31 Ocak 2015 Cumartesi

#benolsaydim #yatirim yapardım

Etohum Zirvemizi İTÜ Arı Teknokent Sponsorluğunda 31 Ocak Cumartesi günü İTÜ SDKM’de gerçekleştireceğiz. Her sene düzenlediğimiz bu geneneksel toplantıda bu yıl Etohum 40′ı saat 16:00′da açıklayacağız. Etohum 15′in sunumları 16:15′da başlayacak.

Cumartesi saat 16:00′dan başlayıp Salı gününe kadar sürecek bir kampanya başlıyor. 31 Ocak Cumartesi günü Etohum 40 girişimini saat 16:00′da açıkladığımızda size şunları soruyoruz.” Eğer siz Melek Yatırımcı olsaydınız hangi girişime yatırım yapardınız? ”

#benolsaydim #girisimadi olarak tweetlerinizi alacağız.

Ödülümüz: Etohum olarak yatırım yaptığımız girişimleri açıklayacağız. Aynı girişimi seçmiş katılımcılardan 5 kişiyi Etohum ekibi seçecek ve Ekim ayındaki Startup Istanbul etkinliğine ücretsiz bilet kazanacaklar.

The post #benolsaydim #yatirim yapardım appeared first on Etohum.

Hayatım çizgi roman

Harvey Pekar’ın çizgi romanları ve hayatı üzerine kurulu ‘Görkemli Hayatım’ (American Splendor), Pekar hayranlarının kült filmi olmakla kalmamış, Sundance Jüri Büyük Ödülü’nü de almıştır.Harvey Pekar, geleceği parlak olmayan bir işte onlarca yıl çalışmış, işyerinde “dünya çapında inek” Tony Radloff gibi kendi dertlerini paylaşan arkadaşlar edinmiş, varoluşsal bir acı çeken biridir. American Splendor’ın en ilgi çekici yanlarından biri de Pekar’ın hayatını dramatize eden çizgi romanların uyarlamalarından oluşmasıdır. Yani Batman, Robin, Superman ve Green Lantern filmde karşımıza çıkıyor. American Splendor’ın sonunda ise bir emeklilik partisi var. Cleveland’daki bir hastanede dosyalama memuru olarak meslek hayatını tamamlayan Harvey Pekar partinin yıldızı.GÖRKEMLİ HAYATIM Orijinal adı: AMERICAN SPLENDOR Yönetmen: SHARI SPRINGER BERMAN, ROBERT PULCINI Oyuncular: PAUL GIAMATTI, HOPE DAVIS CNBC-e 00.00

Barbie Doğum Günü Pastası

Çocuklarımıza doğum günü yaparken en çok dikkat ettiğimiz konu şüphesiz ki pastasıdır.Bende bundan yola çıkarak kızımın bu doğum gününde ona nasıl bir pasta yapsam diye düşündüm ve barbie pasta yapmaya,daha doğrusu yaptırmaya karar verdim.İlk başta fikir olarak dışarda yaptırmaktı niyetim fakat kendiminde yapabileceği birşeye o kadar para vermek hiçte mantıklı gelmedi bana.Piyasayı bilenler bu tür özel yapım pastaların nekadara yapıldığını az çok biliyordur :)Şunuda belirteyim ..Kızımın doğum günü hakkında konularımı paylaşırken sık sık ekonomik olmaktan bahsediyorum ama aslında para delisi birisi değilim :)Tek amacım dışarıda yaptırma gücü olmayanlara aslında kendi imkanlarıyla en az 100 tl.lik pastayı 20 tl.ye maledebileceklerini göstermek.Tabii birazda el becerisi kazanmak :)Başlamadan son olarak belirteyim.Eltim dediğim eşimin kuzeninin eşiyle birlikte yaptık bu pastayı.Kendisi bir arkadaşıyla evden her türlü pasta ,börek ,kurabiye ve daha bir sürü şeyler yapıyorlar..Facebook sayfalarına BURADAN göz atarak beğenip paylaşımlarını takip edebilirsiniz .Neyse bukadar açıklamadan sonra hemen yapım aşamasına geçiyorum .Aslında bu işi profesyonel olarak yapanların bu pasta yapımı için özel kalıpları var.Ama biz profesyonel yapmadığımız ve her daim kullanabileceğimiz bir kalıp olmadığı için en pratik şekliyle yapacağız.Malzemelerimiz ;3 paket hazır pasta tabanı (Ben bim den aldım )2 paket pasta kreması (Kakaolu yada vanilyalı )2 renk şeker hamuru (ben şeker & sugar markasının 200 gr. lık olanlarından kullandım )1 litre Süt.Bir miktar pudra şekeri (şeker hamurunu açmak için.Yapılışı;Öncelikle 2 paket pasta kremasını Üzerinde yazan süt miktarıyla çırpıp hazır ediyoruz.Sonra keklerimizin hepsinin ortasını küçük çay bardağıyla kesip çıkarıyoruz (barbie bebeği yerleştirmek için )Keklerimizi normal yaş pasta yapar gibi dizmeye başlıyoruz.Keki ıslatıp kremayı sürüyoruz ve bu şekilde en üst kekide kapatıp yine sütle ıslatıyoruz.(keklerin aralarına cikolata parçacıkları ekleyebilirsiniz )Resimdeki gibi kekleri dizdikten sonra üst tarafını bıçak yardımıyla beli ince etekleri geniş dursun diye traşlıyoruz.Bunu yaparken dikkatli yapıyoruz çünkü alt tabana hiç traşlanmayacak sadece üst taraflar bombeli şekilde traşlanacak.Güzel yapamadım diyede üzülmeyin çünkü şeker hamuru öyle bir malzemeki kusurları çok güzel kapatabiliyor.Traşlama işleminden sonra barbie bebeğimizi pastanın ortasına yerleştiriyoruz.Sabit durması için çay bardağıyla kesip çıkardığımız keklerden 3 tanesini pastanın ortasına düzgün şekilde yerleştirip bebeğin ayakarını o keklere sapkıyoruz.Bebeğinizin ayakları uzun gelirse ölçüp fazla miktarını bıçakla kesin.Biz öyle yaptık :)Şeker hamuru için önce tezgaha hafif pudra şekeri döküyoruz ama normal hamur açmak gibi bol değil.Bunu şeker hanuru yapışmasın diye yapıyoruz.İki renkli şeker hamurundan önce birini eteğin arkası için yarım cm.kalınlığında merdane yardımıyla açıyoruz.yapışıp yırtılmamasına özen gösterin.Sonra ön eteğin hamurunu açın ve pastaya yapıştırıp eliniz yardımıyla hafif bastırarak kabarcıklarını elinizle ütüleme yapın Ve kenarda kalan kısımları kesip çıkarın.sonra artan şeker hamurundan bebeğe kıyafet yapın.Burası tamamen hayal gücünüze kalmış.Biz kalp şeklinde kurabiye kalıbıyla yaptık.Şeker hamurlarının birleştirme noktalarına minik şeker hamuru kalıplarıyla papatyalar yapıp hafif su yardımıyla yapıştırdık.Aynı işlemi bel etrafınada uyguladık ki bebeğin kıyafetinin birleşme noktaları kapansın.Etek diplerine gördüğünüz şekilde örgü yaptık.Siz daha değişik tasarlayabilirsiniz.Beline yine hamurdan fiyonk yaptık resmini çekmeyi unuttum ama bunun için internetten videolara göz atabilirsiniz,yada hiç yapmayın farklı bir işlem uygulayın.Dediğim gibi tamamen sizin hayal gücünüze bağlı.Biz bu pastayı yaklaşık 1 saatte hazırladık.Kısaca sizde kısa sürede,az maliyetle ,güzel bir pasta yapabilirsiniz.Not :Barbie bebeği kendim süsledim.Normalde ucuz basit bir bebek di kendisi .Silikon yardımıyla evdeki boncuklardan üzerine yapıştırdım ve çokta güzel oldu.Diğer doğum günü hazırlıklarım için blog'umu takip edebilirsiniz.Ayrıca BURADAN kızımın 4.yaşgününe göz atabilirsiniz.BURADAN 'da 3. Yaş günü pastasına göz atabilirsiniz..

30 Ocak 2015 Cuma

Yatırımcıları nasıl etkileyebilirsiniz?

Melek yatırımcılar ve risk sermayedarları, yatırımlarını hak eden bir girişim ararken gelişim ve kârlılık potansiyeline bakarlar. Girişimciye düşen ise potansiyel yatırımcısının aklında olabilecek en az soru işaretini bırakmak ve ona aradığı yanıtları en direkt şekilde vermek.

Yatırımcıları etkilemek ve istediklerini vermek için dikkat etmeniz gereken noktalar şu şekilde:

Doğru yansıtın. Motivasyonu yüksek, güçlü fikirleri ve vizyonu olan bir girişimcisiniz. Fakat yatırımcıların önünde sunumunuzu yaparken, yalnızca kişisel özelliklerinizi değil, fikrinizle ilgili sayıları, istatistikleri, planları ve iş vizyonunu da öne çıkarmalısınız. Değerinizi bilmelisiniz. Yatırımcılar kâr etmek için yatırım yaparlar ve eğer girişiminizin değerine dair hiçbir fikriniz yoksa reddedilmeniz olasıdır.

İyi yönetim her şeydir. İş planınızı şüphesiz ve apaçık bir şekilde açıklamaya kendinizi hazırlayın. Bu plandaki her bir sürece kendinizi zihinsel olarak hazırlayın, olabilecek tüm ihtimalleri hesaplamaya çalışın ve bunlarla ilgili yatırımcılarınızdan sorular duyacağınıza emin olun. Unutmayın, en iyi fikir bile kötü bir yönetim altında kârlı bir işe dönüşemez.

Takım oyunu. Yatırımcılar takımlara, inandıkları insan topluluklarına yatırım yaparlar. Lider olarak siz, yatırımcılara çalıştığınız insanların bu iş için doğru insanlar olduğunu ve takım olarak girişiminizi kârlı bir işe dönüştürebilecek potansiyele sahip olduğunuzu kanıtlamalısınız.

Dinleyin. Diyaloglar kelime alışverişlerinden çok daha fazlası ve konuşmaktan çok dinlemekle alakalı süreçler. Konuşmadan önce ne söyleyeceğinizi, daha da önemlisi ne söylemeniz gerektiğini bilmeniz gerekir. Çoğu zaman yatırımcıların sorduğu soruların yanıtı soruların içerisinde gizlidir. Satır aralarını iyi okuyun çünkü yatırımcıların onların endişe ve ihtiyaçlarını anlayan girişimciler ile çalışmayı tercih eder.

Sözlerinizi tutun. Yatırım almak girişimcilik kariyerinizin en zor işi değil. Önemli bölüm yatırımı aldıktan, yani tam güçle çalışma kabiliyetine eriştikten sonra başlıyor. İşte tam da bu dönemde her şey ciddileşiyor ve hata şansınız azalıyor. Hiçbir girişimci, yatırımcısına verdiği sözü yerine getiremeyerek kötü bir ün kazanmak istemez. Yatırımcılarınıza tutabileceğiniz sözler verin ve aldığınız yatırımı bu sözleri yerine getirmek için olabilecek en iyi şekilde kullanın.

The post Yatırımcıları nasıl etkileyebilirsiniz? appeared first on Etohum.

Bir askerin kibriyle imtihanı

Küçük Kıyamet, yeni hikâyelerle izleyici karşısına çıkmaya devam ediyor.“Sırat dünyada geçilir” sloganıyla ekrana gelen ve hayatın içinden gerçek hikâyelerin anlatıldığı dizinin bu bölümünde; ücra bir sınır karakolunda görev yapan Resul Çavuş, otoritesini kurmak için askerlerine acımasızca zulmeden Celal Komutan’la karşı karşıya gelir. Askerlerin hakkını kimseye yedirmek istemeyen ve haksızlığa gelemeyen Resul, kendisinden daha üst rütbedeki Celal Komutan’ın bu kibirli hallerine karşı askerleri savunmaya çalışır. Gözü yükseklerde olan ve askerlerin hayatını zindan eden Celal’in, her defasında karşısında Resul’ü bulması onu deliye çevirir ve kibrine yenik düşen komutan, Resul’ün askerliğini tehlikeye atacak bir oyun oynar. SAMANYOLU TV 21.00

29 Ocak 2015 Perşembe

‘Milletin Abisi’ sokağa çıkıyor

Her bölümünde çarpıcı haber dosyaları ve ilginç konuları gündeme taşıyacak olan ‘Milletin Abisi’ yayına başlıyor.Millet Gazetesi yazarı Bengüç Özerdem’in sunacağı programda, vatandaşların sorunları mercek altına alınıp halkın gündemindeki her türlü sorun mağdurlarıyla, karşıt taraflarıyla ve konunun uzmanlarıyla canlı yayında ele alınacak. Programın ilk bölümünün konusu ilkokullara kadar inen bonzai illeti konu ediliyor. Kullanımı yaygınlaşan bonzainin okullara kadar nasıl girdiği ve çocuklarımızı bu illetten korumanın yolları anlatılacak. Programın ikinci dosyası ise polis görünümlü çeteler. Yolu kesildi, dövüldü, gasp edildi, sokağa atıldı... Üstelik bunların hepsi İstanbul’un orta yerinde oldu. Polis kimliği gösterilerek bir araca bindirilen Ünal’ın başına neler geldi? İstanbul sokaklarında kendilerine sivil polis görünümü veren eşkıyaları tanıyacaksınız. KANALTÜRK 23.30

Bora Savaş Etohum Yatırımcı Kulübü üyesi oldu

Beenos Inc’de yatırım ortağı olan Bora Savaş, Etohum Yatırımcı Kulübü üyesi oldu.

Öğrenim hayatını Osaka Üniversitesi’nde tamamlayan Bora Savaş, şu sıralar Teruhide Sato’nun kurucusu olduğu Beenos Inc’de yatırım ortağı olarak görev yapıyor. Kendi girişimlerini de hayata geçirmiş olan Savaş, Pecoq, Cloudoq, CloudShop gibi şirketlerde kurucu olarak yer almış. Bora Savaş’ın yatırımcı olduğu şirketler arasında da tanıdık isimler var. Savaş; İyzi Payments ve Akakçe.com’a yatırım yapmış.

Bora Savaş, Selçuk Saraç’ın ardından 2015 yılında Etohum Yatırımcı Kulübü’ne katılan ikinci isim oldu.

Bora Savas @bsavas @beenosvc Beenos VC Etohum yatırımcı kulubu üyesi oldu http://t.co/P2xReV4pqk pic.twitter.com/ktYgPXfUab

— etohum (@etohum) 28 Ocak 2015

 

The post Bora Savaş Etohum Yatırımcı Kulübü üyesi oldu appeared first on Etohum.

28 Ocak 2015 Çarşamba

Sahra,panik içinde

İki Dünya Arasında’nın bu akşam yayınlanacak bölümünde; Aslı’nın kaçma planında başarılı olması ve yanında Elif’i götürmesi kızına kavuşamayan Sahra’yı adeta yıkar.Aslı’nın oyunlarından sıkılan Cabir ise Elif’i ilk bulduğu aileye vereceğini ve aldığı parayla buradan gideceğini söyler. Aslı, bunu kabul etmek zorunda kalırken Cabir’in tehlikeli planı işlemeye başlar. Bayram, Elif’i alacak aile ile buluşmaya gider. Ancak Sahra’nın bebeği Elif’i alacak olanlar gerçekte bir aile değil, organ mafyasıdır. SAMANYOLU TV 19.45

İyi bir ilişki sizi daha iyi bir girişimci yapabilir

Müjdemizi isteriz! Washington Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma iyi bir ilişki ve anlayışlı bir eş’e sahip olan kişilerin iş hayatlarında daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Yani artık kod yazma, iş planı ve pazarlama çalışmalarından birazını doğru partneri bulmak için harcayabilirsiniz.

