21 Mart 2014 Cuma
Başbakan’ın gazetecileri TRT’de destan yazdı!
Biliyorsunuz, en son Başbakan’ın ifadesiyle polisimiz Gezi’de destan yazmıştı. Geçen akşam da TRT’de Başbakan ve gazetecileri; Nasuhi Güngör, Ahmet Taşgetiren, Hakan Albayrak ve Nihal B. Karaca bir destana imza attı.Harikaydılar, uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek bir program çıkardılar. Ülkemizi, dış temsilciliklerimizi, yavru vatan Kıbrıs’ı, İslam âlemini aydınlattılar. Halklar aydınlanadursun, dünya liderleri kim bilir ne kadar kıskanmıştır bu manzarayı. Şöyle demek haklarıdır: “Bizim ülkemizde neden böyle bir devlet kanalı ve böyle gazeteciler yok, bizimle niye böyle programlar yapılmıyor ve bizi neden böyle övgülerle uçurmuyorlar! Neden?” Programın moderatörü Nasuhi Güngör, Mustafa Karaalioğlu tecrübesinden ders almış olmalı ki, her sorusunda “bu paralel yapı, bu örgüt, bu çete, bu şebeke” kelimelerini sektirmeden sıraladı. Farkını ortaya koymuş oldu. Karaalioğlu hayıflanmasın da ne yapsın! Ahmet Taşgetiren, bir başbakanın karşısında bir gazetecinin tavrının nasıl olması gerektiğini bütün dünyaya gösterdi. Elbette gecenin yıldızı ve destanın en epik parçalarının yazarı Hakan Albayrak idi. Şöyle dedi: “Benim en büyük sorunlarımdan biri sizin başbakan olduğunuz bir ülkede yazar olmak; çünkü bazen daha hayalini kurmayı bitirmeden siz yapmış oluyorsunuz ve ben ortada kalıyorum.” İnsan bunu yapar mı, kendisine “abi” diyen bir vatan evladını ortada bırakır mı, vicdana sığar mı bu! Ve Nihal, ah Nihal B. Karaca! Ne yazık ki yine varlık gösteremedi. Ötekilere yetişemedi. Kim bilir, gözüne uyku da girmemiştir. Başını yastığa koyunca kederle sızlanıp, “Kahretsin” demiştir, “geride kaldım, zat-ı şahaneye yeterince övgüler dizemedim, kendim hakkında gereğini yapmalıyım!” Soru sorulamayan, ancak konuşmaların arasına girilerek Başbakan’ın iddialarının onaylandığı program, TRT tarihinde elbette mümtaz bir yer edindi. Yedi kuşak torunlara anlatılacak bir geceydi vesselam. Bir habercilik, gazetecilik şahikasıydı. Gecenin sonunda, oradakilerin kimi mutlu, kimi hüzünlü evlerinin yolunu tuttu. Onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine. Fakat o gece orada bir şey oldu: Gazetecilik, televizyon programcılığı, meslek ahlakı, kurum kültürü, fikir namusu, vicdan, onur, evrensel hukuk, demokrasi, akıl, idrak, izan Hakk’ın rahmetine kavuştu. Hepsinin ruhuna toplu halde ‘El Fatiha!’ seyirgunlugu@zaman.com.tr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder