28 Şubat 2014 Cuma

Temel hak ve özgürlükler daralıyor mu?

‘Ana Fikir’de gazeteci Mehmet Kamış ve Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, konukları Prof. Dr. Ayhan Aktar ile yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları sonrası yaşanan ‘hukuk ve demokrasi krizini ve Türkiye’nin demokrasi yolculuğunu’ değerlendiriyor.Başbakan Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen para transferi ve ‘Emniyet’te bir şeyler yapıyoruz’ konuşmaları Türkiye gündemini sarsıyor. Programda, “Türkiye’de yaşanan ‘devlet yönetimi’, ‘hukuk ve demokrasi’ krizi nasıl aşılacak? Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları sonrası yaşanan gelişmeler ve kontrolsüz iktidar gücü ile yapılan ‘hukuksuz uygulamalar’ Türkiye’nin geleceğini nasıl etkileyecek? AKP’nin yolsuzluk, rüşvet ve ihale havuzlarını devlet gücüyle aklama çalışmaları devletin itibarını tehlikeye atar mı? Siyasi iktidarın trajik hataları, iktidar gücüyle yok edilen ‘hukuk ve demokratik değerler’ devlet sistemini nasıl tehdit ediyor?” gibi sorulara cevap aranacak.

Başarmanın Tek Yolu

İnternetten önce yaptığınız işte gerçekten iyi olmanıza gerek yoktu. Ürünü tedavülden kaldırmadığınız sürece, ürün kabul edilebilir bir derecedeyse işiniz kesilmeksizin sürebilirdi. Müşteriler için sizin yerinize yeni bir ürün koymak çok zordu.

Ancak bir öğle yemeği arasında bir arkadaşı o kişiye alternatif bir ürün önerdiyse o zaman  değişikliğe gidilebilirdi. Aksi takdirde iyi bir alternatif bulmak, dev bir şirket o pazara girip domine etmeye karar vermediyse mümkün değildi.

Günümüzde iyi şeyleri bulmak oldukça kolaydır. Google’a girip ürünün alternatifi var mı diye sorabilirsiniz, Facebook’ta arkadaşlarınızın fikirlerini alabilirsiniz ya da Yelp’te küçük bir araştırma yapabilirsiniz. Bir ürünün en iyisini bulmak yalnızca bir tık ötenizdedir.

Bu yüzden işinizde başarılı olmanın tek yolu dünyanın en iyisi olmaktır. En iyi ikinci olmak artık geçerli değil. Oldukça iyi demek oldukça faydasız demekle eşdeğer. Daha fazla müşteri kazanmak için yaptığınız işte en iyisi olmanız gerekiyor. Oldukça acımasız ve imkansız gibi görünse de bu kuralı pazardaki diğer oyuncular değil müşteriler koydu.

 

Kaynak:

The only way to succeed

The post Başarmanın Tek Yolu appeared first on Etohum.

27 Şubat 2014 Perşembe

Bir rüyanın içindeyiz

‘Yusuf Üçlemesi’nin ‘Yumurta’ ve ‘Süt’ten sonraki son adımı olan ‘Bal’, Yusuf’un çocukluk günlerine uzanırken rüyalar âlemine de göndermelerde bulunuyor.Yusuf’un babası, kasvetli bir ormanın içerisinde arıcılıkla hayatını kazanmaktadır. Yusuf ise henüz yeni okula başlamıştır. Bir gece gördüğü rüyayı babasına anlatır. Rüyanın içeriği ise bir sırdır. Bir gün Yusuf’un babası ormanın derinliklerine dalar. Geri gelmeyişi, Yusuf’u içine kapanık bir insana dönüştürür. Gün geçtikçe insanlardan daha da uzaklaşan bir çocuk olan Yusuf, bir gün ormanın derinliklerine dalıp babasını aramaya çıkacaktır. Semih Kaplanoğlu’nun Berlin’den Altın Ayı ile dönen filmi, Türk sinemasının son dönemdeki en önemli filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Filmin başrollerinde Bora Altaş, Erdal Beşikçioğlu ve Tülin Özen var.

Snapchat’in Gelir Modeli Ne Olacak?

Sumpto’nun araştırmasına göre üniversite öğrencilerinin %77’si her gün en az bir kez Snapchat uygulamasını kullanmaktadır.

Daha da çarpıcı olan ise 18-24 yaş arası öğrencilerin %73’ü bildikleri bir markanın snapini açarken, %45’i de bilmedikleri bir markanın snapini açıp izlemektedir. Snapchat henüz bir gelir modeli belirlememiş olsa da bu rakamlar yerel markaların reklamlarıyla iyi bir yol izlenebileceğini göstermektedir.

Snapchat şu anda markaların oluşturdukları videoları tüm Snapchat kullanıcılarına göndermelerine izin vermektedir. Hatta bu videoların konum, yaş, cinsiyet gibi belirli demografik özelliklere göre kategorilendirilip markaların sadece kendi hedef kitlelerine göndermeleri mümkündür. Snapchat’in hizmet koşullarına göre uygulama; isim, telefon numarası, e-posta, konum, yaş ve cihaz bilgisi gibi yeterince kişisel bilgiye erişmekte özgürdür. Snapchat’in sağladığı bu bilgilerle belirli markaların kullanıcılarına doğrudan reklam amaçlı ulaşması olasıdır.

Sumpto’nun verilerine göre üniversite öğrencilerinin %69’u eğer bir markanın Twitter, Facebook gibi platformlarda hali hazırda takipçisi ise bu markayı aynı zamanda Snapchat uygulamasında paylaşmaktadır. Snapchat kullanıcılarının %67’si servisin sağlayacağı indirim ve kampanyalarla ilgilendiklerini, %58’i ise bu ürünleri Snapchat kuponu ile satın almayı isteyebileceklerini ifade etmektedirler. Ve tüm bu kullanıcılar Facebook uygulaması ya da herhangi bir Facebook bağlantısı olmadan uygulamayı kullanmaktadır.

Snapchat şu anda pazardaki en çok kullanılan uygulamalardan biridir. 123 milyon doların üzerinde yatırım almış olup uygulama üzerinden günde 400 milyondan fazla snap gönderilmektedir. Şirket geçtiğimiz dönemlerde Facebook’un 3 milyar dolarlık satın alma teklifini reddetmişti.

Kaynak

How Could Snapchat Make Money? College Kids

 

The post Snapchat’in Gelir Modeli Ne Olacak? appeared first on Etohum.

26 Şubat 2014 Çarşamba

Destansı davanın ilk kahramanları

Dünden bugüne Hizmet Hareketi’nin anlatıldığı ‘Geçmişten İzler’ adlı belgesel, ilk bölümüyle bu akşam ekrana geliyor.Belgeselde, Fethullah Gülen Hocaefendi ile yola çıkan ve davaya gönül veren öncüler Hizmet’i anlatıyor. Türkiye’de demokrasinin henüz tam olarak yerleşmediği bir dönemde ilk hizmet eden insanların sadakatleri, fedakarlıkları, feragatları ve adanmışlıkları ekrana taşınıyor. Adları tarihe ‘isimsiz kahramanlar’ olarak geçenlerin, hakikatin bir veba gibi uzakta tutulmaya çalışıldığı dönemlerde, kollarını alabildiğine açarak insanlığı nasıl kucakladıkları anlatılıyor. Onlar, henüz yazılmamış bir destanın ilk sayfalarının kahramanıydılar. Şimdi her biri bir Anadolu köşesinde, kendi dünyalarında hizmet ettikleri mefkurenin çağlamasını izliyorlar. Geçmişten İzler, destansı bir davanın ilk kahraman ve şahitlerini buluşturuyor. IRMAK TV 21.45

Kadın Girişimciler Hızla Büyümeye Devam Ediyor

Global Girişimcilik ve Geliştirme Enstitüsü’ne göre Amerika’da kadın girişimcilerin potansiyeli giderek daha fazla teşvik edilmektedir. Amerika içerisinde kadınların egemen olduğu yerler Baltimore, Chicago ve Washington DC’dir. Nitekim bu bölgelerdeki işletmelerin 3’te 1’i kadın girişimcilere aittir. Atlanta, Charlotte, Denver, Minneapolis, N.Y.C. ,Portland, San Diego, San Francisco, San Jose ve Seattle’da rakamlar oldukça yakındır. Bu bölgelerdeki işletmelerin yaklaşık  %30’u kadın girişimcilere aittir.

Kadınların sahip olduğu işletmeler yılda toplam 1,3 trilyon dolar gelir elde etmektedir ve bu değer giderek artmaktadır. 1997 ile 2013 yılları arasında kadın işletmecilerin elde ettikleri gelir %59’luk bir artış göstermiştir.

Women and Money: Matters of Trust kitabının yazarı Mary Quist-Newins ‘in açıklamasına göre Amerikan milyonerlerinin %45’I kadındır ve bu kadınların %60’ı kendi servetlerini kendileri kazanmışlardır.

Yapılan araştırmalar Amerika’da kadın girişimcileri destekleyen oldukça güçlü bir network olduğunu göstermektedir. Teknoloji girişimcisi olan kadınların %80’i bir mentörü olduğunu belirtmiştir. Center of Venture Research’ın raporuna göre kadınların sahip olduğu girişimlere yatırımlar da hızla artmaktadır. 2011’den 2012’ye yatırımlardaki artış %40’lık bir büyüme göstermiştir. Forbes’un haberine göre de Amerika’da yapılan harcamaların %80’i kadınların kontrolünde olup kadın tüketiciler, kadınlar tarafından geliştirilen ürün ve servisleri tercih etmeye özen göstererek bu büyümeyi desteklemektedirler.

Profesyonel Çalışanlar Departmanına göre son 30 yılda Amerika’da kadınlar erkeklerden daha fazla üniversite ve yüksek lisans derecesi elde etmiştir ve kadınların sahip olduğu şirketler diğerlerine göre 1,5 kat daha fazla büyümektedir. Erkeklerle kıyaslandığında kadın girişimciler inovasyon sektörüyle daha fazla ilgilenmektedir, bu yüzden inovatif ürün ve hizmetlerde kadın işletme sahipleri %36’lık bir yüzdeye sahipken, erkek işletme sahipleri %17’lerdedir. Büyümenin devam edebilmesi için kadın girişimciler kendilerine daha fazla güvenmeye ve daha fazla kadın emsallerine ihtiyaç duymaktadırlar.

Kaynak:

Just the Facts: Female Entrepreneurship

 

The post Kadın Girişimciler Hızla Büyümeye Devam Ediyor appeared first on Etohum.

25 Şubat 2014 Salı

Çocuklara kıymayın efendiler!

Afrika’da küçük çocukların yaşadıklarını anlatan ‘Vahşetin Çocukları’ (Silent Army) Jean Van De Velde imzası taşıyor.Film yaşananları anlatırken, Doğu-Batı dünyası ayrımına gitmeden düzenin tüm taraflarına eleştirel bir şekilde yaklaşıyor. Bir gece, Abu adlı Afrikalı bir oğlan çocuğu, köyündeki diğer çocuklarla birlikte, yerliler tarafından kaçırılır. Burada bir restoran işleten aşçı Eduard’ın oğlu Thomas da, yakın arkadaşı Abu’nun ortadan kaybolduğunu öğrenince onu aramak için babasına baskı yapar. Eduard, Abu’yu kimlerin kaçırdığını ve çocuğa ne olduğunu öğrenmek için Afrika’nın acımasız dünyasına doğru bir yolculuğa çıkar ve sonunda çocuk yaştaki askerlerden kurulu ordu tarafından esir alınır, hayatı tehlikeye girer...

