31 Ocak 2014 Cuma

Yeraltı Canavarı

Küçük bir çöl kasabası, insan yiyen dev bir yaratığın istilasına uğrar. Bacon ile Ward, kasabayı bu canavarlardan kurtarmak için harekete geçer. İki genç adam, önce kasaba sakinini elektrik direğinin tepesinde ölü halde bulurlar.YÖN.:RON UNDERWOOD OYN.: KEVIN BACON, FRED WARDSAMANYOLU TV 21.00

30 Ocak 2014 Perşembe

‘Seyr û Seyran’ zamanı

Ekrana taşıdığı müzik, sohbet, spor ve daha pek çok Kürtçe programla izleyici sayısını her geçen gün artıran Dünya TV’de yeni bir gezi programı başlıyor:‘Seyr û Seyran’. Dünyayı ‘Seyr û Seyran’ ile yeniden keşfe çıkan sunucu Pêşewa Lokman, her hafta farklı bir ilden izleyicilere seslenecek. Kürtçenin Soranice lehçesi ile yayınlanacak programda; yeni mekânlar, farklı lezzetler ve birbirinden ilginç röportajlar ekrana gelecek. ‘Seyr û Seyran’ın yolculuğunda bu akşamki ilk durağı Mersin oluyor. Lokman, Mersin’in meşhur tatları tantuni ve cezeryenin tadına bakıyor. Mersin sahilinde yürüyüşe çıkan Lokman’ın bir sonraki durağı, pek çok lezzetin bir araya geldiği sahil kahvaltısı oluyor. Mersin Limanı’nda gezintiye çıkan sunucu, balık ve bit pazarlarından ilginç görüntüler yakalıyor. Ayrıca Mersin’in altı minareli camisi Hazreti Mikdat Camii ve Hz. Mikdat’ın kabrini de ziyaret ediyor. DÜNYA TV 20.30

29 Ocak 2014 Çarşamba

Şirinler aramızda!

Efsanevi çizgi film karakterleri ‘Şirinler’in sinema versiyonu televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Kötü büyücü Gargamel, Mavi Ay kutlamaları sırasında Şirinler köyüne saldırır ve Şirinler’i şelaledeki gizli bir geçide kovalar. Gizli geçitten geçen mavi yaratıklar, kendilerini bir anda 2011 New York’unda, Central Park’ın tam ortasında bulurlar. Sadece üç adet elma boyutunda olan Şirinler, Big Apple (Büyük Elma) olarak da bilinen New York’ta sıkışıp kalırlar. Fakat Gargamel ve korkunç kedisi Azman da Şirinler’in peşinden New York’a gelmiştir! Şirinler şimdi Gargamel’e yakalanmadan köylerine dönmenin yollarını arayacaklar... Evli çift Patrick ve Grace Winslow’un evine tesadüfen düşen Şirinler, bu çiftin koruması altında New York’un altını üstüne getirerek hem hayatta kalmaya çalışacaklar hem de Gargamel’e yakalanmadan, Şirinler köyüne giden geçidi yeniden bulmaya çalışacaklar...

28 Ocak 2014 Salı

Gerilim dolu bir film

Yıl 1979... Nevada’da ‘Area 51’ adıyla anılan gizli bir askerî bölgeden Ohio’ya çok özel bir kargo taşınmaktadır.Bu kargoyu taşıyan yük trenine intihar saldırısı gerçekleştirilir ve tren raydan çıkar. Ancak tren kazası, bu özel kargonun serbest kalmasına neden olur. Dünya bunun sonuçlarını yaşayacaktır.

27 Ocak 2014 Pazartesi

Doğum Günü Kıyafetlerine Rakam Yada İsim Yazma

Herkese merhabalar , selamlar ,sevgiler gönderiyorum..İnşAllah hepiniz iyisinizdir..Bende çok şükür iyiyim ,sağlığımız olduğu sürece gerisi önemli değil :)Daha önce BURADAKİ yazımda kızımın doğum gününü sizlerle paylaşmıştım ve detayları paylaşacağımı söylemiştim..İşte o detaylardan ilki..Kızımın bu doğum gününde herşeyini kendim yapacağım diye karar verip işe koyuldum ve ilk olarak badisine 3 rakamı işleyerek başladım işe..Hem maliyeti yok denecek kadar az , hemde çok keyifli bir iş..Tabii sonucu görünce asıl keyfi o zaman yaşıyorsunuz :)Öncelikle pazardan 7 TL. ye düz beyaz bir badi alarak eve geldim.Neden pazardan derseniz çarşıdan düz işlemesiz , baskısız badi nereden bulacağım ve çok dolaşmam gerektiği için kolaya kaçtım :)Benim evde daha önceden tülbentlerin oyalanmasında kullanılan pullardan vardı ve iğne oyası yaptığım dönemlerden kalma boncuklarım..Bunları da değerlendirmek adına bu tür malzeme kullanmayı uygun gördüm..Siz evinizdeki yada boncuk vs. şeylerin satıldığı mağazalardan farklı şeyler tercih edebilir , fikir edinebilirsiniz..Bu iş İçin Malzemelerimiz ;Sade düz beyaz badiTülbent oyası için kullanılan pullar İğne geçecek boyutta küçük plastik boncukİğne ve ip..Öncelikle A4 kağıdına istediğiniz boyutta istediğiniz rakamı yada ismi çiziyoruz (bu işlemi internetten bulup yazıcıdan çıkararakta yapabilirsiniz )..Çizilen rakam yada harfleri makas yardımıyla resimde gördüğünüz gibi kesiyoruz..Kesilen rakam yada harfleri beyaz badiye ortalayarak yerleştirip toplu iğneyle kenarlarından badiye tutturuyoruz (resimdeki gibi )..Düzgünce yerleştirdiğimiz kağıtları tükenmez kalemle yada benzeri birşeyle badiye çizerek kopyalıyoruz ve toplu iğneleri çıkarıyoruz (tükenmez kalemle çizmek sorun olmuyor çünkü çizgilerin üzerini pullarla kaplıyoruz ve görünmüyor )..Ve bundan sonra pulları işlemeye başlıyoruz..Önce çizgilerin üzerinden başlıyoruz ve sonrasında harf yada rakamın içini doldurarak devam ediyoruz..Bu şekilde hem ucuza maletmiş oluyoruz , hemde çocuğumuza doğum günü yada özel bir günü için güzel bir kıyafet hazırlamış oluyoruz..Not : Ben kolları ve boynuna da resimde gördüğünüz gibi pullardan serpme şekilde işledim..Bence bu şekilde badi çok sade olmaktan kurtuldu..Aşağıda resimleri aşamalı olarak ekliyorum , yapmak isteyenlere şimdiden kolay gelsin :)Birdahaki Yazımda Tütü'sünü nasıl yaptığımı paylaşacağım..Badinin kızımın üzerinde nasıl göründüğünü merak ediyorsanız BURADAN bakabilirsiniz..

Yalan, yalan üstüne...

Leonardo DiCaprio ve Russell Crowe’un başrolde olduğu ‘Yalanlar Üstüne’ (Body of Lies) bu akşam ekrana geliyor.Yönetmenliğini Ridley Scott’ın üstlendiği filmde; Roger Ferris, CIA’in en iyi ajanıdır. Ferris, son gizli görevinde ifşa olan sahte kimliğinden başka kimliği olmayan, hayatını güvenli telefon hattının diğer ucundaki CIA’in kıdemli elemanı Ed Hoffman’a emanet etmiştir. Ortaya yeni çıkmış bir terörist lider, dünyanın en iyi istihbarat örgütlerini atlatarak dünya çapında bir bombalama kampanyası başlatmıştır. Onu kandırabilmek için, Ferris’in örgüte sızması, bunu yaparken de Ürdün Özel Operasyonlar Birliği’yle iğreti bir işbirliğine girmesi gerekecektir. Görevi onu Irak, Ürdün, Washington ve Dubai arasında getirip götürecektir.

25 Ocak 2014 Cumartesi

Viral Pazarlamanın Önemi: Bill Gates’in Son Viral Reklam Filmi

Viral pazarlamanın ne kadar önemli olduğunu anlamak için Bill Gates’in eşi ile kurdukları ve tüm dünyada hayır işleri yaptıkları Bill&Melinda Gates Foundation’un 2014 yılı için hazırladığı videoyu izlemek gerekiyor. Bill Gates’in viral videosuna buradan ulaşabilirsiniz.

Viral pazarlamanın günümüzde şirketler için ne kadar önemli hale geldiği ortada. Her alanda bu kadar rekabetin olduğu insanların ürününüz hakkında bilgilenmesi ve onu kullanmaya başlaması için çok ciddi pazarlama faaliyetleri gerçekleştirmeniz gerekmektedir. Yeterli tanıtımı yapamadığınızda markaların satışları yeterli seviyelere ulaşamamakta ve yaşam döngülerinin ilk başlarında yok olmaktadırlar.

Viral pazarlama diğer kanallara göre şirketlere birçok avantaj sağlamaktadır. Bunlardan birkaçını şu şekilde sıralayabiliriz. Bir markayı sunduğu tekil değer ile beraber müşterilere sunmak sanıldığından çok daha zor bir iştir. Özellikle geleneksel reklam mecralarından bunları yapmak hem çok zahmetli hem de çok maliyetli olmaktadır. Sosyal medya yaratıcılıkla birleştirildiğinde anında marka hakkında farkındalık yaratabilmektedir.

Yaratıcılık işin içine girdiğinde sosyal medyadan viral reklamlar yaratmak çok daha kolay ve etkilidir. Geleneksel mecralardan ulaşılabilmesi imkânsız olan kitlelere bile sosyal medya üzerinden ulaşmak mümkündür.

Sosyal medyanın büyüklüğünü gösteren birkaç 2013 sayısal verisi şu şekildedir:

4.2 milyar kişi sosyal medyaya mobil cihazlardan ulaşmaktadır.Twitter’ın aylık aktif kullanıcı sayısı 288 milyonu geçmiştir.Şu ana kadar geliştirilen Facebook uygulama sayısı 10 milyarı geçmiştir.Saniyede 8000 kişi Instagram’daki bir fotoyu beğenmektedir.Internet kullanıcılarının %46 sı sosyal medyadan araştırma yaparak alışveriş yapmaktadır.Youtube’un aylık tekil kullanıcı sayısı 1 milyarın üzerindedir.

Sosyal medyanın gücü geleneksel mecralardan çok daha etkili ve çok daha az maliyetlidir.Yaratıcı ve akılda kalıcı bir video ile viral pazarlama yöntemlerini kullanmak geliştirdiğiniz ürün ve markanın kısa süre içerisinde milyonlarca kullanıcı tarafından tanınmasına olanak sağlar.

 

Kaynaklar:

Importance of Viral Marketing

Infographic: Social Media Stats 2013

The post Viral Pazarlamanın Önemi: Bill Gates’in Son Viral Reklam Filmi appeared first on Etohum.

Tarih rotasını buldu

Tarihin bilinmeyen yönlerinin konuşulacağı yeni bir program başlıyor: ‘Tarihin Rotası’. Sunuculuğunu Yasemin Altuğ’un yapacağı programa, araştırmacı-yazar Erol Çalı eşlik edecek.Programın bu akşam yayınlanacak ilk bölümünde bilinmeyenleriyle ‘Kafkasya Cephesi’ ve yine buna bağlı tarihin en büyük dramlarından birine sahne olan ‘Sarıkamış Harekatı’ ele alınacak. ‘Tarihin Rotası’nın ilk konuğu Sarıkamış şehitlerinden birinin torunu ve Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı, dünyaca ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez. Programda, “90 bin askerin şehit olduğu Kafkas Cephesi’nde neler yaşandı? Savaşa katılmak gerekli miydi? Sarıkamış Harekatı başarılı olsaydı ne olurdu?” gibi sorulara cevap aranacak. “Herkes tarihin yaşandıktan sonra yazıldığını zanneder. Halbuki tarih önce yazıldı, sonra yaşandı.” sözleriyle tarihe farklı bir bakış açısı getiren Prof. Dr. Bingür Sönmez, Sarıkamış Harekatı’nın sonunun önceden belli olup olmadığıyla ilgili de bilgi verecek. BUGÜN TV 20.30

24 Ocak 2014 Cuma

Siz olsaydınız hangi girişime #yatırım yapardınız?

Etohum Zirvemizi İTÜ Mezunları Derneği ve TEB Girişim Bankacılığı Sponsorluğunda 25 Ocak Cumartesi günü İTÜ SDKM’de gerçekleştireceğiz. Her sene düzenlediğimiz bu geneneksel toplantıda bu yıl Etohum 40′ı saat 15:00′da açıklayacağız. Etohum 15′in sunumları 16:30′da başlayacak. Cumartesi saat 15:00′den başlayıp Pazartesi’ye kadar sürecek bir kampanya düşündük. (Zirveye kayıt olmak için)

25 Ocak Cumartesi günü Etohum 40 girişimini saat 15:00′de açıkladığımızda size şunları soruyoruz.

” Eğer siz Sina Afra olsaydınız hangi girişime yatırım yapardınız? ”

#sinaafraolsaydım #girisimadi olarak tweetlerinizi alacağız.

 

” Eğer siz Nevzat Aydın  olsaydınız hangi girişime yatırım yapardınız? ”

#nevzataydınolsaydım #girisimadi olarak tweetlerinizi alacağız.

 

” Eğer siz Erol Bilecik olsaydınız hangi girişime yatırım yapardınız? ”

#erolbilecikolsaydım #girisimadi olarak tweetlerinizi alacağız.

 

Ödülümüz: Sina Afra, Nevzat Aydın, Erol Bilecik 27 Ocak Pazartesi günü bu sorunun cevabını verecek. Aynı girişimi tahmin etmiş girişimcilerden 2′şer kişiyi Sina Afra, Nevzat Aydın ve Erol Bilecik seçecek. Mart ayında Sina Afra, Nevzat Aydın, Erol Bilecik ve Etohum ekibiyle beraber Boğazda öğle yemeğine götüreceğiz.

 

 

 

” Eğer siz Etohum olsaydınız hangi girişime yatırım yapardınız? ”

#etohumolsaydım #girisimadi olarak tweetlerinizi alacağız.

Ödülümüz: Yatırım yaptığımız girişimleri açıklayacağız. Aynı girişimi seçmiş katılımcılardan 1 kişiyi Etohum ekibi seçecek ve Şubat ayında düzenleyeceğimiz Startup Turkey etkinliğine davet edeceğiz.

 

The post Siz olsaydınız hangi girişime #yatırım yapardınız? appeared first on Etohum.

Pepee'nin Yeni Sezon Fragmanları 2014

Pepee biliyorsunuz ki şubat sonu gibi başlayacak..Show tv de yayınlanacağınıda bilemeyen yok artık..Yeni kanal ve yeni sezon için 2 fragman yayınlandı Bunları aşağıdan izleyebilirsiniz..İyi seyirler :)İlk Fragman :İkinci Fragman :

Karlara yazılmış bir destan

Birinci Dünya Savaşı esnasında sınır birliklerinde cephane tükenir. Osmanlı ordusu cephanesiz kalmış, Van’da top sesleri duyulmaya başlamıştır.Ordunun Van halkından yardım istemekten başka şansı kalmamıştır. Ancak Türk-Rus harbi nedeniyle bölgenin tüm erkek nüfusu ülkenin dört bir yanında savaşmaktadır ve bu nedenle de ordunun yardım çağrısına cevap veremez. Van’ın çocukları bu duruma kayıtsız kalmaz. Oğlunu savaşta kaybetmiş bir okul müdürü cephanenin Sarıkamış’a nakledilmesini önermesiyle 12-17 yaş aralığındaki 120 gönüllü çocuk yola koyulur.

23 Ocak 2014 Perşembe

Konum Paylaşım Uygulamalarındaki Artışın Sebebi: Güvenlik

Sakin bir şekilde yemek yemek için dışarıya çıktınız. Neden bunu sosyal medyada duyurma ihtiyacı hissediyorsunuz? Arkadaşlarınızın konum paylaşımınızı görüp size katılabilmesi için mi? Yapılan bir çalışmaya göre şaşırtıcı bir şekilde gençlerin ve yetişkinlerin çoğu bulundukları konumu arkadaşları ve aileleri ile paylaştığında kendilerini daha güvende hissetmektedir.

Konum paylaşım uygulamaları nerede olduğunuzu sosyal medya aracılığı ile duyurmanıza olanak sağlar. Uygulamadan uygulamaya bu paylaşımların isimleri farklılık gösterse de (check-in, geo-tagging gibi) amaç harita üzerinde nerede olduğunuzu sürekli takip etmektir.

VeraQuest’in katkılarıyla Life360 tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre yetişkinlerin %73’ü ve gençlerin %87’si yemeğe, sinemaya ya da okula giderken mobil uygulamalar aracılığı ile nerede olduklarını aile bireyleri ile paylaştıklarında kendilerini daha iyi hissetmektedir.

Konu arkadaşlara geldiğinde ise gençlerin yalnızca %39’u ve yetişkinlerin yalnızca %42si nerede olduklarından arkadaşları haberdar olduğunda kendilerini güvende hissettiklerini belirtmiştir.

Kendi güvenliği için konumlarını paylaşan insanlar son dönemde giderek artmaktadır. Aynı araştırma yetişkinlerin %41’inin konum paylaşımında 5 yıl öncesine göre daha istekli olduğunu göstermektedir.

Konum paylaşımı konusunda diğer etkin faktörlerden biri de akıllı telefon kullanımının ve dolayısı ile telefonundan internete bağlanan kişilerin sayısının artmasıdır. Pew Internet Project Research’e göre Amerikalıların %56sı bir akıllı telefona sahiptir.

Teknolojideki gelişmeler konum paylaşımını giderek daha kolay bir hale getirmiştir. Geçmiş yıllarda konum paylaşım uygulamaları en çok batarya tüketen uygulamalarken akıllı telefonların işlemci ve bataryalarının gücünün arttırılmasıyla günümüzde bu durum bir problem olmaktan çıkmıştır.

Yapılan araştırma aynı zamanda başka bir trende de dikkat çekmektedir: Konum paylaşım uygulamaları sayesinde “Nerdesin?” sorusuyla bizi karşı karşıya bırakan huzursuz edici telefon aramalarında ve mesajlarda büyük ölçüde düşüş görülmektedir.

 

Kaynak:

Safety may be driving the increased use of location-based apps

 

The post Konum Paylaşım Uygulamalarındaki Artışın Sebebi: Güvenlik appeared first on Etohum.

Herkesin bir hesabı var

Suikastçının yaşadıklarını konu alan ‘Dört Suikastçı’ (Four Assassins) televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Yönetmenliğini Stanley J. Orzel’in yaptığı ve Will Yun Lee ile Miguel Ferrer’in başrolünde yer aldığı filmin konusu şöyle: Birbirlerini uzun süredir tanıyan ancak geçmişteki bir olayın ardından görüşmeyen 4 suikastçının yolları tekrar kesişir. Bu kez bir otel odasında bir araya gelirler ancak önce bitmemiş hesaplaşmalarını gözden geçirmek zorundadırlar.

22 Ocak 2014 Çarşamba

Bu ailenin kuralları var

Jim Carrey’nin yine komik bir karakteri canlandırdığı “Babamın Penguenleri” (Mr. Popper’s Penguins) televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Eşinden boşandıktan sonra hayatına son derece rutin bir şekilde devam eden işadamı Tom Popper’in hayatı, babasından kendisine miras kalan altı penguenle değişir. Önce penguenleri bir hayvanat bahçesine vermeyi düşünen Tom, çocukları penguenleri sevince, evini bir kış parkına çevirmeye karar verir. Rutinden eğlenceliye doğru bu keskin geçiş, ilginç olaylara yol açacaktır. Popper aynı zamanda eski bir lokantayı satın alıp yenileme planları yapmaktadır. Lokantanın eski sahibi ise mekanı değerli olduğunu düşündüğü birine vermek istemektedir. Bu sırada etrafında penguenlerle yaşamaya başlayan Popper, çocuklarına daha yakın oldukça eski eşiyle de tekrar barışma noktasına gelmiştir ve bu düzeni bozmamak için uğraşırken işini kaybetmenin eşiğine gelir.

Apple’ı Diğer Şirketlerden Daha Zengin Yapan Nedir?

1997’de Apple’ın her yıl düzenli olarak Silikon Vadisi’nde düzenlediği geliştirici konferansı sırasında katılımcılardan bir tanesi Steve Jobs’a Apple’ın aldığı teknoloji kararları konusunda alaycı bir soru sorar. Jobs bu soruya agresif bir cevap vermek yerine Apple’ın işe başlarken, ürün tasarlarken ve diğer tüm kararlarını alırken referans aldığı ilk prensibini hatırlatır: Kullanıcı Deneyimi!

Jobs, Apple’da kararların tamamen kullanıcıların ilgisini çekebilecek deneyimleri tasarlamakla başladığı üzerine konuşur. Ve bu sırada bu deneyimlerin teknik olarak nasıl gerçekleştirilebileceği ile hiç ilgilenmediklerinden bahseder.

Kullandıkları teknolojiler hakkında çok da bilgili olmadığını da açıkça göstermekten çekinmeyen Jobs, mühendisleriyle aldıkları kararların hiçbir zaman teknolojiyle başlamadığını ve ilk aşamada tamamen kullanıcı deneyimine odaklandıklarını söyler. Başlangıç noktaları hep kullanıcıların yaşadığı problemler ve bu problemleri yılda 8-9 milyar dolar kazandıracak ürünler haline dönüştürmek olduğundan bahseder: Kullanıcıların acı çektikleri noktaları çok iyi anlamak ve kullanıcıların satın almayı isteyecekleri kadar kullanışlı çözümleri keşfetmek…

Apple’ın pazar payı çoğunluk olmaktan uzak olsa da şirketin sahip olduğu nakit miktarı dünyadaki tüm diğer şirketlerden çok daha fazladır. Peki pazar payını domine etmemesine rağmen kendisinden çok daha fazla müşteriye sahip rakiplere göre nasıl çok daha karlı bir şirket olunabilir?

Çözüm ortadadır : İnsanlar, sorunlarını daha iyi çözen ürünlere daha çok ödemeye istekliler.

Steve Jobs`in konuşmasına buradan ulaşabilirsiniz.

 

Kaynak:

Why Apple is wealthier than any other company in the world

The post Apple’ı Diğer Şirketlerden Daha Zengin Yapan Nedir? appeared first on Etohum.

