth Konuşmacıları Arasına Katıldı appeared first on Etohum.

Sherlock Holmes sınırı aşıyor!

Dünyanın en ünlü ve zeki dedektiflerinden Sherlock Holmes ve ortağı Dr. Watson, bu sefer Londra’nın dışına çıkarak Fransa, Almanya ve İsviçre’ye yol alacakları yeni ve tehlikeli bir maceraya sürükleniyorlar.Onlardan hep bir adım önde olan kurnaz ve vicdansız Profesör Moriarty ise büyük bir laneti değiştirecek planların peşindedir. Kahramanlarımız ise ne olursa olsun Moriarty’yi durdurmaya kararlıdır. Yönetmen koltuğunda ilk filmde olduğu gibi yine Guy Ritchie’nin yer aldığı filmde Robert Downey Jr., Jude Law ve Jared Harris rol alıyor.

16 Ekim 2014 Perşembe

Etohum – Microsoft Ventures İşbirliği

Etohum, teknoloji devi Microsoft bünyesinde girişimcilere yatırım desteği sunmak amacıyla kurulan Microsoft Ventures ile önemli bir işbirliğine imza attı.

Etohum olarak yeni dönemde Microsoft Ventures ile birlikte Türkiye’deki girişimcilere birçok açıdan destek olmaya devam edeceğiz. Microsoft, işbirliği sözleşmesine göre, bir yıl boyunca Etohum’un iş ortaklarından biri olacak.

Microsoft Ventures ile kurduğumuz işbirliğinin temel hedefi, erken aşama dijital girişimcilere kendi şirketlerini kurma konusunda düzenli destek olabilmek. Bu işbirliği sayesinde ilk etapta Etohum girişimcileri Microsoft Ventures ekibine sunum yapabilecekler ve Etohum seçim sürecinde yer alan girişimcilere Microsoft Ventures tarafından özel mentorluk verilecek. Etohum girişimcileri aynı zamanda, benzersiz bilgi ve birikimiyle dünyanın en iyi girişimcilerine doğrudan destek ve kaynak sağlayan Microsoft Ventures’ın, girişimcilere yönelik düzenlediği programlarından ve Microsoft’un eşsiz teknolojik altyapısından da yararlanabilecek.

“Misyonumuz, küresel ölçekte girişimciliği teşvik etmek ve yeni nesil şirketleri ekonomiye kazandırmak” diyen Microsoft Ventures Genel Müdürü Rahul Sood, Etohum işbirliğiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Dünya çapında girişimcilik ekosisteminin en saygın ve en önemli oyuncularıyla birlikte çalışıyoruz. Yazılım alanında büyümek isteyen, teknolojiye gönül vermiş yerel kahramanları global girişimcilik ekosistemimizle buluşturuyoruz. 33 farklı ülkede faaliyet gösteren 100 Microsoft İnovasyon Merkezi ve 200 iş ortağımız ile bugüne kadar 100 bin girişimciye teknoloji, mentorluk ve eğitim gibi konularda destek verdik. Bu bağlamda Etohum ile kurduğumuz işbirliğinin de Türkiye’de dijital çağın tetikleyicilerinden biri olacağını düşünüyoruz. Amacımız girişimcilere doğru zamanda doğru çözümlerle destek olmak ve yeni nesil iş dünyasını global liderler ligine çıkarmak.”

Türkiye’nin Girişimcilik Ekosistemine Çarpan Etkisi

Microsoft’un tüm dünyada olduğu gibi yazılım alanında yaratıcılığı ve girişimciliği destekleme amacıyla ülkemizde de en fazla yatırım yapan kurumların başında geldiğini belirten Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen, şunları söyledi:

“Dünyanın en büyük 16. ekonomisine sahip olan Türkiye, genç ve dinamik nüfusuyla girişimcilik adına son derece önemli bir potansiyel ortaya koyuyor. Türkiye’nin 2023 vizyonunda yer alan dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alma hedefini gerçekleştirebilmemiz için teknoloji üreten, katma değerli çözümler ortaya koyan bir topluma dönüşmemiz gerektiğine inanıyoruz. Microsoft olarak bu bağlamda uygulama geliştirme pazarında Türkiye’den daha fazla başarı hikayesinin çıkması ve bilişim sektörünün kalkınması için son yıllarda girişimcilere yönelik bir dizi önemli teşvikleri hayata geçirdik. BizSpark programıyla 5 yaşından genç ve 250 bin doların altında geliri olan şirketlere ücretsiz lisans ve programa dahil diğer şirketlerle bilgi alışverişi yapabilme fırsatı sunuyoruz. Bununla birlikte, 2012’de hayata geçirdiğimiz Türkiye’nin ilk ve tek herkese açık ücretsiz uygulama geliştirme okulu Açık Akademi ile girişimcilik ekosistemine destek veriyoruz. Bu doğrultuda Microsoft Ventures ve Etohum arasında imzaladığımız protokolün Türkiye’deki girişimci ruhun gelişimine önemli katkılar sağlayacağına, global bilgi birikimimiz, yerel gücümüz ve deneyimlerimizden güç kazanarak büyüyeceğine ve sektöre ivme kazandıracağına inanıyoruz.”

The post Etohum – Microsoft Ventures İşbirliği appeared first on Etohum.

Makedonya’da Osmanlı izleri

Tarih Şuuruna Doğru'da bu hafta Balkanlar'ın doğal ve kültürel güzellikleri ile göz dolduran ülkelerinden Makedonya'nın tarihi önemi ve Osmanlı devrinden kalma eserleri konuşuluyor.Sunuculuğunu Murat Duman'ın üstlendiği ve Semih Şahin'in konuk olarak katılacağı Tarih Şuuruna Doğru'da, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Makedonya'yı fethi nasıl olmuştur? Farklı kültürlere hoşgörüyü esas alan idare ortaya konulması nasıl neticeler vermiştir? Üsküp'te dünyaya gelen meşhur şair Yahya Kemal'in şiirlerinde Rumeli kültürü nasıl yer almaktadır? Makedonya'nın tarihi şehirlerinde Osmanlı tekke kültürünün izleri nasıl yaşıyor?” gibi pek çok soru cevap buluyor. IRMAK TV 21.45

15 Ekim 2014 Çarşamba

Girişiminizi 21. yüzyıl metotlarıyla yönetin

Günümüz girişimleri, esnek yapıları ve modern metotlarıyla dramatik başarılara imza atabiliyor. Şayet siz girişiminizin bu anlayıştan uzak ve eksik olduğunu düşünüyorsanız, katılmaya can atacağınız bir konferans yaklaşıyor.