Her Girişimcinin İzlemesi Gereken TED Videoları

Konu, TED Talks’ın ilham verici “yaymaya değer fikirler” konulu sunumlarına geldiğinde çıta oldukça yüksektir. Bu sunumlar bilgilendirici, bağlayıcı ve eğiticidir. Hatta bazen kariyerimizi yeniden şekillendirmek için bizi harekete geçirir, işimizi ve hayatımızı daha iyi yaşamamız için dönüşümümüze yardımcı olur.

Fakat şu gerçekle yüzleşmek gerek, çoğu zaman girişimcilerin TED.com ‘u açıp 600 küsur video içerisinden merakını cezbeden bir konuşmayı – 30 dakika da olsa – izleyecek kadar vakti yoktur. Tüm konuşmaları izlemeye vakti olmayan girişimciler için fikirlerin nasıl pazarlanacağı, çalışanların pozitif bir şekilde nasıl motive edileceği, iş yaşamının sağlıklı bir şekilde nasıl dengeleneceği ve başarılı bir toplantı yönetiminin nasıl yapılması gerektiği ile ilgili en parlak ve en iyi videolar aşağıda yer almaktadır:

Tony Robbins: Neyi Neden Yapıyoruz?

Sizi her gün yataktan kalkmaya teşvik eden neden nedir? Para mı? Şöhret mi? Ya da vazgeçemeyeceğiniz doyumsuz bir içsel neden mi? Bir işletme koçu, yazar ve motivasyon konuşmacısı olan Tony Robbins’ın insanları aksiyon almaları için neyin motive ettiğine dair bilgilendirici konuşması 3 milyondan fazla kez izlenmiştir. Robbins konuşmasında yaşamımızdaki seçimleri şekillendiren insani duygu ve ihtiyaçları daha iyi anlamamızı sağlayacak ve liderlerin başarılı sonuçlar elde etmesine ve performansını arttırmasına yardımcı olacak bilgiler vermektedir. Konuşmaya buradan ulaşabilirsiniz.

Seth Godin: Fikrinizi nasıl yaygınlaştırabilirsiniz?

En çok satanlar yazarı ve pazarlama uzmanı olan Seth Godin’in 10 yıl önce yaptığı altın değerindeki bu konuşmanın pratik bilgileri hala günümüzde geçerliliğini korumaktadır. Nitekim sosyal medya ve internet sayesinde bu konuşma sıklıkla paylaşılmaktadır. Eğlenceli slaytlarla dikkat çekici fikirlerin ve ürünlerin paylaşıldığı bu konuşma Seth Godin’in markalaşmış sarı renkli gözlüğünden çok daha önceki dönemlerde gerçekleşmiştir. Konuşmaya buradan ulaşmanız mümkündür.

Nigel Marsh: İşinizin ve yaşamınızın dengesini nasıl kurabilirsiniz?

Başarılı bir işletme sahibi olmak için hayatınızın önemli bir kısmını bedel olarak ödüyor olabilirsiniz. Earth Hour’un kurucusu ve  Overworked and Underlaid kitabının yazarı Nigel Marsh bu konuşmasında 40 yaşındayken çok fazla içtiğini, çok fazla yediğini, çok fazla çalıştığını ve ailesini ihmal ettiğini izleyicilerle paylaşmaktadır. Sonrasında kontrolü ele alarak iş ve kişisel yaşamının dengesini nasıl değiştirdiğinden bahsetmektedir. Konuşmasında hayatını nasıl dönüştürdüğünü başarılı bir iş ile mutlu bir yaşamı nasıl bir arada yürüttüğünü anlatmaktadır. Konuşmaya buradan ulaşabilirsiniz.

 

 

Kaynak:

Inspiring TED Talks Every Entrepreneur Should Watch

 

The post Her Girişimcinin İzlemesi Gereken TED Videoları appeared first on Etohum.

24 Şubat 2014 Pazartesi

Amerikada Doğum

Amerika denilince akla artık sadece Holywood ve özgürlük heykeli gelmiyor. Özellikle bebek bekleyen aileler son yıllarda Amerika denildiğinde Amerikada doğum düşünüyorlar.Amerika’da doğan her bebeğin Amerikan vatandaşı olması, eğitim hayatı boyunca birçok ayrıcalıklardan faydalanması, vizesiz seyahat imkanı elde etmesi gibi birçok sebepten dolayı artık aileler doğum için Amerika’nın yolunu tutuyorlar. Ancak bu kararı vermek sadece maddi imkanlarınızın yeterli olmasına bağlı değil. Aynı zamanda titiz bir planlama ve organizasyonda gerektiriyor. Doğru şehrin, hastane ve doktorun seçimi, kalacağınız evin kiralanması, hastane ile irtibata geçilmesi, doğum, doğum sonrası evrak işlemleri ve daha birçok detayla uğraşmak kolay değil. Hele birde hamile iseniz.İşte bu sebepten dolayı Amerikada doğum alanında hizmet sunan güvenilir ve profesyonel bir danışmanlık firmasından destek almak en doğru karar olacaktır. Yeni Bir Hayat yurtdışı sağlık merkezi Amerika’nın 100’den fazla ayrı yerinde güvenilir ve kurumsal bir hizmet sunuyor. Anadolu ajansında yer alan bir habere göre Amerikada doğum için karar veren ailelerin yarısından fazlası Yeni Bir Hayatı tercih ediyorlar.Yeni Bir Hayat uzmanları havaalanında karşılanmanızdan, bebeğinizle Türkiye’ye döneceğiniz ana kadar olan tüm süreci sizin için planlıyor, organize ediyor ve sizin yanınızda yer alarak uyguluyor. Türkiye ve Amerika’da yer alan ofisleri ve 20 kişiden fazla ekibi ile sizi hiçbir zaman yalnız bırakmıyorlar. Türk rehberiniz İngilizce bilmiyorsanız sizinle doktor randevularınıza geliyor, alışverişinizde yardımcı oluyor, hatta isterseniz doğumda bile size eşlik edebiliyor. Kısaca sizin rahatınız ve güveniniz için her konuda destek sunuyorlar. Size ise sadece Amerika’da geçirdiğiniz günlerin keyfini sürmek ve sağlıklı bir doğum yaparak bebeğinize kavuşmak kalıyor.

Giden gelmiyor, acep ne iştir!

Türk edebiyatının güçlü kalemlerinden Hasan Ali Toptaş’ın aynı adlı romanından uyarlanan Gölgesizler, bu akşam ekrana geliyor.Yönetmenliğini Ümit Ünal’ın üstlendiği 2009 yapımı filmin başrolünde Selçuk Yöntem, Ertan Saban ve Taner Birsel gibi isimler yer alıyor. Müzikleri Candan Erçetin’e ait filmin konusu ise şöyle: İstanbul’daki monoton hayatından sıkılan bir berber, Gölgesizler isimli küçük bir köye taşınır. Kısa süre sonra köydeki gariplikler ortaya çıkar. İnsanlar bir bir ortadan kaybolmaktadır. Dükkanını kiralayıp çalışmaya başladığı köyün eski berberi Cıngıl Nuri de bunlardan biridir. Köyün en güzel kızı, Güvercin de hiçbir iz bırakmadan kaybolmuştur. Tuhaf kayıplarla uğraşıp duran muhtar ve tek silahlı adamı bekçi, ne yaptılarsa Güvercin’i bulamaz. Kayıplara bir son vermek isteyen muhtar, ilçeye şikayette bulunmaya karar verir. Ancak o da gittiği yerden bir daha geri dönemez...

Network Marketing Nedir?

Network Marketing ile yeni tanışanlar için, bu iş modelini daha iyi ve kolay tanımaları adına, önceki yazıları da kapsayan bütünleyici bir yazı yazmanın faydalı olacağını düşündüm.

Öncelikle Network Marketing işinde olmamasına rağmen bu sektörü yakından inceleyen ve kitap yazan ünlü finans uzmanı Robert Kiyosaki’nin bu videosunu izleyerek Network Marketing’in zenginlik ve özgürlük açısından önemini görmenizi tavsiye ederim.

Daha sonra Network Marketing Nedir başlıklı yazımı okuyarak, Network Marketing işinin temel mantığını anlamalısınız. Burada bağlantılarını verdiğim video ve yazıları okuduğunuzu/izlediğinizi varsayarak yazmaya devam edeceğim, söylediğim adımlarla ilerlemeniz faydanıza olacaktır.

Öncelikle şunu anlamamız çok önemlidir; Network Marketing bir iştir. Para yatır para kazan, kolay yoldan zengin olmak gibi kavramların hiç biri etik bir Network Marketing şirketinde geçerli değildir. Network Marketing bir iştir, emek gerektirir, istikrarlı bir çalışma gerektirir. Zengin ve özgür olmanın bir yoludur, kendini ispatlamıştır. Fakat bunu garanti etmez, gerekli imkânı sunar. Gereğini yapan, başarısı ölçüsünde kazanç sağlar.

İşleyiş Mantığı..

network marketing nedirYeni tanışanların anlamakta zorlandığı önemli noktalardan biri de, bu işe girince ne yapacakları, işlerin nasıl yürüyeceğidir. Şimdi, yasal ve etik bir Network Marketing şirketiyle çalışmaya başladığınızı -yani bir Network Marketing şirketinin distribütörü olduğunuzu- varsayalım; siz artık, şirketin size sunmuş olduğu ürün portföyünün temsilcisi olmuş olursunuz. Diğer bir deyişle hem müşterisi hem de distribütörü olmuş olursunuz. Burada sistem size diyor ki; dolaylı veya direk vesile olduğun ürün satışlarından kurgulamış olduğum kazanç planına göre primini öderim. Yani işin bireysel ve takımsal olmak üzere iki yönü vardır. Bireysel olarak baktığımızda istersen şirketin sunduğu ürünlerin satışını yaparak, satıştan para kazanırsın. Takımsal olarak baktığımızda ise, senin referansınla şirkete dahil olan her distribütörün de ürün kullanımından/satışından şirketin kazanç planına göre para kazanırsın.

Burada dikkat etmemiz gereken iki nokta var; Birincisi, Network Marketing işinde ürün satışı -genelde- opsiyonel bir seçenektir. Yani kişiler sadece ürün kullanıcısı olup, takım kurabilir. Fakat Network Marketingin doğasında kapı kapı dolaşma tarzı bir satış değil, doğal satış diye tanımlayabileceğimiz, tavsiyeden ve deneyimlenmiş faydadan doğan bir satış vardır. Satış stratejileri şirkete göre farklılıklar gösterse de genel kabul görmüş işleyiş böyledir.

Anlamamız gereken ikinci nokta da, Network Marketing işinde sadece sizin referansınızla dahil olan distribütörler değil, onların referanslarından, referanslarının referanslarından.. şeklinde uzayıp giden bir -distribütör- soyağacı oluşur. Bu oluşan soyağacından hangi derinliğe kadar, ne kadar kazanç sağlanacağı şirketlerin kazanç planlarına göre farklılık gösterir.