Araştırmanın temeli aslında evli çiftler üzerine kurulmuş. Ancak bunun flört düzeyindeki ilişkiler için de geçerli olacağını söylemek yanlış olmaz. Zira araştırmanın ortaya koyduğu bilgiler insanların sosyal hayatlarında iyi zaman geçirmesinin iş dünyasındaki başarısını artırıyor.

Araştırmaya göre ilişkileri daha ‘sorunsuz’ olan kişiler, daha fazla para kazanıyor ve iş hayatlarında daha başarılı oluyor. Elbette mutluluğu ölçmenin mümkün olup olmadığı tartışmalı konu. Bu sebeple araştırmada ilişkide iyi anlaşma, paylaşımcı olma ve birlikte iyi zaman geçirme gibi kriterlere bakılmış.

Evde ve boş zamanlarında partnerleriyle daha iyi zaman geçiren kişilerin işe odaklarında da daha verimli olduğu sonucuna varılmış. Ancak iyi bir partnerin tek katkısı bu değil. Başarılı, daha düzenli partnerleri bulunan kişiler onların bu yanlarını örnek alarak zamanla kendilerini de geliştirmeyi başarabiliyorlar. Bu, paylaşımın yüksek olduğu bir ilişkide istemsizce başlayan bir gelişme.

Araştırmaya göre paylaşımcı olmak, iş bölümü yapmak da ilişkideki huzuru artırıyor. Özellikle aynı evde yaşayan çiftlerin ev işlerinde sorun yaşamaması kişinin huzurunu ciddi oranda artırıyormuş.

Tahmin edebileceğiniz üzere tam tersi şekilde mutsuz ilişkiler yaşayan ya da yalnız olan kişiler ise çoğunlukla iş hayatlarında da bu durumdan kötü etkileniyor.

Dolayısıyla bu araştırmanın sonuçlarını şu cümle ile yorumlayabiliriz; her başarılı insanın arkasında iyi bir eş vardır.

The post İyi bir ilişki sizi daha iyi bir girişimci yapabilir appeared first on Etohum.

27 Ocak 2015 Salı

Ekip 1’de büyük düello

Hayatını görevi uğruna her türlü fedakârlığı yapmaya adamış bir timin hikâyesini konu alan Nizama Adanmış Ruhlar-Ekip 1, üçüncü sezon bölümleriyle ekrana geliyor.Aksiyon ve heyecanın her geçen hafta arttığı dizinin bu bölümünde; Reis’le büyük bir düelloya girişen Neşet, Akrep Rüstem’in yardımıyla onu kendi mekânında sıkıştırır. Zor anlar yaşayan Reis’e yardım etmek için harekete geçen Ekip 1, olay yerine ulaştıklarında Reis’i korkunç bir halde bulur. Bu sırada kaçmaya çalışan Neşet, Yusuf’un büyük sürprizi ile karşılaşır. Maskeliyi deşifre etmeye karar veren İlker, adım adım bir tuzağa çekilirken Yusuf’un canını yakmak için harekete geçen Firuzan ve Rüstem, tehlikeli bir planı devreye koyar. SAMANYOLU TV 21.00

MasterCard StartPath Türkiye’den girişimleri de kabul ediyor

Geçtiğimiz yıl Etohum ile birlikte Türkiye’den Fintech alanında girişimlere destek vermeye başlayan MasterCard, şimdi bu desteği daha da öteye taşıyor.

Etohum işbirliğiyle birlikte Türkiye’deki girişimcilere birebir destek vermeye başlayan MasterCard, şimdiye kadar bu desteği MasterCard Türkiye bünyesinde sağlıyordu. Yeni dönemde girişimciler, doğrudan MasterCard’ın global startup merkezine de seçilme şansına sahip olacak. MasterCard Start Path artık Türkiye’den gelecek direkt başvuruları da kabul ediyor.

MasterCard Start Path, her yıl Avrupalı 8 girişimi seçiyor ve bunları 12 aylık bir eğitim programına davet ediyor. Girişimciler ayrıca MasterCard’dan mentorluk desteği de alıyor.

19 Şubat’a kadar MasterCard Start Path’e başvurmak mümkün. Başvurularda girişimin Fintech alanına yönelik olması şartı aranıyor.

The post MasterCard StartPath Türkiye’den girişimleri de kabul ediyor appeared first on Etohum.

26 Ocak 2015 Pazartesi

Kendi dünyasında Kral

86. Oscar ödüllerinde ‘Her’ ile En İyi Senaryo dalında Oscar kazanan, müzik videolarını sanat projesine dönüştüren yönetmen Spike Jonze imzalı ‘Arkadaşım Canavar’ (Where the Wild Things Are), kült filmler arasında yerini alıyor.Filmde huysuz bir çocuk olan Max, yaramazlıklarının sonucu olarak annesi tarafından yemek yemeden yatağa gönderilerek cezalandırılıyor. Max, hem annesinden intikam almak hem de kendi krallığını kurmak için hayal dünyasına dalıp canavarlarla dolu, tehlikeli bir maceranın içine dalıyor. Where the Wild Things Are, her ne kadar Maurice Sendak’ın çocuk kitabından uyarlansa da film aslında bir çocuk filmi değil. Eleştirmenlerden tam not alan film, kült mertebesine erişip DVD satışları, filmdeki karakterlerin oyuncakları ve çocuk hikâyesinin adaptasyonundan oluşan Where the Wild Things Are, romanıyla popüler kültüre damgasını vurdu ve vurmaya devam ediyor.ARKADAŞIM CANAVARORİJİNAL ADI: WHERE THE WILD THINGS AREYÖNETMEN: SPIKE JONZEOYUNCULAR: MAX RECORDS, CATHERINE O'HARA, FOREST WHITAKER CNBC-E 22.00

Henüz geliri bulunmayan bir şirketin değeri nasıl belirlenir?

Şirketlerin piyasa değeri bir alıcının ödeyeceği mutlak fiyata göre değil; şirketin mevcut gelirleri, ekibin ve yöneticilerin yetkinliği, geleceğe dair beklentiler gibi parametlerin oluşumundan meydana gelen karmaşık hesaplarla belirlenir.

Bugün Uber’in 40 milyar dolarlık değeri telaffuz edilirken de buna benzer hesaplardan bahsediliyor. Aslında Uber şuan çok yüksek gelir elde etmek bir yana çok ciddi gider kalemlerine sahip. Buna rağmen gelecek için beklentiler gerçekten oldukça yüksek. Bu da Uber’in yüksek piyasa değerinin sebebi.

Ancak kendi fikirlerini uygulamak için yola çıkan yeni girişimciler için bu oldukça sancılı bir süreç. Elbette tüm girişimler için erken süreçte bir yatırım almak büyüme hedeflerine hızlı ulaşmak açısından çok önemlidir. Her girişimci için de kendi projesi, fikirleri çok değerlidir. Dolayısıyla başlarda bir yatırım almak için şirketlerine bir değer biçmeleri çok güç olur. Girişimciler giderleri yüksek gösterip, piyasaya değerini artırarak yüksek yatırım almak isterken yatırımcılar da maliyetleri ve riski düşük, daha hızlı gelir getirecek şirketlere makul rakamlarda yatırım yapmayı tercih ederler.

Maalesef burada önerilebilecek bir formül yok zira her şirketin dinamikleri farklı ve değer birçok farklı değişkenden etkilenebilir. Ancak  erken süreçteki girişimlere değer belirlerken izlenebilecek bazı adamlar var;

1- Değer belirleme kriterlerini iyi anlayın

Bir yatırımcı sizin şirketinize değer biçerken bunu size yapacağı yatırım ve ortaklık payını belirlemek için yapıyor. Dolayısıyla şirketinizin değeri karşılığında bir miktar yatırım alıyor ve hisse paylaşıyorsunuz. Bu durumda ‘pre-money’ – ‘post-money’ kavramlarını iyi anlamalı, vermek istediğiniz hisse payı ve ortaklık modeline karar vermelisiniz. Ancak şunu da unutmayın; doğru yatırımcı sizin sırtınızdan para kazanmaya çalışan değil size destek olmak isteyen, sizinle birlikte para kazanmak isteyen kişidir. Bu sebeple beklentilerinizde ‘uçmayın’

2- Projeniz büyüme vadetmeli

Yeni bir girişimci ve yeni fikirler… Eğer arkasında kendini daha önce kanıtlamış girişimciler yoksa her yatırım büyük risk taşır. Girişimciler daha önce başarmış olsa bile başarısızlık ihtimali her zaman vardır. Düşünün, birçok yatırımcı parasını daha risksiz işlere yatırabilir. Size yatırım yaparak bir risk alıyorsa beklentilerinin yüksek olması da normal.

Birçok yatırımcı bu risk karşılığında 10 katı büyüme görmek isteyecektir. Yani günün birinde kendi hisselerini satıp çıkma zamanı geldiğinde parasını 10′a katlamayı ister. Dolayısıyla siz de projenizin büyüme potansiyeli olduğundan emin olmalı ve bunu göstermelisiniz. Bunu ne kadar iyi yansıtırsanız şirketinizin değeri o kadar yüksek olacaktır.

3- Sadece maddi konuları düşünmeyin

Yatırımın maddi boyutu şirketiniz için önemlidir. Ama yatırımcı sadece size para veren biri değildir. İş ortağınız, danışmanınız, mentörünüz ve elbette yönetim kurulunun bir parçasıdır. Dolayısıyla yatırımcınızla sık sık bir araya gelip fikir alışverişinde bulunmanız, bazı kararları birlikte vermeniz, onlardan bazı şeyler istemeniz gerekecek. Tüm bunlar iki tarafında birbirini iyi anlamasını, birlikte uyumlu çalışabilmesini gerektiriyor. Dolayısıyla şirketinizi değerini belirlerken sadece size teklif edilen rakama değil, yatırımcının profiline de özen gösterin. Bazen size daha az para veren bir yatırımcı daha büyük kazanımlar elde etmenizi sağlayabilir.

Yatırımcılar girişimcilerde hangi özellikleri arıyor?

The post Henüz geliri bulunmayan bir şirketin değeri nasıl belirlenir? appeared first on Etohum.

24 Ocak 2015 Cumartesi

Doğum Günü Duvar Süsü #dıy

Araştırmalarımdan anladım ki aslında basit malzemelerden yapılan özel gü Süsleri ederinin belkide 5 katı fiyatına satılıyor.Özellikle doğum günü,kına,sünnet gibi kutlamalarda kullanılan meteryaller gereksiz pahalı.Daha önce BURADA bahsettiğim kızımın doğum günü için öncelikle elimdeki malzemelerden neler çıkarabilirim,kendim ne kadarını yapabilirim ona baktım.Bunlardan biriside iyiki doğdun yazısıydı.Kullandığım malzeme ;Karton koli,keçe,yapıştırıcı ve bol hayal gücü :)Öncelikle karton koliye harf sayısınca kase yardımıyla daireler çizdim.Sonra maket bıçağı yardımıyla daireleri kesip çıkardım.Kestiğim dairelere yine maket bıçak yardımıyla iki kesik attım.Sonra saten kurdelayı kesik attığım aralardan geçirip daireleri kurdelaya dizmiş oldum.Diğer taraftan aynı kase yardımıyla iki renkli keçeden yine harf sayısınca daireler çizip makasla kestim.Kestiğim keçeleri yapıştırıcı yardımıyla kurdelaya dizdiğim kartonların üzerine,bir pembe bir siyah olarak yapıştırdım.(bunu yaparken kurdelayada yapıştırıcı sürün ki keçeye yapışsın ve asınca daireler kayma yapmasın )Daha sonra A4 kağıdına yazacağım harfleri çizip kestim.Bu şekilde harf kalıbı çıkarmış oldum.(Siz bunu pc de hazırlayıp yazıcıdan da çıkarabilirsiniz)Sonra bu kalıpları keçenin üzerine koyup kalemle çizdim ve makasla kestim.(bunu yaparken pembenin uzerindeki harfi siyah,siyahın uzerindekini pembeden çizmeyi unutmayın)Çizip kestiğim keçeden harflerimi yine yapıştırıcı yardımıyla dairelerin üzerine yapıştırdım.Ve bu şekilde perdeye iğneledim.Ben bu şekilde yaptım ,umarım sizede fikir olur ..Siz daha değişik model,renk ve süsleme yapabilirsiniz.Sizde benim gibi Bu şekilde hem emek harcamış hemde maddi tasarruf etmiş olursunuz:)

Uber bir yatırım daha alarak büyümeye devam ediyor

Uber, müthiş hızlı büyümesini devam ettiriyor. Hizmet sunduğu şehirlerin sayısını her geçen gün artıran şirket, bir yatırım turunu daha tamamlamış olabilir.

Uber’in birçok ülkede yerel rakipleri mevcut. Üstelik bazı ülkelerde Uber gibi sistemler yasalara takılırken pazar yine taksicilere bırakılıyor. Ancak buna rağmen Uber inanılması güç bir hızla yayılmaya devam ediyor. Amerika, Avrupa, Asya derken Uber son olarak Nairobi’de de hizmet vermeye başladı. Böylece 277 şehir ve 54 ülkede faaliyet gösterir hale geldiler.

Bu yenilikçi şirketin stratejisi tüm sancılara ve zorluklara rağmen hızla büyümek. Yani bir nevi Facebook’un “move fast, break things” yaklaşımına benziyor. Hiçbir rakibinin yapamadığı şekilde tüm dünyaya yayıldıktan sonra servislerini iyileştirmek ve geliştirmek için çalışacaklar.

Elbette bu stratejinin önemli zorlukları var. Hızla büyüyen ekibe her ülkede yeni ve kalifiye çalışanlar katmak, onlarca yeni sözleşme ve mevzuat ile uğraşmak ve elbette önemli miktar para harcamak gerekiyor. Bu sebeple Uber bir kez daha kapılarını yatırımcılara açmış.

Bloomberg‘in haberine göre Uber, 1.6 milyar dolarlık yeni bir yatırım turunu daha tamamlamış. Böylece şirketin şimdiye kadar aldığı toplam yatırım 4 milyar doların üzerine çıkıyor. Uber’in değeri ise 40 milyar doların üzerine çıkıyor.

Uber CEO’su Travis Kalanick, stratejileri konusunda açık konuşmaktan çekinmiyor. Kalanick, Fortune‘a verdiği bir röportajda yeni fiyat stratejileriyle ABD’deki rakipleri Lyft’in para kazanmasını engellemek istediklerini açıkça dile getirmiş.

Rakipleri ise Uber’in yatırımcıların diğer servislere yatırım yapmasını engellemeye çalıştığını ve “sarhoş gibi para harcadığını” iddia ediyor.

The post Uber bir yatırım daha alarak büyümeye devam ediyor appeared first on Etohum.

Irmak TV’den çocuklara masal

Kültür ve sanat, belgeseller ve dini hayata dair yayınlarla izleyicinin beğenisini kazanan Irmak TV, ailenin küçüklerini de unutmuyor.Yayın akışını namaz vakitlerine göre şekillendiren kanalda; Kur’an-ı Kerim’de anlatılan kıssalar büyüklerin de izleyeceği çizgi film karakterleri ile ekrana geliyor. Müslüman Âlimler, Evvel Zaman İçinde ve Upin ile İpin hafta içi her gün 09.00 ile 17.30 kuşağında yayınlanıyor. Evvel Zaman İçinde ise izleyenleri masalsı bir yolculuğa çıkarıyor ve sevimli karakterleriyle çocukları merakla izleyeceği eğlenceli bir dünyaya davet ediyor. Müslüman Âlimler’de devrinin önemli alimleri anlatılırken, Upin ile İpin’in macera dolu hikâyeleri ile hem eğlendiriyor hem de öğretmeye devam ediyor.

23 Ocak 2015 Cuma

Beş Kardeş geliyor

Birbirlerine bağlı beş kardeşin, küçük bir mahallede geçen hayatlarını konu alan Kanal D’nin yeni dizisi yakında izleyiciyle buluşacak.Yönetmenliğini ve senaryosunu Onur Ünlü’nün üstlendiği dizide Serkan Keskin, Osman Sonant, Tansu Biçer, Nadir Sarıbacak, Fatih Artman, Melisa Sözen ve Nihal Yalçın gibi oyuncular rol alıyor. Aile değerlerinin, kardeşliğin, aşkın, arkadaşlığın ve hayatın acı-tatlı sürprizlerinin yer alacağı Beş Kardeş’te; Sait, Nazım, Turgut, Orhan ve Aziz, birbirlerine en ufak bir şekilde bile benzemeyen beş kardeştir. Bu şahsına münhasır beş kişiyi ayrılmaz biçimde bağlayan tek bir şey vardır; sarsılmaz bir aile olmaları. Bu aile, eski bir mahallede, dededen kalma ahşap bir konakta yaşamaktadırlar. Kardeşlerin en büyüğü Sait, depremde anne ve babalarını kaybettiklerinden beri ailenin babası gibidir. Kardeşlerini her türlü zorluğa rağmen bir arada tutmayı başarmıştır. Duygusal gazeteci Nazım, mahallenin imamı Turgut, şarkıcılık hayalleri kuran Orhan ve at yarışı tutkunu Aziz. Şimdi artık, koca koca adamlar olsalar da kaç yaşına gelirlerse gelsinler, hepsi Sait’in çocuğu gibidir. Birbirlerinden ayrı hayat düşünmeyen kardeşler, Sait’in aldığı bir kararla sarsılırlar.

Girişimcilikte dürüstlüğün rolü

Dürüstlük iş dünyasında sahip olunması gereken en kritik özellik değil fakat başarılı bir iş, fark edilir ve güvenilir bir marka yaratmak isteyen girişimciler için sahip olunması değerli özellikler listesine girmeyi hak ediyor.

Başarılı girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun güçlü kişisel değerleri var ve bu değerler öyle ya da böyle girişimin parlamasında rol oynuyor. Saygı bir işin başarılı olması için kritiktir ve birine saygı duymak da ona dürüst olmak anlamına gelir.

Günümüzdeki gibi pek rekabetçi zamanlarda, dürüstlüğün iş dünyasında size yararlar sağlayacağına inanmanın zor olduğunu biliyoruz. Fakat bir girişimcinin dürüst olmadan hem yatırımcıların hem de hedef kitlesinin gözünde güvenilir bir marka yaratması mümkün değildir. Kendini tamamen işe vererek güvenilir marka, güçlü şirket kültürü ve sağlıklı iş bağlantıları kurmak isteyen bir girişimci için müşterilerini, çalışanlarını, iş ortaklarını ve dahası kendini kandırmak verilebilecek en iyi karar değil.

DÜRÜSTLÜK VE MÜŞTERİLER 

Girişiminiz ve sunduğu ürün ve/veya hizmet ile hakkında dürüst olmak, müşterileriniz ile sağlıklı bir ilişki kurmanızı sağlar. Girişimci olarak ana göreviniz girişiminizi büyütmek ve arzuladığınız büyümeye ulaşabilmenizde müşteriler kilit rol oynar. İnanılmaz bir rekabetin olduğu iş dünyasında küçük bir şirketin müşterilerine güven sağlaması önemlidir. Müşterilerinize dürüst olursanız, onlardan geri dönüş istediğinizde elinize çöp veriler gelmeme ihtimali de artar.

DÜRÜSTLÜK VE ÇALIŞANLAR 

Girişimciler çoğunluklu sınırlı iş gücüne sahiptir ve başarısı sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen insanların yaratıcılıklarına bağlı olabilir. Şirketin başındaki kişi olarak çalışanlarınıza dürüst olmanız, çalıştığınız insanlarla iyi ilişkiler ve bağlantılar kurmanızı sağlar. İşle ilgili her şeyi olabildiğince transparan tutmanız, ekip üyelerinin aitlik hislerini perçinleyecektir. Kendini evinde hisseden çalışanlarınızın performanslarını yorumlarken dürüst olun ve onlardan da aynını bekleyin. Girişiminiz için çalışan insanların ne düşündüklerini söylemekten çekinmesi size zarardan başka bir şey getirmeyecektir. Onların gerçek fikirlerine sahip olmak ve sürekli dürüst görüşler çerçevesinde iletişim kurmak girişiminizin iş süreçlerini geliştirebilir.

DÜRÜSTLÜK VE YATIRIMCILAR

İş yatırım aramaya geldiğinde çoğu girişimci strese girer. Stresten kurtulmak için yapabileceğiniz en iyi şey, yatırımcılara karşı tamamen dürüst olmak. Girişiminizin güçlü yanlarını iyi belirleyin ve bunları olabilecek en iyi şekilde yatırımcılarla paylaşın. Daha da önemlisi, girişiminizin zayıf yönlerine ve problemlerine de atıfta bulunun ve bunları çözmek için yaptıklarınızı, planlarınızı paylaşın; bu şekilde dürüstlüğünüz bir güven ortamı yaratacaktır. Yatırımcılar, potansiyele sahip ve yatırım almaya değer girişimciler seçme konusunda büyük bir tecrübeye sahiplerdir ve her girişimin irili ufaklı problemleri olduğunu bilirler. Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemek yatırımcıları şüphelendirir.

DÜRÜSTLÜK VE SİZ

Özellikle ortağı olmayan yalnız girişimciler için şirketlerinin gidişatı ile ilgili gerçekçi değerlendirmeler yapmak zordur. Girişimler, girişimleriyle ilgili her şey hakkında önce kendilerine karşı dürüst olmalılardır. Finanstan ürün geliştirmeye kadar işin her yönünü gerçekçi bir şekilde değerlendirmek önemlidir. Gerçeklerden kaçmak, bugünün sorunlarına yarın daha büyük ve can sıkıcı olarak karşınıza çıkma şansı vermekten başka bir şey değildir.

The post Girişimcilikte dürüstlüğün rolü appeared first on Etohum.

22 Ocak 2015 Perşembe

Buradayız Soma!

Geçtiğimiz yıl mayıs ayında Soma’da yaşanan maden faciasında hayatını kaybeden 301 işçinin ve geride çaresizlikler içinde kalan yüzlerce insanın dramı belgesele konu oldu: Buradayız-Soma..Reha Yeprem’in sunduğu belgesel, facia sonrası Soma’da yaşanan dramın farklı bir boyutunu gözler önüne seriyor. Soma’nın koyu karanlıklarında helal ekmek peşinde koşarken can veren 301 madenci, geride kapanmayan yaralar bıraktı. Yer altında evladını, eşini, babasını kaybedenlerin yürek yangını hâlâ küllenmiş değilken, o acı yüreklerini yakarken sayısız dertle de baş başa kaldılar. Geride kalanlar biriken borçların, ödenmesi gereken kiraların ve giderilmesi gereken diğer ihtiyaçların derdine düştü. Facia haberini alır almaz uzak diyarlarda aynı acıyla kavrulan milyonlarca insan ise “Kimse yok mu?” sorusuna gönül birliğiyle “Buradayız-Soma” dedi. Sıcak bir yuva arayana ev aldılar, borçlu olanı sıkıntısından kurtardılar, yetimlerin yüzünü güldürdüler ve “Ne olursa olsun hep yanınızdayız” demek için Somalıların yanına koştular. SAMANYOLU HABER TV 21.00

İlk büyük müşterinizi nasıl alırsınız?

Yeni girişimler için başlangıçtaki hedef basittir; ne yapıp edip hayatta kalmak ve büyüme için gerekli temeli oluşturmak. Bu sebeple yapılacak ilk iş şirkete gelir sağlayacak, çalışanların ya da ortakların yaşamasını sağlayacak işleri yapmaktır. Bu süreci atlatabilen girişimler yavaş yavaş büyümesine sürecine girerler.

Büyüme süreci başlangıç kadar sancılı olmayabilir. Ama yine de zorlu kararların alındığı, şirketin geleceğinin belirlendiği süreçlerden geçilecektir. Şirketin büyümesi ne kadar istikrarlı ve hızlı olursa geleceği de o denli sağlam olacaktır.

Şirketin büyümesi için tercih edilecek yöntemler elbette değişkendir. Son kullanıcıya yönelik şirketler mümkün olduğunca fazla kullanıcıya ulaşmayı ve gelir modelini geliştirmeyi hedef olarak belirlerken kurumsal alana yönelik şirketlerde hedef daha büyük müşterilerle çalışmaktır. Büyük müşteriler daha fazla gelir elde etmeyi sağlayacağı gibi gelecekteki işler için önemli bir referans oluşturacaktır.

Peki ilk büyük müşteriyi kazanmak için neler yapmalı?

- Ya hep ya hiç

Girişimciliğin kendisi risk almakla ilgilidir. Dolayısıyla ilk büyük müşteriyle çalışmak için de cesur olmak gerekir. Kendinize, işinize güvenin ve en büyük müşterileri hedefleyin. Toplantı koparmak için her fırsatı kullanın, ikna edici ve etkileyici her yöntemi deneyin.

- Risk alın

Bazı büyük başarı hikayelerinin arkasında çılgınca kararlar bulunur. Eğer en ufak risk almadan, sadece kesin olarak yapabildiğiniz bir seviyeden bahsederseniz kendinizi aşmanız mümkün olmaz. Bazen sizden beklenenler o an mümkün olandan fazla olsa bile fırsatı kabul edin. Geceli gündüzlü çalışarak imkansızı mümkün kılın. Bu başarılı girişimcilerin sahip olduğu bir sihir gibidir.

- Kendiniz için yapın

Bir girişimde en büyük ortak ya da pazarlama ekibi üyesi olun, yapmanız gereken şey meseleyi kişisel bir hedef olarak kabul etmek. Büyük bir müşteriyle görüşme ayarlayın, toplantıya gidin ve işi bağlayın. Emin olun, başardığınız her şeyin mükafatını er ya da geç alacaksınız. Başarıyı kendi başarınız, başarısızlığı da bir ders olarak görün.

Kaynak metin

The post İlk büyük müşterinizi nasıl alırsınız? appeared first on Etohum.

21 Ocak 2015 Çarşamba

2015′in ilk Etohum etkinliği Girişimcilik Zirvesi 31 Ocak’ta

2015′in ilk Etohum etkinliği 31 Ocak Cumartesi günü düzenlenecek Girişimcilik Zirvesi olacak. Birçok önemli konuşmacının sahne alacağı etkinlikte ayrıca 2015 yılında Etohum tarafından desteklenecek 15 girişim de açıklanacak.

Girişimcilik Zirvesi, Etohum’un yıl geneline yayılan 3 önemli etkinliğinden biri. 2014 yılının Kasım ayında sona eren Etohum başvurularında değerlendirmeye alınan 2 binin üzerinde girişimin içerisinde seçilen 15 girişim, Girişimcilik Zirvesi’nde açıklanacak ve önemli bir yolculuğa başlayacaklar. Bu yolculuğun finalinde yıl sonunda düzenlenecek Startup İstanbul’da birinci olan etkinlik belirlenecek. 2014′ün birinci seçilen projesi Connected2.me, önce 500 Startups’tan yatırım alarak Kaliforniya ofisine taşındı, ardından da 500 bin dolarlık başarılı bir yatırım turu geçirdi.

Girişimcilik Zirvesi Etohum 15 duyurusu öncesinde birçok önemli konuşmacıyı da katılımcılarla buluşturacak. Konuşmacılar arasında Müslim Bazkır gibi farklı girişim hikayeleriyle dikkat çeken isimlerin yanı sıra karikatürist Erdil Yaşaroğlu’da bulunuyor.

- Kenan Çolpan – İTÜ Arı Teknokent Genel Müdürü- Paul Doany – Doany & Partners- Selçuk Saraç – Sadece Hosting Kurucusu- Müslim Bazkır – Çevre Grup Temizlik- Fırat İşbecer – Monitise- Metin Altun – Tatil.com- Tuğberk Keselioğlu & Timur Tandoğar – Evidea.com- Mustafa Acet – İndirdik- Ozan Yerli – Connected2.me- Hasan Aslanoba – Aslanoba Capital

İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenecek Girişimcilik Zirvesi 2015′e bu linkten kayıt olabilirsiniz.

The post 2015′in ilk Etohum etkinliği Girişimcilik Zirvesi 31 Ocak’ta appeared first on Etohum.

Yetim Gönüller’de final

İki yetim olan Asya ve Kerem’in farklı hayat hikâyelerini konu alan Yetim Gönüller, final bölümüyle izleyiciye veda ediyor.Kerem’in yaşadığından şüphelenen Asya, onu bulmak için çiftlikten kaçar. Ancak kaçmasına yardım eden Yasemin, Beşir tarafından ağır bir şekilde cezalandırılır. Patlamadan sağ kurtulan Kerem ise Beşir’in kirli oyunlarını bozmak için Ekrem ile işbirliği yapsa da Beşir’in sürpriz hamleleri işleri beklenmedik bir yöne savurur. Beşir’i kendi tuzağına düşürmek için plan yapan Kerem, tehlikede olan Asya’yı kurtarıp ona kavuşmak için büyük bir mücadeleye başlar. SAMANYOLU TV 21.00

Kızımın Dört Yaş Gününden

Bu senede kızıma gönlüme göre doğum günü yapmak nasip oldu.Çok kalabalık değildik,dozunda bir kalabalıkla 4 yaşına merhaba dedik.Süslemelerden yiyeceklere kadar herşey tamamen ev yapımı.Doğum günü pastamızı bir yakınımla birlikte yaptık.Kızımın kıyafeti ve saçını kendim süsledim.Kısaca Sıfır maliyetle olmasada çok az maliyetle yapmaya çalıştım.Rabbim kızıma hayırlı ömür nasip eylesin.Gülen yüzü hiç solmasın insAllah..Her yaşını görmek nasip olsun bize :)

20 Ocak 2015 Salı

Bu kaçış çok tehlikeli

Zak Forsman’ın yönettiği 2013 yapımı Gizli ve Tehlikeli, bu akşam ekrana geliyor.Peşindeki federallerden her zaman bir adım önde olan Paul Boxer, hiçbir zaman silah taşımak zorunda kalmamıştır. Ancak uyuşturucu kaçakçısı bir grubun onu zorlamasıyla Meksika sınırından birkaç kilo kokain kaçırma operasyonu düzenlemek zorunda kalır. Bu durumdan sıyrılmak için çabalasa da kendi başına yapamamaktadır. Geçmişten bir kadın bu çeteden kaçmasına yardımcı olacaktır ancak adamlardan biri peşine takılmıştır, Paul’ün yapabileceği tek şey kaçmaktır.

Monument Valley Freemium’un tek yol olmadığını gösterdi

2014′ün en dikkat çekici oyunlarından biri olan Monument Valley, mobil oyunlarında farklı bir başarı hikayesi. Farklı bir hamle yapan Monument Valley ekibi, kendi rakamlarını da kendi açıklamış.

Mobil ve sosyal platform oyunlarında freemium modeli en geçerli gelir modeli haline geldi. Clash of Clans gibi oyunlar bu model sayesinde yüksek ve sürekli gelirler elde ederken bu modele geçmekte gecikmekle eleştirilen Angry Birds gibi oyunlar ciddi bir çöküş yaşadı. Ancak bu doğru yolun tek olduğu anlamına gelmiyor. Monuments Valley ise bunun en büyük göstergesi.

Monuments Valley hem çok yüksek bütçeli hem de geliştirilmesi çok zaman almış bir oyun. Üstelik tüm platformlarda 4 dolar gibi yüksek sayılabilecek bir fiyatla satılıyor. Buna rağmen 10 milyon indirmeye ve toplamda 5 milyon dolar ciroya ulaşmayı başarmışlar.

Ekibin kendi yayınladığı verilere göre oyunun ilk versiyonunu geliştirmek 55 hafta sürmüş. Genişleme paketi olan Forgotten Shores ise 29 haftada tamamlanmış. Bu iki sürecin toplam maliyeti 1.4 milyon doları bulmuş. Yıl sonunda elde edilen 5 milyon dolarlık gelir ekibin harcadıklarının karşılığını aldığını gösteriyor.

İndirim rakamları ilginç: toplamda 10 milyon indirilmeye ulaşan uygulama buna rağmen 2.4 milyon satış yapmış. Geriye kalan indirmeler korsan. Özellikle Android platformunda %95 oranında korsan indirme var. iOS’da ise %60′lık bir korsan oranı mevcut. Ancak bunlar geliştirici ekibi rahatsız etmemiş. Sonuçta buna önlem almak pek mümkün değil, dolayısıyla ücretsiz reklam olarak görmeyi yeğliyorlar.

Uygulamanın indirilme sıklığı verileri de dikkat çekici. En yüksek rakam oyunun lanse edildiği gün yakalanmış. Diğer yükseliş yaşanan günler ise Android lansmanı ve indirim günleri gibi yeni gelişmelerin yaşandığı günlerde olmuş.

Monuments Valley’in geliştiricisi USTWO’nun yayınaldığı rakamların tümüne buradan ulaşabilirsiniz.

Webrazzi aracılığıyla

The post Monument Valley Freemium’un tek yol olmadığını gösterdi appeared first on Etohum.

19 Ocak 2015 Pazartesi

Dizi sürelerini tartışmaya açtılar

Dizi süreleriyle ilgili tartışmalar yeniden başladı. Daha önce onlarca habere ve programa konu olan ancak bir arpa boyu yol alınamayan ‘süre’ tartışmasını Kenan İmirzalıoğlu başlattı.Verdiği bir röportajında Karadayı’dan sonra dizi çekmeyeceğini ve sinemaya daha fazla zaman ayıracağını söyleyen İmirzalıoğlu’na en güçlü destek bir dönem Acı Hayat’ta rol arkadaşı olan Selin Demiratar’dan geldi. “Kenan tek umudumuz. Bu işin üzerine gitsin.” çıkışıyla yeniden gündeme gelen Demiratar, serzenişini sürdürdü: “Dizi süreleriyle ilgili her zaman konuşulur. Her hafta bir sinema filmi yayınlanıyor neredeyse. Bu konuda herkes sıkıntılarını dile getiriyor. Kenan’ın Türkiye ve yurtdışında sevilen bir oyuncu olarak, süreler için öncülük yapması çok önemli. Süreler kısalırsa yapılan işlerin kalitesi daha da artar diye düşünüyorum...”‘Prime Time’da (televizyonun en çok izlendiği saat) başlayan ve 90 dakikalık süre ile gece yarılarına kadar uzayan yapımlar, kanallara reklam geliri olarak dönse de, yapımcıları, yönetmenleri, oyuncuları, en önemlisi de set çalışanlarını olumsuz yönde etkiliyor. Sinema filmi süresinde haftalık dizi çeken oyuncular dertli. Peki kısa vadede bu sorun çözülür mü? Daha önce pek çok haberlere konu olan, uğruna gösteriler ve kavgalar yapılan (Yerli dizi yersiz uzun) ‘süre sorunu’ hâlâ konuşuluyorsa, demek ki ortada bir samimiyet sorunu var. Başta RTÜK olmak üzere kanal yöneticileri, reklam verenler ve yapımcılar elini taşın altına koymadığı müddetçe bu sorun, daha çok su götüreceğe benziyor...

17 Ocak 2015 Cumartesi

Girişimlerin dev rakiplerine karşı avantajları

Girişimcilik pek zor bir meslek ve girişimciler çok sık bir şekilde aşılması yüksek efor isteyen zor durumlarla karşılaşıyor. Tüm bunlar doğru olsa da, girişimciliği yalnızca dezavantajları ele almamak, bardağın dolu tarafını da görmek gerekiyor. Girişimlerin gerçekten çok büyük avantajları var ki çoğu büyük şirket bunlara sahip olamıyor. İşte o avantajlardan beş tanesi:

Girişim ve ekip ruhuGünümüzde girişimler yetenekli genç çalışanların ilk tercihlerinden oluyor. Büyük şirketin bürokrasi ile öldürülen ruhu yerine, motivasyon ve vizyonerlik yeteneklerinin bizzat süreci şekillendireceği ve takdir edileceği girişimlere katılmayı tercih ediyorlar. Bu da birbirini destekleyen ve iş tanımının ötesine seve seve geçen insanlarla dolu bir ekibin ortaya çıkmasını mümkün kılıyor. Öte yandan, başarılı girişimlerin neredeyse tümü karşılıklı saygı üzerine kurulu şirket kültürleriyle dikkat çekiyor.

Girişim ve müşteriHer yeni gün, kısıtlı iş gücü ve zamana sahip olan girişim için yeni bir serüven anlamına geliyor. Fakat sıfırdan başlayan bir girişim, tüm bu çabaların ve başarıların ne ile mümkün olduğunun farkında: Müşteriler. Onlar olmasaydı bunların hiçbirini yapıyor olmazlardı ve bu nedenle başarılı girişimler müşteri ilişkilerinde uzmanlaşma yoluna gidiyor. Müşteri ile kurulan güçlü bağ, ilerleyen dönemlerde karşılıklı güven ilikisine ve müşteri sadakatine dönüşüyor. Bir girişim için müşterisine kendini özel hissetirmek önemlidir; büyük bir şirket gibi binlerce müşterisi olmadığı için de her birine özel olarak zaman ayıracak vakti iyi bir zaman yönetimi metoduyla bulmalıdır.

Girişim, motivasyon ve inovasyonBaşarılı girişimlerin başlarındaki girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun iyi liderler olduğunu fark etmişsinizdir. Liderler, motivasyonun yüksek tutulması ve yaratıcılığı iki kere düşünmek zorunda kalmadan konuşturma rahatlığı hissedilen bir ortam yaratmak için sürekli olarak ekibi cesaretlendirir. Girişimler inovasyon ile büyümeyi hedefleyen kurumlar olduğundan, liderin bu etkisi sürecin sonunda bir amacı ve değeri olan ürünler olarak meyvesini verir. Bu süreçte kâra değil, ürünün değerine odaklanmak da bir girişimi özel kılan etkenlerin başında gelir.

Girişim ve esneklikGirişimler, kısıtlı sayıda çalışanı olan genç firmalardır. Bu her ne kadar çoğu kişiye dezavantajları hatırlatsa da, bardağın dolu tarafına baktığımızda daha esnek, farklı yolları denemeye cesaretli ve beyin fırtınası üzerine kurulu iş süreçleri anlamına de geliyor. Esneklik iş dünyası için önemli bir kavramdır ve girişimler rekabette öne geçmek için gerektiğinde esneklik limitlerini zorlama kabiliyetlerini kullanmalıdır.

Girişim ve başarısızlıkKimse başarısızlık hakkında düşünmek istemiyor fakat bu girişimciler için unutulmaması gereken önemli bir gerçektir. Girişimciler, fikirlerinin ve onları hayata geçirmek için kurdukları girişimin başarısız olabilceği gerçeğinin farkındadır ve bu rüzgara karşı kürek çekmeyi göze almışlardır. Şayet girişim başarısız olursa, girişimci bu maceradan gerekli dersleri çıkartarak, bir sonraki girişiminde bu hatalardan kaçınabilir. Öte yandan, girişimlerin yaptıkları hatalar, büyük firmalara kıyasla daha kolay affedilir. Bunda, girişimlerin henüz kendi markalarını oluşturma yolunu yürümeleri ve bu yolda verdikleri yanlış kararları düzeltme şansına sahip olmalarının etkisi de büyük. Fakat büyük firmalar sürekli daha iyiye giden bir grafik seyretmelidir ve bu yolda yapılan en küçük bir hata bile uzun yıllar sonunda oluşturdukları markanın yaralanmasına sebep olabilir.

The post Girişimlerin dev rakiplerine karşı avantajları appeared first on Etohum.

Çalıyorlar ama hissettirmiyorlar!

Güçlü oyuncu kadrosu, canlı aksiyon sahneleri ve şaşırtıcı illüzyonlarıyla ‘Sihirbazlar Çetesi’ (Now You See Me) televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Film; gösteri yaptıkları sırada banka soyabilen ve dünyanın en iyi sihirbazlarından oluşan bir grubun, FBI ile olan heyecanlı macerasını konu ediyor. ‘Four Horsemen’ ekip, üstün sihir marifetlerini sadece sahne gösterileri için değil, soygun yaptıkları bankaların sistemlerine erişmek ve izleyicilerini soymak için kullanıyorlar. Bu adamlar, izleyicileri önce başka bir kıtadaki bir bankayı soyarak, daha sonra beyaz yakalı bir suçlunun bankadaki milyon dolarlarını izleyicilerin banka hesaplarına aktararak şaşırtıyorlar. Bunun üzerine onları durdurmaya kararlı olan özel FBI ajanı Dylan, bu çetenin peşine düşer.

Labirent Ölümcül Kaçış Filmi

Sinema gecelerine devam ediyoruz..Bazen saçma sapan filmlere denk geliyoruz bazende beğenerek izlediğimiz filmler buluyoruz.Onlardan biriside Labirent (ölümcül kaçış filmi.Küp filmini bilmeyen yokdur sanırım,çok eski ve zamanında güzel bir filmdi.Ben labirentide ona benzettim biraz.Baştan itibaren sürükleyici,meraklandırıcı ve zaman zaman gerilimi artan bir film.Filmin Sonu bana  2. Versiyonunun da geleceğini işaret etti. Umarım çekerler çünkü ben gayet başarılı buldum.Filme 10 üzerinden 8 verebilirim.Sizde izlediğinizde menun kalacagınızı umuyorum.

Facebook mesai saatlerini de istiyor

Facebook, birkaç ay önce duyurduğu iş odaklı servisi Facebook at Work’ün test edilmeye başlandığını duyurdu. Servis, sosyal ağın mesai saatlerinde işlevsel bir şekilde kullanılmasını sağlayacak.

Facebook at Work, çalışanların profesyonel amaçlarla birbirlerinden haberdar olmalarını ve iletişim kurmalarını sağlayan kurumsal bir sosyal ağ. Şirket içerisinde kullanıma özel olarak geliştirilen servis, çalışanların kişisel profillerinden ayrı bir şekilde çalışma arkadaşlarıyla iletişim kurabilecek.

Çalışanların paylaşımları ve genel olarak bilgileri, yalnızca şirketin diğer çalışanları tarafından görülebilecek.

Büyük şirketlerin çoğu çalışanların işe konsantre olmaları için Facebook’a erişimi engelliyor. Facebook at Work ise henüz daha çoğunu bilmediğimiz işlevsel özellikleriyle, sadece ofisin değil iş süreçlerinin içerisine girmeyi amaçlıyor.

Facebook at Work yalnızca şirket içi kullanım odağında tasarlandığı için LinkedIn’i tehdit etmiyor olsa da, gelecekte yapılacak birkaç güncelleme ile bu durum değişebilir.

Testleri başlayan servisin yılın ilk çeyreğinde hem web sürümünün hem de iOS ve Android için mobil uygulama sürümünün sunulması bekleniyor.

The post Facebook mesai saatlerini de istiyor appeared first on Etohum.

16 Ocak 2015 Cuma

Musa Uzunlar: Kötülük unutulmuyor

Onlarca tiyatro oyunu, diziler ve sinema filmleri... Televizyonda ‘İskender Büyük’ karakteriyle şöhreti yakalayan Musa Uzunlar çarşamba günleri, Kanal D’nin yeni dizisi Poyraz Karayel’de Bahri Umman karakteri ile izleyici karşısına çıkıyor.Dizilerden kazandığını tiyatroda harcayan Uzunlar ile ‘kötü’ rollerin aranan yüzü olmasının altında yatan gerçeği, diziyle gelen şöhreti, mutlu ve mutsuz hallerini, ‘mesleğim’ dediği tiyatroyu konuştuk.Tiyatroya yıllarını vermiş biri olarak, şöhreti televizyonda yakalamanız nasıl bir duygu?İşin doğası böyle. Tiyatro seyircisiyle televizyon izleyicisi oranlarında müthiş fark var. Şöhrete ulaşmak için en ufak çaba sarf etmedim. Sadece oynadığım rol için elimden geleni yapmaya çalıştım. Seyirci özdeşleştiği karakterleri unutmuyor. Bu sayede de sizi tanıyanların sayısı artıyor. İsmimle anılmamdan ziyade oynadığım karakterlerle anılmam bunun göstergesi.Poyraz Karayel’de Bahri Umman adlı bir mafya liderini oynuyorsunuz. Geçmişte de karanlık işlerin ortasındaki İskender’i canlandırdınız. Kötü roller peşinizi bırakmıyor...Bence oyunculuk, oynadığınız karakterle empati kurmaktır. Yargılamak ya da eleştirmek değil. Benzer rollerin teklif edilmesi çok doğal. En son yaptığınız işle hafızalarda kalıyorsunuz, bu da çağrışım yapıyor.‘Şubat’ adlı dizide Aziz Bey ile izleyiciyi daha çok insan ilişkileri üzerine düşünmeye sevk etmiştiniz. Unutmuştuk İskender’i. Hep güçlü adamları oynamak oyunculuk açısından da risk değil mi?Birbirine benzemeyen rolleri seçmeye çalışıyorum. İskender Büyük siyasi kanatta etkiliydi, Bahri mafya kanadında güçlü. Benzer karakterleri farklı oynadığınızda bu sorun ortadan kalkıyor. Sonuçta hiçbir insan birbirinin aynı değil. Belki de kötülük unutulmuyor ve daha fazla hafızalarda yer alıyor. Şubat’ta Aziz Bey’in diğer karakterleri unutturması çok hoşuma gitti.Tiyatrodaki oyunlarınızla anılmak, onlarla anılmak ister miydiniz?Anılmak gibi bir derdim yok. Yaptığım iş tiyatro ya da televizyon izleyicilere bir kapı açabiliyorsa, farkındalık yaratabiliyorsa beni mutlu ediyor. Projelerime aynı özeni gösteriyorum.Bu arada Poyraz Karayel ilk bölümüyle reytinglerde beklenenin altında kaldı. İleriki zamanlar için öngörünüz ne?Reytinglerin gerçek izleyici potansiyelini yansıttığını düşünmüyorum. O günkü gündem reyting oranlarında çok etkili. Seyirci biraz sabrederse çekilen yeni bölümlerden çok keyif alacağını düşünüyorum. Bomba gibi bir ikinci bölüm var ve diğerleri bunu takip ediyor.Televizyondan kazandığını tiyatroda değerlendiren ender oyunculardansınız. Bu çaba niye?Tiyatro, meslek olarak seçtiğim ve eğitimini aldığım bir alan. Ülkemizde çok zor şartlarda tiyatro yapılıyor. Elimden geldiğince birikimlerimi özel tiyatromuzdaki oyunlarla hayata geçirmeye çalışıyorum. Bu sezon “Medea Kali” adlı oyunla seyirciyle buluşacağız. Bu beni çok heyecanlandırıyor.Televizyon sizi mutlu ediyor mu?Yaptığım işin hakkını verebildiğimde çok mutlu oluyorum. Televizyon ya da tiyatroya aynı özeni gösteriyorum. Emeğimin takdir görmesi doğru yolda olduğumu gösteriyor. Bu da bana huzur veriyor. Bazen de her şey yolunda gidemeyebiliyor.

15 Ocak 2015 Perşembe

e-Posta pazarlamasını etkin kullanmak için 4 öneri

Günümüzde sosyal medya pazarlamacılığı en az televizyon kadar etkili ve önemli bir hale geldi. Ancak bunun bir bedeli de var; artık sosyal medyada reklam yapmak hiç de ucuz değil. Elbette viral kampanyalar reklam maliyetlerini atlatmanın bir yolu fakat artık viral çalışmalar da iyice dallanıp budaklanmaya ve çoğu zaman reklamlardan biri maliyetli olmaya başladı.

Tüm bunlar online pazarlamacılık konusunda eski bir dostun yeniden gündeme gelmesini sağlıyor: e-posta pazarlamacılığı. Bir dönem klişe ve etkisiz görülen bu pazarlama yöntemi growth hacker’ların elinde yeniden doğdu ve taze yöntemlerle etkili hale gelmeye başladı.

Günümüzde e-posta pazarlamasında en önemli noktalardan biri kullanıcıya değer sunmak. Klasik reklam içerikleri e-posta’lar ilgi görmediği gibi itici bulunuyor. Bu sebeple 4 adımda kullanıcıya değer katacak bir e-posta pazarlama stratejisi belirlemek çok daha etkili sonuçlar elde etmenizi sağlayacak;

1- e-posta adreslerini toplayın

e-posta pazarlaması yapabilmeniz için elinizde e-posta adresleri olması gerekiyor. Bu sebeple güncel e-posta adreslerinden oluşan bir veri bankası yaratmak önemli. Bu zaman alabilen bir iş ve sürekli genişlemesi – güncellenmesi gerekiyor. Ama hızlı başlangıç için yapılabilecek şeyler de var; örneğin web sitenizi e-posta adreslerini toplamak için kullanabilirsiniz. Ayrıca LinkedIn listenizdeki kişilerin e-posta adreslerini de export etmeniz mümkün.

2- Giriş yapanları ödüllendirin

e-posta adresleri elde etmek için kullanıcılara farklı avantajlar sunmanız faydalı olacaktır. Uygulamanıza giriş yapan, e-posta almayı kabul eden kullanıcılara ekstra özelliklerden faydalanma fırsatı sunabilirsiniz. Eğer uygulama modeliniz buna uygun değilse kullanıcılara bir kerelik ödül verebilirsiniz. Bu bir e-kitap, indirim kuponu, oyun puanı vs. olabilir. Bu sayede kullanıcıları giriş yapmaya ve mail listelerine dahil olmaya teşvik edeceksiniz.

3- Kullanıcılarla etkileşimde kalın

e-posta listenizdeki kullanıcılarla etkileşimde kalmaya devam etmeniz, sizi hatırlamalarını sağlar. E-posta’nın içeriği ise kullanıcıların sizi ne kadar seveceğini, destekleyeceğini belirler. Daha önce de belirttiğimiz üzere reklam içerikli e-postalar kısa süre sonra gözden düşmenizi sağlar. Bu sebeple kullanıcılara popüler sitelerden faydalı linkler gönderebilir, yenilikler ve işbirliklerinden bahsedebilirsiniz. Bu sayede etkileşimiz devam edecek ve sizden gelen e-postalar ilgi görecek.

4- e-postalarınızın paylaşılmasını sağlayın

e-postalar da viral etki yaratabilir. Kullanıcılardan beğendikleri içerikleri arkadaşlarıyla paylaşmalarını isteyebilirsiniz. Bu ”davet et, kazan” şeklinde bir yöntemle olabileceği gibi onlara hazır metinler sunarak işlerini kolaylaştıracak yöntemlerle de yapılabilir. Böylece kullanıcılar faydalı buldukları içerikleri sosyal medya hesaplarında, arkadaşlarıyla paylaşacaktır.

 

The post e-Posta pazarlamasını etkin kullanmak için 4 öneri appeared first on Etohum.

Osmanlı’da başkanlık sistemi

“Tarih Şuuruna Doğru”da bu hafta da “Osmanlı’da devlet başkanlığı” konusu farklı yönleri ile ele alınıyor.Fatih Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Kaşıkçı’nın konuk olarak katılacağı programda “Osmanlı Devleti’nde padişahların siyasi sorumlulukları nelerdi? Padişahların tahttan indirilmelerinde hangi faktörler rol oynardı? Siyaseten hal’ edilmek hangi manaya gelmektedir? Bu şekilde tahttan indirilen padişahlar hangileridir? Genç Osman’ın, Sultan Abdülaziz’in, V. Murad’ın ve II. Abdülhamid’in tahttan indirilmelerinde alınan fetvaların hukukî tahlili nasıl yapılabilir? Şeyhülislamların ve Fetva Eminleri’nin hal’ fetvalarındaki rolleri nedir?” gibi pek çok soru cevap buluyor. IRMAK TV 21.45

14 Ocak 2015 Çarşamba

Kerem herkesi ağlatıyor

Yetim Gönüller’in bu bölümünde, Kerem’in kulübede yakılarak şehit edilmesi herkesi yasa boğar.Beşir’i şikayet etmek için askerler tarafından karakola götürülen Asya, aldığı bir haber üzerine bu kararından vazgeçerek eve döner. Ancak Asya, aldığı haberin yalan olduğunun ortaya çıkmasıyla büyük bir yara alırken Kerem’in şehit olduğunu öğrenen Asiye’nin de hedefi haline gelir. Asiye, yaşanan olayın tek sorumlusu olarak Asya’yı görür ve ondan ağır bir intikam almaya karar verir. Bu intikam oyunu ise Beşir için büyük bir tehdit oluşturur. SAMANYOLU TV 21.00

Trabzona Yolu Düşenlerin Yapması Gereken 10 Şey

Trabzon bilindiklerinden çok,bilinmeyenleriylede başlı başına görülmesi gereken bir şehir.Kültürü,doğası,sıcak kanlı insanları ve gezilecek yerleriyle tatilinizi unutulmayacaklar arasına not ettirecekdir emin olun.Hemen sırayla başlamak istiyorum Trabzoda yapacaklarınızı anlatmaya.1_Uzun göl ..Hemen hemen herkesin bildiği,Trabzonun Maçka ilçesine bağlı doğa harikası bir yer.Özellikle göl'ünün güzelliği sizi sizden alacaktır.Balayı ,yada kafa dinlemek amaçlı yapacağınız tatillerde tercih edebileceğiniz yerlerden birisi.Doğa yürüyüşleri,bol oksijen ve nefis yemekler yiyebilirsiniz.Yaz sezonunda gidecekseniz mutlaka önceden rezervasyon yaptırın yoksa kalmaya yer bulamazsınız.Sezon dışındaki zamanda yer bulma sıkıntınız olmayacakdır.Uzun gölde,Tereyağında alabalık ve kuymak yemeden dönmeyin derim ben.Konaklama mekanı olarak ,inan kardeşler'i tavsiye ederim.Tabiki bu konuda tercih sizin.2_ Sümela manastırı..Daha önce BURADAKİ yazımda anlatmıştım o yüzden konuya girmeyeceğim.Merak edenler oradan bakabilirler.3_Trabzon kalesi..Trabzon merkezde bulunan kale denize nazır manzarasıyla tarihi bir yolculuğa çıkmanıza vesile olacaktır.Üç bölümden meydana gelen kale en çok ziyaretçi çeken yerlerden birisidir.Kale Trabzon merkezde olduğu için şehir içinde konaklama seçeneğiniz olacakdır.Trabzon meydan'da hertürlü yeme ,içme ve ihtiyaçlarınızı karşılamanız mümkün.Ama ben özellikle Trabzon meydan daki çardak pide'de Trabzon pidesi yemenizi öneririm.Mekanın güzelliği ve pidesine bayılacaksınız emin olun...4_Boztepe...Trabzon merkezi kuş bakışı izleyebileceğiniz,tüm şehri ve denizi  ayağınızın altına alan bir mekan.Özellikle yaz aylarında serinleyeceğiniz,nefes alabileceğiniz yerlerden birisi.Semaverde çay içmeden dönmeyin derim ben.Hiç vaktiniz yoksa ,bol köpüklüsünden bir kahve yudumlayabilirsiniz manzaraya karşı..5_Ayasofya Müzesi...Trabzon merkezde ,mahalle arasında,nefis bir manzaraya sahip,aslında klise ama şimdilerde cuma namazlarının kılındığı bir yer.Tarihi yapısıyla gezilmesi,görülmesi gereken yerlerden birisi.Ayasofya gezisinden sonra etraftaki esnaftan yöreye has hediyelik eşyalar alabilirsiniz..6_Bedesten Çarşısı...Trabzon merkezdeki kemeraltı çarşısının içerisinde ,halen daha dükkanların,bakırcıların ve cafe'nin olduğu bir çarşı.Buram buram tarih kokan bedesteni gezmenizi  öneririm..Bedesten çarşısı yada civarındaki bakırcılardan çeşit çeşit işlemeli bakırlar alabilirsiniz.Kemeraltı çarşısını dolaşırken Bozkurtların önündeki simitciden simit almayı unutmayın derim.Ayrıca kemeraltı çarşısının devamındaki kuyumcular çarşısında ,Trabzon hasırı,telkari,kazaziye işi altın ve gümüş takılara göz atabilir,yapılışı hakkında bilgi alabilirsiniz.7_Atatürk köşkü..Yine şehir içinde Atatürk,ün gelip kaldığı köşkü gezip hikayesini öğrenebilirsiniz.8_Akçaabat köftesi...Trabzon'un akçaabat ilçesine has köfteyi bizzat yerinde yemenizi öneririm.Etin siniri alındıktan sonra satır kıyma haline getirilen ete sadece ekmek ve sarımsak eklenerek yapılır.Kesinlikle yapılışında hiç bir baharat kullanılmaz.Piyaz eşliginde yediğiniz köftenin üzerine mutlaka laz böreğininde tadına bakın..Mekan önerisi olarak,akçaabat'taki körfez köfteyi öneririm.Mekan ve hizmetinden memnun kalacaksınız.9_ Zigana (hamsiköy)....Trabzon Maçka,Gümüşhane yolu üzerinde ki hamsiköy ,bol oksijen alabileceğiniz bir mekan.Doğası ve yeşilliğine bayılacaksınız.Gitmişken meşhur hamsiköy sütlacının tadına bakın derim.Eğer karnınız açsa ızgara et yemenizi öneririm.Zira oradaki et çok lezzetli oluyor.10_TrabzonYaylalar...Trabzonun hangi ilçesine giderseniz gidin bir sürü yaylası vardır.Rakımları oldukça yüksek,zaman zaman arazi aracına ihtiyac duyulan yollara sahip yaylalar.Yazın en sıcağında dahi üşüyebilirsiniz oralarda.O yüzden yanınızda yedek kıyafet mutlaka bulundurmanızı öneririm.Yaylalara gittiğinizde acıktıysanız mangalda et yemenizi öneririm.Zira hayvanlar oralarda yetiştigi için etleri çok lezzetli olur.Bu yazdığım 10 maddenin dışında..Trabzon merkezde çömlekçi tüneli üzerindeki "ganita" çay bahçesinde çay içmenizi..Trabzon yıldızlı mevkiindeki sera gölü'nü ziyaret edebilir,dönüşte beşirli mahalesindeki "yörük çadırı" nda hem dinlenebilir,hemde karnınızı doyurabilirsiniz.Sürmene ilçesindeki "çamburnu"mevkiinde mola verip çamların arasında bol oksijen alarak karnınızı doyirabilir,çayınızı yudumlayabilirsiniz.Yine sürmene ilçesinde "bozo"pide'de nefis bir pide yiyebilirsiniz.Araklı ilçesinde'ki "karadeniz kuş cennetini" görebilirsiniz.Kara lahana yemeği ,sarması ve çorbası,Mısır ekmeği ve çorbası Gibi yöresel ürünlerin tadına bakabilirsiniz.Gitmişken döner yemeyide unutmayın derim ..Son olarak ..Eğer kendi aracınız yada kiraladığınız araçla bireysel geziyorsanız şehir içinde dolmuş kullanmanızı öneririm.Gezmeye başlamadan önce Trabzon Turizm bürosundan gezmek istediginiz yerlere dair bilgi ve harita alabilirsiniz.Yazın en sıcak dönemide olsa bile yanınıza,şemsiye,yağmurluk,hırka,çorap almayı unutmayın.Umarım yazdığım bilgiler işinize yarar ve tatil hakkında aklınızda bir fikir oluşur.Gidecek olanlar içinde faydalı olacağını düşünüyorum.Gitmek isteyenlere Şimdiden iyi tatiller diliyorum..

İngiltere mesajlaşma uygulamalarını yasaklamayı düşünüyor

İstihbarat her zaman önemli bir önleme yöntemi olarak dikkat kullanılmıştır. Günümüzde de ülkeler internet dünyasında mümkün olduğunca istihbarat elde etmeye çalışıyor. Son Sony hack olayında da gördüğümüz gibi bunu yapmak pek kolay değil. Olayları önceden önlemek mümkün olmadığı gibi geriye dönük araştırmalarla suçluları bulmak da zor.

Şimdi Charlie Hebdo dergisine düzenlenen terörist saldırılar da bu konuyu gündeme getirdi. Tartışmanın ortaya çıktığı nokta ise veri güvenliği ve kişilik hakları. Günümüzde birçok sosyal platform ve uygulama verilerini gizli tutuyor. Facebook ve Twitter gibi platformlar verileri talepler karşılığında paylaşıyor olsa da Snapchat ve WhatsApp gibi platformların verileri uçtan uca kriptolanıyor.

Kullanıcılar açısından bakıldığında bu iyi bir durum. Kimse kendi özel görüşmelerine ait verilerin paylaşılmasından hoşlanmayacaktır. Fakat özellikle güvenlik uzmanları ve hükümet yetkilileri gerektiğinde bu verilere ulaşmanın suçları önleyebileceğini dile getiriyor. Türkiye’de olduğu gibi diğer ülkelerde de fişlenme endişesiyle halk bu tür konulara sıcak bakmıyor.

İngiltere’de Başbakanı David Cameron ise bunu bir seçim kozu olarak kullanmaya karar vermiş. Şu sıralar seçim çalışmaları yürüten Cameron, yeniden seçilmesi durumunda kullanıcı verilerini gizleyen uygulamalara karşı bir sınırlandırma getirilebileceğini söylüyor. Cameron bir uygulama ismi vermedi ama özellikle Snapchat, WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamalarına dikkat çekti ve bu tür uygulamaların teröristler için bir güvenli iletişim yöntemi haline geldiğinden bahsetti. Sözlerini ise şu şekilde tamamladı; ”Buna izin vermeye devam edecek miyiz? Bence kesinlikle etmemeliyiz”

David Cameron bu talebinin tepki göreceğinin de farkında olduğundan verilere sınırsız erişim talep etmeyeceklerini, sadece istihbarat konusunda bazı veri paylaşım anlaşmaları talep edeceklerini söylüyor. Bu taleplere uymayan uygulamalar Amerika sınırları içerisinde yasaklanabilecek.

Elbette bunlar henüz birer fikirden ibaret. Gerçeğe dönüşüp dönüşmeyeceğini bilmediğimiz gibi ne kadar kamuoyu desteği bulacağını da ancak zamanla görebiliriz.

The post İngiltere mesajlaşma uygulamalarını yasaklamayı düşünüyor appeared first on Etohum.

13 Ocak 2015 Salı

Yıldızlı Projeler 2015 için başvurular başladı

Yıldız Teknik Üniversitesi IEEE Öğrenci Kulübü’nün 7.sini düzenlediği Yıldızlı Projeler Yarışması’nın kayıtları 15 Aralık 2014 tarihinde başladı.

25 Mayıs 2015 tarihindeki finalde projelerin değerlendirmesini Sanayi ve Bilim Kurulu beraber yapacak. Üniversitelerin gözde akademisyenlerinden oluşan Bilim Kurulu ve başarılı sanayicilerden oluşan Sanayi Kurulu sayesinde üniversite-sanayi işbirliği somutluk kazanacak. Ayrıca Final Günü’nde melek yatırımcıların proje sahiplerini yakından takip edeceği bir ortam olacak.

Yıldızlı Projeler de kategori sistemi ile projeler kendi alanlarındaki projelerle yarışacak ve her kategoride birden fazla proje destek bulabilecek.