8 Kasım’da İstanbul’da bulunan Bahçeşehir Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek olan ‘The Modern Management Methods Conference’, karar veren ve risk alan tüm iş insanlarını 21. yüzyılın yönetim metotlarını öğrenmeye ve işlerinde uygulamaya davet ediyor.

Konferansın büyük konuğu Lean Kanban sisteminin yaratıcısı David Anderson olacak. Anderson’ın ardından, Dimitar Bakardzhiev ve Jamaes Hartley de konuşmacı olarak sahneye çıkacak.

The post Girişiminizi 21. yüzyıl metotlarıyla yönetin appeared first on Etohum.

Şefkati yetim gönüllerde buldu

Samanyolu TV’nin iki yetimin hi-kâyesini konu alan yeni dizisi ‘Yetim Gönüller' bu akşam ikinci bölümüyle izleyici karşısına çıkıyor.Dizide Teğmen Kerem karakterini oynayan Gürkan Günal, hayatında sevgi ve şefkati hiçbir zaman göremeyen, her şeyini vatana ve millete adamış bir asker... Kimseye, özellikle de kadınlara hiç güvenmiyor... Kadınlara karşı önyargısının altında büyük bir dram var aslında. Gerçek hayatında askerlerin ağırlıkta olduğu bir ailede büyüyen Ünal ile Yetim Gönüller'i konuştuk.Daha önce Hıyanet Sarmalı ve Küçük Kıyamet dizilerinde rol alan Ünal, sakallarının sırrını da açıklıyor...Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne hissettiniz?Yetimhanede büyüyen bir çocuğun psikolojisinden, yetim olmayan anlayamaz. Anne-baba sevgisinden mahrum büyüyen bir çocuk, sığınmak için başka kol kanat arar. Kerem de askeri eğitim gören bir insan, ocağı ve ailesi askeriye olur. Annesi ve babası vatanı.Kerem'in bu noktaya nasıl geldiğiyle ilgili geri dönüşler olacak mı?Kerem'i tanıyacağız elbette. Nasıl olduğunu, annesini nasıl kaybettiği senaryonun gidişatına göre olacak. Fakat Asya ile Kerem arasındaki yumuşama hemen olmayacak. Kerem aradığı sevgiyi, şefkati üniformanın içinde mi bulacak?Bunda bulduğunu sanıyor ve buna sarılıyor. Manevi yönden de eksik bu adam. Bir kız arkadaşı var ama ilgisiz. Askeri disiplin içinde yetim büyüyen bir çocuk nasıl duygusal olur ki? Bunu kırmak çok zor olacak. Bunu kıracak biri de Asya olacak. Yolları kesişecek...Bu arada sakallarınız dikkat çekiyor. Nedir sırrı?Kerem'in cilt hastalığı var. Onun için sakal bırakmak zorunda...Çevremizde pek çok yetim var. Role hazırlanırken bu tür insanlarla görüşme imkânınız oldu mu?Karakteri çalışırken, aile içinde sevgiyle büyüyen çocuklarla, sevgisiz büyüyen çocukların psikolojilerini biliyordum. Çevremizde de var elbette. Ya eğitim gördüğü okulun öğretmenine sarılır ya da bulunduğu yetimhaneye... Her çocuk sevgiyle büyümek ister. Sevgiye açtır.Üniforma üzerinize oturmuş. Rol de olsa bunun içine girmek nasıl bir duygu?Askerleri gözlemlediğin zaman disiplin önemli. Asker eşittir disiplin. Bunu taşımak senin vücut formunu bile değiştiriyor. Büyük babam, dedem emekli kıdemli topçu başçavuştu. Amcam da askerdi. Emekli olduktan sonra bile disiplin içinde yaşadı. Ben bunları çok iyi hatırlıyorum. Gözlem yapmam için bu çok önemliydi.Niye oyuncu olmak istediniz? Kime özendiniz?Taklit. Tiyatro da taklitten doğuyor. Küçükken çok taklit yapıyordum. Aileler, akrabalar geldiğinde bana taklit yaptırırlardı. Benden dayımı, büyük babamı taklit etmemi isterlerdi. Ben de taklit ederdim. Sonunda beni alkışlar, bu da hoşuma giderdi. İlkokulda hocalarım sınıf sınıf gezdirirdi taklit için. Annem hâlâ taklit istiyor.Ortaokuldan itibaren oyuncu olmak istediğmi söylerdim... Daha yolun başındasınız. İleriye dönük idealleriniz neler?Dizi adına bir idealim yok. Yurtdışındakilerle bizimkiler arasında fark çok. Sinema filminde rol almak isterim. Ve pek çok yönetmen var çalışmak istediğim. Tiyatrodan geçinmeyi çok isterdim “Konservatuvar mezunu bir oyuncuyum. Bir oyuncu olarak tiyatrodan geçimimi sağlamak isterdim ama bu şartlarda bu zor. Sanata ve sanatçıya verilen değer ortada. Maalesef Devlet Tiyatroları’nın açtığı kadro belli. O kadar çok mezun veriyor ki tiyatro okulları... Birçok oyuncu var. Oyuncu aç kalınca dizilere yöneliyorlar. Dizi oyuncusu diye bir tabir çıktı. Oyuncu vardır. Ben oyuncuyum diyemem, öğrenmeye çalışıyorum.”

‘POLİTİKA BİR OYUN MU?

Julianne Moore ve Ed Harris’e Altın Küre kazandıran ‘Politik Oyunlar’ (Game Change), Amerika’nın başkanlık seçimlerindeki kampanyaları ve perde arkasını konu alıyor.2008 seçimlerinde başkan ve başkan yardımcılığına aday olan John McCain ve Alaska Valisi Sarah Palin’in kampanyalarından yola çıkılarak Jay Roach, Mark Halperin ve John Heilemann’ın kitabı Game Change’ten uyarlanan film, Amerika’nın başkanlık seçimlerinde yaşanan olaylara farklı bir bakış açısı getiriyor.

14 Ekim 2014 Salı

Growth hacker’dan öğrenmeniz gereken 5 ders

Daha önce growth hacking’in ne olduğunu ve growth hacker ile pazarlamacı arasındaki farkı Etohum olarak ele almış ve kaleme aldığımız ilgili makaleleri sizinle paylaşmıştık.

Growth hacking terimi birkaç yıldır  hayatımızda ve çoğunlukla bir ürünün veya hizmetin ‘uzman ellerden’ pazara sunulma sürecini tanımlamak kullanılıyor. Bu süreçte growth hacking tekniğinin en çok görüldüğü alanlar ise sosyal medya paylaşımları, viral videolar, e-posta imzaları ve blog yorumları şeklinde. En ünlü growth hacking başarı hikayeleri ise AirBnb, Facebook, Groupon, Hotmail, Twitter, Reddit ve Spotify şeklinde sıralanıyor.

Bazı uzmanlar growth hacking’in çevrimiçi pazarlama için kullanılan süslü bir terimden fazlası olmadığını belirtirken, tekniğin değil yalnızca isminin yeni olduğunu savunuyor. Buna rağmen, efektif pazarlama kafada bittiğinden, growth hacking yeni bir teknik olmasa bile, kazandığı imaj ve getirdiği gereklilikler ile pazarlamacılara farklı düşünme yetisi kazandırıyor. Growth hacking firmalara düşük bütçeli ve yüksek etkili pazarlama imkanı sunarken, çok etkili geleneksel pazarlama teknikleri çoğu girişimin karşılayamayacağı bütçelere gereksinim duyuyor.

Growth hacking tekniğinin, daha doğrusu anlayışının yeni olup olmadığını bir kenara bırakmalı. Buna odaklanmak yerine, iş dünyasında olduğu bu kısa sürede, bizlere öğretebileceğini gösterdiği çok değerli derslere odaklanmalı. Hangi tarzı ve anlayışı benimsemiş olursa olsun, tüm pazarlamacılar, growth hacking anlayışından kendisine bir şeyler katabilir ve bu düşük bütçeli yöntemleri uygulayabilir.

Geleneksel bir pazarlamacıyı çok daha donanımlı ve verimli kılabilecek beş growth hacking ipucu:

#1: İlk adım: Doğru hedefi bulmak: Çoğu pazarlama kampanyasının başarısız olması, pazarlama tekniğinin kötü veya yetersiz olmasından değil, pazarlanan ürünün hedef kitleye hitap etmemesinden kaynaklanıyor. Başarılı growth hacker’lar işe ürünün doğru kitleyi hedeflediğinden emin olarak başlıyor ve çoğu zaman ürünün geliştirilme sürecinde de aktif rol oynuyor. Growth hacker’ın dokunuşları, ürünü potansiyel müşterilerin gerçekten ihtiyaç duydukları veya sahip olmak isteyecekleri hale getirdiğinden, ürün kendini satıyor. Pazarlamacılara da stressiz bir şekilde verileri incelemek ve teklifi daha da cezbedici kılmak kalıyor. 

#2: Verileri okuyun: Şu an satışta olan ürününüz ile ilgili birçok veriye erişiminiz var. Buradaki başarı sırrı, bu verileri hızlı bir şekilde işlemek, anlamak ve ortaya çıkan sonuca yönelik aksiyon almakta yatıyor. Aksi takdirde, bu verilerin ne kadar hızlı eskidiğini ve arşiv haline geldiğini görüp, şaşıracaksınız. Growth hacker’lar, potansiyel müşterilerin dün ne yaptıklarına veya yarın muhtemelen ne yapacaklarına değil, şu an ne yaptıklarına odaklanıyor.

#3: Esnek olun: Geleneksel pazarlama kampanyalarında proje taslağı çıkarıldıktan ve süreç başladıktan sonra, genellikle büyük değişiklikler yapılmaz ve olası değişkenler karşısında her şeyin yolunda gitmesi ‘ümit edilir’. Growth hacking’de ise tüm bu süreç daha akıcı ve esnektir; müşterilerden gelen reaksiyonlara göre pazarlama kampanyasının kılcalları günbegün (ve gerekirse saatlik bile) değişebilir. Şayet çarkların en küçüğü dahi tahmin edildiği gibi çalışmıyorsa, growth hacker bunu değiştirmek için döngünün tamamlanmasını veya haftanın bitmesini beklemez. Bu süreci, son sürat yoluna devam eden bir trenin parçalarını sürekli iyileştirmeye ve şartlara uygun hale getirmeye benzetebiliriz.

#4: Hedef kitleye ulaşım şeklinizi gözden geçirin: Growth hacking’in cezbedici yanlarından birisi de hedef kitleye broşür, dergi ilanı veya geleneksel ‘mailing’ yöntemleriyle değil, daha farklı ve ‘samimi’ yöntemlerle ulaşması; örneğin ilginç bilgiler, kişiye özel teklifler gibi. Her şeyden önemlisi, growth hacker hedef kitleye ulaşırken onlara satış kanalı değil, firmanın etkileşime geçtiği ve önem verdiği bir topluluk muamelesi yapar. Doğal olarak, bu da beraberinde müşteri sadakati ve satış artışı getiriyor.

#5: Müşteriler sizin için çalışsın: Growth hacker’lar paylaşımcılardır. Bir ürün veya içerik eğer paylaşımcı bir growth hacker’ın elinden çıkmışsa, viral olması işten bile değildir. İlgili parçada kendinden bir şeyler bulan potansiyel müşteriler, bunu sosyal medyada paylaşmaktan çekinmeyecektir. İşte tüm bunlar bir topluluk oluşturma hedefine hizmet ediyor. Şayet ilginç bir şekilde yaklaşır, tüm bu anlayışı doğru bir şekilde uygulamaya dökerseniz, müşterilerinizin nasıl firmanızın ve/veya ürünlerinizin en büyük pazarlamacılarına dönüştüklerini izleyecekseniz.

Sonuç olarak, growth hacking yaratıcılık, teknoloji ve analitik düşünme yetisini bir arada kullanıp, büyük bütçe gerektirmeksizin potansiyel müşterilere en doğru şekilde ulaşma tekniği. Bu anlayışı benimsemek için herhangi bir unvana veya teşviğe ihtiyacınız yok; çalıştığınız firmanın (ki bu sizin gözbebeğiniz girişiminiz bile olabilir) neye ihtiyacı olduğunu doğru şekilde analiz edin ve yukarıdaki ipuçlarıyla bir an önce işe koyulun!

The post Growth hacker’dan öğrenmeniz gereken 5 ders appeared first on Etohum.