Network Marketing işinde takım çok önemli bir unsurdur. Zengin ve özgür olmanın yolu iyi bir takımın parçası olmaktan geçer. Bu konu da yazmış olduğum Önemli Olan Takımdır başlıklı yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

Network Marketing hiç şüphesiz zengin ve özgür olmanın en iyi yollarından biridir. Bu son yıllarda bir teori olmaktan öte artık ispatlanmış bir gerçekliktir. Peki, Network Marketing iş modelini bu kadar özel ve güçlü yapan şey nedir? Bu konuya da Neden Network Marketing ile Kopyalamanın Gücü ve Zaman Kaldıracı yazılarında değindim.

Network Marketing, “bir şirketin, kişilere, direk veya dolaylı vesile olduğu satışlardan önceden belirlenmiş kazanç planıyla kazancını paylaşmasıdır” diye özetlenebilir. Peki, olay bu kadar net ve etikken, bu iş neden bu kadar tartışılıyor. Buna Network Marketing'i Kirletenler ve Network Marketing Neden Yanlış Anlaşılıyor başlıklı yazılarda değindik. Ayrıca Network Marketing ile çok karıştırılan titan sistemlerle siz de karşılaşmış olabilirsiniz. Bu sistemler de kendilerini Network Marketing şirketi olarak tanıtırlar. Gerekli ayrımı sizin yapabilmeniz önemlidir. Bununla ilgili de Titan Sistemleri Tanımanın En Kolay Yolu başlıklı makaleyi okumanızı tavsiye ederim.

Kaynak: http://www.networkmarketingokulu.com/network-marketing-nedir-isleyisi-nasildir.html

22 Şubat 2014 Cumartesi

Samsung, Hayalinin Peşinden Gidenleri Arıyor

Samsung,dünya çapında ses getiren “Hayalinin Peşinden Git” kampanyası ile  tutkusunun peşinden koşanları başvuruya davet ediyor.

İstanbul, 07 Şubat 2014 - Samsung Electronics, tüm dünyada hayallerini ve tutkularını hayata geçirmek için teknolojiyi kullanan insanların sahip oldukları potansiyeli keşfetmeyi, paylaşmayı ve desteklemeyi hedefleyen “Hayalinin Peşinden Git” kampanyasını Türkiye’de başlattı. Başarılı mesleki kariyerleriyle tanınan ünlü mentorların da, başvuranlara fikir önderliği yapacağı kampanyaya başvuru için  www.hayalininpesindengit.com adresi ziyaret edilebilir. Kampanyaya başvurular 28 Şubat 2014 tarihine kadar devam ediyor.

“Hayalinin Peşinden Git” kampanyasının kazananları, Samsung ve mentor desteğiyle potansiyellerini açığa çıkararak, hayallerini gerçeğe dönüştürme fırsatını yakalıyor.

Her gün, heyecan verici şeyler yapmak için Samsung ürünlerini kullanan insanlardan ilham alan kampanya; tutkulu kullanıcıları hayallerini ve fikirlerini paylaşmaya davet ediyor. Fotoğrafçılık, mutfak sanatları, spor ve girişimcilik alanlarında başvuruların kabul edildiği kampanyanın kazananları  projelerini hayata geçirme evresinde Samsung’un teknoloji desteğinin yanı sıra, aralarında Fotoğrafçı ve eğitmen Muammer Yanmaz, Kantin’in sahibi ve şefi Şemsa Denizsel, Spor spikeri ve yazarı Caner Eler ve B-Fit’in kurucu ortağı, girişimci ve Schwab Vakfı tarafından “2013 Yılının Sosyal Girişimcisi” seçilen Bedriye Hülya’nın da bulunduğu mentorlerin tecrübelerinden faydalanma fırsatı da bulacak.    

Samsung Electronics Türkiye Başkanı Yoonie Joung projeyle ilgili olarak;  “Samsung olarak teknolojinin, hayal gücüyle bir araya geldiğinde insanların hayatına anlam kazandırdığına inanıyoruz. Dünyanın dört bir yanında insanlar, Samsung teknolojisini kullanarak farklı ve yenilikçi başarılara imza atıyor. Ortaya çıkan hikayelerin yarattığı ilham doğrultusunda geliştirdiğimiz “Hayalinin Peşinden Git”  kampanyasını Türkiye’de hayata geçirmekten mutluluk duyuyoruz. Diliyoruz ki bu proje ile, Türkiye’deki tüketicilerimizin sadece kişisel tutkularını keşfetmelerine değil, aynı zamanda dünya üzerindeki diğer tüketicilere de ilham vermelerine yardımcı olacağız” dedi.

Katılım koşulları

“Hayalinin Peşinden Git” kampanyasına  www.hayalininpesindengit.com adresinden ya da Samsung Türkiye Facebook sayfasındaki “Launching People” uygulamasından başvurmak mümkün. Başvurular, 28 Şubat 2014 tarihine kadar gerçekleştirilebilecek.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Sungurlar’a tuzak üstüne tuzak

Samanyolu TV’nin en çok izlenen dizisi ‘Şefkat Tepe’ yeni bölümüyle ekrana gelmeye devam ediyor.Dizinin bu haftaki bölümünde; Suriye’deki bir kampta esir askerlerin yerini tespit eden Sungurlar, hemen harekete geçer ancak Cemal’in hain planı ile karşılaşırlar. Esir askerleri kurtarmak için zamanla yarışan Sungurlar, Aslı ve Naza’nın teröristlerin eline geçmesi ile büyük yara alır. Bir yandan Aslı ve Naza’yı kurtarmaya bir yandan da esir askerlere ulaşmaya çalışan Sungurlar için kurulan yeni tuzaklar ortaya çıkar. Esir askerler içine sızan bir terörist, askerleri kışkırtmaya başlar. Ani bir operasyonla askerleri kurtarmaya kalkan Sungurlar ise beklenmeyen bir tuzağa düşer ve etrafları teröristlerce sarılır. SAMANYOLU TV 20.30

MindBody 50 Milyon Dolar Yatırım Aldı

 

 

 

 

 

 

 

Küçük işletmelerin dijitale gitmeleri ya da müşterilerini alt sokaktaki büyük bir işletmenin bayisine kaptırmaları konusundaki baskı giderek artmaktadır. Teknolojiyi benimseyen müşteriler rezervasyonlarını online olarak yaptırmayı ya da ödemelerini kredi kartı ile gerçekleştirmeyi tercih etmektedirler.

California tabanlı bir girişim olan MindBody küçük işletmelerin vakitlerini yalnızca sevdikleri işle geçirmelerini sağlama fikri ile kurulmuştur. MindBody müşterilerine pazarlama, planlama, analitik, iş ağı geliştirme ve satış servislerini içeren bir yazılım paketi sağlamaktadır. Şirketin CEO’su Rick Stollmeyer’in açıklamasına göre MindBody’nin dünyanın çeşitli yerlerinden 30.000’den fazla müşteriyle anlaşması bulunmaktadır.

MindBody 2001’den bu yana SalesForce ve SugarCRM gibi güçlü rakipleriyle zorlu bir rekabet içerisindeydi. Rakiplerinin aksine MindBody müşterilerinin sağlıklı bir şekilde işlerini yürütebilmesi ihtiyacını karşılamak için çalışmaktadır. Şirketin Schedulicity, SalonBooker, Appointment Plus ve Groupon Schedular gibi yeni rakipleri son birkaç yıl içerisinde ortaya çıkmıştır. Fakat bu rakipler MindBody’nin sunduğu hizmetlerden yalnızca rezervasyon kısmına odaklanmaktadır.

Şirketin global çapta büyümesini hızlandırmak için dün MindBody’e 50 milyon dolar yatırım yapılmıştır. Şirketin yatırımcıları arasında Bessemer Venture Partners, Institutional Venture Partners, Catalyst Inverstors, W Capital Partners ve Montreux Equity gibi Silikon Vadisi yatırımcılarının yanı sıra uluslararası yatırımcılar da yer almaktadır. Bu gelişmeyle birlikte şirketin toplam yatırımı 108 milyon dolara ulaşmıştır.

 

Kaynak:

MindBody, a Salesforce-like CRM for health & wellness, takes $50M more

The post MindBody 50 Milyon Dolar Yatırım Aldı appeared first on Etohum.

21 Şubat 2014 Cuma

Tehlikeli itiraflar...

İki usta aktör; Robert de Niro ve Robert Duvall’in başrollerini paylaştığı ‘İtiraflar’ (True Confessions) “film noir” geleneğini 80’li yıllara taşıyan nitelikli bir suç filmi olarak izleyiciyle buluşuyor.Günah çıkarma kulübeleri iki bölümden oluşur: Günah işlediği için nedamet getirmeye gelen tövbekârların içlerini dökmek için girdiği bölme ve onun günahlarını Tanrı adına bağışlamak üzere içeride bekleyen din adamının durduğu bölme. Peki ya günah bağışlayıcısı olması gereken kişi günaha bulaştıysa? Onu kim affedecek ve nasıl tövbe edecek? 1940’lı yılların sonlarında Los Angeles’ta geçen Ulu Grosbard imzalı True Confessions, bu sorular eşliğinde dört başı mamur bir cinayet ve yolsuzluk hikâyesini anlatıyor.

20 Şubat 2014 Perşembe

‘Süt’ beyazı çaresizlik

Semih Kaplanoğlu’nun 2008 yılında çektiği (Bal, Süt ve Yumurta) üçlemesinin ikinci filmi ‘Süt’ bu akşam ekrana geliyor.Filmin konusu şöyle: Liseyi tamamladıktan sonra üniversite sınavını kazanamayan Yusuf’un büyük bir ümit ile yazdığı şiirleri, adını sanını kimsenin duymadığı bazı edebiyat dergilerinde yayımlanmaktadır. Ama ne şiirin ne de ürettikleri değeri günden güne düşen sütün Yusuf’a ve annesi Zehra’ya bir katkısı vardır. Yusuf ile annesi, Yusuf’un yıllar önce ölen babasından kalan ineklerin sütüyle geçinmeye çalışmaktadırlar. Yaşadıkları İzmir yakınlarındaki küçük kasaba son yıllarda etrafta kurulan sanayi tesisleri nedeniyle modernleşirken geleneksel üretim yöntemleri ve bazı meslekler hızla yok olmaktadır. Yusuf, Zehra’nın kasabadaki istasyon şefi ile yaşadığı aşkı keşfedince ne yapacağını şaşırır.

Prospect Ace İle Pazarlama Kampanyalarınızın Başarısını Arttırın

 

Pazarlama otomasyon şirketi Autopilot satış ve pazarlama birimlerinin olası müşterilerine attıkları e-postalara geri dönüşleri %42 oranında arttıracak Chrome eklentisini piyasaya sürdü. Bosch, ModelN ve Voxer gibi şirketlerin hali hazırda kullandığı bu eklenti pazarlamacılara kişilerin güncel e-posta adreslerini Linkedin, Facebook, Quora gibi popüler platformlardan bulmasına yardımcı olmaktadır. Prospect Ace olarak adlandırılan bu eklenti satışçılar ve pazarlamacılar arasındaki boşluğun doldurulmasını sağlamaktadır.

Şirketin CEO’su Michael Sharkey Avustralya’daki birkaç şirketle çalışmaya başladıkları dönemde satış ve pazarlama birimleri arasında büyük bir veri boşluğu olduğunu fark ettiklerini ve bu problemin pek çok yerde daha kendini tekrarladığını gördüklerini söylemiştir. Sharkey’e göre bu problem şirketlerin sağladıkları ürün ya da hizmetlerle ilgilenen müşterilerin nasıl bulunacağıdır. Geliştirdikleri Chrome eklentisi bu önemli problemin çözülmesine odaklanmaktadır.

Siz pazarlama birimi olarak yalnızca bir kampanya türü seçiyorsunuz, Prospect Ace eklentisi Autopilot’un veri ve modelleme sistemini kullanarak bu kampanyayı doğrudan olası müşterilerinizin önüne düşürüyor ve bu kişiler otomatik bir şekilde pazarlama kampanyanıza dahil oluyorlar.

Prospect Ace’in erken dönem müşterileri ile yaşanan ilginç bir kullanım senaryosunu Sharkey şu şekilde paylaşmıştır “Prospect Ace’i kullanan ilk müşterilerimiz Linkedin üzerinden rakip firmaları takip eden kişileri ya da Facebook’ta rakip ürünleri beğenen kişileri bularak bu kişileri kendi olası müşteriler listelerini oluşturmak için kullanmıştır.” Aynı zamanda Sharkey ürünü erken dönemde kullanan müşterilerin olası müşterileri yakalama başarısının %42 oranında daha başarılı olduğunu belirtmektedir.

Salesforce’nin önceki dönem satış direktörü Aaron Ross, Prospect Ace’nin başarısını şu sözleri ile desteklemektedir “Olası müşterileri belirlemenin en önemli kısmı verinin kalitesidir. Prospect Ace; satış geliştirmek için kolayca hedef müşteri bulmanız ve sosyal profillerinden doğrulanmış e-posta adreslerine ulaşabileceğiniz ilk çözümdür.”

Sharkey’in açıklamasına göre Prospect Ace’e alternatif olarak veri satın alabileceğiniz Data.com ya da diğer kaynaklar aldatıcı olabilmekle beraber analitik firması olan KISSmetric satın aldığı datanın %80’inin yanlış olduğu gerekçesi ile geri ödeme istemiştir. Sharkey, Prospect Ace’in daha iyi veri sağladığını ve doğru kullanıldığında çok iyi geri bildirimler üreteceğini ifade etmektedir.

 

Kaynak:

New Chrome plugin helps marketers get an amazing 42% reply rate on cold prospecting emails

 

The post Prospect Ace İle Pazarlama Kampanyalarınızın Başarısını Arttırın appeared first on Etohum.

Converse ve Spor Ayakkabı Nasıl Temizlenir

Converse ve spor ayakkabı günlük yaşamımızda ayaklarımızın en rahat ettiği ayakkabılar olduğu kesin..Bu rahatlığının yanında temizlikleri de zaman zaman yoruyor doğrusu..Herşeyde olduğu gibi bu konuda da nasıl pratik temizlenir diye denemeler yapıp tecrübelerimi aktarıyorum sizlere :)Converse ve spor ayakkabılarımızı pırıl pırıl yapabilmek için ben üç şekilde temizliyorum..Öncelikle elinize eldiven takmanızı öneriyorum :)Binincisi Aseton ;Asetonu pamuğa yada bir beze döküp ayakkabıların beyaz bölümlerini onunla siliyorum ..Bu şekilde beyaz bölgeler tertemiz oluyor..İkinci Yağ çözücü ;Evet bildiğimiz mutfakta kullandığımız yağ çözücüyü bir beze yada direk ayakkabının üzerine sıkıp bezle silip parlatıyoruz..Üçüncüsü cif krem ;Islak mendile cif kremden döküp yine ayakkabılarımızın beyaz yerlerini onunla güzelce ovuyorum..İkinci olarakta yine cif kremi ayakkabının altına ve kenarlarına döküp eski bir diş fırçasıyla birlikte dişleri fırçalar gibi ayakkabıyı fırçalıyorum..Bu şekilde aralarda kalan kir , toprak temmizlenip pırıl pırıl oluyor..Bu püf noktaları bilenler vardır mutlaka ama bilmeyenler için paylaşmak istedim , umarım sizin de işinize yarar..

19 Şubat 2014 Çarşamba

Player.me Oyun Severlerin About.me‘si Olmak İstiyor

About.me kişilerin profil sayfalarını sunmak üzerine geliştirilmiş bir platformdur. Bu platform, kullanıcılarına kendilerini ifade edebilecekleri bir sayfa oluşturmalarına olanak sağlar. 2010’da kurulmuş olan About.me’nin değerinin bugün 35 milyon civarında olduğu söylenmektedir.

Geçtiğimiz günlerde özel olarak finanse edilen sosyal oyun platformu Player.me oyunların ve oyun severlerin online bir profil oluşturabileceği beta sürümü ile piyasaya sürüldü. Player.me ’nin hedefi oyun severlerin About.me ‘si olmaktır.

Şirketin kurucusu ve CEO’su olan Sean Fee, kullanıcıların diğer kullanıcıları takip edebilecekleri, oyunlar ve oyun severler hakkında daha güncel haberlere ulaşabilecekleri sosyal bir platform oluşturduklarını; kullanıcıların yalnızca site tarafından gönderilen iletilere değil Twitter güncellemelerine, YouTube videolarına ve diğer sosyal medya akışlarına buradan ulaşabileceklerini ifade etmiştir.

Sean Fee aynı zamanda oyun şirketleri ve oyun geliştiricileri ile de iletişimde olduklarını ve bu kişilerle iş ortaklıkları geliştirerek tüm platform kullanıcılarına bu değeri kazandırmayı hedeflediklerini belirtmiştir.

Ne yazık ki oyun piyasasında çok fazla oyuncu olduğundan dolayı Player.me’nin sesini duyurması ve yaygınlaşması için önünde zorlu bir süreç bulunmaktadır. Örneğin GamesGrabr geçtiğimiz yıl yayımlanmış olup oyun severlerin Pinterest’i olmak için çalışmalarını sürdürmektedir. Playfire da bu alanda Player.me’nin en büyük rakibi olarak görünmektedir fakat Sean Fee’nin açıklamalarına göre Player.me daha geniş çapta sosyal bağlantılar içeren daha açık bir ağ oluşturmaya çalışmaktadır.

 

Kaynak:

Player.me Wants To Be The About.me For Gamers, But It’s Going To Be Tough

about.me

 

The post Player.me Oyun Severlerin About.me‘si Olmak İstiyor appeared first on Etohum.

Sabah polis, akşam artist

Los Angeles Polis Teşkilatı’nda dedektiflik yapan Mitch Preston, az konuşan bir o kadar da bezgin bir polistir.Tek amacı, 20 yıllık hizmet süresini tamamlayıp emekliye ayrılmaktır. Dedektifle aynı birimde çalışan Trey Sellars ise mecburiyetten polis olmuş, başarısız bir aktördür ve bütün gün sokaklarda suçluları kovaladıktan sonra akşam eve gelip ayna karşısında aktörlük denemeleri yapmaktadır. Sellars’ın amacı, hayatını değiştirecek bir fırsat yakalayıp televizyon yıldızı olmaktır. Trey ve Mitch, bir gece farkında olmadan çok gizli bir operasyonu açığa çıkarırlar ve büyük bir uyuşturucu şebekesini yakalarlar. Bu olay zoraki ikilinin, televizyonlarda boy göstermesine neden olur ve artık ikisi de şöhret sahibi olmuşlardır.

18 Şubat 2014 Salı

Girişimleri ve Girişimcileri Motive Edecek 10 İlham Verici Alıntı

 “Kariyerimde 9000 şut kaçırdım. Yaklaşık 300 maç kaybettim. 26 kere maç sayısını kullanacak güveni kendimde hissettim ve kaçırdım. Hayatım boyunca tekrar tekrar ve tekrar kaybettim ve başarılı olmamın sebebi bu!”  Michael Jordan

“Parayı değil, vizyonu kovalayın ki para sizi kovalasın.”  Tony Hsiesh, Zappos CEO

“Kritik olan oturduğunuz yerden kalkıp bir şeyler yapmaya başlamakta. Aslında, her şey bu kadar basit. Herkesin bir fikri var ama çok azının bunlar hakkında bir şey yapmaya karar vermişliği var. Yarın değil. Gelecek hafta değil. Bugün. Gerçek girişimci hayal eden değil yapandır.”  Nolan Bushnell, Girişimci

“İşiniz, hayatınızın büyük bir parçasını oluşturacak. Bundan mutlu olmanın tek yolu yaptığınız şeyin harika olduğuna inanmanız.”  Steve Jobs

“Yatırım almak çoğu zaman düşündüğünüzden çok daha zordur ve düşündüğünüzden daha çok zaman alacaktır. Buna göre plan yapın.”  Richard Horroch, Yatırımcı ve Yazar

“Başarısız olma konusunda endişelenmeyin, sadece bir kere başarılı olmanız yeterli olacaktır!”  Drew Houston, Dropbox Kurucu Ortak ve CEO

“Fikirler kolaydır. Zor olan bunları gerçekleştirmektir.”  Guy Kawasaki, Alltop Kurucusu ve Girişimci

“Her an yeni bir şirket kurmak için güzel bir zamandır.”  Ron Conway, Noted Yatırımcısı, Silikon Vadi Melek Yatırımcısı

“Başarılı insan kaynaklarının sırrı şudur: Dünyayı değiştirmek isteyen insanları arayın!”  Marc Benioff, Salesforce CEO

“Hokey diskinin gideceği yere doğru kayıyorum, bulunduğu yere değil.”  Wayne Gretzy, Hockey Yıldızı

 

Kaynak:

Inspirational Quotes For Startups And Entrepreneurs

 

 

The post Girişimleri ve Girişimcileri Motive Edecek 10 İlham Verici Alıntı appeared first on Etohum.

Çarpışma Noktası

Merkezi bir problemden dolayı Hava Trafik Kontrol Sistemleri arıza yapmıştır. Uzun uğraşlar sonucu cevap vermeyen sistemin arızalı kalması her an bir felakete sebep olmak üzeredir. Uçuşta olan bir jet ile yolcu uçağı çarpışarak infilak eder.YÖN.: LIZ ADAMS OYN.: REGINALD VELJOHNSON, JORDAN LADDKANALTÜRK 21.40

17 Şubat 2014 Pazartesi

Uşak’ta kadın ciritçiler

Yurt ve dünya gündemindeki önemli olaylar Gündem programında uzman konuklar eşliğinde değerlendirilmeye devam ediyor.Progamın bu haftaki konusu Türklerin ata sporu cirit... At üstünde mızrağın çevik bir şekilde fırlatılması... Cesaretin ve kudretin sembolü... Cirit, bir diğer adıyla çavgan... Bir nevi savaş provası olan, ihtişamıyla izleyeni büyüleyen cirit, ilkler şehri Uşak'ta yıllardır yaşatılıyor. Uşak'ta 36 cirit kulübü var ama içlerinden biri var ki diğerlerinden farklı. Oyuncuları tamamen kadınlardan oluşuyor. Gündem ekibinden Emre Şimşek, Türklerin ata sporu ciritte "Biz de varız." diyen Anadolu Sultanları adlı kadın ciritçilerin hikâyesini ekrana taşıyor.TRT Haber 10.35

Bebee _ Kalbim Kırıldı

Pepee 3 Martta başlıyor..Yeni bölümlerden kısa kısa şarkılar yayınlanmaya başladı bile..Bende elimden geldiği kadar bunları sizinle paylaşıyorum..Bugün sevgililer günü , tüm kalbi kırıklara gelsin..window.setTimeout("document.getElementById('reklami').style.display = 'none';document.getElementById('kendisi').style.display = '';",10000);

Reklamları Geç»

Video hazırlanıyor Lütfen bekleyin.(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

15 Şubat 2014 Cumartesi

Anne Sütünün Antibiyotik Kullanımı Gerektiren Hastalıkları Azalttıgını Biliyor Muydunuz?