Yarışma kategorileri;

- Elektrik, Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Enerji Verimliliği ve Kalitesi

- Mekanik, Mekatronik, Robotik ve Otomasyon Uygulamaları

- Bilişim, Elektronik, Telekomünikasyon ve Yazılım Uygulamaları

- Sağlık, Gıda, Biyoteknoloji, Kimya ve Malzeme Uygulamaları

Ön değerlendirmeyi geçen finalist projeler 23-24 Mayıs tarihinde girişimcilik ve sunum teknikleri hakkında 2 günlük bir eğitim alacaklar. Yıldızlı Projeler Yarışması’nın kazananları ise YTÜ Teknopark bünyesinde yer alan Prototip atölyesi ve kuluçka merkezindeki ofisleri kullanma hakkı elde edecekler. İngiltere Warwick Üniversitesi tarafından İnovasyon ve AR-GE eğitimi de verilecek ödüller arasında.

Yarışmaya T.C. veya K.K.T.C üniversitelerinde öğrenim gören ön lisans, lisans ve yüksek lisans öğrencileri katılabiliyor.

Başvuru linki

Başvuru için son tarih 2 Mayıs 2015.

The post Yıldızlı Projeler 2015 için başvurular başladı appeared first on Etohum.

Umut sonsuzdur

Üç kanser hastasının zorlu hayatlarını ekrana taşıyan ‘Sonsuz’, televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Cemal Şan’ın yönettiği; İsmail Hacıoğlu, Ferhat Gündoğdu, Süleyman Turan, Ayça Bingöl ve Ahmet Mümtaz Taylan gibi usta oyuncuların rol aldığı filmin en büyük özelliği, bu talihsiz insanların hayata tutunma mücadelesini dramatik bir dille anlatması. 13 yaşında töre cinayetiyle mahpusa düşmüş ve 20 yılını ıslahevinde geçirmiş Serhan, gün ışığı göremeden kanser hastalığı yüzünden hastaneye yatar. Hastanede yatmakta olan eski aktör Süleyman Turan’la birbirlerine destek olurlar. Arada sırada yanlarına katılan Volkan tedaviyi reddetmektedir. Volkan bayıldığında yeri tespit edilmekte ve hastaneye taşınmaktadır. Volkan, Süleyman’ı babası kadar severken, Serhan ile pek iyi anlaşamazlar. Fakat hastanede olaylar hesaplandığı gibi gitmeyecektir...

12 Ocak 2015 Pazartesi

Apple’ın uygulama mağazası 2014′te %50 büyüdü

Söz konusu büyüme yüzdeleri olduğunda büyük şirketler için küçük artışlar bile çok önemlidir. Cirosu 1 milyon TL olan bir şirket için 1 milyon TL artış yakalayıp 2 milyon TL’ye yükselmek inanılmaz bir büyüme anlamına gelir. Büyük şirketler için ise bu 1 milyon TL’lik artış %0,001′lik artış anlamına gelir.

Bu açıdan baktığımızda Apple gibi dev bir şirketin çok yüksek yüzdeli büyüme rakamlarına ulaşması çok da sık gördüğümüz bir durum değil. Ancak 2014 yılında hali hazırda dünyanın en çok gelir elde eden uygulama mağazası olan App Store, müthiş bir büyüme yakalamış. Apple’ın açıklamasına göre 2014 yılında App Store uygulama satışlarından 15 milyar dolar ciro yapmış. 2013 yılında toplam 10 milyar dolarlık satış yapan mağaza böylece geçtiğimiz yılı %50 artış ile kapatmış oluyor.

Apple’ın App Store’da harcanan her dolar başına %30′luk bir gelir payı bulunuyor. Yıl sonunda bu pay sayesinde elde edilen gelir 4.5 milyar dolar olmuş. Geriye kalan yaklaşık 10 milyar dolar ise uygulama geliştiricilerin kasasına girmiş. Tüm bu rakamlar App Store için rekor anlamına geliyor.

İlginç şekilde App Store 2015′e de hızlı bir giriş yapmış ve iki rekor daha kırmış. Apple, 2015′in ilk gününün App Store tarihinin en çok uygulama indirilen günü olduğunu açıkladı. 2015′in ilk haftası ise App Store’un en iyi haftası olarak tarihe geçmiş. Sadece 7 günde 500 milyon dolarlık uygulama satışı gerçekleştirilmiş.

4.5 milyar dolar Apple’ın 182 milyon dolarlık geliri içerisinde küçük bir paya sahip olsa da App Store’un işletim giderleri oldukça düşük. Bu da uygulama mağazasının Apple’ın en verimli iş kollarından biri olduğunu gösteriyor.

Apple, uygulama mağazasının ekonomik etkilerinin yanında istihdam açısından sağladığı faydalara da dikkat çekmek istiyor.

Bu rakamların geliştiriciler ve mobil pazarı hedef alan diğer şirketler için de önemli bir mesajı var; gelişmekte olan pazarlar potansiyelini ortaya koyarsa mobil pazar bundan sonra da çok hızlı büyüyebilir. 2014′te özellikle Çin’de yaşanan yükseliş tüm pazarın büyümesini sağladı.

The post Apple’ın uygulama mağazası 2014′te %50 büyüdü appeared first on Etohum.

Kaza ile gelen Bela

2012 yapımı ‘Ateş Ateşe’ bu akşam ekrana geliyor. Yoğun bir iş gününün ardından itfaiyeci Jeremy Coleman ve çalışma arkadaşları bir şeyler içmeyi kararlaştırırlar.Jeremy, tesadüfen bir kazaya tanık olur, Neo-Nazi Hagan gözlerinin önünde acımasızca öldürülür. Jeremy canını zor kurtardıktan sonra, Hagan’ın işlediği son suçu öğrenen dedektif Mike Cella, kaza ile ilgilenmeye başlar. Fakat Jeremy ve Talia’nın hayatları tehlikeye girer. Jeremy, sevdiği kadını korumak ve Hagan’ın adamlarını yok etmek için kısa sürede iyi bir plan yapmalıdır.

11 Ocak 2015 Pazar

Korsanlar tam yol gençlik çeşmesine

Kaptan Jack Sparrow (Johnny Depp) tehlikeli sulardaki bol aksiyonlu macerasına dördüncü film ile geri dönüyor.Gençlik Çeşmesi’nin bulunması için İngiltere Kralı’na hizmet etmeyi reddeden Sparrow, kentte kendi adıyla gemisine mürettebat toplayan sahte bir kaptanın olduğunu öğrenir. Sahte kaptanı kovalarken, karşısındakinin aslında geçmişinden geri gelen Angelica (Penelope Cruz) olduğunu anlar. Angelica da Kral ile aynı şeyin, sonsuz hayat sağlayan Gençlik Çeşmesi’nin peşindedir. Gençlik yıllarında kalan aşkı ve Angelica’nın şimdiki sahtekar yönü arasında gidip gelen kaptan Jack Sparrow, bir anda kendisini korsan Karasakal’ın (Ian McShane) gemisi Kraliçe Anne’de esir düşmüş halde bulur. Kralın tarafında ise esir düşen mürettebatı Gibbs ve ezeli rakibi Kaptan Barbossa da ellerindeki tek haritadan yola çıkarak çeşmeye giden yolu ve ayin ritüelinin yapılması için gereken diğer malzemeleri toplama niyetindedir. Aynı hedefe giden iki farklı korsanın yolu gizemli denizlerde kesişecektir.

10 Ocak 2015 Cumartesi

Uber’in yeni rakibi bir mesajlaşma uygulaması

Ücretsiz mesajlaşma uygulaması Line, Japonya’nın başkenti Tokyo’da taksi hizmeti sunmaya başlıyor.

Yeni nesil ulaşım modelleri arasında global anlamda en popüler marka haline gelen Uber, birçok ülkede yerel rekabetle karşı karşıya kalıyor. Örneğin İstanbul’da klasik taksi hizmeti konusunda BiTaksi, Uber’in rakibi konumunda. Fakat Tokyo’da Uber’in karşısına çok farklı bir rakip çıkmış: ücretsiz mesajlaşma uygulaması Line.

Bir Japon şirketi olan Line, daha önce mesajlaşma uygulaması olarak duyurmuştu. Global anlamda 170 milyon aktif kullanıcıyla halen iyi bir noktada yer almaya devam ediyorlar. Fakat şirketin yayılma stratejisi rakiplerindne biraz farklı. Daha önce mobil oyunlar, bir antivirüs yazılımı ve kamera uygulaması geliştiren Line, şimdi de ödeme uygulaması Line Pay üzerinden Uber’e rakip oluyor.

Japonya’nın en büyük taksi şirketlerinden biri olan Nihon Kotsu ile işbirliği yapan Line, kullanıcılara uygulama üzerinden taksi çağırabilme imkanı sunuyor. Taksiler tümüyle Nihon Kotsu’ya ait ve bu konuda tüm süreci onlar üstleniyor. Line ise işin taksi çağırma ve ödeme alma kısımlarını üstleniyor.

Bu işbirliği şimdilik Tokyo’da hayata geçirildi. Fakat ileride tüm Japonya’ya yayılması bekleniyor. Nihon Kotsu’nun binlerce taksiden oluşan ağı sayesinde Line Taxi’nin Uber’den daha hızlı bir şekilde yayılması bekleniyor. Bakalım işin zorlu kısımlarıyla baş etmeyi başarabilecekler mi?

The post Uber’in yeni rakibi bir mesajlaşma uygulaması appeared first on Etohum.

9 Ocak 2015 Cuma

Metropol yaşamında hayatı kolaylaştırabilecek öneriler

Fransız Lape Hastanesi Uzman Psikoloğu Derya Deniz’e göre özellikle çalışan bireyler çok fazla uyaranla karşı karşıya kalıyor. Bireyin, hem dış uyaranlar hem de kişisel ihtiyaçlarından kaynaklanan iç uyaranlar sebebiyle bombardıman altında yaşamaya çalıştığını belirten Deniz, bu durumun da bireyin çok fazla zihinsel efor harcamasına, iletişim becerilerini ve karar alma mekanizmasını fazlasıyla kullanmak zorunda kalmasına neden olduğunu belirtiyor.

Bu sebeple büyük şehirlerde yaşayanlar için şu 10 öneriyi sunuyor:

1. İşi işte bırakın

Her işyerinde az ya da çok iş baskısı ve rekabet koşulları bulunmaktadır. Ancak birey elinden geldiği kadarıyla işi işte bırakmalıdır. İşle ilgili sorunları zihinde taşımak, iş dışındaki hayatı da olumsuz etkileyecektir.

2. Trafikte daha az zaman geçirin

Bireyin kendisine daha fazla zaman ayırması için trafikte geçirilen zamanı asgariye indirmelidir. Özellikle İstanbul’da günde 4 saatini yola harcayan kişilerin olduğunu biliyoruz. Bireyin günü daha kaliteli geçirebilmesi için evler, iş yerine yakın olarak ayarlanmalı ya da hızlı toplu taşıma opsiyonları tercih edilmeli.

3. Duygularınızın farkında olun

Hayat hızlı akıyor ve çok fazla seçim yapmak zorunda kalıyoruz. Sağlıklı bir ruhsal işleyiş için birey, duygularının farkında olmalıdır. Dünyayla ve kim olduğu gerçeğiyle teması asla kesmemelidir. Her birey asıl değerlerinin, varlığının, ihtiyaçlarının farkında olmalıdır.

4. Sosyal hayatı göz ardı etmeyin

Birey için en önemli değerlerin başında aile bireyleri ve sosyal çevre gelmektedir. Birey, ailesi ve arkadaşları ile bir araya gelmeli, yorgun da olsa onlara belli oranda vakit ayırılmalıdır.

5. Doğru ihtiyaçlara odaklanın

Daha iyi kariyer, daha iyi bir evde oturmak ve benzeri birçok nokta uzun çalışma saatlerini, sorumlulukları ve fedakarlığı beraberinde getirmektedir. İleriye doğru gitmek, insanın doğasında olan ve kötü olmayan bir olgu. Ancak doğru ihtiyaçlara odaklanarak, ihtiyaç olarak görülen unsurların ne kadarının ihtiyaç, ne kadarının ihtiyaç olmadığı belirlenmelidir.

6. Etkili İletişim Becerileri Edinmek

Günümüz dünyasında aktif ya da pasif iletişim biçimlerini oldukça fazla kullanıyoruz. Gün içerisinde bireyin yaşadığı sıkıntılar ve kendi içsel ihtiyaçları, doğru iletişim kurmayı engelleyebilir. İletişimde önyargılardan uzak olmak, açık fikirli olmak ve (suçlayıcı olmadan) ne istediğini iyi ifade edilmek, birçok alanda iletişim sıkıntılarını ortadan kaldırır. Kişinin, kendi ihtiyaç ve isteklerinin farkında olması bu anlamda önemlidir.

7. Doğadan kopmayın

Metropollerin en büyük sıkıntısı bireylerin doğayla baş başa kalabileceği yerlerin sınırlı sayıda olmasıdır. Doğa ile iç içe olmak, ruhsal ve fiziksel olarak önemli bir ihtiyaç durumundadır. Bireyin yabancılaşmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri doğayla bağının kopmasıdır. Bu yüzden birey kısa günlük gezilerle ya da hafta sonları doğayla baş başa kalmaya özen göstermelidir.

8. Daha az TV daha çok egzersiz

İşten eve dönüldüğünde bir koltuğa yığılma, yemekten sonra uzun saatler televizyon seyretme durumlarında birey pasif konumda kalmaktadır. Her gün düzenli egzersiz yapan kişilerde yapmayanlara oranla hem fiziksel hem de ruhsal düzelme daha fazla görülmektedir. Egzersiz yapmanın hem koruyucu hem de kaygıyı azaltıcı yönü var.

9. Sosyal ve kültürel aktiviteleri takip edin

Metropollerin en büyük avantajı, sanatsal, spor, entelektüel etkinliklerin yoğun gerçekleştiği merkezler olmalarıdır. Birey, sosyal ve kültürel faaliyetlere olabildiğince zaman ayırmalıdır. Bu tip aktivitelere ayırılacak zaman, bireyin duygularını olumlu yönde çalıştırarak, algılarını açacak ve daha iyi hissettirecektir.

10. Bir oluşuma üye olun

Büyük şehirlerdeki kalabalık, insanı bir anlamsızlık duygusuna itmektedir. Kişiler büyük şehirlerde yalnız olduğunu hissedebilir. Zaman darlığına ve sorumluluklara rağmen bireyin kendine yakın bulduğu bir görüşe, topluluğa, derneğe, kuruluşa üye olması; farklı insanlar ya da sorunlar için fayda sağlayıcı çalışmalar yürütmesi önemlidir. Bu durum bireylerin yaratıcılığını ve aidiyet duygusunu arttıracaktır.

The post Metropol yaşamında hayatı kolaylaştırabilecek öneriler appeared first on Etohum.