21 Ocak 2014 Salı

Entellerle köylüler karşı karşıya!

Çevreciler ile köylüler arasındaki komik olayları konu alan “Entelköy Efeköy’e Karşı!” televizyonda ilk kez ekrana geliyor.Şehir hayatının kargaşasından muzdarip, kaostan kaçmaya çalışan bir grup çevreci; doğa ile dost, doğaya zarar veren her şeye düşman bir avuç idealist yeşilci... Hep beraber Ege’nin o güne kadar sakin bir köyünde, komün şeklinde yaşayabilecekleri bir köy inşa etmeye girişir. Şehirli çevrecilerin köylerine geldiğini gören köy halkı kurak tarlalarını pahalıya sattıkları için mutludur. Bölgeye kurulması planlanan termik santral ortalığı karıştırır.

Liderlerin Daha Sık Kullanması Gereken 6 Şaşırtıcı İfade

“İleri!”, “Daha hızlı!”, “Sonuçlar!”, “Vizyon!”, “Tutku!”, “İnovatif olmak!” güçlü liderlik ifadelerinden sadece birkaçıdır.

Etkili liderler, repertuarlarında yukarıdaki güçlü ifadelerin yanında başka ifadelerin de olması gerektiğinin farkındadırlar. Ve bu farklı ifadelerin yukardakilere benzeyenlerden farklı bir etki bıraktığının bilincinde olarak bunları kullanmaktadırlar.

Liderlerin gerekli noktalarda hedeflere ulaşmak ve organizasyonlarını başarılı kılmak için yukarıdaki güçlü kelimelerden faydalanmaları gerekir.

Bunun yanında sağlıklı bir organizasyonu diğer bir deyişle sağlıklı insanların bulunduğu bir organizasyonu yönetiyorsanız aşağıdaki ifadeleri de daha sık kullanmalısınız

1.     “Özür dilerim”

Bazen liderler yanlış yapabilir. Bu durumlarda çalışanlarının karşısına çıkıp rahatça özür dileyebilmeleri etkili bir karakterin göstergesidir.

2.     “Düşünün”

Etkili liderler, çalışanlarının en önemli yetenekleri olan zihinlerini daha çok işin içine katmalarını sağlar.

3.     “Dinlenin”

Zaman zaman insanların performanslarının arttırmanın en iyi yolu onlara dinlenmeleri için şans vermektir.

 4.    “Yardım edin”

Sağlıklı organizasyonlarda liderler çalışma arkadaşlarından çok rahat bir şekilde yardım isteyebilmeli ve aynı hızlı şekilde onlara yardım edebilmelidir.

 5.   “Yeterli”

Bazen takım arkadaşlarınız proje ile ilgili hâlihazırda yapılanların yeterli olduğunu hatırlatmanız boşa zorlanmalarını önleyebilir.

 6.   “Kapım her zaman açık”

Takım arkadaşlarınız gerekli olduğu durumlarda sizinle rahatlıkla görüşebileceklerini bilmeleri birçok problemi daha verimli çözmenize yardımcı olur.

 

Kaynak:

6 Surprising Words Leaders Should Say More Often

 

 

The post Liderlerin Daha Sık Kullanması Gereken 6 Şaşırtıcı İfade appeared first on Etohum.

20 Ocak 2014 Pazartesi

Futbol sadece futbol değilmiş

Lanet Takım (The Damned United), 2004 yılında hayata veda eden Brian Clough’un Leeds United’ın başında kaldığı 44 günü perdeye taşıyor.Michael Sheen ile Jim Broadbent’in başrollerini paylaştığı filmin senaryosunu Peter Morgan yazdı. Senaryo, David Peace’in çok satan kitaplar listesine giren ve gerçek bir olaydan esinlenerek yazılan The Damned Utd kitabından uyarlandı. Yönetmenliğini Tom Hooper’ın yaptığı film, ABD’de 25 Eylül 2009’da vizyona girmişti. Film, teknik direktörün ruh hali, futbol başkanlarının konumu, takımların oyuncu tarzları ve daha pek çok konuya değinirken, futbol sahnelerinin fazlaca üzerinde durmuyor. Film 44 günlük yaşanan teknik direktörlük macerasının üzerine kurulu olsa da onun arka planını da birkaç geriye dönüşle anlatıyor.

Dilem Su 3 Yaşında :)

Dilem Su'da kim diye merak edenler varsa , kızım olur kendileri..Ara sıra bahsetsem de bilmeyenler için belirtmek istedim :)Bugün  Gözümde küçük  , kabullenmem gerekiyor ki büyüyümüş  kızımın doğum günüsü..Dört yaşına giriyor  ..Ne zaman geçti vakit , nasıl geçti anlamadım bile :)Rabbim hayırlı uzuun ömür nasip eylesin kızıma, Vatanına , Milletine , Anne- Babasına hayırlı evlat olsun inşAllah..Allah onu bütün kötülüklerden , kötü insanlardan korusun..Yolu , bahtı, şansı açık olsun..Rabbim acısını bize göstermesin..Kızım ! Canımızsın , yaşama sevincimizsin , evimizin gülüsün ..Sen hep gül ,hep mutlu ol inşAllah..İyiki doğdun , iyiki bize bu mutluluğu yaşattın ..Seni çok çok seviyoruz..Kızım için birkaçgün önceden hazırlıklara başladım ..Üç yaş için badisini pullarla işledim ve tütüsünü yaptım..Bunları ayrı bir yazıda nasıl yaptığımı anlatacağım , fikir vermek adına..Doğum günü pastasını 3 şeklinde kendim kalıp kullanmadan yaptım , onunda yapılışını başka bir yazıda anlatacağım..Menüyü kendim hazırladım..Bazı aksilikler yaşasam da olsun o kadar  değilmi :)Aşağıda birkaç kareyi paylaştım , diğer detayları daha sonraki yazılarımda paylaşacağım..

18 Ocak 2014 Cumartesi

Artık uçma vakti

Bir türlü uçmayı öğrenememiş evcil papağan Mavili (Blu), en yakın arkadaşı ve sahibi Linda ile yeni bir yerde rahat bir hayat sürmektedir.Uzun zaman Mavili’nin nadir bulunan egzotik Makav kuşlarının son örneklerinden biri olduğunu sanıyorlardır. İkili, Harika (Jewel) adındaki bir dişi makavın Rio de Janeiro’da yaşadığını keşfedince çok uzaktaki egzotik bu ülkeye doğru yolculuğa çıkar. Beceriksiz birkaç hayvan taciri tarafından Rio’ya ulaşmalarından kısa bir süre sonra kaçırılan Mavili ve Harika, hayvan tacirlerinin ellerinden bir grup Rio’lu kuş tarafından kurtarılır. Yeni dostlarının da yardımlarıyla hayvan tacirlerine karşı savaşmaya çalışan Mavili için artık uçmayı öğrenmenin ve en iyi dostu Linda’ya geri dönmenin bir yolunu bulmak için gereken cesareti kazanma zamanı gelmiştir...

ABD’de 2013’ün en saygı duyulan markası: Amazon

 YouGov marka indeksinin 1 milyondan fazla kişiyle yaptığı görüşmeler sonucunda Amazon 2013’te Amerika’da en çok saygı duyulan marka olarak belirlendi ve hiçbir teknoloji firması bu sonucun yakınına ulaşamadı.

2012’de 10uncu, 2011’de 4üncü olan Google ise bu sene sıralamaya giremedi. NSA ile özel bilgilerin paylaşıldığı dedikodularının Google’ın sıralamaya girememesinde çok büyük etkisinin olduğu düşünülüyormuş. Amazon bu skandal sırasında adı geçen şirketlerden biri değil.

Araştırma 18 yaşının üstündeki 1,2 milyondan fazla kişi ile görüşmenin sonucunda ortaya çıkarılmış ve puanlama şu soruya verilen cevaba göre yapılmış:

“İlgili marka hakkında geçtiğimiz iki hafta içerisinde reklam, haber ya da birilerinin aracılığıyla duyduğunuz şeyler negatif mi yoksa pozitif miydi?”

Alınan sonuçlara göre ABD’de 2013’ün en saygı duyulan markaları sıralaması şu şekildedir:

1. Amazon (31)2. Ford (30)3. Subway (29)4. History Channel (26)5. Lowe’s (26)6. YouTube (25)7. Walgreen’s (25)8. V8 (25)9. Cheerios (24)10. Kindle (24)

Geçtiğimiz 2 yıl boyunca zirvede olan Subway yerini bu sene yerini Amazon’a kaptırmıştır.

Dünyanın en müşteri odaklı şirketi olma vizyonuyla yola çıkan Jeff Bezos bu amacına en azından Amerika Birleşik Devletleri’nde şu ana kadar ulaşmış görünüyor.

 

Kaynak:

Amazon Was The Best Perceived Brand Of 2013, And No Other Tech Company Even Came Close

The post ABD’de 2013’ün en saygı duyulan markası: Amazon appeared first on Etohum.

17 Ocak 2014 Cuma

Samanyolu Haber’de sıcak gündem

17 Aralık’ta gerçekleşen yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında yaşanan gelişmeler, Samanyolu Haber’de bu akşam ekrana gelecek ‘Gündem Özel’de konuşuluyor.Samanyolu Haber televizyonu genel yayın yönetmeni Metin Yıkar’ın konuğu Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı. Yıkar ve Dumanlı, programda, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları karşısında iktidar, muhalefet, yargı ve medyanın tavrını değerlendiriyor. Yolsuzluk operasyonunun ardından Hizmet Hareketi’ne karşı uygulamaya konulan nefret dili ve ötekileştirme girişiminin konuşulacağı programda, bu tutumun toplumda oluşturduğu kutuplaştırma ve huzursuzluk üzerinde duruluyor. Gündem Özel’de, devletin yargı organı ve emniyet güçleri eliyle yapılan yolsuzluk operasyonu bahane edilerek Hizmet Hareketi’nin hukuksuzca nasıl yaftalandığı konuşuluyor. Ekrem Dumanlı, programda, Metin Yıkar’ın sorduğu, “Konu yolsuzluk ve rüşvet iddiaları olduğu halde gündem niçin saptırılıyor? Milletin kafasındaki soruların cevabı neden verilmiyor? Yalan haberler, karalamalar, iftiralar neyin üzerini örtüyor? Bank Asya gibi halka açık bir kurumla ilgili iftiraların amacı ne olabilir? Ortaya atılan ciddi iddialar ve soruşturmalar karşısında hukuk kendi seyrinde neden işlemiyor? Camia’yı siyaset sahnesine çekme gayretlerinin gelecek seçimlerle bir ilgisi olabilir mi?” gibi sorulara cevap verecek. Bu süreçte yaşananların Türkiye’de yargı algısını nasıl etkilediğinin de konuşulacağı Gündem Özel’de ayrıca, HSYK ile ilgili yapılması planlanan düzenleme, kamu kurumlarındaki tayin ve görevden almaların ne anlama geldiği, Başbakan ve hükümet kanadından yapılan açıklamaların Camia’da nasıl karşılandığı da ele alınacak. Programda son olarak, bu günlerde sıklıkla kullanılan “Haşhaşi, çete, örgüt, paralel yapı” gibi nefret ifadesi taşıyan kötü niyetli tanımlamaların, Başbakan’ın dile getirdiği “gönül dili” ve “kavl-i leyyin” ile nasıl bir arada bulunabildiği ve yaşanan bu olumsuz atmosferden nasıl çıkılacağı gibi konular üzerinde duruluyor. SAMANYOLU HABER TV 20.00

16 Ocak 2014 Perşembe

Bilgisayar Programlama Çocuk Oyuncağı

‘Bilgisayar Programlama Çocuk Oyuncağı’ etkinliği, Türkiye Bilişim Derneği çatısı altında bulunan ‘Çocuk ve Bilişim’ uzmanlık grubu ve ‘TBD Genç’ tarafından organize edilmektedir.