13 Ekim 2014 Pazartesi

Baba-kız suçlu peşinde

Fransız yapımı Silahlı Eller (Mains Armées/2012) bu akşam televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Lucas, Marsilya'da yaşayan ve silah kaçakçılığı ile uğraşan 40 yaşında bir polis memurudur. Sağlam bir ekibi olan Lucas'ın elinden çok az suçlu kurtulabilmektedir. O ve ekibi bu sefer yasa dışı silah işindeki bir grup Sırp suçlunun peşindedir. Dava ile ilgili araştırmalar nedeniyle Paris'e giden Lucas burada yıllardır konuşmadığı kendisi gibi polis olan kızı Maya ile de görüşme fırsatı bulur. Henüz 25 yaşında olan Maya, narkotik polisidir ve çoğu zaman silah ve uyuşturucu kaçakçılarının peşinde koşmaktadır.

Jamie Quint Master In Growth Konuşmacıları Arasına Katıldı

Etohum olarak 12 Aralık’ta İstanbul’da düzenleyeceğimi Master In Growth konferansının konuşmacı listesi yavaş yavaş şekilleniyor. Son olarak Jamie Quint, Master In Growth konuşmacıları arasına katıldı.

Bir Y Combinator olarak ünlenen Jamie Quint, daha önce Swipely’de büyümeden sorumlu ürün müdürü olarak görev yapmış. Bu sayede Growth Hacking konusunda önemli tecrübe elde eden Quint, toplamda 8 yıllık bir tecrübeye sahip. Bu tecrübesini kendi şirketini kurarak değerlendirmeye karar veren başarılı girişimci, Quint Growth Partners‘ı kurdu ve şimdilerde bu şirketin yöneticisi olarak girişimlere Growth Hacking konusunda danışmanlık veriyor.

Jamie Quint, 12 Aralık’ta İstanbul’da Master In Growth konferansında Growth Hacking tecrübesini katılımcılarla paylaşacak.

Master In Growth hakkında detaylı bilgi için: http://www.masteringrowth.com

The post Jamie Quint Master In Growth Konuşmacıları Arasına Katıldı appeared first on Etohum.

11 Ekim 2014 Cumartesi

İyiler mutlaka kazanır

Gişede büyük başarı yakalayan Luc Besson imzalı ‘5. Güç' (The Fifth Element), Bruce Willis'in yıldız gücü ve Milla Jovovich'in dünya dışı varlığıyla dikkat çekiyor.Korben Dallas, Özel Kuvvetler'den emekli bir binbaşıdır ve 23. yüzyılda New York taksi şoförlüğü yapmaktadır. Hayatının müşterisi karşısına çıkar ve Korben, ister istemez iyi ile kötü arasındaki kozmik savaşın bir parçası olur. Her 5 bin yılda bir kötülüğün eline dünyadaki hayatı tamamen tüketme şansı geçer. Ancak yerkürenin de bu kötülüğe karşı bir silahı vardır: Toprak, rüzgâr, ateş ve suya eklenen bir “beşinci element”. Yani filmin başında Korben'in karşısına çıkan Leeloo, insanlığın varlığını sürdürme yolundaki tek umuttur.

Kurumiçi Girişimcilik Konferansı 23 Ekim’de

Kurumiçi Girişimcilik Konferansı, 23 Ekim’de Hilton Oteli’nde gerçekleştirilecek.

İlki geçtiğimiz yıl düzenlenen Kurumiçi Girişimcilik Konferansı, bu yıl ikinci kez Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin çalışanlarını buluşturacak. Geçtiğimiz yıl konferansa 65 şirketten 170′e yakın katılım olmuş. Bu yıl da benzer rakamlara ulaşılması bekleniyor.

Kurumsal Girişimcilik, şirketlerin son dönemde sürdürülebilir büyüme için benimsediği stratejilerin başında geliyor. Birçok şirket, yeni fikirlere sahip çalışanlarına kontrollü ortamlarda girişimcilik vizyonunu harekete geçirme fırsatını sunuyor. Kurumsal Girişimcilik Konferansı’nda bu stratejinin örnekleri, uygulayanların öyküleri anlatılıyor ve networking imkanı sunuluyor.

Konferans hakkında daha detaylı bilgi için: http://kurumicigirisimcilik.com/

The post Kurumiçi Girişimcilik Konferansı 23 Ekim’de appeared first on Etohum.

10 Ekim 2014 Cuma

Yahya Alkın Hoca ile Vahyin Aydınlığında...

Zaman ihtiyarladıkça Kur’an gençleşiyor... Bir Müslüman’ın en önemli vazifesi Kur’an’ı anlamaya çalışmaktır…Mehtap TV’de yeni bir tefsir programı başlıyor: Vahyin Aydınlığında… Hocaların hocası olarak bilinen ve Haseki Eğitim Merkezi’nde yıllarca tefsir alanında dersler vererek hocaların yetişmesine vesile olan tefsir uzmanı Yahya Alkın, cuma sabahları izleyici karşısına çıkacak. Yapımcı ve yönetmenliğini Cahit Güngör’ün üstlendiği programın ilk bölümünde tefsir uzmanı Yahya Alkın, Kur’an-ı Kerim’i anlamanın önemi ve Kur’an’ı anlamada takip edilmesi gereken usûlü ayrıntılarıyla anlatacak. MEHTAP TV 09.30

Rise Up Egypt Arap girişimcileri buluşturacak

Arap yarımadası’ndan girişimcileri ve yatırımcıları buluşturacak olan RiseUp Egypt Summit, 12 Ekim’de başlıyor.

Rise Up Egypt tarafından ilki geçtiğimiz yıl düzenlenen Rise Up Egypt Summit, bu yıl ikinci kez girişim ekosistemini bir araya getiriyor. Mısır’ın başkeni Kahire’de bulunan GrEEK Campus’te düzenlenecek olan konferans, bölgedeki startup’ların sorunlarına değinmeyi amaçlıyor. Finansal sorunlar, işbirliği ve çalışma alanları üzerine konuların konuşulacağı konferanslar 12 Ekim’de başlıyor.

Etkinlikte Mısır’lı ve diğer Arap ülkelerinden girişimlerin yanı sıra 500 Startups’tan Dave McClure, Aramex’in kurucusu ve CEO’su Fadi Ghandour,  Amerikalı internet girişimcisi ve yatırımcı Christopher Schroeder ve Avusturya’nın önde gelen girişim uzmanlarından Romy Sigl gibi isimler sahne alacak. Mısır’dan çıkmış başarılı girişimciler ve iş adamları da hikayelerini etkinlikte paylaşacak.

12 – 14 Ekim tarihinde düzenlenecek olan etkinlikle ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

The post Rise Up Egypt Arap girişimcileri buluşturacak appeared first on Etohum.