Pompeii Nasıl Bir Film ? Film Yorumum

Bu soğuk kış günlerinde saçma sapan dizilere bakmaktansa film izlemeyi tercih ediyoruz eşimle.Pompeii'nin hikayesini okuyalı 15 yıl olmuştur sanırım.Okuduğumda o kadar etkilenmiştim ki kaçgün aklımdan çıkmamıştı.Rabbim sonraki nesle ibret olsun diye sapkın kavimlere hep böyle musibetler göndermiş.İnsan oğlu İbret almak yerine aynı hataları yapmaya devam etmiş.Neyse hemen film yorumuma geçeyim.Film ilk başından itibaren sürükleyici,kendine bağlayan bir film.Öyleki izlerken bir saniye bile gözlerinizi ayırmanıza izin vermiyor.Gerek oyuncular,gerekse görsellik olarak zamana uyumlu duruyor.Film kendi başına benden tam not alsada gerçek hikayeyi bilen birisi olarak konuyu neredeyse hiç yansıtmadığını söyleyebilirim.Volkanik olaylar doğru anlatılmış ama o halkın neden bu musibeti yaşadığı hiçbir şekilde vurguanmamış.Buda film sektörünün nekadar bağımsız olduğu konusunu akla getiriyor !İllada bir örnek vermek gerekirse ,muhteşem yüzyıl dizisi sevilen,kendi başına başarılı bulunan bir dizi olsada,tarihi hiçbir şekilde yansıtmadığı gibi.Pompeii filmi benden 10 üzerinden 8 aldı .İzlenebilir bir film.Ama dediğim gibi filmi izlerken pompeii şehri hakkındaki bütün bildiklerinizi bir kenara bırakın..Ve önce pompeii gerçeğini okuyup öyle izlemenizi öneririm .İyi seyirler :)Son zamanlarda izleyip beğendiğim filmler.Belki fikir verebilir size.LucyKayıp Kız

Poyraz Karayel kötü başladı

Kanal D’nin yeni dizisi ‘Poyraz Karayel’in ilk bölümü önceki akşam izleyiciyle buluştu. Aynı saatte Maçka’da bir restoranda ise oyuncular, teknik ekip, kanal yöneticileri ve basın mensuplarının katıldığı ‘mini gala’ yapıldı.İşlemediği bir suç yüzünden görevden uzaklaştırılan eski bir polisin yaşadıklarını ekrana taşıyan diziyi Twitter kullanıcıları, #poyrazkarayel etiketiyle gündeme taşısalar da reyting sonuçları beklentileri karşılamadı. Çarşamba günü Total’de 3.65 reytingle 14. sıradan listeye giren dizi, AB’de ise 4.55 reytingle 8. oldu.. Yayın saatini beklerken İlker Kaleli, Burçin Terzioğlu, Musa Uzunlar ve Mustafa Alabora ile dizinin geleceğiyle ilgili konuşma imkanımız oldu. Patronu ile iddiaya girdiğini ve ondan 4 reyting fazla söylediğini anlatan Mustafa Alabora’nın (Ünsal) ne kaybettiğini, ya da ne kazandığını bilmiyoruz. İlker Kaleli’nin (Poyraz Karayel) “İçinde olmaktan mutluyum.” dediği proje için, Burçin Terzioğlu da (Ayşegül) aynı dilekleri paylaşıyor. Musa Uzunlar (Bahri umman) ise topu izleyiciye atıyor: “Biz keyifle çalıştık, umarım izleyiciler de beğenir.” Elbette izleyicinin beğenip beğenmeyeceği sonraki haftalarda netleşecektir. Ancak unutulmamalı; ilk bölüme verilen tepki, sonraki bölümler için de önemli bir veridir. Bunu hep birlikte yaşayarak göreceğiz.Poyraz Karayel’in konusunu hatırlayacak olursak: İşlemediği bir suç yüzünden görevden uzaklaştırılan eski bir polistir Poyraz Karayel. Hayatta sevdiği, değer verdiği her şeyden, mesleğinden, karısından ve oğlundan koparılmış ama bütün bunlara rağmen hayatla adeta dalga geçerek ayakta kalabilmiştir.

8 Ocak 2015 Perşembe

Avrasya’nın girişimleri ve yatırımcıları Startup Turkey’de buluşacak

Bu yıl Etohum tarafından yedincisi düzenlenecek olan Startup Turkey, üç gün boyunca 700 katılımcı, 150′den fazla yatırımcı ve 100′ü aşkın girişimciyle 26-28 Şubat tarihlerinde Antalya’da gerçekleşecek. Ukrayna’dan Hindistan’a, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Azerbaycan’a kadar birçok ülkenin temsil edileceği yılın en büyük internet etkinliği, dünyada internet sektörüne yön veren konuşmacıları paneller ve networking seanslarında buluşturacak.

Türkiye’nin önde gelen hızlandırıcı programı ve erken aşama yatırımcısı Etohum, sadece davetlilere açık olan 7. Startup Turkey organizasyonunu, 26-28 Şubat tarihleri arasında Antalya’da Regnum Carya Golf & Spa Resort’ta gerçekleştirecek.

Yeni ekonomide isim yapmış Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen melek yatırımcılarını, mentorlarını, iş adamlarını ve internet girişimcilerini ağırlayacak olan etkinlik, Avrasya’nın en büyük internet buluşmalarından biri olarak hem girişimciler hem de yatırımcılar adına deniz aşırı iş fırsatları için bir kez daha verimli bir ortam yaratacak.

Yatırımcıların ve risk sermaye şirketlerinin yeni girişimlerin sunumlarını dinleme ve ilgilendikleri yatırımı belirleme şansına sahip olduğu etkinlikte, sektörün önde gelen isimleri de farklı konu başlıkları altında düzenlenecek panel ve konuşmalar aracılığıyla geçtiğimiz senenin gelişmelerini ve performanslarını değerlendirme olanağı bulacak.

ETOHUM 15 GİRİŞİMLERİTechCrunch’ın Avrupa’daki girişimler için düzenlenen en iyi etkinlikler arasında gösterdiği Startup Turkey, aynı zamanda programın iki saatini de 2015′in yatırım yapılacak en başarılı 15 girişimine ve “Startup Pitches” olarak adlandırılan girişimcilerin yatırımcı sunumlarına ayıracak. Bu yıl yaklaşık 2.500 başvuru arasından başarıyla sıyrılan bu girişimler, 31 Ocak’ta düzenlenecek olan “Etohum Girişimcilik Zirvesi”nde hem kendilerini tanıtma hem de Startup Turkey’ye katılma hakkı kazanmak için mücadele edecek.

Etohum 15 girişimlerine, Yunanistan, Bulgaristan, Pakistan, Ukrayna, Mısır, Ürdün, UAE, Hindistan, Azerbaycan, Romanya, Macaristan gibi çok sayıda ülkeden girişimci eşlik edecek.

SPEEDNETWORKING: 30 SANİYEDE ETKİLİ TANIŞIKLIKStartup Turkey’nin her yıl dört gözle beklenen geleneksel seanslarından biri de, Ertuğrul Belen yönetiminde gerçekleştirilen speednetworking etkinliği. Kısa sürede çok sayıda insanla tanışma imkânı yaratan ve bilimsel bir altyapıya sahip farklı bir toplantı türü olan speednetworking, 50 ila 100 kişinin yaklaşık iki saat içerisinde hızla ama etkili bir şekilde tanışmasını sağlıyor. Kişiler tanışma istasyonları arasında belli bir sistemle ilerliyor ve her istasyonda sadece beş dakika geçirerek salondaki herkesle tanışabiliyor. ‘Etkili tanışıklık’ yaratan speednetworking’de önemli olan, klişe diyaloglar ile ilerlemek yerine ilginç ve merak uyandırıcı noktaları ön plana çıkartmak çünkü akılda kalıcı sözler, daha sonraki ayrıntılı sohbetler ve daha derin iş bağlantılar için atılmış birer tohum olarak girişimcilerin geleceğini etkiliyor.

The post Avrasya’nın girişimleri ve yatırımcıları Startup Turkey’de buluşacak appeared first on Etohum.

Bana sevgiyi öğret

Amerika ve Alman ortak yapımı olan ‘Özgürlük Yazarları’ (Freedom Writers), idealist bir öğretmenin sorunlu öğrencilerle yaşadığı olayları ekrana getiriyor.Erin Gruwell, idealleri olan genç bir öğretmendir. Büyük umutlarla Wilson Lisesi’nde göreve başlar. Ders vereceği sınıfta, birçok ırktan ve toplum katmanından öğrencilerin yanı sıra sorunlu öğrenciler de vardır. Öğrencilerin çoğunun hayattan hiçbir beklentisi ve umudu yoktur, bu yüzden derslere katılmak istemezler. Erin, pes etmez ve öğrencilerin ilgisini çekebilecek çeşitli yöntemler denemeye çalışır. Çeteler arasında çıkan çatışmalar sonunda Erin, ders sırasında ırkçı karikatürlerin yapılmasını yasaklar. Sınıfta çıkan tartışmalar sonrasında genç öğretmen, öğrencilerini dinlemeye karar verir. Erin’in onları dinlemesiyle birlikte öğrenciler de yavaş yavaş aşırı davranışlarından sıyrılmaya başlar.

7 Ocak 2015 Çarşamba

Çocuk Odasını Ayırmanın Zorlukları

Çocukların her dönemi ayrı ,ayrı sıkıntılar yaşatabiliyor.İlk doğduğunda anne sütünü reddetmeden başlayıp,tuvalet eğitimine,oradanda okuldaki sıkıntılarıyla yıllar geçip gidiyor.Kızım artık dört yaşını doldurmak üzere ve şu anda yaşadığım tek sorun odasında yatmak uyumak istememsi,daha doğrusu korkması !Bu sorun aslında benim tecrübesizliğim ve kıyamamakdan kaynaklanıyor ,şöyleki.Aslında çocuklar 3 yaşına kadar korku bilmiyorlar,gözleri kara oluyor.Korkma duyguları 3 yaşından sonra başlıyor,en azından benim kızım öyleydi .3,5 yaşına kadar bizim odamızda bez beşiğinde uyudu hep.Odasını ayırdığımdan buyana sabaha kadar uyanmadan uyuyup yanımıza gelmemesi sayılıdır herhalde.Ama yanımızda uyuduğu zaman deliksiz uyku uyuyor .Gece 3 _4 defa uyanıp geliyor ve ben her defasında odasına götürüp tekrar uyuyana kadar bekliyorum.Hal böyle olunca bebekliğindeki gibi uykusuz geceler geçiriyorum.Anında uykuya dalan bir yapım olmadığı icin bazen saatlerce uykum kaçıyor bu yüzden.Bu durumu nasıl aşacağımı bilmiyorum.En kısa sürede kreşindeki psikolag'la konuşacağım fakat ,tecrübeli Annelerden de bu konuda fikir paylaşımı rica ediyorum :)Sizler bu aşamayı nasıl atlattınız ?

Sorunları fırsatlara dönüştürme sanatı

Çoğu girişimci, maceralarının bir bölümünde işler planladıkları için gitmediği için umutsuzluğa kapılmıştır. Her girişim, önceden tahmin edildiğinden daha sık bir şekilde problemler ile karşılaşır ve bu durum en tutkulu girişimcilerin dahi cesaretini kıracak kadar yorucu hal alabilir.

Sorunlar, iş dünyasının ayrılmaz parçalarındandır ve yolu irili ufaklı sorunlarla kesişmeyen hiçbir girişim olmamıştır. Sıkı çalışıp yine de sorunlarla karşılaşan girişimcilerin yapması gereken, sorunu kabul etmek ve onu fırsata çevirmenin yollarına odaklanmak olmalı.

Beklenmedik problemler başarılarımıza gölge düşürmek için her köşe başında bizi bekliyor. Çevremizdeki her şeyi biz kontrol etmiyoruz; bu nedenle olası böyle bir sorun yaşandığında suçlu hissetmek anlamsız. Üzülebilirsiniz fakat kendinizi suçlayamazsınız; yenildiğinizi düşünmemeniz gerektiğini hatırlatmaya bile gerek duymuyoruz.

Her hayırda bir şer yoktur fakat pek riskli bir yer olan iş dünyasında, bazen daha da ileriye gidebilmek için beklenmedik rahatsız edici durumların içine girip, ardından kucak dolusu kazanım ile çıkmanız gerekebiliyor.

DURUMU KABULLENİN

Sorunları fırsatlara çevirme yeteneğini zihninizi eğiterek kazanabilirsiniz. Durumu kabul etmeli, gerçekten olduğu gibi, ne bir fazla ne bir eksik şekilde görmeli ve kabul etmelisiniz.

Değiştirebileceğiniz şeylere odaklanın, şartları değerlendirin ve söz konusu problemi asla olduğundan daha umutsuz görmeyin. Sorunu çözmeye değin, yeni fırsatlar için kaynağa dönüştürmeye çalışın. 

SORUNA DEĞİL ÇÖZÜME  ODAKLANIN 

Sorunun kendisine değil, içinden çıkma yöntemlerinizin sonuçlarına odaklanın. Sorunun size verecek hiçbir şeyi yok fakat onu çözmek için deneyeceğiniz çözümlerin size katacak çok şeyi var.

Sorunlar, kendimizi beklenmedik durumlar olmadığı takdirde asla içine girmeyeceğimiz konumlarda bulmamıza sebep olur. Aslına bakarsanız, bu kendinizi konfor bölgesi dışında sınamanız ve istenmeyen bir durumdan kazanımlarla çıkmanız için büyük bir fırsattır.

SEÇENEKLERİNİZİ DEĞERLENDİRİN

Neler yapabileceğinizi bir düşünün. Evet, istemediğiniz beklenmedik bir duruma düştünüz fakat buna üzülerek zaman kaybetmek yapabileceğiniz en büyük hataların başında geliyor. Bu durumdan çıkmak için neler yapabileceğinize dair bir liste hazırlayın; listedeki seçeneklerden birini veya durum buna elverişli ise birkaçını seçin. Sorunla mücadelede aktif kalmak ve bir plana sahip olmak kritik önem taşıyor. Karşılaştığınız sorun ne olursa olsun, sürekli aktif kalmaya ve sonuç ne olursa olsun girişiminizin serüvenine devam etmesine odaklanın.

The post Sorunları fırsatlara dönüştürme sanatı appeared first on Etohum.

Darbeyle gelen acı

Şili, tarihinin en zorlu dönemeçlerinden birini geçirmekte.Dönemin ‘süper güç’lerinin desteğiyle kanlı bir darbe yapan Pinochet, halka katlanılması zor anlar yaşatmaktadır. Bu kaos ortamında esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolan Charles Horman isimli bir Amerikan vatandaşı karısı Beth tarafından aranmaktadır. Her yola başvuran talihsiz kadın büyükelçilikten bile istediği yardımı göremez. Oğlunun durumunu öğrenen baba Ed de Şili’ye geldiğinde olayın ardında yatan gizli gerçekler ortaya çıkmaya başlar.

6 Ocak 2015 Salı

Kararsız müşterilere hitap etmenin yolu: 3 işletim sistemli telefon

Günümüzde akıllı telefonlarda marka ve donanımın yanında ekosistem ve kullanıcı deneyimi de çok önemli bir yer tutuyor. Samsung, Apple gibi devlerin yanında 1 yılda adından söz ettirir hale gelen Xiaomi bunun en canlı örneği; Android ekosisteminin kolaylığı, uygun fiyat ve güzel deneyim.

Ancak her yıl yeni bir Facebook doğmadığı gibi Xiaomi gibi başarı hikayelerini de pek görmüyoruz. Zira çok fazla markanın bulunduğu bu pazarda farklı şeyler yapmak o kadar da kolay değil. Üstelik tek bir doğru da yok.

Bu konuda Alcatel’in tercihi ise kesinlikle farklı olmuş. Şirketin Pixi 3 adını verdiği yeni akıllı telefon serisi 3G ve 4G seçeneklerinin yanı sıra 3.5, 4, 4.5, 5 inçlik ekran seçenekleri var. Yani bağlantı ve ekran seçenekleri konusunda neredeyse tüm ihtimaller cepte. En önemli mesele olan işletim sistemi konusunda ise mümkün olan tüm ihtimaller kapsanmış: Pixi 3 Android, Windows Phone ve Firefox OS ile çalışabiliyor. Pazarda işletim sistemi olarak geriye tek seçenek olarak iOS kalıyor ki o da 3. parti üreticilere açık değil.

Elbette dual boot cihazların deneyim açısından çok başarılı olamadığı bir gerçek. Ama bu stratejiyi kendi işlerinize uyguladığınızı hayal ederseniz aklınıza ilginç ihtimaller gelebilir. Akıllı telefon doğru alan mıdır bunu bilemiyoruz, ama bu stratejisinin işe yarayacağı alanlar var.

Alcatel henüz cihazın fiyatını açıklamadı. Ancak özellikle 3.5 inçlik modelin hesaplı olacağı açıklandı. Alcatel’in bir başka farklı hamlesi de Palm markasını kullanma yönündeki adımlar. Şirket 2015 yılında bir dönem PDA cihazlarıyla popüler olan Palm markasını yeniden canlandırmayı düşünüyor. Palm en sonra HP bünyesi altındayken cihazlar piyasaya sürmüştü.

Kısacası donanım alanında fikirleri olanlar bu aralar Alcatel’i yakından takip edebilirler.