Sevgili anneler, anne sütü mucizedir, bebeğiniz ilk doğduğu andan itibaren büyüme ve gelişme için gerekli olan tüm sıvı, enerji ve besin ögelerini içerir. Eşsiz içeriği ile bağışıklık sistemi gelişimini destekler, antibiyotik kullanımı gerektiren hastalıkları azaltır.

Bebeğinizin bağışıklığını guclendirmek için onu 2 yaşına kadar anne sütü ile besleyin. Anne sütü alımı azaldığındaysa bebeğinizin bağışıklığını Aptamil ile desteklemeye devam edebilirsiniz.

Detaylı bilgi için tıklayınız.

brightcove.createExperiences();

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Yeterince İyi Demeye Bu Yıl Veda Edin

Hemen her girişimcinin kafasında yapmak istediği büyük, dikkat çekici değişikliklerin olduğu mental bir liste vardır. Ne yazık ki çoğu zaman değişen hiçbir şey yokmuş gibi görünür. Herkesin acil isteklerini öne alınır, iddialı kararları ertelenir.  Girişimcileri aksiyon alması için zorlayan bir yöneticileri yoktur bu yüzden büyük kararlar üzeri çizilmemiş yapılacaklar listesinde asılı kalır.

Bugün büyük fikirleri öne çekmenin ve sıcaklığı arttırmanın vaktidir. 2014 yılı, mevcut durumu kabullenmeyi bıraktığınız kendinizden ve şirketinizden daha fazlasını talep ettiğiniz yıl olsun.

Bu yıl yapmayı daha fazla erteleyemeyeceğiniz 4 büyük değişiklik:

1.       Kovulmak için elinden geleni yapan kişileri işten çıkarın

Başka bir şirkette başardığı işler için işe almak istediğiniz birisi var mı? Rakip şirketin takımına bakarak sahip oldukları özgüvene imreniyor musunuz?

Bir yöneticiden mevcut personeliyle halinden memnun olmasını beklemek kolaydır. Eğer memnun değilseniz kolaylıkla “yeterince iyi” felsefesini edinebilirsiniz. Fakat kendinize sürekli zor olan soruyu sormalısınız. Burada söz edilen değişiklik sıkı çalışan, katkıda bulunan, kültüre uyan fakat birazcık diğerlerinden geride kalan takım üyesini işten çıkarmak değildir. Konu, sınırların ötesinde hareket eden kişilerdir.

Takımınızı değerlendirin ve seçim yapın. Elediğiniz kişilerden kazandığınız parayı şirketinizi bir adım daha öne taşımak için çalışan ekibinizi ödüllendirmek için kullanın. Birbirine bağlı, herkesin katkıda bulunduğu daha küçük bir ekip, diğerlerini de aşağıya çeken daha büyük bir ekipten çok daha başarılı olacaktır.

2.       Satış biriminizi düzenleyin

Pek çok şirket cansız satışçıları işe alarak eğitimleri pas geçer ve alternatif satış kanallarını göz ardı eder. Satış birimi şirketinizin omurgasıdır bu yüzden kesinlikle ilk önceliğiniz olmalıdır.

İşe harika bir satış yöneticisini şirketinize kazandırarak başlamalısınız. İyi bir satış yöneticisi bahaneleri kabul etmez, sorumluluk almaya inanır, kendisini şirketin ürünü hakkında uzmanlaşmaya adar, iyi satışçıları işe alabilir ve gerektiğinde korkmadan birini işten çıkarabilir.

Böyle bir satış yöneticisini bulmak zordur fakat bulduğunuzda şirketinizin başarısında en önemli kişi olacaktır. İyi bir satış yöneticisine ödeme yapmaktan çekinmeyin, o size 10 mislini kazandıracaktır. Şirketinizin yalnızca geliri değil aynı zamanda enerjisi artacaktır.

3.       Mükemmel bir pazarlama yöneticisi işe alın

Çoğu kişi pazarlama departmanı hakkında konuşurken kararsızdır ve çoğu zaman bu birimin performansından yeterince etkilenmemiştir. Bu durumun şirketinizin başına gelmesine izin vermeyin.

Pazarlama yöneticiniz rekabeti tamamen öldürmek isteyen ve satış departmanınızın saygı duyduğu biri olmalıdır. Bu kişi en iyisini ve en düşük maliyetlisini aramak yerine sürekli bütçesinin darlığından şikayet eden biri olmamalıdır. Çalışmalarının sonuçları şeffaf ve izlenebilir olmalıdır.

İşinin yalnızca havalı fikirler bulmak olduğunu düşünmeyen birini bulun. Pazarlamada yaratıcılığın ve uygulamanın iki eşit parça olduğuna inanan birini bulun. İşe alındıktan 3 ay sonra sizin cümlenizi tamamlayan bir yönetici bulduğunuzda doğru insanı işe aldığınızı anlayacaksınız.

4.       Önemli insanlara daha çok yazın

Klavyenin önünde 10 dakika oturarak bir e-postaya başlamanın en mükemmel yolunu düşünmekten vazgeçin. Çoğu zaman 10 dakika sonraki düşünceniz ilk düşüncenizden daha iyi olmayacaktır.

Şirketinizdeki insanlara yazın. Sesi ve yüzü olmayan bir CEO haline dönüşmeyin. İlham veren bir lider olun. Müşterilerinize yazın. Onlara teşekkür edin ve onlar için daha fazlasını nasıl yapabileceğinizi öğrenin. Potansiyel yatırımcılarınıza yazın. Bulduğunuz fırsatları ve şirketinizin atılımlarını anlatın. Kendinize yazın. Heyecanlarınızı ve isteklerinizi resmileştirin.

Ertelemeyi bırakın. “Bir gün yaparım” diye aldığınız kararlar aksiyon cümleleri değildir. Bu kararlar şirketinizin başarısında ana rolü oynayacaktır. Nereden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? Düzeltebileceğinizi bildiğiniz alanlardan birini seçin ve düzeltin. Herkesin önünde bir şeyi onaylamak size bunu gerçekleştirmekten başka yol bırakmaz. Birine odaklanın ve gerçekleştirin.

 

Kaynak:

Letting Go of ‘Good Enough’

 

The post Yeterince İyi Demeye Bu Yıl Veda Edin appeared first on Etohum.

Televizyon böyle bir şey kimseye kırgın değilim

‘Kelime Oyunu’ adlı yarışma programıyla adını duyuran İhsan Varol, ‘soruları beğenilmediği’ için ekrandan uzaklaştırılan ender sunuculardan... Gezi süreci ve 17 Aralık’taki yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından seçtiği soru ve cevaplar onu işinden etse de, televizyonun çekim alanından kolay kurtulacağa benzemiyor. Star TV’nin yeni dizisi Kardeş Payı’nda Yiğit karakterini oynayan Varol ile oyunculuğu, yeni bir yarışmayla dönüp dönmeyeceğini ve kırgın olup olmadığını konuştuk...Dizide oynama teklifi kimden geldi ve ilk tepkiniz ne oldu? Yönetmen Selçuk Aydemir aradı ve teklif etti. Ben de pek bir deneyimimin olmadığını söyledim. Ama o, yapabileceğimi ve hatta kendisinin yönlendireceğini söyledi. O söyledikten sonra yapabilecek bir şey yok. Zaten hayranı olduğum insanlardı, aralarında olmak bile keyifli olduğu için pek ötesine bakmıyorum...Yarışma sayesinde ekrana ve ışıklara çok da yabancı değilsiniz. Oyunculuk deneyiminiz var mıydı?15-16 yıldır ekranda olduğum için, ara sıra oyuncu olarak dramalarda çalışmışlığım var. Prodüksiyon asistanlığı yaptım. Sete bazen oyuncu gelmezdi ve ben öyle durumlarda ‘hadi oynayayım’ demişimdir. Onun dışında pek bir şey yapmadım.Zorlandığınız zamanlar oldu mu, kendinizi nasıl buluyorsunuz?Bunu ben de inanın sizin kadar merak ediyorum. Çok zor olmadı benim için. Etrafı izlerken öğreniyorsunuz. Özellikle Murat Cemcir ve Ahmet Kural’ı izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Bir de ezberim sıkıdır. Onun dışında bir çalışmam olmadı.İnsanın beğendiği oyuncuların içinde olması nasıl bir duygu?Açık konuşayım, bu ekibin içinde olmasaydım, bu görevle çağırılmasaydım, oturup perşembe günleri ‘Kardeş Payı’nın saatini bekleyecektim. Bunun üzerine böyle bir iş olunca hediye gibi oldu bana. Hatta ekibin daha önceki işi ‘İşler Güçler’in de sıkı takipçisiyim. O zaman da Taksim’den canlı yayından çıkıp, diziyi kaçırmamak için Sarıyer’deki evime deli gibi araba kullanarak gidiyordum. Onun için, değil oyunculuk başka bir görev verilseydi de sette onu da keyifle yapardım.Kardeş Payı ilginç bir mahalle dizisi. İzleyiciyi nasıl bir dizi bekliyor?İlk bölümün senaryosunu okuduğumda çok sevdim. Hatta bir kez daha okudum. Oyuncuları gözümde canlandırdım. İşler Güçler’den farklı. Şimdi çekilenlere bakınca onların da üzerine bir şeyler konuldu. Başka bir noktaya doğru gitti iş. Hem cesur insanlar hem de işlerini biliyorlar.Sizi başka dizilerde de görür müyüz?Öyle bir amacım isteğim açıkçası yok.Ben yarışma programı sunuculuğunu da çok öyle hedefleyerek yapmamıştım zaten. Ama 5 yıl sundum.Bu arada ‘Kelime Oyunu’ çok sevilmişti. Yeni bir yarışma var mı?Olabilir tabii. Neden olmasın. Sonuç itibarıyla televizyonda en iyi bildiğim iş yarışma. Editörlüğünü de yapıyorum sonuçta. Soru yazarlığını da yapıyorum. Asıl mesleğim odur. Metin yazarıyım ben. Neden olmasın.Teklif var mı?Sağdan soldan öyle şeyler geliyor. Birkaç tane teklif var. Başka formatlar doğrultusunda gittiğimiz görüştüğümüz insanlar oldu. Ama çok acele etmek istemiyorum. Olmuşken iyi bir şey olsun. Bir kere bir şeyi yapmak önemli değildir. Önemli olan ikincisini yapabilmektir. Aman boş kalmayalım bir şeyin ucundan tutalım gibi bir derdim yok. Güzel, içime sinen bir şey zamanımı vererek uğraşarak yapacağım bir iş olursa neden olmasın...Yarışmanın kaldırılması sizi etkilemiştir. Ama esas haksızlık seyirciye olmadı mı?Kesinlikle doğru. Sokaktaki insan bana yolumu kesip hadi ne zaman dönüyorsun ekrana diyor-lar. Ama boş bırakmayalım aman bir an önce başlayalım o düşünceyle işin içine giremem. Format benim değil. Benzerini yapmak uzun süre birlikte çalıştığımız insanlara ayıp olur. Formatın taklidi olur. İçime sinmesi lazım. Acele edip bir şeyin içine girmek bu sefer seyirciyi sıkabilir.Kırgın mısınız?Bu işler böyle. Bundan önce de başımıza çok işler geldi. Onlara da kırılmadık, bunlara da kırılmayız. Ne yapalım televizyon böyle bir şey. Başarı tek bana ait değil, ekibin ve katılımcıların. Gün ola harman ola. Ne gibi sıkıntı olursa olsun insan akacak bir mecra bulur. Belki televizyon olmaz internet olur. Şurası olmaz burası olur. Akacak bir kanal buluruz. O yüzden korkum yok.