9 Ekim 2014 Perşembe

Huzurevinde tek başına

Yetişkinlere özel animasyon filmi ‘Kırışıklıklar' (Arrugas), emekli banka memuru Emilio'nun alzheimer hastalığıyla serüvenini anlatıyor.İspanya yapımı Arrugas, yetişkin animasyonu olmakla kalmıyor, anlattığı öyküyü animasyon gibi sıra dışı bir zemine oturtarak büyük bir cesaret örneği de sergiliyor. İspanyol çizer Paco Roca'nın İspanyol Çizgi Roman Ödülü sahibi, aynı adlı eserinden uyarlanan Arrugas, emekli banka memuru Emilio'nun alzheimer belirtileri göstermesiyle oğlu ve gelini tarafından bir bakımevine yatırılmasının ardından olanları anlatıyor. Bakımevinde kendini terk edilmiş gibi hissetse de sağlam dostluklar kuran Emilio, başlangıçta kendisinden saklanan hastalığı ile ağır ağır tanışıp, onunla baş etmeye çalışıyor.

Startup Istanbul’un Ardından: Cafer Tosun Röportajı

Startup Istanbul’un ana sponsoru SAP Innovation Center Istanbul’un genel müdürü Cafer Tosun, etkinliği yorumladı.

The post Startup Istanbul’un Ardından: Cafer Tosun Röportajı appeared first on Etohum.

8 Ekim 2014 Çarşamba

Startup Istanbul Ardından: Jason Ball Röportajı

Qualcomm Ventures’dan Jason Ball, Startup Istanbul 2014′ü değerlendirdi.

The post Startup Istanbul Ardından: Jason Ball Röportajı appeared first on Etohum.

Yetim gönüllerin dramı

Aile sevgisinden yoksun büyümüş ve kimsesiz kalmış iki yetimin hikâyesini konu alan ‘Yetim Gönüller’ bu akşam ilk bölümüyle izleyici karşısına çıkıyor. Çekimleri Eskişehir’de devam eden dizide başrolleri Yağmur Ün (Asya) ve Gürkan Günal (Teğmen Kerem) paylaşıyor.Asya karakterinin kendisini çok etkilediğini söyleyen Yağmur Ün, “Yine de yerinde olmak istemem. Yetim olmayı kim ister ki?” diyor. 6 ay önce amcasını kaybeden Ün, babasız kalmanın ne demek olduğunu ve çocuklar üzerindeki etkisini iki kuzeni üzerinde görmüş. ‘İzleyicilerin kendilerinden bir şeyler bulacağı bir proje’ dediği Yetim Gönüller için iddialı konuşurken, Asya karakterini ise ikiye ayırıyor: “Bir yanı buruk, parçalanmış ve çok hüzünlü bir hikâyesi var. Diğer taraftan ise bu yıkıntının içinden kendisine yeni bir kale kurmuş ve tüm gücüyle o kalenin içine bir aşk sığdırmış.” KEREM, MADDÎ MANEVÎ YETİMAnnesi tarafından küçük yaşta terk edilen Teğmen Kerem’in hikâyesi biraz daha acıklı aslında. Hayatında sevgi ve şefkati hiçbir zaman göremeyen Kerem, her şeyini vatana ve millete adamış. Daha doğrusu sevgiyi, şefkati ve mutluluğu üniformasının içinde arıyor. Asya ile sürpriz karşılaşmaları onun hayatında önemli değişikliklere yol açsa da, Gürkan Günal’a göre Kerem’i çok zor günler bekliyor. Senaryoyu ilk okuduğunda projeyi sahiplenen Günal, “Çevremizde mutlaka bu türden insanlar vardır. Karakterin sert bir yanı var. Nasıl olmasın ki? Annesi onu terk edip gitmiş. Annene güvenemeyeceksen, kime güveneceksin? Kadınlara karşı bir önyargın olur elbette. Mutluluğu üniformada buluyor Kerem. Manevî eksikliği vatanıyla tamamlıyor.” diyor.OYUNCULAR ESKİŞEHİR’DENKısa sürede Eskişehir halkıyla bütünleşen oyuncular ve set ekibine başta belediyeler olmak üzere bölge halkı da her konuda yardımcı oluyor. Tüm figüranlar Eskişehirli. Hatta başrol oyuncularından Gürkan Günal da yıllarca öğrenci olduğu şehirde geniş bir çevre edinmiş. Dizinin pek çok sahnesi tarihî Odunpazarı Evleri’nde çekiliyor. Seyitgazi, Çifteler ve Mahmudiye ilçelerine de giden dizi ekibi, bölge için de önemli bir gelir kaynağı olmuş durumda. Yetimhane günleri başlıyor Annesi ve babası öldürülünce kimsesiz kalan Asya, yetimhaneye verilir. Ancak 18 yaşına geldiğinde yetimhaneden çıkmak zorunda kalır. Gidecek yeri olmayan Asya, yetimlerin babası olarak bilinen Beşir Ağa’nın aracılığıyla evlendirilmek istenir. Beşir Ağa’nın gerçek yüzü ise çok farklıdır. Olayların farkında olmayan Asya, büyük bir tuzağa doğru çekilmekteyken karşısına Teğmen Kerem çıkar. Bu karşılaşma, Asya ve Kerem için büyük sürprizlerle dolu bir hayatın ilk adımı olur.

7 Ekim 2014 Salı

SİVİL CEPHE

Phil Broker eski bir DEA ajanıdır. Motosikletçi çetesini çökertmek için gittiği yerde işler ters gider ve patronun oğlunun hayatına mal olur. Bunalıma girer ve işini bırakır. Broker hayattan bıkmıştır ve kurtulmaya karar vermiştir.STAR TV 20.30YÖN.: GARY FLEDEROYN.: JASON STATHAM, JAMES FRANCO

Startup Istanbul: Boris Veldhuijzen van Zanten Röportajı

Startup Istanbul’un konuşmacılarından biri olan The Next Web’in kurucus Boris Veldhuijzen van Zanten, etkinlik sonrası sorularımızı yanıtladı.

 

The post Startup Istanbul: Boris Veldhuijzen van Zanten Röportajı appeared first on Etohum.

6 Ekim 2014 Pazartesi

Ne içinde zamanın...

Bruce Willis’in başrollerinde olduğu aksiyon filmi ‘Tetikçiler’ (Looper) televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Gelecekten gelen tetikçilerin amansız kovalamacasını ekrana taşıyan filmde; 2077 yılında mafya, hiç kimsede olmayan zamanlar arası yolculuk yapabilecek bir makineye sahiptir. Bu gücü ortadan kaldırmak istedikleri kişileri geçmişe yollayarak Looper adını verdikleri tetikçilere temizletmektedirler. En iyi tetikçilerinden olan Joe yeni kurbanını beklerken bir aksilik olduğunu fark eder. Gelecekten gelen kurban, 30 yıl sonradan gelen yine kendisidir. Kendine düşen ‘vur ve öldür’ görevini tamamlayamayan Joe, kurbanının peşine düşmesi gerekir, yoksa mafya tarafından ortadan kaldırılacaktır.

Balerin Burgu Saç Topuz Yapılışı #diy

Herkese merhabalar ..Sosyal alanlardan beni takip eden arkadaşlarıma daha önce kızımın saçını bu şekilde yapıp paylaşmıştım :)Ama o zaman hem deneme yapmış hemde saç ıslak olmadığı için daha başarısız olmuştum :(Şimdi de başarılı sayılmam profesyonellere göre ,ama bir amatör içinde fena sayılmaz değil mi :) En azından kızım beğendi ,buda benim için yeterliydi zaten :))Daha öncekinde aşamalarını resimlemek aklıma gelmemişti ,bu sefer aşamalarını resimleyip sizlerle paylaşmak istedim.Umarım işinize yarar :)Yapılışına gelirsek;Öncelikle saçı yıkayalım yada güzelce ıslatalım ve tarayalım.Saçı resimdeki kancalı lasti tokayla sıkıca bağlayalım.Sonra topuz yapmak için kullanılan topuz aparatını saça geçirelim.Saçtan bir tutatm alıp hafifce joleleyip resimdeki gibi ikiye ayırıp burgu yapalım ve burguları birleştirip ikisini bir burgu yapalım.Burgu yapılan saçı topuz aparatına dolayıp parmağımızla saçın ucunu ortasından çıkaralım.Ortadan 'Çıkardığımız saçın ucuna bir tutam daha saç karıştırıp aynı burgulama işlemini tekrarlayalım.Hepsini bu şekilde yapıp bütün saçı sardıktan sonra en son saç ucunu tel tokayla topuzun altına saklayalım.Bittikten sonra tel tokayla topuzu saca gözükmeyecek şekilde sabitleyelim.Topuzun etrafını giydirdiğiniz kıyafet yada ortama göre süsleyebilirsiniz.Not:Saçı sökerken en son bitirdiğiniz noktadan başlayarak tek tek çözün ,aksi taktirde arap saçına döner :)Umarım anlatabilmişimdir. Resimleri aşamalı ekliyorum ,yazıdan tam çıkaramadıysanız resimler yardımcı olacaktır ..

Startup Istanbul Ardından: Dave McClure Röportajı

Startup Istanbul Konferansı’nda en fazla ilgi gören konuşmacılardan biri olan 500 Startups kurucusu Dave McClure, bu seneki organizasyonu yorumladı.

The post Startup Istanbul Ardından: Dave McClure Röportajı appeared first on Etohum.

4 Ekim 2014 Cumartesi

Dirilişin destanı

Bediüzzaman Said Nursi’nin çile ve mücadele dolu hayatının bir bölümünü anlatan “Allah’ın Sadık Kulu: Barla” bu akşam ekrana geliyor. Film, Said Nursi’nin, hayatının en zorlu dönemlerinden biri olan 1927–1934 yılları arasındaki Barla hayatını ele alıyor.Barla fedâkarlarının, devrin sert esen rüzgârlarına karşı duruşlarının animasyon diliyle anlatıldığı filmde, inancın ve azmin yokluklar içinde dahi nasıl destansı hikâyeler ortaya koyabildiği gözler önüne seriliyor. 3,5 yılda hazırlanan filmin yapımcılığını, Ser Film üstlendi. Film, Bediüzzaman Said Nursi ve talebelerinin tamamen orijinal fotoğraflarından faydalanılarak üç boyutlu olarak modellendi. Allah’ın Sadık Kulu: Barla, Anadolu’nun ücra bir köşesine tecrit edilmeye çalışılan bir alimin iman hakikatlerine dayanarak sonradan tüm dünyayı saran bir muhabbet ve adanmışlık hikâyesini ekrana taşıyor.ALLAH’IN SADIK KULU: BARLAYÖNETMEN: ESİN ORHAN TÜR: ANİMASYON MEHTAP TV 22.30

3 Ekim 2014 Cuma

Felaketi durduracak deja vu

New Orleans’taki bir feribota konulan bombayla meydana gelen büyük patlamanın ardından kanıt toplaması için çağrılan Carlin, insanların beyninin içindeki “deja vu”ların her şeyden daha güçlü olduğunu keşfeder.Bu da, yüzlerce masum insanın hayatını kurtarmak için beyninin en derin dönemeçlerinde bir yolculuğa çıkmasına yol açar. Carlin’in yaptığı soruşturma derinleştikçe sadece zaman ve uzay kavramları boyunca gelişen bir araştırmaya dönüşmekle kalmaz. Soruşturma esnasında Carlin’in, feribot patlaması kurbanları arasındaki bir kadınla duygusal bağlantısının olduğunu keşfetmesiyle tersine işleyen bir aşk hikâyesi de ortaya çıkar. Üstelik yüzlerce insanın geleceğini mahvedebilecek bu büyük felaketi durduracak anahtar, bu kadının geçmişinde bulunmaktadır.

IBM SmartCamp İstanbul Ödülleri Sahiplerini Buldu

Girişimcileri, yatırımcıları ve danışmanları buluşturan IBM SmartCamp İstanbul Finali bu yıl Startup İstanbul etkinliğinde yapıldı.

Dünyanın enerji, sağlık, ulaşım, e-devlet hizmetleri gibi temel alanlarda karşı karşıya olduğu sorunlara çözümler sunan yeni nesil inovatif şirketlerin yarıştığı IBM SmartCamp İstanbul, bu yıl Etohum’un 30 Eylül’de Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlediği Startup İstanbul kapsamında gerçekleştirildi.