“Bilgisayar Programlama Çocuk Oyuncağı” projesinin amacı, genellikle bilişim teknolojilerinin tüketim boyutuna odaklanan toplumumuzda yetişmekte olan çocuklarımızın BT araçlarının aynı zamanda bir üretim ve değer yaratma aracı olduğu algısına ve farkındalığına erken yaşlarda sahip olmalarını sağlamaktır. Günlük olarak kullandığı web sitelerini ve bilgisayar oyunlarını kendisinin de geliştirebileceğinin farkına varması için projeye katılan her çocuğun küçük bir program yazarak bilgisayara emir verebildiğini görmesi ve internette çalışan en az bir web sayfasını oluşturması hedeflenmektedir.

Geçtiğimiz Aralık ayında Amerika’da Bilgisayar Bilimleri Eğitim Haftası düzenlenmiştir. Bu haftada bilgisayar bilimlerinin ne kadar önemli olduğunu Başkan Obama şu sözleriyle vurgulamıştır: “Eğer Amerika’nın ileri teknolojide lider kalmasını istiyorsak, siz genç Amerikalıların teknolojide uzmanlaşmasına ihtiyacımız var. Sadece yeni video oyunları almakla yetinmeyin, bir oyun yapın. Yalnızca son uygulamaları telefonunuza indirmekle yetinmeyin, tasarlanmasına yardımcı olun. Telefonunuzla sadece oyun oynamayın, programlayın. Kimse bir bilgisayar uzmanı olarak doğmadı, fakat biraz daha fazla çalışmayla, biraz matematik ve bilimle herkes bir bilgisayar uzmanı olabilir.”

Bilgisayar yazılımı yazabilmek – kodlamak – önemli bir beceridir. Bu durum insanları teknoloji tüketicilerinden, teknoloji üreticilerine dönüştürür. Kodlamayı anlamak insanların karşılaşılan problemler karşısında yeni stratejiler geliştirmesine, bilgisayarın gücünün bu çözümlere daha geniş bir öngörü katmasına yardımcı olur. Bilim adamları, moda tasarımcıları, doktorlar, gazeteciler, avukatlar, müzisyenler, öğrenciler kısacası herkes programlamanın nasıl kullanılacağını öğrenerek büyük fayda sağlayabilirler.

Ülkemizde de 2013 TÜİK rakamlarına göre 16-74 yaş aralığında bilgisayar ve internet kullanım rakamları sırasıyla %49,9 ve %48,9’dur. İnsanların evlerine hızlı internet ile bilgisayar ve türevi cihazları satın alma oranı hızla artmaktadır.

Evlere giren hızlı internet ve bilişim cihazları sayesinde çocuklarımızın da bilişim cihazlarını kullanma oranı gün geçtikçe artmaktadır. Yine TÜİK verilerine göre 6-15 yaş arası çocuklarda bilgisayar kullanma yaşı ortalama 8 iken 6-10 yaş grubunda ortalama bilgisayara kullanmaya başlama yaşı 6’dır. 11-15 yaş grubunda ise 10’dur. Aynı araştırmaya göre 6-15 yaş arasındaki çocuklarımızın yaklaşık %45,6’sı hemen hemen her gün internet kullanmaktadırlar. Çocukların ağırlıklı olarak ödev yapmak, oyun oynamak ve sosyal medya ortamlarına katılmak için interneti kullandığı görülmektedir.

Diğer yandan, son yıllarda eğitimcilerin ve anne-babaların bilgisayar ve internete karşı olumsuz bir algı geliştirmeye başladıkları gözlemlenmektedir. Çeşitli devlet kurumlarının da desteğiyle artan sayıda konferans ve etkinlikler kapsamında çocukların bilişim ve internetten korunmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bu tür konferans ve etkinliklerin oluşturduğu “iklim” anne-babaların kaygılarını artırmakta ve ebeveynler ya bilgisayar/internet satın almayı geciktirmekteler veya var olan cihazların çocukları tarafından kullanımına kısıtlamalar getirmektedirler.

Bilişim teknolojilerinin gayrı safi milli hasılaları üzerinde doğrudan veya dolaylı önemli etkisi olan ülkeler değil yasak getirmek bireylerin bilişimle iş yapabilme farkındalığı ve becerisi kazanma sürecini mümkün olduğunca erken yıllara çekmektedir. Diğer sektörlere getirdiği dinamizm görmezden gelinse bile, bilişim sektörü ABD gayrı safi milli hasılasına yıllık %7 gibi (1 trilyon dolar) gibi bir katkı sağlamaktadır.

Özellikle Amerika’da ilkokuldan başlayarak yeni nesillerin bilgisayar ve internet teknolojileri ile erken yaşlardan itibaren üretim yapabileceklerin farkına varmalarını sağlamak adına birçok etkinlik düzenlenmektedir. Bu farkındalığın sağlanması ülkelerin gelişimleri ve ekonomileri için oldukça önemlidir. Ülkemizde farkındalığın oluşturulması için Türkiye Bilişim Derneği tarafından 2014 yılının Mayıs ayında bir hafta sürecek “Bilgisayar Programlama Çocuk Oyuncağı” adlı bir etkinlik düzenlenmektedir. Bu etkinlik ile ilkokul 1. sınıf dışında ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisi en az 100.000 çocuğun ilk bilgisayar programlarını yazması ve web sitelerini tasarlamaları hedeflenmektedir.

Etkinlik hakkında detaylı bilgi için Programlama Çocuk Oyuncağı adresini ziyaret edebilirsiniz.

 

Kaynaklar:

http://programlamacocukoyuncagi.org

http://csedweek.org/

Obama Helps Kick Off Computer Science Education Week

 

 

The post Bilgisayar Programlama Çocuk Oyuncağı appeared first on Etohum.

Bir şafak vakti

Washington eyaletinin bir şehri olan Red Dawn sakinleri bir sabah uyandıklarında, gökyüzünden düşen yabancı paraşütçülerin gerçek dışı görüntüsüyle karşılaşırlar.Amerika Birleşik Devletleri işgal edilmiş ve Red Dawn ana hedef noktasıdır. Vatandaşlar kendilerini bir anda mahkum, şehirlerini ise düşman işgali altında bulurlar. İşgalcilerle savaşmaya kararlı bir grup genç vatansever şehrin biraz dışındaki ormana saklanır ve kendilerini eğiterek bir dövüşçü gerilla grubuna dönüştürürler. Lise maskotlarından ilham alarak kendilerine Wolverine’ler derler. Birbirlerini koruyacaklarına, şehirlerini işgalcilerin ellerinden kurtaracaklarına ve özgürlüklerini geri kazanacaklarına dair söz verirler.

15 Ocak 2014 Çarşamba

Google Neden 3.2 Milyar Dolara Nest’i Satın Aldı?

Google geçtiğimiz gün tam 3.2 Milyar dolar karşılığında internete bağlı termostat ve duman detektörü yapan Nest adlı bir girişimi satın aldığını duyurdu.

Bu satın almanın arkasında gizli bir bilinmeyen olduğunu düşünmek çok kolay. Google evinizin hangi odasında olduğunuzu bilirse size çok daha doğru reklamlar gösterebilir! (Bu büyük ihtimalle olmayacak çünkü Nest’in kullanım sözleşmesinde bu bilginin hiçbir üçüncü partiyle paylaşılamayacağı maddesi yer almaktadır.)

İşin gerçeği bu satın almanın arkasında çok daha basit bir neden yatmaktadır. Nest’in üzerine çalıştığı teknoloji tam anlamıyla CEO Larry Page’in Google için ortaya koyduğu vizyon ile bire bir örtüşmektedir.

Kısaca Nest, çok büyük kitlelerin sahip olduğu karmaşık problemlere karmaşık teknolojiler kullanarak basit çözümler üretmek üzerine çalışmaktadır. Örneğin Nest teknolojileri ile evinizin havasını istediğiniz derecede tutarken enerji tasarrufu yapabilirsiniz.

Page, 2011 sonbaharında bu vizyonu ortaya koyduktan hemen sonra tekrar CEO luğa getirilmişti.

Google müşterileri ve paydaşlarının katıldığı bir konferansta, Page şirketin vizyonu için şunları şöylemişti:

“İnsanların diş fırçaları gibi günde en az iki kere kullanacakları inanılmaz faydalı, güzel, kolay kullanılabilir, hizmetler ve teknolojiler geliştirmek Google’ın vizyonudur. İnsanların günde en az iki kere kullandıkları pek fazla şey olmadığını da göz önünde bulundurmalıyız.”

Şunu da sözlerine eklemişti: “Bu tarz şeyleri ortaya koymak sanıldığından çok daha zordur.”

Nest; internete bağlı termostat, duman detektörü ve diğer ev araçlarında bu vizyonu başarmıştır.

Larry Page’in vizyonunda Google bir arama motoru şirketi değildir. Reklam şirketi de değildir. İnanılmaz büyüklükteki nakit parasını ve derin teknolojik uzmanlığını milyarlarca insanın kullanacağı ürünler geliştirmek için kullanan bir şirkettir. Google’ın yatırım yaptığı alanları düşünecek olursak bu vizyonu gerçekleştirmek için nasıl çalıştığını görmüş oluruz: akıllı telefonlar, sürücüye ihtiyaç duymayan araçlar ve son olarak Nest ile birlikte ev işlerinizi halleden robotlar…

 

Kaynak

Here’s The ‘Twice-A-Day’ Reason Google Paid $3.2 Billion For Nest

Here’s What The $3.2 Billion Nest Thermostat Actually Does

The post Google Neden 3.2 Milyar Dolara Nest’i Satın Aldı? appeared first on Etohum.

Şafakta kaçış planı

Amerikalı savaş pilotu Dieter Dengler’in gerçek hayat hikâyesini konu alan ‘Şafak Harekatı’nı (Rescue Dawn) Werner Herzog yönetiyor.Filmin konusu şöyle: Vietnam Savaşı’nda uçağı ormana düşen Dengler yerli halk tarafından alıkonulur ve işkence edilir. Tutulduğu yerde beş tutsak daha vardır. Bir kaçış planı hazırlayan Dieter’a tutsaklardan biri karşı çıkar. Öldürüleceklerini anladıklarında planı hayata geçirmeye karar verirler. Fakat ihanet nedeniyle grup ayrılır. Sonrasında ise Dieter ve Duane aslında gerçek hapishane olan ormandan çıkış yollarını aramaya başlarlar.