14 Şubat 2014 Cuma

Mobil Ortam Deneyimi Artık Daha Da Önemli

Hiç şüphesiz mobil ortamlar sosyal medyanın en büyük kısmını oluşturmaktadır. Geçtiğimiz birkaç yıl süresince internet kullanımının büyük bir kısmı webden akıllı telefonlara ve tabletlere geçmiştir. Nitekim sosyal ağların mobil ortama uyumlanma ihtiyacı giderek artmaktadır.

Amerikalılar ortalama olarak dört dijital cihaza sahip olup bu cihazlar üzerinden haftada ortalama 60 saat dijital içerik tüketmektedir. Amerika’daki evlerin çoğunluğu yüksek çözünürlüklü televizyonlara, internete bağlı bilgisayarlara ve akıllı telefonlara sahiptir. Cihazların çeşitliliği ile birlikte tüketiciler içerikleri nasıl ve ne zaman tüketeceklerine dair daha çok seçeneğe sahip olmaktadır. Sonuç olarak insanların tüketim alışkanlıkları değişmektedir. İkinci bir ekrana sahip olmaya hızlı bir uyum sağlanmakta, tabletler ve akıllı telefonlar televizyonun bir uzantısı olarak kullanılmaktadır. Sosyal medya kullanımı günümüz yaşantısının rutin bir parçası haline gelmiş olup, akıllı telefon kullanıcılarının neredeyse yarısı (%47) sosyal ağları her gün ziyaret etmektedir.

Twitter ve Facebook hem mobil hem de web uygulamalarında kullanıcılarına daha sezgisel kullanıcı ara yüzleri sunmaktadır. Ancak Nielsen’in yeni yayımlanan dijital tüketici raporuna göre Twitter kullanıcılarının %85’i mobil araçlardan uygulamaya bağlanırken Facebook kullanıcılarının yalnızca %57’si uygulamaya erişmek için mobil ortamları tercih etmektedir. Bu sonuç Twitter için mobil deneyimini sunmanın daha önemli olmaktan ziyade bir zorunluluk olduğunu göstermektedir.

Statista tarafından oluşturulan aşağıdaki grafikte de gösterdiği gibi Twitter ve Facebook’a mobil cihazlardan bağlanan kullanıcılar uygulamalarda çok daha uzun süre vakit geçirmektedir. Geleceğin teknolojisine ayak uydurmak ve bu değişimden faydalanabilmek için mobil ortam deneyimi uygulama geliştiriciler için artık daha da önemli…

Kaynaklar:

The US Digital Consumer Report

Twitter Usage Depends on Mobile Experience

Statistica Infographics

 

 

The post Mobil Ortam Deneyimi Artık Daha Da Önemli appeared first on Etohum.

‘Araf’ta kalanlar

Yeşim Ustaoğlu'nun yazıp yönettiği ‘Araf' televizyonda ilk kez ekrana geliyor. Neslihan Atagül, Barış Hacıhan ve Özcan Deniz'in rol aldığı filmin konusu şöyle:18 yaşındaki Zehra, köyünde ailesi ile birlikte yaşamaktadır. Vardiya arkadaşı Olgun ile birlikte bir benzin istasyonunda çalışmaktadırlar. Bu ikiliyi Olgun'un Zehra'ya olan aşkı dışında televizyon izleyerek geçirdikleri hayatlarında, orada gördükleri dünyalara olan özentileri ve bu yaşantıların içine girmek için kurdukları hayaller ve çaba birbirine bağlamaktadır. Bir gün benzin istasyonuna gelen 38 yaşındaki Mahur ile Zehra arasında başlayan aşk ile tüm dengeler altüst olur...

13 Şubat 2014 Perşembe

Amerika’da politik oyunlar

Politik filmlerin politik mesajlarına alışkınız ancak pek azı siyasetin ‘arka penceresi’ni seyircisine açar.2012 yapımı ‘Politik Oyunlar / Game Change’, ABD’deki HBO televizyon kanalı için çekilmiş bir film olmasına rağmen bu konuda iyi örneklerden biri olarak anılmayı hak ediyor. Film, Altın Küre ödüllerinde televizyon için yapılmış en iyi film ödülünün yanı sıra, başrollerdeki Julianne Moore ile Ed Harris’e de ödül kazandırmıştı. Jay Roach’ın yönettiği film, 2008 ABD başkanlık seçimlerini konu alıyor. Ancak alışılmışın aksine kazanan tarafa, yani Obama yönetimine değil kaybeden tarafa, John McCain ve ekibine odaklanıyor. 2008 seçimlerinde başkan ve başkan yardımcılığına aday olan John McCain ve Alaska Valisi Sarah Palin’in yürüttüğü kampanyanın en ince detaylarıyla ekrana yansıdığı film, Mark Halperin ve John Heilemann’ın yazdığı ‘Amerikan Seçimlerinin Perde Arkası’ adlı kitaptan yapılan başarılı bir uyarlama. Bill Clinton’dan sonra Demokrat Parti’nin çıkardığı Barack Obama, Hillary Clinton’ı da yanına alarak her bakımdan yarışa avantajlı girmiştir. Cumhuriyetçi partinin adayı John McCain ise gaflarıyla meşhur Alaska valisi Sarah Palin’i tercih ederek, mağlubiyete zemin hazırlar...

Akıllı Ev Pazarının 2018’de 71 Milyar Dolara Ulaşması Bekleniyor

Jetgiller gibi yaşamaya bir adım daha yaklaştık.

Juniper Research’ün geçtiğimiz gün yayınladığı araştırmaya göre akıllı ev pazarı 2018 yılında 71 milyar dolara ulaşacak. Akıllı ev sistemleri pazar değeri 2012 yılında 25 milyar dolar iken 2013 yılında 33 milyar dolara yükselmişti.

71 milyar doların fazla büyük bir tahmin olduğunu düşünüyorsanız Juniper’in 2012 tahminine baktığınızda oldukça mütevazı bir değerleme yapıldığını fark edebilirsiniz. Çünkü 2012 yılında açıklanan raporda 2017 yılı için öngörü 60 milyar dolar civarındaydı. 2012den 2013’e pazar payının 8 milyar dolar büyüdüğünü göz önünde bulundurursak endüstride bu büyüme oranını hızlandırmak için herhangi bir çalışma yapılmasa dahi bu yöndeki büyüme kolayca tahminleri aşacaktır.

Yeni rapora göre akıllı ev sistemlerinde eğlence ana etmen olacaktır. İlginç bir bulgu ise elde edilecek toplam gelirin %80’inin buzdolabı ya da duman detektörlerine yapılan küçük akıllı eklentilerden geleceği yönünde olması… Juniper’in araştırmasına göre ev sistemleri içerisinde birden fazla dikey bileşen yer aldığından dolayı bu pazarı tek başına kimse domine edemeyecek.

Akıllı ev pazarındaki tüm bu heyecan verici gelişmelere karşın bazı araştırma firmaları sektörü tanımlamakta ve ölçeklendirmekte güçlük çekmektedir. Örneğin 2012’de Allied Market Research ‘ün raporu pazarı yalnızca 4.8 milyar dolar olarak değerlemiştir.  Eğer Juniper’in yaptığı gibi akıllı televizyon içeriği üretenler gibi servis sağlayıcıları da eklerseniz bu büyüklük katlanarak artmaktadır. Nitekim Allied Market Research’e göre Netflix’i akıllı ev sektörüne hizmet eden bir şirket olarak kabul etmek doğru bir yaklaşım değildir.

Tüm bu uyuşmazlıklara rağmen Google’ın 3.2 milyar dolara Nest’i satın aldığını düşünecek olursak akıllı ev sektörü ölçeklenebilir bir şekilde büyüme göstermektedir. Nitekim Google ve Microsoft gibi diğer endüstri devlerinin yatırımlarını basit bir şekilde değerlendirecek olursak akıllı ev sektörüne neden altın madeni olarak bakıldığını kolaylıkla görebiliriz.

 

Kaynaklar

Smart Home Ecosystems & the Internet of Things

Study: The ‘smart home’ industry will double in size by 2018, reaching $71B

The post Akıllı Ev Pazarının 2018’de 71 Milyar Dolara Ulaşması Bekleniyor appeared first on Etohum.

12 Şubat 2014 Çarşamba

3 Şeklinde Pasta Yapımı (Kalıpsız )

Eger Özel günleriniz için planlar yapıyorsanız vede zamanınız varsa öncelikle planladığınız şeyleri kendiniz yapıp yapamayacağınızı araştırın..İnternette karşınıza birçok seçenek çıkacaktır bunun için..Bunlardan birini değerlendirip çok ucuza maledeblirsiniz..Bende kızımın doğum günü için pasta araştırması yaparken , hatta pastaneye yaptırmayı düşünürken Umut olsun isimli blogda gördüm 3 şekilli pastanın yapılışını , hemde kalıp kullanılmadan..Bir anda hazır yaptırmaktan vazgeçip kendim yapmaya karar verdim , hemde çok , çok ucuza maloldu..Yapılışına gelirsek ;2 adet eşit boyutlarda yuvarlak pandispanya kek..( ben hazır kek kullandım )1 paket sade krem şanti1 paket pasta kremasıGıda boyasıDamla çikolata (isteğe bağlı )*Öncelikle kekleri resimdeki gibi kesiyoruz ve yine resimdeki gibi birleştiriyoruz..*Kekin arasına krem şantinin bir kısmını sürüp damla çikolataları yerleştiriyoruz..(bir kısmını süslemeye ayırıyoruz..*Kremayı güzelce çırpıp içerisine gıda boyasını ekliyoruz..*Kekin ikinci katını yerleştirip spatula yardımıyla güzelce sürüyoruz..*Kalan krem şantiyle istediğimiz şekilde pastamızı süslüyoruz..* Damal çikolatayla birlikte süslemesini tamamlayalım..*Dolapta birkaç saat bekletip servis yapabilirsiniz..Resimleri aşamalı olarak ekliyorum , umarım işinize yarar :)Ayrıca Kızımın tütü eteği ve 3 yaş badisine de göz atabilirsiniz ..