Dördüncüsü gerçekleştirilen IBM SmartCamp İstanbul etkinliğinde bu yıl 6 finalist şirket birincilik için yarıştı. Yarışma sonucunda RFID (Radyo Frekansı ile Tanımlama) ve RTLS (Gerçek Zamanlı Konumlama Sistemi) yönetim uygulamaları ile hastane yönetimlerine gerçek zamanlı her türlü varlık yönetimi sunan Türk şirketi “Borda” sağlık kategorisi birincisi olurken, e-öğrenim çözümü sunan Fas merkezli girişim “My VLE” genel kategorisi birincisi oldu. Yarışmada sosyal medya ve internet üzerinden oylarla “Halkın Seçimi” ödülünü kazanan şirket ise Türkiye’den, senaryo tabanlı iş birliğine dayanan e-öğrenim platformu Bilims oldu. Bir gün önce yapılan Danışman değerlendirmelerinde SmartCamp Türkiye en iyi girişimci değerlendirmesinde Borda ve test mühendisliği alanında danışmanlık hizmetleri sunan Intest ilk sırayı paylaştılar.

IBM SmartCamp İstanbul’a 50’den fazla şirket başvururken, değerlendirmeler Ankara ve İstanbul’da, yüz yüze mülakatlarla gerçekleştirildi. Yarışmaya başvuran girişimlerin çoğunluğunun bulut ortamında doğmuş ve “Nesnelerin İnterneti” konusunda gelişmiş olması dikkat çekti. Başvuran şirketlerin yaklaşık yüzde 80’i Akıllı Gezegen çözümleri oluşturmak için analitik & büyük veri ve mobil teknolojilerini kullanan şirketlerden oluşuyor.

IBM Türk Ekosistem İlişkileri Müdürü Jale Akyel, yarışmayla ilgili şu görüşleri paylaştı: “Çağımızda ekonomik gelişimin, toplumsal refahın ve ilerlemenin anahtarı sürekli inovasyondur. IBM SmartCamp İstanbul’daki amacımız, inovasyonu açığa çıkarma yönünde en büyük potansiyeli vaat eden girişimleri ortaya çıkarmaktır. Finalleri girişimcilerin buluşma noktası niteliğindeki Startup İstanbul’da yapmamız bir tesadüf değil. Yarışmanın gördüğü ilgiden çok memnunuz.”

Intest (Türkiye): Test mühendisliği savunma ve uzay, otomotiv, endüstriyel otomasyon ve telekomünikasyon gibi endüstrilerde proje yaşam döngüsünün temel parçalarından biridir. Intest, test mühendisliği alanında dış kaynak hizmetleri, test sistem tasarımı ve danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Bununla birlikte firmamız test otomasyon alanında küresel ölçekte rekabetçi yazılım çözümleri geliştirmektedir.

www.intest.com.tr 

Borda (Türkiye): Borda RFID (Radyo Frekansı ile Tanımlama) ve RTLS (Gerçek Zamanlı Konumlama Sistemi) uygulamaları sunmaktadır. Müşterilerine yazılım ve donanım geliştirmenin yanı sıra anahtar teslim çözümler sağlamaktadır. Bununla birlikte NFC, UHF Passive ve Active RFID teknolojilerini Lighthouse isimli tek bir yazılım platformu altında bir araya getirerek, kurumlara yönelik, başarısı kanıtlanmış “Hybrid RTLS” çözümünü düzenli olarak geliştirip başarıyla sunmuştur.

www.bordatech.com

ITECH (Türkiye): ITECH Electronics kurumlara yönelik Kablosuz Sensör Ağı, Gerçek Zamanlı Konumlama Sistemleri ve Şeylerin İnterneti uygulamalarına odaklanan bir Ar-Ge şirketidir. Şirket 2011 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteğiyle kurulmuştur. ITECH’n öncelikli projesi, geniş çalışma sahalarında çalışanların elektronik etiketler ve kablosuz sensörler aracılığıyla çevresel değişkenler üzerinden kontrol edilmesine yönelik Kablosuz Takip ve Kontrol Sistemleridir. Sensörlerden ve konumlama sistemlerinde elde edilen veriler tedarik zinciri yönetimi, süreç kontrolü, envanter planlama ve güvenlik için kullanılabilmektedir. ITECH halihazırda küçük ve orta ölçekte şirketlere yönelik uygun maliyetli ve kolay erişilebilir IoT bağlantı platformu “itech-aim” üzerinde çalışmaktadır.

http://www.itech.com.tr/

UserTalk (Mısır): UserTalk online hizmet veren şirketler için bir ses destek çözümüdür. UserTalk, müşterilerin herhangi bir ek yazılım indirmek zorunda kalmadan her internet sitesi ya da akıllı telefon uygulaması üzerinden müşteri hizmetleri destek temsilcilerini arayabilmelerini sağlamak için Voice Over IP (VOIP) teknolojisini uygun hale getirmektedir. Müşteri temsilcileri bu sayede gelen çağrıları dizüstü bilgisayarlarından ya da akıllı telefonlarından yanıtlayabilmektedirler. UserTalk ayrıca Session Initiation Protocol (SIP) kullanarak tesis içi çağrı merkezi donanımlarına gelen aramaları yönlendirebilmektedir.

https://www.getusertalk.com/

Bilims (Türkiye): Senaryo tabanlı iş birliğine dayanan e-öğrenim platformu Bilims, problem tabanlı öğrenimde kanıtlanmış teknikler aracılığıyla gerçek zamanlı iletişim ve iş birliği sunar.

www.bilims.com

My VLE (Fas): My VLE özellikle gelişen ülkelerdeki geleneksel sınıf eğitimini desteklemek ve tamamlamak için tasarlanmış bir e-öğrenim platformudur.  https://www.myvle.com/

The post IBM SmartCamp İstanbul Ödülleri Sahiplerini Buldu appeared first on Etohum.

2 Ekim 2014 Perşembe

Startup Istanbul Ardından: VIP Dinner Etkinliği

Startup Istanbul için Türkiye’ye gelen birçok önemli isim, 29 Eylül gecesi VIP Dinner etkinliğinde bir araya geldi.

VIP Dinner etkinliği İstanbul – Kuruçeşme’de bulunan Les Ottomans otelinde gerçekleştirildi. Rahul Sood, Dave McCure, Andy Tsao, Prof. Dr. Erhan Erkut, Jale Akyel ve Hasan Aslanoba’nın da aralarında bulunduğu önemli yatırımcı, mentör ve yöneticileri bir araya getiren etkinlikte girişimciler ve bu etkinlik için sınırlı sayıdaki bileti satın alan katılımcılar da bulundu.