14 Ocak 2014 Salı

Hepsinin bir sırrı var

Hepsinin bir sırrı vardı! Ve şimdi hepsi aynı evdeler. Ama nereye kadar? 5 farklı insan tekrar aile olmayı başarıp, Mutlu Aile Defteri’nde yer alabilecekler mi?27 Eylül’de kaybettiğimiz usta oyuncu Tuncel Kurtiz’in son sinema filmi ‘Mutlu Aile Defteri’ televizyonda ilk kez ekrana geliyor. Emekli Albay Yıldırım Taşyumruk, biraz da mesleği gereği ömrü boyu sert ve otoriter bir baba olmuştur. Bir gün çatıdan düşer ve acilen hastaneye kaldırılır. Kendisinden yıllar içerisinde uzaklaşmış olan çocukları da babalarını mutlu etmek için yeniden aynı çatı altında buluşur. Fakat 3 kardeş ve onların eşleri, sürdürdükleri hayata dair onlarca yalan söylemişler ve durumu idare etmeyi şimdiye kadar başarmışlardır. Artık babaları her an yanlarında olunca dalavereleri sürdürmek için kırk takla atarlar. Yıldırım Bey, evde bir şeyler döndüğünün farkındadır ama kime inanacağını da şaşırır. Mutlu bir aile tablosu oluşturmak o kadar da zor olmamalıdır.

IBM: 5 yıl içinde hayatımızı değiştirecek 5 inovasyon

Bu yıl, IBM araştırmacıları her şeyin öğrenebileceği fikri üzerine yoğunlaştı. Bunun sebebi, makinelerin öğrenebildiği, yorum yapabildiği ve bizimle daha doğal ve kişiselleştirilmiş bir şekilde iletişime geçebilmesini sağlayan bilişsel sistemlerin ortaya çıktığı yeni bir çağın içinde olmamızdır. Bu inovasyonlar, bulut bilişim, büyük veri analitikleri ve öğrenebilen teknolojilerin bir araya gelmesi sayesinde ortaya çıkmaktadır.

Bilişim dünyasındaki bu yeniçağ, insanoğlunun yeteneklerini daha da genişletmesine, daha doğru seçimler yapmasına ve bu dünyadaki yolunu çok daha güçlü yeni yollarla bulmasına yardımcı olacak ve hatta ona göz kulak olacak çığır açan gelişmelere sahne olacaktır.

IBM, gelecek 5 yıl içinde hayatımızı 5 farklı alanda değiştirecek 5 inovasyonu şu şekilde listelemiştir:

1.       Eğitim: Sınıflar öğrencileri öğrenecek

Sınıflar daha da akıllanarak öğrencileri eğitim ve öğretimleri süresince tek tek daha yakından tanıyacak ve bu süreçte onların yeteneklerini daha verimli geliştirmeleri için onlara yardımcı olacaktır. Eğitim kurumlarının hızla dijitalleşmesi eğitim sürecinde daha önce hiç bulunmayan birçok faydalı araç gereç sağlamaktadır. Bilişsel ya da öğrenen teknolojiler sayesinde her bir öğrencinin ne kadar öğrendiği ve ilerlediği ile ilgili veri sağlayacak ve bu kullanılarak her bir öğrenci için sürecin en verimli geçmesi yolunda gerekli değişiklikler yapılacaktır.

2.       Perakende: Lokal alışveriş çevrimiçi alışverişi geçecek

Teknoloji trendleri “farklı bir şekilde” de olsa bizi yine mağazalardan alışveriş yapmaya yönlendirecektir. Gelecekte, mağazalar müşterilerine daha kişiselleşmiş ve doğru ilişkilendirilmiş bir alışveriş tecrübesi yaratabilecek ve fiziksel alışverişin keyfini çevrimiçi alışverişin zenginliği ve aynı gün teslimatın keyfi ile birleştirebilecekler.

 3.       Sağlık: Doktorlar sizi sağlıklı tutmak için sürekli DNA’nızdan faydalanacak

Günümüzde yapılacak tedavinin belirlenmesinde hala DNA testi çok nadir kullanılmaktadır. Ama gelecekte bilişsel bilimler ve bulut bilişim ile tüm tedaviler öncesinde DNA testi kullanılıyor olacaktır. Bu test çok daha ucuza, çok daha hızlı ve çok daha sık yapılabilir olacaktır. Kanser tedavisinin kararlaştırılmasında kullanılacak DNA testi bunun dışında felç ve kalp rahatsızlıklarında kullanılacaktır.

 4.       Güvenlik: Sizi çevrimiçinde koruyacak dijital bir koruyucunuz olacak

Güvenlik, şifreler ve kurallar giderek otomatize edilmekte , sadece bizim orada olmamıza dayalı bir hale dönüşmekte ve bu sayede daha da güçlenmektedir. Yeni dijital koruyucunuz sizin arkanızı kollayacak, sizin hakkınızda sahip olduğu veri, cihaz ve uygulama bilgileriyle size tam bir koruma sağlayacaktır. Sizin kimliğiniz ile yapılan işlemleri takip ederek anormal durumlarda sizi anında bilgilendirecektir.

 5.       Şehirler: Şehirler sizi orada yaşamanız içi destekliyor olacak

Şehir sakinleri, akıllı telefonlar ve bilişsel sistemler ile şehrin dijital anahtarını taşıyor olacaklardır. Birkaç parmak dokunuşu ile şehirde olup biten her şeye ulaşabilecek, bu aktivitelerden hangilerinin kendileri için uygun olduğunu anlayabilecek ve oraya nasıl ulaşacaklarını anında öğrenebileceklelerdir. Bu bilişsel sistemler şehir sakinleri ile sürekli iletişim halinde olacakları için onların neleri sevdiklerini bilecek ve onlara kolayca bulamayacakları ilgili seçenekleri sunacaktır.

 

Kaynak

The 5 in 5

 

 

The post IBM: 5 yıl içinde hayatımızı değiştirecek 5 inovasyon appeared first on Etohum.

Vertigo !

Vertigo'nun ne olduğunu birçoğunuz biliyorsunuzdur..Bilmeyenler için kısaca " vücudun denge sisteminde yaşanan bir sorun nedeniyle ortaya çıkan baş dönmesidir "..İşte bu sabah vertigo girdi hayatımıza..İşe gitmek için hazırlanan eşimin bir anda banyoya koşup miğdesinin bulanması ve ardından başlayan baş dönmesiyle girdi hayatımıza..Beyinle ilgili konularda oldukça sınav geçiren benim ilk aklımada gelen beyinle alakalı bir problemmi acaba ? oldu..Kızımı babaanesine bırakıp hemen acile gittik ..İlk devlet hastanesinin aciline gittik , bi baktık'ki önümüzde 20 kişi bekliyor..Eşimin ayakta duramadığını görünce hemen başka özel bir hastanede aldık soluğu..Muayen vs. derken vertigo dedi doktor..Serum takıp biraz dinlendikten sonra kendine geldi ve eve döndük..Tabii gerçekten vetigo mu yoksa başka bir sorun mu var şu anlık bilmiyoruz..Bu aralar o kadar yoğun çalışıyor ki kapasitesinin üzerinde bir yoğunluk yaşıyor..Akşam eve geldiğinde ki telefon trafiği dinlenmesine fırsat vermiyor..Bu yoğunluğun vicuda yan etkileri diye düşünüyorum..İlerleyen günlerde bir noroloji uzmanı yada vertigo bölümüne gidip detaylı muayene olması gerekiyor ama yazdığım gibi bu yoğunlukta muhtemelen hep ihmal edilecek sağlık :((Bu vesileyle tüm hastalara acil şifalar diliyorum..Allah sağlık versin yeterki aşılmayacak problem yoktur..Arkadaşlar bu problemi yaşayan varsa aranızda benimle paylaşırsanız sevinirim...

13 Ocak 2014 Pazartesi

Katil bazen yanı başındadır!

Gerçek bir hikâyeden esinlenen 2009 Avustralya yapımı Kusursuz Kurban (In Her Skin) bu akşam televizonda ilk kez ekrana geliyor.15 yaşındaki Rachel Barber, bir akşam evine dönerken binmesi gereken treni kaçırır ve onu bekleyen babası endişelenir. Bunun üzerine bütün aile alarma geçer ve Rachel’ı aramaya başlar. Polis, Rachel’ın kaçırılma şüphesini yetersiz delil sebebiyle geçiştirir. Fakat acılı aile olayın peşini bırakmaz. Ancak Rachel’ın başına geleceklerden habersizdirler. Eski komşuları ve bebek bakıcıları Caroline’den şüphelenmek ise akıllarına bile gelmez. Rachel’ın hayatı Caroline’in ellerindedir.

11 Ocak 2014 Cumartesi

Ürün, Strateji ve İş Modeli Sıralaması Önemlidir

Girişimcilerin yaptığı en büyük hatalardan bir tanesi de stratejilerini netleştirmeden iş modeline geçmeleridir. Önce ürün netleştirilmeli, ardından iş stratejisi belirlenmeli ve sonra iş modeline karar verilmelidir.

Ürünü netleştirmekten kasıt, ürünün uygun piyasada doğru bir ihtiyaç olduğunu netleştirmektir. Ürünü piyasaya sürmek değildir. Pazarın ürününüzü kabul ettiği ve daha çok istediği bir noktaya erişmektir. Bu kabullenme farklı pazarlarda (tüketim, altyapı, donanım vb.) farklı anlamlar taşısa da başka şeyler düşünmeye geçmeden önce yapmanız gereken ilk şey ürün pazar uyumundan emin olmaktır. Bu uyumu yakalamadan önce iş modeline karar vermeniz girişiminiz için yapılabilecek en kötü şeylerden biri olabilir.

Ürün-Pazar uyumunu yakaladığınız anda iş modelinizi düşünmeye başladıysanız bir adım geri atıp takımınızla (ve yatırımcılarınızla) girişiminiz için iyi düşünülmüş gıcır gıcır bir strateji geliştirmelisiniz. Yatırımcılar, en azından iyi yatırımcılar, bu safhada çok faydalıdırlar. En iyi risk sermayeleri çok stratejik düşünürler çünkü onlar çalışan ve çalışmayan birçok stratejiye öncesinde tanık olmuşlardır. Bu yüzden iyi yatırımcılar, birlikte strateji geliştirebilecek en iyi ortaklardır.

Twitter bu anlatılanlara çok iyi bir örnek teşkil etmektedir. 2009’da ürün-pazar uyumunu yakaladıktan hemen sonra takım bütün dikkatini iş modeline vermiştir. Ücretli hesaplardan, veri işine, aboneliklere kadar bir dolu fikir üzerine çalışılmıştır. Ev Williams, tam bu sıralarda Twitter’ı “insanların ilgilendikleri konuları keşfetmek için kullandıkları bilgi ağı” olarak tanımlanıyordu. Dolayısıyla strateji daha çok insanın daha çok bilgi kaynağına ulaşmasını sağlamaktı. Tüm hikâye ağın genişlemesiydi. Bu strateji şöyle bir iş modeli gerektiriyordu: Hizmet herkes için her zaman ücretsiz olmalı. Dolayısıyla Twitter ürünà stratejià iş modeli sıralamasını çok iyi işletti.

Kar modellerini stratejik yönlerine göre oluşturmayan birçok şirket bulunduğu gibi stratejilerinden tam emin olmayan birçok şirket de bulunmaktadır. Bu şirketlerin takım kurmak ve müşteri kitlesini oluşturmak için harcadıkları enerjinin tamamı çöpe gitmekte ve şirkete bir değer olarak dönmemektedir. Bu hatalardan dolayı birçok şirket rakiplerinden geriye düşmektedirler.