‘Kardeş Payı’na ilkler düştü

Türk izleyicisi, her zaman farklı ve özgün olana ilgi göstermiştir. Onun içindir ki yeni başlayacak bir dizinin ekibi, ‘Mevcutlarından farkı ne olacak?’ sorusuna muhatap olur.Star TV’de yarın 22.45’te başlayacak ‘Kardeş Payı’ bu anlamda rakiplerinden şanslı görünüyor. ‘İşler Güçler’ gibi ‘absürt komedi’yi izleyiciye sevdiren ekipten de sıradan bir dizi beklemek büyük haksızlık olurdu. Onlar da bunun farkında olacaklar ki, Çengelköy’de önceki gün yapılan tanıtım toplantısında dizinin izleyiciye pek çok ‘ilki’ yaşatacağının altını özellikle çizdiler. Oyuncu ve teknik ekibin tam kadro katıldığı basın toplantısında senarist ve yönetmen Selçuk Aydemir’in ‘Kardeş Payı’nın ‘türü’ üzerine yaptığı değerlendirmeye Ahmet Kural (Metin) ve Murat Cemcir de (Ali) katılınca ortaya ilginç, bir o kadar da komik tartışma çıktı! Bilim kurgu, ilim kurgu komedi, drama, aksiyon gibi pek çok türün adı geçse de, ‘Sıcak bir mahalle dizisi..’ cümlesiyle top Murat Cemcir’de kalmış oldu! Bunların içinden hangisinin olacağını ise izleyip göreceğiz... İlkler sadece türüyle ilgili değil elbette. Kanalı ikna etmek zor olsa da izleyici, ekran karşısında sadece 60 dk kalacak. 22 bölüm olacak dizi ocakta başlayacak, haziranda bitecek. Seda Bakan’ın (Feyyza) ilk kez bir komedide oynuyor olması, Kelime Oyunu adlı yarışmayla tanınan Ali İhsan Varol’un da bir dizide oynuyor olması dizinin ‘ilkler’ hanesine yazılabilir.. Varol’un ekibe dahil olması da ilginç: “Ne olduğunu anlayamasam da çok mutluyum. Oyunculuk değil de başka bir iş için çağırsalardı, o sette bulunmak için her şeyi yapardım. Teklif geldiğinde de aklımda oyunculuk yoktu. Yapamam dedim. Hoca yaparsın dedi.” Yapımcılığını Mehmet Yiğit Alp’in üstlendiği Kardeş Payı’nda; Metin, Ali, Feyyza, orta halli bir mahallede büyümüş aynı evde aileleri ile yaşamak zorunda olan üç kardeştir. Koyu Beşiktaşlı emekli mühendis Tahsin, efsane üçlüyü hayatının sonuna kadar yaşatmak için üç çocuk yapıp Metin, Ali ve Feyyaz isimlerini koymaya yeltenir. Üçüncü çocuk kız olunca adı Feyyza olur… Tahsin her yaz Metin ve Ali’yi “Okumazsan kolunda bir altın bileziğin olsun” gizli tehdidiyle su tesisatçısında çırak olarak çalıştırır. Para kazanmaya başlayan kardeşler, okumayıp hakikaten tesisatçı olurlar.Murat Cemcir: İşler Güçler'den sonra dizi çekip çekmeme konusunda çok konuştuk. Fakat hikâye o kadar güzeldi ki bunda oynamasam hasedimden çatlardım.Ahmet Kural: Abi-kardeş ilişkisinin mizahını, komedisini çok güzel çıkardık. Kardeşler arasında evde olan o muhabbetlerin hepsini bu dizide de görecek izleyici.Seda Bakan: Ben çok heyecanlıyım. İlk defa bir komedi dizisinde oynuyorum. Bu, çok farklı bir duygu. Zaten ekibi de tanıyordum. Heyecanla yayın gününü bekliyoruz.

11 Şubat 2014 Salı

Evvel zaman içinde

Irmak TV’de yeni bir çizgi film daha başladı. Dün ilk bölümüyle ekrana gelen ‘Evvel Zaman İçinde’ adlı çizgi film, hafta içi her gün 09.45 ve 18.30’da çocuklarla buluşuyor.Çocukların minik yüreklerine doğruluk ve güzellik tohumları ekmek için yola çıkan Evvel Zaman İçinde’de, yaz tatillerini büyük anne ve babalarının yanında geçiren iki sevimli kardeşin merak ve heyecan dolu öyküsü anlatılıyor. Şakacı ve bilgisayar oyunları oynamayı seven Aris’le, meraklı kız kardeşi Are’nin, dedelerinin onlara anlattığı masallarla iyi ve güzel olan her şeyi öğrenecekleri, doğru yolu bulacakları bir macera bekliyor çocukları. Birbirinden sevimli ve komik hayvanlar, Aki Dede’nin anlattığı masallarda can bulurken, çocuklar eğlenirken öğrenecek ve pek çok masal kahramanı sayesinde başka dünyalara yelken açacak. Kanalda ‘Upin ile İpin’, ‘Haydi Dua Edelim’ ve ‘Kelile ve Dimne’ gibi çizgi filmler de ekrana geliyor. IRMAK TV 09.45 / 18.30

10 Şubat 2014 Pazartesi

Venedik’te kırık bir kalp

Florian Henckel von Donnersmarck’ın yönettiği, Altın Küre ödüllü Johnny Depp ve Oscar ödüllü Angelina Jolie’nin başrollerini paylaştığı Turist, bu akşam ekrana geliyor.Hikâye, kırık kalbinin acısından kurtulmak için İtalya’ya giden Amerikalı turist Frank’ın etrafında şekilleniyor. Fakat Frank’ın planları, karşısına Elise’nin çıkmasıyla değişir. Gelgelelim bu karşılaşma bir tesadüf değildir. Venedik’in harika manzaraları eşliğinde bir ilişkinin ardından koşan Frank, etrafında tehlikeli entrikaların döndüğünü fark eder.

8 Şubat 2014 Cumartesi

Bir Hindu ülkesi: Nepal

Farklı coğrafyaları keşfetmeye devam eden Ayna, bu hafta dünyanın tek Hindu krallığı olan ve Uzakdoğu’nun en gizemli ülkelerinden Nepal’i ekrana taşıyor.Nepal, resmi dini Hinduizm olan tek ülke ve bu sebeple her yıl yüz binlerce turisti ağırlıyor. Nepal’den sıra dışı görüntüleri izleyicilere aktaran sunucu Saim Orhan, Paşu Patinath Nehri kıyılarında ilginç ibadet şekillerini ve ölülerin yakılmasına imkân veren tapınakları, din adamlarının kendine has tarzlarını izleme imkânı buluyor. Saim Orhan ve ekibi, ülkenin en ünlü meydanı olan ve turistlerin en çok rağbet ettiği Durbar Meydanı’ndan çok özel görüntüleri, Maymun Tapınağı’nın önemini ve ünlü Nepal halılarının yapılış öykülerini dinliyor. Dünyanın en yüksek tepesi Everest’in de yer aldığı bu benzersiz coğrafyadan çok özel görüntülerle ekrana geliyor. SAMANYOLU TV 23.10

7 Şubat 2014 Cuma

Kurt Adam aramızda!

Annesinin ölümü üzerine evinden ayrılan Lawrence Talbot (Benicio Del Toro), olanları unutmak için uzun süre kasabadan uzak durur.Ancak kardeşinin nişanlısı Gwen Conliffe (Emily Blunt) kendisini bulup, kayıp sevgilisi için yardım istediğinde, Talbot aramalara katılmak üzere evine döner. Kana susamış bir yaratığın köylüleri öldürdüğünü ve Scotland Yard müfettişi Abberline’ın (Hugo Weaving) soruşturma için bölgeye geldiğini öğrenir. Vahşi yaratığı aradığı sırada başına gelen bir trajedi, tüm planlarını altüst edecektir. En İyi Makyaj dalında Oscar kazanan The Wolfman / Kurt Adam filminin yönetmenliğini Jumanji ve Jurassic Park filmleriyle bilinen Joe Johnston yapıyor.

6 Şubat 2014 Perşembe

İnsanın altı büyük imtihanı

Peygamber Efendimiz’in (sas) ifadesiyle ‘Bir ağacın gölgeliğinde dinlenmek’ kadar kısacık insan ömrü, baştan sona imtihan içinde geçer.Dolayısıyla insan, çocukluğundan başlayarak ruhunun bedeninden ayrılacağı ana kadar hayatının her karesinde imtihanlarla yüz yüzedir. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, ‘Hücumât-ı Sitte’ adıyla Yirmi Dokuzuncu Mektubun altıncı kısmında, “İns ve cin şeytanlarının altı desiselerini inşaallah akim bırakır ve hücum yollarının altısını da seddeder” diyerek bu imtihanların en tehlikeli olanlarını sıralamıştır: Hubb-u cah (makam arzusu, şöhret düşkünlüğü), korku, tamah (açgözlülük), ırkçılık, enaniyet ve tenperverlik. Risale-i Nur’un Kur’an eczanesinden, çağımızın maddi-manevi hastalıklarına şifa niteliği taşıyan metinleri, incelikli ve dakik yorumlarıyla ekrana taşıyan Abdullah Aymaz, ‘Nurdan Hüzmeler’in bu haftaki bölümünde işte bu altı tehlikeyi ele alıyor. Hücumat-ı Sitte adıyla da bilinen, Risale-i Nur külliyatının Mektubat adlı eserinin 29. Mektup’u, insanın imtihanında zayıf düşürecek desiseleri dile getiriyor. Programda, “İman ve Kur’an hizmetinde bulunanlara yapılabilecek hücumlar nelerdir? Zalimler en fazla kimlere saldırır? Talebelerini korkutmaya çalışanlara karşı, Bediüzzaman Hazretleri’nin talebelerine yaptığı ikazlar nelerdir? Zalimler ulemanın en çok hangi damarından istifade eder? Kur’an’ın kalesinde olmak ne demektir? Üstad’ın ceberut dönemlerindeki tavrı nasıl olmuştur? Üstad’ın zalimlere karşı dik durması diğer İslami cemaatleri nasıl etkilemiştir?” soruları cevap bulacak. IRMAK TV 20.30