The post Kararsız müşterilere hitap etmenin yolu: 3 işletim sistemli telefon appeared first on Etohum.

Açık denizlerde dehşet

Açık denizlerde oluşacak her türlü sorunu çözmek için üretilen süper tanker, içindeki özel ekip ile maceralara atılır.Jeffery Scott Lando’nun yönettiği ve Callum Blue, Ben Cross, Jon Mack’in rol aldığı filmde; azgın sularda hasar gören seçkin bir ekip bir konteyner gemisine çıkarak, geminin içinde bulunan öldürücü maddenin denize dökülmesini, çevreye zarar vermesini engellemek için büyük bir mücadelenin içine girerler.

5 Ocak 2015 Pazartesi

LG G2 Ekran Açılmama Sorunu !

LG G2 modeliyle deyim yerindeyse rakiplerine fark attı diyebilirim.Gerek kullanıcılar gerekse uzmanlarca oldukça beğenilen bir telefon oldu.Bende ilk çıktığı aylarda kullanmaya başladım ve bu zaman kadar sorunsuz kullandım.Gerek şarj süresi gerekse performansıyla bana göre sayılı telefonlardan birisi.Yaklaşık 15 gün önce ekranı çift tıklayınca ekran açılmamaya , hatta arka açma&kapama  tuşuna basınca bile anında geri kapanıyordu.Birkaç denemeden sonra açılıyordu.Bunu herzaman değil bazı zamanlarda yapıyordu.Arama tuşundan 3845#*802# arayıp açılan ekrandan ayarlar_Update Touch Firmware yöntemini denedim , sorun yine değişmedi.En sonunda format atmaya karar verdik ve formatladık.Sim kartı çıkarmayı unuttuğumuz için bütün rehberimin silinmesine sebep olsada bu şekilde sorunum çözüldü.Sizde bu şekilde sorun yaşıyorsanız servise göndermeden önce mutlaka format atmayı deneyin.Çünkü servisten geri gelen telefonların bir çoğu farklı problemler çıkarmaya başlıyor nedense.Tabii LG nin kendi servisleri dışındakilerden bahsediyorum.Şimdilik telefonum ilk günki gibi oldu,umarım bundan sonra hiçbir sorun yaşamam.

Ölüm kalım savaşı başlıyor

Yayımlandığı günden beri her kitabı tüm dünyada satış rekorları kıran J. K. Rowling imzalı Harry Potter serisinin sinema filmleri de her yaştan izleyicinin ilgi odağı.Serinin yedinci ve son kitabından iki bölüm halinde uyarlanan “Harry Potter ve Ölüm Yadigarları”nın ikinci bölümü bu akşam ekrana geliyor. Serinin en görkemli savaşı başlamaktadır artık hiçbir şey ve hiçbir yer güvenli değildir. Sona yaklaşılmıştır. Lord Voldemort’un ruhunun parçalarının bir kısmını bulup yok eden Harry, Ron ve Hermione, Dumbledore’un verdiği görevi tamamlamak için arayışlarını sürdürürlerken Ölüm Yiyenler’le bir ölüm kalım savaşına çıkacaklardır.

Dünyanın en büyük Rubik Küpü’nü çözmek kaç saat sürer?

Sizlere bu kez farklı bir meydan okumadan bahsetmek istiyoruz. Rubik’in Küpü (ya da Rubik Küpü) ilk icat edildiğinden beri zekayı zorlayan ama çözmesi büyük bir keyif veren farklı bir oyuncaktır. Ancak bildiğimiz Rubik Küpü aslında bu oyuncağın sınırlarını temsil etmiyor. Zira birçok kişi 4x4x4 bir Rubik Küpü’nü geliştirdiği teknikle saniyeler içinde çözebiliyor. Bu sebeple Kenneth Brandon isimli bir adam, sınırları zorlamaya karar vermiş.

Brandon, 17x 17x 17 bir Rubik Küpü’nün çözmeye karar vermiş. Elbette bu kadar karmaşık bir küpü her yerde bulmak mümkün değil. Küp, özel sipariş üzerinde Oskar Van Deventer tarafından üretilmiş.

Böylesine karmaşık bir küpü çözmenin zorluğu inanılmaz fazlalıktaki kombinasyondan geliyor. Hesaplamalara göre 6.69 x 10 üzeri 1054 yani 6′dan sonra binden fazla basamakla ifade edilebilecek kadar fazla kombinasyon mümkün. Yapmanız gereken bunlar arasından doğru olanı bulmak. Kenneth Brandon bunu yapmak için 7,5 saat harcamış.

Elbette bunu tek bir günde tamamlamamış. Çözüm süreci toplamda 5 güne yayılmış. Brandon, 5x 5x 5  bir küpü çözmekle 17x 17x 17 bir küpü çözmek arasında çok fark olmadığını söylüyor. Teknik çok farklı değilmiş. Ancak tahmin edebileceğiniz üzere 17x 17x 17 bir küpü çözmek büyük sabır istiyor.

The post Dünyanın en büyük Rubik Küpü’nü çözmek kaç saat sürer? appeared first on Etohum.

3 Ocak 2015 Cumartesi

Acılar büyüttü çocuk yüzünü

Steven Spielberg’ün meşhur filminin en ilginç özelliği, bugün Hollywood’un en ünlü aktörlerinden biri olan Christian Bale’in kariyerindeki büyük çıkışa vesile olması...Film, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Japonya’nın Şanghay’ı işgali sonucu ailesinden koparılıp bir esir kampına gönderilen yazar J. G. Ballard’ın çocukluk anılarından yola çıkıyor. Şanghay’da yaşanan işgal sonrasında Jim ve ailesinin hayatı herkesinki gibi altüst olur. Jim, ailesinden zorla alınarak Japonya’daki bir toplama kampına götürülür. Geniş hayal gücünün yardımıyla yaşadığı sert koşullarla baş etmeye çalışır.

2015′te her gün yapmanız gereken 5 şey

Yeni yılın yeni başlangıçlar için güzel bir tarih olduğu kesin. 2014′ü iyisiyle kötüsüyle geride bırakırken geçmişteki tecrübelerden öğrenecerek çok şey olduğunu ve yıl bitmeden önce yapmanız gerekenleri sıralamıştık. Şimdi ise sırada 2015′in güzel bir yıl olması için alınması gereken kararlara geldi.

Elbette 2014′te iyi yaptıklarınızı devam ettirin. Ama iyi gitmeyen bir şeyler varsa önce girişimci olarak kendinizi daha üst seviyeye taşımalı ve zaman kaybını ortadan kaldırmalısınız. Bunu sağlamak için size her gün uygulayabileceğiniz 5 önerimiz var;

1- Odaklanın

Güne başlarken en önemli şey odaklanmaktır. İyi bir uyku, iyi bir kahvaltı, giyindiniz ve hazırsınız. Kendinize birkaç dakika ayırın ve güne konsantre olun. Her gün, yıl sonundaki hedeflere giden küçük adımlar olacaktır. Her günün değerini bilin ve hedeflerinize ulaşmak için yenilmez olun!

2- Günlük hedeflerinizi belirleyin

Evden çıkarken o gün içindeki hedefleriniz belli olmalı. Böylece akşam olduğunda günün ne kadar başarılı geçtiğine dair bir fikriniz olacaktır. Ayrıca hedeflerinizi önceden belirlemek size zaman da kazandıracaktır. Gerekirse notlar alın, hatırlatıcı ya da alarmalar kurun.

3- Bilgilerinizi tazeleyin

Günlük işlerinize odaklanmak kişisel gelişiminizi kötü etkileyebilir. Elbette işlerinizi tamamlamak önemli ama zamanla geri kaldığınızı hissedebilirsiniz. Bunu önlemek için hem kendi sektörünüzü hem de gündemi takip etmeye çalışın. Web sitelerini, dergileri okumaya vakit ayırmaya çalışın.

4- Her şeyin iyi çalıştığından emin olun

Web sitenizin, blogunuzun iyi çalıştığından emin olun. Sosyal medya hesaplarınızı da kontrol etmeyi unutmayın. Olabilecek en kötü şeylerden biri sizi arayan birinin çalışmayan bir web sitesiyle karşılaşmasıdır.

5- Telefon edin, tanışın

Elbette sadece internet ve sosyal medyayla da olmaz. İnsanlara telefon edin, sesinizi duyurun, kendinizi hatırlatın. Eğer katılacağınız etkinlikler varsa kartvizit alışverişi yapın, kahve için ve sohbet edin.

Girişimciler kendi günlük ritüellerini daha da geliştirebilirler. 2015 sizin yılınız olsun!

The post 2015′te her gün yapmanız gereken 5 şey appeared first on Etohum.

Sarıkamışda Şehit Oldu Dedem !

Tarihin en acı olaylarından birisidir Sarıkamış olayı.Anadoludan toplanan o yiğitlerin destanı !O yiğitlerden biriside Annemin dedesi !Dedem 4_5 yaşlarındaymış babası Sarıkamışa gittiğinde.Köy yerinde ,yoksulluk diz boyu !Dedem yıllarca Babasının gittiği yöne bakarak onun dönüşünü beklemiş .Bir Anne 3 çocuğuyla o yoksulluğun içinde evlatları için tek başına mücadele etmiş!Ben küçüklüğümden itibaren bu yaşanmışlıkları dinleyerek büyüdüm .Rahmetli Anneannem hikaye yerine bunları anlatırdı bize.Seferberlik ilan edilip birçok kadının dul kaldığı,birçok çocuğun yetim,öksüz kaldığı o acı olayları anlatırdı hep bize.Ara sıra hafıza tazelemek için Babama soruyorum bu konuları.Dedem en çok babama anlatmış o zaman ki yaşanmışlıkları.Direk onun ağzından dinlemek daha kalıcı oluyor bizim için.Okadar şey yaşamış okadar acı yemişler ki ,sarıkamış sadece bunlardan birisi.Şimdi ecdadına küfreden nesil varya işte o kişilerin yüzüne tükürmek istiyorum !O ecdadımız okadar çileyi çekmeseydi biz bugün aldığımız her nefes için binlerce şükürler edebilirmiydik ??Onlar evlatlarını,eşlerini ,yerlerini ,yurtlarını feda etmeselerdi bizler evlatlarımıza,eşlerimize rahat rahat sarılabilirmiydik ?Bugün geldiğimiz durumda Sarıkamış bir destan gibi anılsada aslında bir hayaldi ve o hayal malesef gariban,yoksul,anadolu evlatlarının orada donarak ölmesine neden oldu!Orada donarak ölen ecdadımız şehit mertebesinde olsalarda ,onlara o kötülüğü reva gören kumandanların hangi makamda olacağını Rabbim en iyi bilir !!Dedem vesilesiyle orada şehit olan tüm ecdadıma Allah'tan rahmet diliyorum.Onların gittiği yoldan gitmeyi Rabbim hepimize nasip eylesin.Hepimizi Şefaatlarına nail eylesin.(amin)Bukadar iman sahibi ecdadımız olduğu için gurur duyuyorum !! Bizim gibiler olduğu sürece bu vatan asla bölünemez !!Son olarak hepinizin kandilini kutluyorum.Bu mübarek günde Sarıkamış şehitlerimizden bir fatihanızı esirgemeyin olur mu ?Allah'a emanet olun canlar...

2 Ocak 2015 Cuma

Mevlidle gelen müjde

Peygamberimiz’in (sas) kutlu doğumunu, hazırladıkları ‘Mevlid Özel’ yayınlarıyla kutlayan televizyonlar Kur’an-ı Kerim, ilahiler ve dualarla izleyicinin coşkusuna ortak oluyor.Kanalların Mevlid Kandili özel yayınlarında Peygamberimiz Hz. Muhammed’in dünyayı teşrifleri, Kur’an-ı Kerim, kaside, naat ve dualarla yâd edilecek.IRMAK TV:“Mevlid Kandili - Herkes O’nu Okuyor” programı 20.00’den itibaren canlı olarak ekrana gelecek. Efendimiz’in dünyayı teşrifleri, Kur’an-ı Kerim, kaside, naat ve dualarla yâd edilecek.SAMANYOLU TV:Eyüpsultan Camii’nden gerçekleştirilecek Mevlid Kandili özel yayını 22.15’te ekrana gelecek. Duaların semaya yükseleceği özel gecede, Resulullah Efendimiz’in doğumundaki mucizelerden ve hayatındaki örneklerden bahsedilecek. MEHTAP TV: Peygamberimiz’in (sas) kutlu doğumu anma programı Eyüpsultan Camii’nden 18.30’da ekrana geliyor. Mevlid Kandili özel programında Kâinatın Efendisi Peygamberimiz’in (sas) kutlu doğumu ilahilerle, dualarla, Kur’an ziyafeti ve naatlarla anılıyor. Kanal, saat 20.00’de ise Mevlid Kandili ‘Herkes O’nu Okuyor’ özel programını izleyiciyle buluşturuyor.TRT MÜZİK: Mevlid Kandili özel konseri 20.00’de ekrana geliyor. İstanbul Radyosu Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu ilahilerden oluşan bir repertuvarla izleyici karşısına çıkıyor.

Sadece fotoğrafları kullanarak parmak izi kopyalamak mümkün mü?

Ursula von der Leyen

Alman hacker’lar bunu iddia etmekle kalmamış kanıtlarmışlar da. Üstelik Alman milli savunma bakanının parmak izini kopyalayarak.

Alman Chaos Computer Club hacker grubu, daha önce de parmak izinin güvenliğini sorgulatan çalışmalar yapmıştı. Onların adını duyuran çalışma Apple’ın iPhone 5S ile birlikte kullanıcılara sunduğu TouchID sistemini yanıltma yönündeki çalışmalarıydı. Bir parmak izinin fotoğrafını çekip ondan yeni bir kopya yaratabiliyorlardı.

Şimdi ise bu çalışmayı çok daha zor bir yöntemle de yapmayı başarmışlar: sıradan fotoğraflar kullanarak, bir kişinin parmak izini kopyalamak. Bunu kanıtlamak için yüksek profilli birini seçmişler: Alman savunma bakanı Ursula von der Leyen.

Bakanın konuşmaları esnasında çekilen basın fotoğraflarını kullanan hacker’lar, farklı açılardan çekilen fotoğraflarla birlikte parmak izinin tam bir kopyasını çıkartmayı başarmışlar. Bu parmak izinin her sistemde kullanılabileceği düşünülüyor. Dolayısıyla parmak izi sisteminin güvenilirliliği açısından ciddi bir endişe oluşabilir.

Elbette parmak izini kullanmak için cihazlara fiziksel erişime sahip olmak gerekiyor ki, söz konusu savunma bakanı olduğunda bu birçok kişi için pek de kolay değil.

Yine de yakında önemli devlet adamlarını etkinliklerde eldiven takarken ya da parmaklarını gizlerken görürseniz şaşırmayın.

Kaynak: BBC

The post Sadece fotoğrafları kullanarak parmak izi kopyalamak mümkün mü? appeared first on Etohum.

1 Ocak 2015 Perşembe

2015 Hepimize Hayırlar Getirsin !

Bir müslüman olarak hiçbir şekilde yeni yılı kutlamıyorum !!Benim için yılbaşı ,2014 biter 2015 başlar anlamından başka birşey ifade etmiyor.Tek duam 2015 ülkem adına hayırlara vesile olsun.Sağlıkla ,huzurla 2016 ya ulaşmak duasıyla...

Kanlı Kral

1970’lerin başında, İskoçyalı genç doktor Nicholas, yerel bir hastanede görev yapmak üzere Uganda’ya gelir.Burada, Idi Amin ile tanışır ve başkanın özel sağlık danışmanı olarak işe başlar. Yıllar geçtikçe Amin’in kontrol edilemez egosu karşısında dehşete düşen Nicholas, ülkeyi kanlı bir kaosa sürükleyen ve akıl sağlığı yerinde olmayan başkan için bazı kararlar alır. Bu kararlar hayatına mal olacaksa da Nicholas, her şeyi göze almıştır.