Yapılan hatalar genelde ölümcül değildir. Ürün-pazar uyumunu yakalayamamak ölümcüldür. Strateji ve iş modeli konusunda yapılan hatalar çoğu zaman düzeltilebilir. Bu süreç acılı ve maliyetli olmakta; genelde yönetim değişikliği ile sonuçlanmaktadır.

Dolayısıyla yapılması gereken önce ürün-pazar uyumunu yakalamak ve sonra üzerine vakit harcayarak net ve akıllı bir strateji ile işi yürütmektir. Bunun sonrasında iş modeli kendiliğinden belirecek ve siz bu sırada başarı yolunda emin adımlarla ilerliyor olacaksınız.

 

Kaynak:

Product > Strategy > Business Model

 

 

The post Ürün, Strateji ve İş Modeli Sıralaması Önemlidir appeared first on Etohum.

Çocukların yeni arkadaşı Niloya

Ekrana taşıdığı birbirinden şirin karakterlerle kumanda hakimiyetini çocuklara devreden Yumurcak TV’de bugünden itibaren yeni bir karakter (çizgi dizi) daha izleyiciyle buluşuyor: ‘Niloya’.Kaynak Lisans tarafından ekrana kazandırılan Niloya günde beş kez, beş dakikalık bölümler halinde Yumurcak TV’de çocuklarla buluşacak. Nehir kenarında, neşeli kuşların şarkı söylediği şirin bir kasabada yaşayan Niloya, sevgi dolu kalbiyle oluşturduğu dünyasında, samimiyet, sıcaklık, aile ve kültürel değerlerimizin hayat kaynağı olacak. Bayram, düğün, doğruluk, sabır, sorumluluk, işbirliği ve zamanı planlama gibi her gün farklı temalarla ekrana gelecek Niloya elbette tek başına değil. En yakın dostu Tospik, arkadaşı Mete, dedesi, abisi, annesi, babası ve babaannesi Niloya’ya eşlik edecek. Modern dünyadan kopuk olmayan, ancak şehir hayatından uzakta bir kasabada geniş ve sıcak bir ailesi var Niloya'nın. Senaryosundan seslendirmesine 30 kişilik bir ekip tarafından hazırlanan Niloya, üretim sürecindeki odak grup çalışmasında çocuklar ve anne-babalardan tam puan almış. Daha yayına başlamadan dünyanın farklı ülkelerinde yapılan sunumlarda oldukça fazla ilgi görmüş. Kaynak Lisans Şirket Müdürü Hakan Tungaç, özgün bir çalışma olan Niloya'nın yakın zamanda dünyanın farklı ülkelerindeki çocuklarla da buluşacağını söylüyor: “Bazı ülkelerle görüşmelere başlandı, yayına başlandığında bu ilginin artarak süreceğini düşünüyoruz. Dünyada içerik noktasında bir daralma olduğunu görüyoruz, sürekli benzer içeriklerde projeler üretiliyor, bir formül arayışı var. Bu nedenle projenin en başından itibaren güçlü bir içeriğe sahip olmasına özen gösterildi. İçeriğin gücü ile görsel kalite ilk dikkat çeken ve ilgi gösterilmesini sağlayan noktalar oluyor.”Niloya'nın yapımcısı Emirhan Emre yapım süreci için, “Okulöncesi dönem, yaş grubunun dünyayı tanıdığı, kavramlar arası ilişkileri kurmaya, içinde yetiştiği kültürün değerlerini benimsemeye başladığı bir dönem. Projemizin temel niyeti, yaş grubuna uygun bir içerikle değerlerimizi aktarabilmek. Niloya’ya sadece bir çizgi film olarak bakmak eksik olur.Karakterin ve çizgi film evreninin hem gelişmeye hem de derinleşmeye uygun yapısı Niloya’nın bütüncül bir karakter olarak gelişmesine ve algılanmasına hizmet ediyor.” diyor.

9 Ocak 2014 Perşembe

Çağımıza Uygun Pazarlama Yöneticilerini Nasıl İşe Alabilirsiniz?

Pazarlama alanındaki yeni normlar “geleneksel” pazarlama yöntemlerinden farklıdır. Pazarlama alanı çok ciddi bir değişimi kucaklamış bulunmaktadır. Bu değişimin tam kalbinde de yeni veri çağı (büyük veri) ve mantıksal analizler yatmaktadır. Bu durum yepyeni bir pazarlamacı tanımını ortaya çıkarmıştır. Bu ortamda rekabetçi olabilmek için dönemimizin pazarlamacısının veri ve mantıksal analizler konusunda yepyeni farklı bilgi birikimi ve yeteneklere sahip olması gerekmektedir. Bu tipteki pazarlamacıları bulmak, değerlendirmek, işe almak, eğitmek ve motive etmek geleceğin pazarlama organizasyonunu ve analitik kültürü inşa etmeye çalışanlar için kritik etmenlerdir.

Modern pazarlamacı kimdir?

Modern pazarlamacının pazarlamadaki rolünden bağımsız olarak veri ve analitiklerden beklentileri tutarlı olmalıdır. Her zaman daha üst düzey analitik ve teknik pozisyonlar olsa da, tüm pazarlamacılar için geçerli minimum bir seviye vardır. Gerekli beceri kümesi şunları içermektedir: Veri yönetim prensipleri ve analitik stratejiler konusunda bilgi sahibi olmak, veri kalitesinin rolü konusunu anlamış olmak, veri idaresi ve pazarlama disiplinlerinde verinin değeri konularına hâkim olmak… Günümüzün pazarlamacısının raporlama ve metriklerin çok ötesine geçerek, tüm mantıksal analizler (optimizasyon, puanlama, modelleme, görüntüleme, tahmin yürütme, özelliklendirme vs.) konusunda uzmanlaşması gerekmektedir.

Pazarlamacıların; veri ve analitiklerin etkin kullanılmasını sağlayan teknolojilerde, araçlarda ve tasarım yaklaşımları konusunda tecrübe edinmeleri gerekmektedir. Kampanya tasarımı, çok-kanallı entegrasyon, içerik performansı, kişiselleştirme ve dijital pazarlama tamamıyla gerçek-temelli karar verme mekanizmaları ile yürütülebilir ve ideal olarak çok hızlı bir şekilde müşteri ve pazar ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirilebilir. Bahsettiğimiz modern pazarlamacıların muhakeme ve yaratıcılık yetenekleri üst düzeydedir, meraklıdırlar, amaçları nettir ve gelişmiş, çevik bir kültürü benimsemişlerdir.

Modern pazarlamacıyı nasıl tanırsınız?

Pazarlamacı adaylarını değerlendirirken modern pazarlamacıyı bulamanıza yardımcı olacak bazı teknikler vardır. Adayları değerlendirirken, kampanya belirlemede, projelerinde ve diğer önemli başarılarında karar verme ve değerlendirme sırasında veri ve analitiklerin rolünü ne kadar önemsediklerini inceleyin. Zaman, pazarlamacıların “pazarlama analitikleri portföylerini” sunmaları gereken bir zamandır. Bu portföy, tasarım aşamasında verinin kullanımını, stratejik kararlarda, seçilen stratejileri test ederken kullanılan veri ve analitikleri içermelidir. Pazarlamacıların değişimi nasıl etkilediklerini, hatalarından çıkardıkları dersleri gösterebilmeleri ve sözlü olarak ifade edebilmeleri gerekmektedir.  Pazarlamacılar hem görsellere hem de mesajlara odaklanma eğilimindedirler. Modern (ve analitik) pazarlamacılar; neyi, nasılı ve nedenini açıklayabilir.

Pazarlama kıvraklıklarının yanında adayların teknoloji ve analitik zekâlarını sözlü ve yazılı olarak değerlendirmek önemlidir. Aşağıdaki sorulara yazılı yanıtlar istenebilir:

Pazarlama planlamasında ve yatırımlarında etkili olan karar verme konusunda düşünceleriniz nelerdir?Metrikler ve analitikler arasındaki fark nedir?Pazarlama çalışmalarında en çok faydalandığınız analitik yaklaşımlar nelerdir?“Pazarlama verisi kavramını nasıl tanımlarsınız?Pazarlama konusunda teknolojinin rolü nedir?Pazarlama organizasyonlara nasıl değer katar?Veri ve analitikler pazarlama yaklaşımlarını nasıl değiştirdi?Pazarlama kariyeriniz boyunca ne tür üst düzey analitik teknikler ile karşılaştınız?

Modern pazarlamacı artık bir mühendis, bir mimar ya da bir bilim adamı gibi düşünmelidir. Tasarlamak, test etmek, teşhis etmek, analiz etmek günlük pazarlama faaliyetleri içerisinde yer almalıdır. Bu değişimin kanıtı pazarlama dalındaki iş ilanlarından da anlaşılabilir: tecrübe mimarı, veri mühendisi, web mühendisi, pazarlama teknolojisti, pazarlama analitik müdürü ve müşteri tecrübe yöneticisi. Günümüzde pazarlamacılar, her şeyin ölçülebilir olduğu bir ortamda müşteri yaşam döngüsü, müşteri diyaloğu ve müşteri ilişkilerini yönetmektedir. Buradaki başarının yolu, veri ve analitikleri derinlemesine anlamaktan, kişiselleştirmekten ve bu ilişkiyi sürekli geliştirmekten geçmektedir. Pazarlamacı olmak ve modern pazarlamacıları işe almak için farklı bir zaman dilimine girmiş bulunmaktayız.

 

Kaynak:

How to Find, Assess, and Hire the Modern Marketer

 

The post Çağımıza Uygun Pazarlama Yöneticilerini Nasıl İşe Alabilirsiniz? appeared first on Etohum.

Al Capone’a da dokunurlar

Gangster filmleriyle ünlenen yönetmen Brian De Palma, sinema tarihinin en önemli filmlerinden olan ‘Dokunulmaz’lar filmi (The Untouchables) bu akşam ekrana geliyor.Al Capone’u hapse attıran adam olarak tarihe geçen Elliot Ness’in anılarından yola çıkılarak çekilen film, Ness liderliğinde kurulan dört kişilik özel bir timin Chicago’yu Al Capone’a nasıl dar ettiğini anlatıyor. Bu uğurda yasaları da gerektiği yerde eğip bükmekten kaçınmayan ve basının kendilerine taktığı ‘Dokunulmazlar’ adını seven ekip, sağ kaldıkları sürece şiddet ve yolsuzluğun kol gezdiği kentte hasımlarının anlayacağı dilden konuşmaya ve yolun sonuna kadar gitmeye kararlıdır.

8 Ocak 2014 Çarşamba

Evli mutlu ve...

Her aileyi bir arada tutan bir birey vardır. Tanager ailesinde de bu görevi Morrie üstlenmiştir.Eşi Betty ile birlikte ailesinden kalan evde yaşayan Morrie, bir üniversitede profesördür. Babalarının ölümünün ardından küçük kardeşleri Jay ve Ida’nın büyüme süreçlerinde kendi gençliğinin tadını çıkaramamıştır. Ablası Jay arada fotoğrafçılık yapan ve sürekli ilgi görmek isteyen mutsuz bir kadındır. Bebekleriyle mutlu bir hayat yaşayan komşuları Paul ve Laura gibi Betty de bir bebekleri olsun istemektedir. Fakat Morrie maddi olarak daha iyi bir duruma gelmeden bunu düşünmemektedir. Bir gün Morrie’nin kendi hayatı yavaş yavaş çökmeye başlayınca yıllardır desteklediği ailesinin gücü sınanacaktır…

Hastane Randevusu Nasıl Alınır ?