Yatırımcı, mentör ve yöneticiler gece boyunca yemek eşliğinde keyifli sohbetler yaparken girişimciler ve katılımcılar da networking imkanı buldu. Gecenin başında Erhan Erkut ve Burak Büyükdemir kısa birer konuşma yaptı. Özellikle Erhan Erkut’un esprileri salondakileri güldürdü.

VIP Dinner etkinliği İstanbul’un en güzel yerlerinden birinde, başka bir zamanda bir arada bulmanın neredeyse imkansız olacağı bir toplulukla hem keyifli hem de faydalı bir etkinlik olarak tüm katılımcılarının aklında yer etti.

The post Startup Istanbul Ardından: VIP Dinner Etkinliği appeared first on Etohum.

Bir Tüketici Direnişi Hikayesi !!!

Herkese sevgi ve saygılarımı gönderiyorum güzel Antalya'dan..Bugün sizlere bir tüketici direnişini anlatacağım ,yani kendimi :)Antalyada yaşayan herkes kapalı yoldaki kışlahan çarşısını bilir.Pijama ,iç giyim,bebe denince ilk akla gelen yerlerden birisidir.Takipcilerim bilir,Nisan ayında ablamın ameliyatı için Trabzona giderken kendisine o bahsettiğim çarşıdaki Gözde iç giyim mağazasından pijama takımı aldım.Satın alırken özellikle sordum çekme solma olurmu uzağa götüreceğim sorun çıkmasın diye.Tabiki kesinlikle olmaz cevabı aldım.Trabzona gidince pijamayi 30 derecede kendim yikadim ve pijama baya çekti.Taa Trabzondan o pijamayı geriye getirip mağazaya götürdüm.Çekti diye getirdim meğerse rengide solmuş onun farkında değildim ,mağaza sahibi söyledi :)Mayıs ayında geri verdiğim halde aylardır çeşitli bahanalerle beni oyaladılar.Aslında beni kasıtlı oyaladıklarının farkındaydım ama bekliyordum sonunu.En sonunda mağaza sahibi yalan söyledigimi ima ederek bu 30 derecede yıkanmamış daha yüksekte yıkanmış ve sıvı deterjanla yıkanacaktı diyince benim sinir şartellerim attı sonunda :))))Tamam o zaman yanlış yıkanmıştır diye bana bir kağıt verin bende tüketici haklarına gideyim bu işi onlar çözsün dedim.Ama o yazıyıda bana veremediler ve sonunda 4 ay üzerine paramı iade etmek zorunda kaldılar.Başım dik,vicdanım rahat bir şekilde paramı alıp aynı çarşı içerisindeki başka çamaşırcıdan yine ablama sabahlık aldım..Mağaza sahibine ;komşusunun parası olduğunu ,güle güle kullanmasını söyledim :)Eğer ben aldığım ürünün fişini saklamamış olsaydım hiçbirsey ispatlayamaz,hiçbir hak talep edemezdim.Eğer sizlerinde başına böyle bir durum gelirse ,öncelikle mutlaka aldığınız ürünün fişini ilk yıkamaya,yıkanmayacak birşeyse garanti sürecinde saklayın.Satıcı size bu kullanıcı hatasından olmuştur dediyse bunu yazılı bir şekilde kanıtlamak zorunda.Fiş ve satıcının verdiği kağıtla birlikte tüketici haklarına başvuru yapabilirsiniz.Aksi takdirde hiçbir hak talep edemezsiniz.Son olarak ..Artık tüketici hakları her ilçedeki kaymakamlıklarda var.İnternetten bulunduğunuz bölgedeki hakem heyetinin  adres ve telefon numarasını bulup her şeyi rahatlıkla danışabilirsiniz.Gerçekten çok ilgililer ..Hakkınızı aramaktan hiç çekinmeyin,hatalı ürünü asla kullanmak zorunda kalmayın..Daha insaflı esnaf,daha bilinçli tüketici olabilmek ümidiyle.Allah'a emanet olunuz..

Umudunu kaybetme...

Kendi hikâyelerini saplantı haline getiren senarist-yönetmen Jacob Falk, hayal ettiğinden daha rahatsız edici bir gerçekle karşılaşır.Jacob Falk, tanınmış bir yönetmendir ve yeni senaryosunu yetiştirme telaşıyla strese girer. Falk, karısı Helena’ya kısa süre sonra bir Doğu Avrupa ülkesinden evlat edinecekleri çocuğun sevincini paylaşmıştır. Ne var ki bu sevinç kısa sürer. Yapımcısı ile gergin bir toplantının ardından arabasıyla eve dönen Falk, Kopenhag dışında karanlık bir orman yolunda bir adama çarpar ve onu yaralı halde yolda yatarken bırakır. Adını vermeden olayı bildirmek için yakındaki bir benzin istasyonuna gider. Adamın çantasında bulduğu fotoğraflar onu şaşkına çevirir. Fotoğraflarda yabancı savaş esirlerine işkence eden Danimarkalı askerler vardır.

1 Ekim 2014 Çarşamba

Sırlar ortaya dökülüyor

İki Dünya Arasında, yeni bölümleriyle ekrana geliyor. Dizinin bugünkü bölümünde; Aslı ve Murat konuşurken her şeyi duyan Şükran, gerçekleri Sahra’ya anlatmaya karar verir.Saç tellerinden örnekler alarak hastaneye giden Şükran, görevlilerden DNA testi yaptırmak için bilgi aldığı sırada Nurten hemşire onu görür. Yaşanan bu sürpriz gelişmeyi Aslı da öğrenir. Diğer bir yanda Necip, Kenan ile ilgili gördüklerini Hacer’e anlatır. Büyük bir şaşkınlık yaşayan Hacer, Kenan’ın yanına gider ve duyduklarının gerçek olup olmadığını sorar. Ancak Kenan’dan hiç beklemediği bir tepki görür. SAMANYOLU TV 19.45

Lisede katliam!

Gus Van Sant’ın yönettiği Altın Palmiyeli ‘Fil’ (Elephant), sıra dışı tekniklerle çekilmiş ve gerçek olaylardan ilham almış bir film...Elephant’a konu edilen okul katliamı, kısmen de olsa, daha önce Michael Moore’un da belgeseline konu olan 1999’daki Columbine Lisesi Katliamı’na dayanıyor. Film, Columbine Lisesi’ndeki bir grup gencin, okul cinayetleri konu başlığı altında yaşanan bir günlerine odaklanıyor. Öğrenciler, kafeteryada oturmuş sohbet ederken içeriye giren iki öğrenci, diğer öğrencilerin hepsini öldürür.