5 Şubat 2014 Çarşamba

Dünya dursa da onlar döner

Yayın hayatına ilk olarak Star TV’de başlayan ve daha sonra ekran macerasına ara veren ‘Fırıldak Ailesi’ yeniden dönüyor.Pazartesi dahil haftanın dört günü TV2’de yayınlanacak yerli animasyon çizgi dizinin yapımcılığını Grafi2000 Prodüksiyon’un kurucusu Varol Yaşaroğlu üstleniyor. “Dünya dursa da onlar döner” sloganıyla yayınlanan dizinin 2. sezonu, Sabri, Yıldız, Dürdane, Afet, Zeki ve Tosun’dan oluşan orta sınıf bir Türk ailesinin satirik (eleştiri) parodisi olarak yeni bölümleriyle ekranlara geliyor. İlk bölümünde Fırıldak Ailesi fertlerinin, ünlü lüks turistik yolcu gemisi Cruise ile seyahate çıktığı dizinin ikinci bölümünde, Kurtlar Vadisi Pusu oyuncusu Necati Şaşmaz’ın Gezi olayları sonrası sosyal medyada da geniş yankı bulan konuşmaları esprili bir dille yorumlanmıştı. ‘Fırıldak Ailesi’nin bu akşam ekrana gelecek yeni bölümünde ise Fırıldaklar’ın başı zombilerle derde giriyor. “Zombi” adlı yeni bölümünde; sürekli hapşırıp öksüren Sabri’nin hastalığı herkese bulaştırmaya başlaması Yıldız’ı sinirlendirir. Hastaneye gitmeye karar veren Fırıldaklar, gittikleri klinikte bir de zombi vakasıyla karşılaşır. Hasta bakıcılar ve güvenlik elemanları zorlukla zombiyi ameliyata sokmaya çalışırlar. Bu sırada Fırıldaklar da muayene paraları yetmediği için gelir seviyesine göre en uygun yer olan zombinin tutulduğu odaya konulurlar. Zombi tarafından ısırılan Dürdane, tüm aileyi tehdit eder. TV2 20.00

4 Şubat 2014 Salı

Mandela: Özgürlüğün Adı

Aralık ayında hayatını kaybeden Güney Afrika’nın efsanevi siyahi devlet başkanı Nelson Mandela’nın hayatını anlatan ‘Mandela: Özgürlüğün Adı’ (Mandela: In Freedom’s Name) belgeseli bu akşam ekrana geliyor.İnsanların renklerine göre sınıflandırılmadığı bir gökkuşağı toplumu oluşturan dünya liderinin hayatına mercek tutaan bu belgesel, geçmişten bugüne Nelson Mandela, ekolüne odaklanıyor. Hayatını ezilen bir toplumun özgürlük mücadelesine adayan Mandela 20. yüzyılın en tanınmış siyasi tutuklularından biri olmuştur. Güney Afrika’daki ırkçı beyaz rejime karşı yürüttüğü mücadele nedeniyle ömrünün 27 yılını demir parmaklıklar ardında geçiren Mandela, 1942’de Witwaterstrand Üniversitesi’nden mezun olmasının ardından Güney Afrika tarihindeki ilk siyahi avukat olmuştur. 1994’ten 1999’a kadar, ilk defa tüm halkın katıldığı seçimlerde Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk devlet başkanı olan Mandela, 1993’teki Nobel Barış Ödülü, Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı Özgürlük Madalyası ve Sovyet Lenin Nişanı da dahil olmak üzere 250’nin üzerinde ödül kazanmıştır.

3 Şubat 2014 Pazartesi

Bir gönül insanı: M. Fethullah Gülen

Mütevazı hayatıyla herkesin merak ettiği M. Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili kuşatıcı bir belgesel, bu akşam saat 23.00’te Samanyolu TV’de ekrana geliyor.“Bir Gönül İnsanı: M. Fethullah Gülen Hocaefendi” adlı belgeselde, Hocaefendi’nin doğumu, çocukluğu, askerlik dönemi, vaizliği ve emekliliğinin ardından yaşadığı süreç anlatılıyor. Daha önce CD formatında yayınlanan ve üç bölümden oluşan belgeselin ilk bölümü bu akşam izleyici ile buluşacak. Hakkında yıllardır pek çok şey yazılan ve konuşulan, kendisini tanıyan-tanımayan insanların gündeminden düşmeyen Gülen’in hayatına ve düşüncelerine ışık tutmak amacıyla hazırlanan belgesel, özellikle bir süre önce ortaya çıkan bir ‘karalama kampanyası’ sonrasında, Gülen’e haksız ve asılsız iddiaların geçersizliğini ortaya koymak ve gerçekleri anlatmak amacıyla hazırlanmıştı. Belgeselde; bugün bütün dünyada hayatı, kişiliği, teşvik ettiği eğitim faaliyetleri ile her geçen gün daha fazla ilgi uyandıran Gülen’in bilinen ve bilinmeyen yönleri ekrana yansıyor. Tanıkların dilinden bir Fethullah Gülen portresinin çizildiği belgeselde, Türkiye’nin küresel sürece en önemli katkısı olarak gösterilen yurtdışındaki Türk okullarının ardında yatan felsefenin ne olduğu sorusu da cevap buluyor. Gülen ile çeşitli zamanlarda yapılmış söyleşilerden kesitlerin de yer aldığı yapım, aynı zamanda Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan bir belge niteliğinde. Belgeseli, hakkında uluslararası seminerler, konferanslar düzenlenen Gülen’i ve onun teşvikçisi olduğu eğitim faaliyetlerini önyargısız biçimde değerlendirmek için iyi bir fırsat.

Tütü Etek Nasıl Yapılır

Tütü etek çocuklara en çok yakışan kostümlerden birisi..Özellikle bebeklerde tütü eteğe bayılıyorum..Daha önce BURADA doğum günü , BURADA tütü eteğin üzerine yaptığım badi konusunda  yazdığım gibi bende doğum gününde kızıma tütü etek yaptım..Hem ekonomik olsun , hemde yapmayı öğreneyim diye kafaya koydum kendim yapmayı..Tütü eteği kendiniz yapacaksanız toplam maliyeti 10 tl civarında..Satın almaya kalksanız kaç katını ödeyeceğinizi tahmin edersiniz..Normalde tütü etek  için aranjör için kullanılan tüllerden kullanılsa da kumaşçıdan tülü daha güzel göründüğü için eni 2 metre olan tülden 2,5 metre tül aldım , Metresi 3 tl. idi..Öncelikle kızımın etek boyunu ölçtüm 35 santim olarak ayarladım ve iki katını yani 70 cm. boyuna parçalara ayırıp kestim..Yani elimde 70 cm.lik 3 parça tül oldu..Bu parçaları yine boyuna 15 cm.lik parçalara ayırıp üst üste dizdim..Belki kafanız karıştı , tam olarak anlayamadınız ama resimleri aşamalı ekleyip daha iyi anlamanızı sağlayacağım..1_ Etek boyunu ayarlayıp iki katı ölçüsünde ( yani etek boyu 30 cm. ise 60 cm. ) boyunda kesiyoruz..2_Etek boyunun iki katı uzunluğunda kestiğimiz tülü 15 cm. lik parçalara ayırıyoruz...(üstteki ve alttaki resimdeki gibi )3_ Sonra bel ölçüsünde geniş lastiği kesip iğne iplikle uçlarından dikiyoruz ve tülleri rahat bağlayacağımız bir aparat buluyoruz..Rulo peçete , sandalye ,tabure,kitap , tablo ve benzeri şeye lastiği geçirip tülleri bağlamaya başlıyoruz..4_Bu resimdeki gibi düğemler atarak tülleri bağlıyoruz..5_Bu resimde eşimin bacağına geçirdiğim lastiği  görüyorsunuz , buda bir seçenek olabilir :)) Bu şekilde tüllerimiz bitene kadar düğümler atıyoruz ..6_ Bütün tül parçalarını bğladıktan sonra boşluk kaldıysa kaydırarak boşlukları dolduruyoruz ve sonunda bu şekle geliyor..7_Bağlama işini bitirdikten sonra  süslemeye geçtim ve BURADA bahsettiğim pul ve boncuklardan eteğini ve belini süsledim..Daha fazla yapmak istemedim çok abartılı olmasın diye , zaten badisini yeterince süslediğim için..Tabii siz bu süslemeyi kendi kafanıza göre şekillendirebilirsiniz , burası tamamen sizin hayal gücünüze kalmış..Belini kurdelayla süsleyebilirsiniz mesela ..Veee sonuçç :)) Kızımın üzerinde BADİSİ ve tütü eteği ..İşte sonuç böyle güzel oldu..yapmak isteyenlere şimdiden kolay gelsin..Eğer takıldığınız , sormak istediğiniz birşey olursa bana özelden de , buradan da yazabilirsiniz..

1 Şubat 2014 Cumartesi

Böceklerden temizlenmiş ortamlar

Kimi zaman yiyeceklerimizi, kimi zaman kıyafetlerimizi, hatta ve hatta kitaplarımızı yiyen, bazen de elektronik cihazlarımızı bozabilen canlılardır böcekler. Gözle görülür herhangi bir sorunla karşılaşmadığımız taktirde onları dikkate pek almayız. Ancak ne zaman kendileriyle karşı karşıya gelsek, kırmızı alarm durumuna geçiyoruz, değil mi?Peki, karşılaşmadığımız zaman güvendeyiz demek mi oluyor? Tabi ki hayır. Karşılaşmıyor olsak bile onlar evimizde, işyerimizde, okullarda, hastanelerde, yollarda, bazen de tahmin edemeyeceğimiz yerlerde yaşıyorlar. Taşıdıkları en büyük tehlike, salgın hastalık virüsleridir. Teknolojinin ve tıbbın bu kadar gelişmediği geçmiş dönemlerde birçok salgın hastalık haşereler vasıtasıyla yayılmıştır. Hem yürüyen hem uçabilen haşereler birçok insanın hasta olmasına sebep olmuştur. Günümüzde böyle bir risk çok az olsa da, tamamen yok değil.Peki ne yapmalı?Yaşadığınız alanı periyodik olarak kontrol ettirmelisiniz. Böcekler yaşadıkları ortama kolay uyum sağlayabilen ve çok hızlı üreyebilen canlılardır. Bir gecede milyonlarca yeni böcek meydana getirmeleri mümkündür.Bu sorun için tek başına böcek ilacı yeterli değildir, kapsamlı kontrol ve profesyonel ilaçlama yapılması gereklidir. Tekniktürk gibi Bayer Koruma Programı kapsamına üye bir firma tarafından, profesyonel bir böcek ilaçlaması yapıldığında haşere sorununuz ortadan kalkacaktır.

Sungurlar’a tuzak üstüne tuzak

Şefkat Tepe’nin bu bölümünde; Aslı, Şahin ve Dicle, kendilerini korkunç bir tuzağın içinde bulur.Naza ise Serdar’ın intikamını almak için harekete geçerek Cemal’i yakalar ve Celil’e teslim eder. Cemal’i kurtarmak için pusu kuran örgüt üyelerinin karargahta 13 askeri şehit etmesi Sungurlar Timi’ni harekete geçirir. Yaşananlar üzerine Suriye’ye giren Celil ve Sungurlar Timi, Cemal’in peşine düşer, ancak ardı ardına gelen tuzaklar timi zor durumda bırakır. Hafızasını kaybeden Serdar Komutan ise başına gelen olaylar karşısında sürpriz bir karar alır. Canlı bomba tuzağıyla çalkalanan Suudi Arabistan’da işler karışır. Amerikan vatandaşlarının yoğun olarak bulunduğu ülkede yaşanan ve El Kaide’nin üstlendiği belirtilen baskınlar ve canlı bomba tuzakları FBI’ı harekete geçirir. Ülkeye giren FBI’a karşı El-Kaide üyeleri yeni planlar hazırlar.SAMANYOLU TV 20.30