Hastane randevusu almanın en kolay yolu hastane randevu hattı (182)’yi arayıp randevu almaktır. Telefondan komutları dinleyerek devam edip randevu işleminizi gerçekleştirebilmektesiniz. Bu sistem sayede size en yakın olan hastaneden boş olan bir günde ve saatte randevu alıp muayene için o saatte hastanede bulunabilirsiniz. Hastane randevu telefon numarası Alo 182’dir. Bu numarayı arayıp yönlendirmeleri takip ederek yapmak istediğiniz işlemi yapabilirsiniz. Ayrıca son günlerde görülen e randevu sistemleri de olukça ilgi görüyor. Bu sistemlerde internet üzerinden randevu alınabiliyor. Vatandaşlık numarası ile sisteme üye olunup randevu almak mümkün. Rahatsızlığınızın bölümüne göre doktorları görüp, boş vakitlerden istediğinizi seçtikten sonra randevu alma işleminizi tamamlayabiliyorsunuz. Ayrıca randevunuzu daha sonra düzenleme şansınız da var. Hastane randevu iptali yine bu sistem üzerinden çok kolay bir şekilde tamamlanabiliyor. Bu sistem sayesinde hiç kimse ile muhatap olmadan üye olduktan sonra tüm işlemlerinizi kendiniz halledebiliyorsunuz. Kendinize uygun olan bir saati seçip üyeliğinize ait randevuyu aldıktan sonra randevu saatinizde hastanede bulunabilirsiniz. Gelişen teknolojinin sağlığa olan etkisini de direkt olarak burada görebiliyoruz.  İnsanlar artık hastaneye gidip randevu için sıra beklemek yerine internet başından çok kısa bir sürede randevu alabilir hale geldi. Böylece hem işler hızlanmış oldu hem de hastaların tedavi süreci. Ayrıca bu sistem sayesinde kişiler randevusunu istedikleri gibi düzenleyebilmektedir. Randevu alırken bu kolaylıkları kullanmanızı önermekteyiz.

7 Ocak 2014 Salı

Sosyal Kanıt Psikolojisi İle Şirketiniz İçin Güven İnşa Etmenin Yolları

İnsanlar başkalarının yaptıklarını yapmaya eğilim göstermektedirler Psikologlar bu durumu uyum ya da sürü psikolojisi olarak adlandırmaktadır. Pazarlamacılar ise bu duruma sosyal kanıt adını vermektedir. Pazarlamacılar için amaç bir ürünün diğerleri tarafından kabul edildiğini kanıtlayıp müşteri geri dönüşlerini arttırmaktır. Ziyaretçiler, üyeler, müşteriler ve otoriteler size güvenirler. Bilgilendirici sosyal etki yaratacak bir bilginin sitenizin giriş sayfasında ya da şirketinizin girişinde yer alması, insanların ilk değer yargısını geliştirmenin en basit ve en etkili yoludur.

Beyin bilimine dayanan birçok farklı site tasarımı ya da püf noktası olsa da aşağıdaki 7 tanesi insanların şirketinize, pazarladığınız ürüne uyumlanmasını sağlamak diğer bir deyişle sürünüzü genişletmek için özellikle tasarlanmıştır. İşte geri dönüş oranınızı arttırmak için sosyal kanıt kullanmanın yolları:

Referans Yazıları ve Yorumlar“Siz söylerseniz pazarlama olur. Müşterileriniz söylerse sosyal kanıt olur.”

Bu nedenle müşterilerden alınan referans yazıları çok etkilidir. İçerik önemlidir ve amaç üçüncü şahısların bakış açısıdır. Diğer tüm sosyal kanıtlar gibi referans yazıları ve yorumlar satın almayı destekleyici içeriklerdir. Bunları web sitenizin çeşitli yerlerine serpiştirmekte fayda vardır. En ideal senaryo bu referansları her sayfaya ürün veya hizmetinizi anlatacak şekilde koymaktır. Hiçbir zaman referans yazıları için ayrı bir sayfa hazırlamayın. Tek sayfaya toparlandıklarında etkileri fazlasıyla düşmektedir. Neden? Kimse siteyi referans yazıları okumak için ziyaret etmez. Eğer böyle bir sayfanız varsa analitik araçlarınızla sonuçları inceleyebilirsiniz.

Otoritelerden Onay yazıları

Referans yazılarından hemen sonra en etkili yöntem ünlülerden veya uzmanlardan alınan onay yazılarıdır. Bu yazılar otorite konunuz ile ne kadar alakalı ise sosyal kanıtınız o kadar güçlü olur. Eğer ürün veya servisiniz sizin müşteri kitlenizin saygı duyduğu bir otoriteden onay aldıysa o kişiyi bulun ve ana sayfanız ekleyin. Daha da etkili olması için yazıyı bu kişinin fotoğrafı ile birlikte ekleyin. Araştırmalar metnin yanında fotoğrafın olmasının güvenilirliği arttırdığını göstermektedir. Bu aslında her referans yazısı için geçerlidir.

E-posta Listesi Abone Sayıları

E-posta listelerine abone olmak büyük güven gerektirmektedir. Bu yüzden kayıt formlarında güven inşa etmelisiniz. Ziyaretçinize göndereceğiniz içerik ve gönderimlerin sıklığı hakkında bilgi vermenin yanında sosyal kanıt sunmanızda yarar vardır. Eğer abone sayınız genişse bunu gösterin. Bu sayı yeterince çok değilse, blog ya da haber e-postalarınıza abone olan birinden aldığınız referans yazısını gösterebilirsiniz.Bu yöntem gerçekten çalışmaktadır. Orbit Blog sadece bu yolla abone sayısını %1400 arttırmıştır.

Sosyal Paylaşım Butonları

Blogunuza yazılarınızın kaç kere tweet edildiği, kaç beğeni aldığı veya kaç kere paylaşıldığını koymak gerçekten çok basittir. Bunların her bir tanesi içeriğin iyi olduğunu onaylayan sosyal kanıtlardır. Eğer bu sayılar düşük olacaksa koymamanızda fayda var, çünkü sosyal kanıtın azlığı da çokluğu kadar etkilidir. Az sosyal kanıttansa hiç sosyal kanıt olmaması daha iyidir.

Sosyal Medya Widgetları: Twitter Kutusu ve Facebook Hayran Kutusu

Twitter ve Facebook kutuları 3 farklı şey göstermektedir:

Sizi takip eden kitlenin genişliğiBelli takipçilerinizin profil fotoğraflarıSon güncellemeler

Bunlardan ilk ikisi sosyal kanıttır. Eğer fotoğraf ziyaretçinin tanıdığı bir yüzse bu yöntem çok daha etkili olacaktır. İş bir anda ziyaretçinizin tanıdığı birinin davranışına uygunluğa dönüşür. Eğer bu sosyal ağlarda aktif değilseniz bu kutuları koymayınız. Niye ziyaretçilerinizi ölü bir sosyal hesaba yönlendiresiniz? Bu şekilde onları sizi terk etmeye yönlendirmiş olursunuz. İnsanlar kalabalık olmayan sürülere katılmak istemezler.

Basındaki Haberler

Eğer basında yer aldıysanız, geri dönüş oranınızı ve güvenilirliğiniz arttırmak için önemli bir şans yakaladınız demektir. Direk ana sayfanız da sizden bahseden medya kuruluşunun logosunu kullanın. Halkla ilişkiler üzerine çalışan şirketler için çok daha etkili olsa da bloglarda da çok etkili olmaktadır. Eğer herhangi bir ünlü bir site için konuk yazarlık yaptıysanız onların logosunu ana sayfanıza ya da özgeçmiş sayfanıza kesin koymalısınız.

Güvenirlilik Kutuları

Küçük bir alanda güvenilirliğinizi arttırmanızın bir diğer basit yolu da ana sayfanızın tasarımında sosyal kanıt ikonlarını ve logolarını yerleştirdiğiniz güven kutularını eklemektir. Bu kutuya şunları koyabilirsiniz:

Dernek üyelikleriBaro üyelikleriYelp skorlarıGüvenlik sertifikalarıÖdüller

Sosyal Kanıt Toplamaya Devam Edin

Sosyal kanıtlarınızı dosyalayın. Elinizdeki sosyal kanıtların uçup gitmesine izin vermemenin birkaç yolu vardır:

Gelen övgüleri ayrı bir e-posta dosyasında toparlayınTwitterdan gelen övgüleri toparlamak için “Favorilerime Elkle” butonunu kullanınDiğer sosyal medya övgüleri için ekran görüntülerini kaydedip saklayınEl yazması övgüleri bir zarfta toparlayın.

Bunları mütemadiyen sitenizin sayfalarına serpiştirmeye devam edin. Takımınız ile ilgili Linkedin referanslarını sitenizdeki takım sayfalarınıza ekleyin. Bunları alışveriş sonrası teşekkürler sayfasına bile koymak güvenilirliğinizi arttırmanın en iyi yollarından biridir.

Kaynak:

The Psychology of Social Proof & How to Build Trust in Your Business

The post Sosyal Kanıt Psikolojisi İle Şirketiniz İçin Güven İnşa Etmenin Yolları appeared first on Etohum.

''Bugün Başlıyorum'' Programı ile Yeni Yılda Yeni Kararlar Alın, NESFIT’in İnternet Reklam Yüzü Olun

NESFIT’in  “Bugün Başlıyorum” Programına katılarak, aldıkları kararı fotoğraflarıyla www.NESFIT.com.tr/bugunbasliyorum adresinden paylaşanlar arasından seçilecek resmin sahibi NESFIT’in internet reklamlarının yıldızı olacak.“Bugün spora başlıyorum”, “Bugün sağlıklı beslenmeye başlıyorum”, “Bugün yogaya başlıyorum”! Kadınlar hayatları boyunca yüzlerce kez bu tür kararlar alırlar ama çoğu zaman uygulayamazlar.  Nestlé NESFIT Tam Tahıllı Kahvaltılık Gevrekler, kilo vermek, sağlıklı beslenmek ve formunu korumak isteyenlere  yeni yılda çok eğlenceli bir başlangıç öneriyor. NESFIT, tam tahıllı içeriği, vitaminleri ve enfes lezzetinin yanısıra başlattığı “Bugün Başlıyorum” programı ile yeni yılda yeni kararlar alan kadınları uzun zamandır yapmayı düşündüklerini hayata geçirmeye ve bu arada internette reklam yıldızı olmaya davet ediyor.1 Ocak – 30 Ocak 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek “Bugün Başlıyorum” kampanyasında, yeni yılda daha da sağlıklı olmak için istediklerini ertelemeyi bırakıp kararlarını uygulamaya başlayanlar internet yıldızı olma şansı da yakalıyor. Aldıkları kararı simgeleyen bir fotoğraflarını  www.NESFIT.com.tr/bugunbasliyorum adresine girip NESFIT ile ve sosyal medya hesaplarında arkadaşlarıyla paylaşabilecekler ve  böylece ne kadar kararlı olduklarını da gösterecekler. Kararları simgeleyen fotoğrafları ya da sitede hali hazırda var olan resimlerden birini seçip kişiselleştirerek gönderenler arasından her Cuma günü yapılacak seçimle kazanan fotoğraf NESFIT’in internet reklamlarında kullanılacak.Türkiye’nin en çok tercih edilen  kahvaltılık gevrekleri Nestlé NESFIT Tam Tahıllı Kahvaltılık Gevrekler, bu kampanya ile kararlı bir kadının istediklerini gerçekleştirmek için her şeyi yapacak güçte olduğuna inananları destekliyor.Lezzetli ve besleyici bir kahvaltı seçeneği sunan NESFIT’in “Bugün Başlıyorum” programınakatılın ve  yeni yılda uzun zamandır yapmayı düşündüklerinizi hayata geçirin. Hem ne kadar kararlı olduğunuzu herkese gösterin, hem de NESFIT’in internet reklam yüzü olma fırsatı yakalayın!Nestlé NESFIT tam tahıllı kahvaltılık gevreklerle dengeli bir beslenme için:Sabah kahvaltısında seçeceğiniz bir NESFIT tam tahıllı gevreği yağsız süt ilave ederek tüketmeniz yeterli. Diğer öğünlerde ise, az yağlı yoğurt, sebze yemeği ya da salata, ızgara et, tavuk veya balıktan tercih ettiğiniz birini tam tahıllı ekmek ile tüketebilirsiniz. Böylece 4 temel besin grubunu da dengeli bir şekilde almış ve sağlıklı beslenmiş olursunuz.  Ayrıca mümkün olduğunca egzersiz yapmaya, ara öğünlerde meyve yemeye ve bol bol sıvı tüketmeye özen gösterin.www.NESFIT.com.trBir boomads advertorial içeriğidir.ad_client = '2e2238cb-827e-42fd-ad25-18d502479ba3';ad_offer ='1120';

Karakola kurulan hain tuzak!

Polislerin asayişi sağlamak için verdikleri mücadeleyi ekranlara getiren Nizama Adanmış Ruhlar-Ekip 1’in bu akşam ekrana gelecek yeni bölümünde karakola canlı bombalı tuzak kuruluyor.Elindeki silahı babasına yönelten Ayşegül, tetiği çeker. Akif ve Ayşegül, bu olayın şokunu atlatamadan, kendilerine Kitapsız tarafından kurulan pusuyla büyük bir çatışma başlar. Çatışma sırasında ele geçirilen kız çocuğu, halkı galeyana getirmek için kullanılır. Fakat Akif ve Ekip, sonunda Meral ve Kitapsız’ı teslim alsa da başkandan gelen bir mesajla ikiliyi mecburen bırakmak zorunda kalır. Öte yandan İlker, kendini karakola kurulan bomba tuzağının içinde bulur. Samanyolu TV 20.50

6 Ocak 2014 Pazartesi

Satış Ekibini Nasıl Kurmalısınız?

Belki de birçok teknik girişimcinin düştüğü en genel hata, başarılı bir mühendislik ekibi kurmak için uyguladığı stratejinin aynısını satış organizasyonunu kurarken uygulamasıdır. Garip de olsa satış elemanlarına mühendislere davranıldığı gibi davranmak doğru bir yol değildir.

Her şey işe alım süreciyle başlar. Mühendisleri işe alırken kullandığınız varsayımları satış departmanına birilerini işe alırken kullanırsanız şu tür yanlışları yapıyor olacaksınız:

İş Görüşmesi

İyi bir mühendislik mülakatı çözülmesi zor problemler kümesinden oluşur. Bu mülakat aynı zamanda adayın kısa bir program yazmasını da kapsayabilir. Bunun yanında, adayın kullandığı araçlar hakkındaki bilginin derinliğini ölçülür. Mülakatın kısa bir parçası kişisel özellikler üzerine dönse de akıllı bir yönetici, en iyi mühendisleri işe almak için karakter özellikleri konusunda fazlasıyla esnektir.

İyi bir satış mülakatı ise bunun tam tersidir. Onları tüm gün zor satış problemleriyle sınasanız da yalnızca çok kötü satışçılar sizi zorlu bir satışı nasıl bağlayacakları konusunda ikna edemez. Diğer yandan, çok iyi satışçılar çok belirli kişisel özelliklere sahiptirler. Cesaret, rekabetçilik ve açlık onların en net özellikleridir. İşleri halledebilecek kadar akıllı olmaları da olmazsa olmaz özelliklerindendir. Sihirli formül budur. Eğer bu profile uyan mühendisleri işe alırsanız başarısız olursunuz. Problem çözme konusunda çok akıllı olan ancak cesaret, açlık ve rekabetçilik açısından eksikleri olan satışçıları işe alırsanız da işiniz batar.

Tarihte kurulmuş en başarılı satış ekibine sahip olan Parametric Technologies’in CEO’su Dick Harrison, en başarılı satış yöneticilerinden biri olan Mark Cranney’in mülakatı şu şekilde geçmiş:

Dick: “Eminin gençken çok kavga etmişsindir. Değil mi?”Mark: “Evet, Dick, birkaç kavgaya karıştım.”Dick: “Nasıldı?”Mark: “35 kere kazanıp 1 kere kaybetmişimdir”Dick: “Bana o bir tanesini anlatır mısın?”Mark hikâyeyi anlatırken Dick çok eğlenir.Dick: “Beni dövmeye gücün yeter miydi?”Mark duraksar ve içinden düşünür: “Dick benim cesaretimi mi aklımı mı sorguluyor?”Mark: “Soru dövmeye gücüm yeter miydi yoksa döver miydim?”Dick Mark’ı bu cevabıyla işe alır.

Aynı soru setiyle mühendislere mülakat yapsanız en iyi ihtimalle kafaları karışır en kötü ihtimalle korkarlar.

Mark’a bu soruları sorarak aslında Dick aşağıdaki sorulara cevabını almıştır:

Mark’ın bocalamadan net konuşabilecek kadar cesareti var mı?Mark zor bir ortamda yetişmiş mi ve yeterince aç mı?Mark çok rekabetçi olmasına rağmen cevabını hesaplayabilecek kadar akıllı mı?

Satışçıları işe almak farklıdır.

Özgeçmiş

Mühendislerin özgeçmişlerini incelerken en iyi şirketlerde çalışmış olanları ortalama şirketlerde çalışmış olanlara tercih etmek akıllıcadır. Tüm şartların eşit olduğu durumlarda Google mühendisini Quest mühendisine tercih etmek akıllıcadır. Neden? Mühendis olarak Google’da işe girmek Quest’te işe girmekten çok daha zordur. Ayrıca, Google’ın hâlihazırdaki mühendislik ortamı ve teknikleri teknolojideki son noktadadır ve oradaki mühendisler yüksek standartlarda bir çevrede çok iyi eğitilmektedirler.

Tam tersi durumda, nabzı atan herkes Google Ads veya VMware gibi harika sanallaştırma çözümlerini satabilecekken, Xerox karşısında Lanier marka fotokopi makineleri satabilenler elit satışçılardır. Aslında, kötü bir şirketteki başarılı satışçı olmak önemli bir işarettir. Kötü bir ürünü başarıyla satmak için düzenli olarak daha iyi satış teknikleri geliştirmek zorundasınız. Dahası bu ortamda ayakta kalabilmek için fazlasıyla aç ve ciddi anlamda rekabetçi olmanız gerekir.

Hata Yapmanın Maliyeti

Başarılı mühendislik organizasyonları işe alımda hata yapmamak için çok uğraşırlar, çünkü buradaki hatalar çok maliyetli olmaktadır. İşe alımla kazanmak istediğiniz verimlilik artışını kaybetmenin yanında uzun vadede ciddi teknik altyapı eksiklikleri ile karşı karşıya kalabilirsiniz. İşleri daha da kötü yapan işe alımda hata yaptığını anlayan mühendislik yöneticisinin bunu düzeltmek için yavaş davranması ve bunun daha da fazla maliyete ve teknik eksikliğe sebep olmasıdır. Mühendislik ekiplerini kurmakta acele etmek her çeşit iletişim problemlerine sebep olacağı için işe alımlarda yavaş davranmak çok daha akıllıca olmaktadır.

Bunun tersine, genelde satışçıları işe alırken yavaş davranmayı finansal olarak karşılayamayabilirsiniz, özellikle içinde bulunduğunuz rekabet ortamı çok güçlüyse… Mühendislerle karşılaştırıldığında satışçılar izole çalıştıkları için yanlış kararlarda verimlilik zarar görse de uzun vadeye yansıyan zarar veya hızlı büyüme problemleri yok denecek kadar azdır. Satış yöneticileri kötü performans gösteren satışçıları kovmakta zorlanmazlar, dolayısıyla satışçılar hızlı gelir hızlı gider. Özetle başarılı organizasyonlarda iki tür satışçı vardır: Zengin satışçı ya da yeni satışçı.

Sonuç

Mühendislik işe alım tekniklerini satışçılara uygulamak daha fazla yeşil sebze yemek için zehirli sarmaşık yemeye benzer. İstediğinizin tam tersini elde edersiniz.

Kaynak

Through the Looking Glass: Hiring Sales People

The post Satış Ekibini Nasıl Kurmalısınız? appeared first on Etohum.

Yaşamak ya da ölmek...

2012 yapımı Zorlu Savunma (Fortress) bu akşam ekrana geliyor. Alman askeri güçleri II. Dünya Savaşı sırasında, Brest kalesine saldırırlar.Brest kalesini düşmana karşı savunmak birkaç gözü kara kahramana kalmıştır. Kalelerini savunmak adına sınırlarını zorlayacaklardır. Alman saldırısı ilk olarak 22 Haziran 1941 tarihinde başlar. Kuşatma günlerce devam eder. Kale içindeki askerler düşmana karşı direnirken aynı zamanda da açlık-susuzluk gibi birçok zor durumla da mücadele etmek zorundadır.

Pepee Artık Show Tv De

Bildiğiniz gibi pepee daha önce trt çocukta yayınlanıyordu ve çokta izleniyordu..Bu sene trt ile düşyeri anlaşamadı ve düşyeri pepee için kanal arayışına girmişti..Bu sabah facebook sayfalarından show tv ile anlaştıklarını şubat sonu , mart başı gibi yeni bölümlerin başlayacağını yazmışlar..Haberi duyunca çok şaşırdım ,ilk aklıma gelen show tv kendine kurtarıcı ve son çare olarak çocukları seçti diye düşündüm..Öncelikle hayırlı olsun tabiki..Ama şahsım adına bu haber yani show tv ile anlaşmaları hiç hoşuma gitmedi..Çizgifilm ile normal kanalların ne alakası olabilir ki ? Böyle tanınmış ve sevilen bir çizgifilmin çocuk kanallarından birisine verilmesi gerektiğinden yanayım..Neden diye sorarsanız ; ben çocuğuma çocuk kanallarından başka kanal açmıyorum..O uyumadığı sürece normal kanalları açmıyoruz..Reklamlarda bile çocuğumun piskolojisini etkileyecek şeyler varken nasıl başka birşey açabilirim..Kültür programları hariç..Kumanda bizim elimizde istediğimiz gibi yönlendirebiliriz desek te , çocuk izlerken herzaman başında bekleyemeyeceğimize göre sıkıntılı bir durum..Şahsen ben kayıt yapıp kayıttan izletmeyi düşünüyorum ..Bu arada pepee yeni bölümlerinde okullu olacakmış , umarım eski tadı kaçmamıştır :)Son olarak çocukların pepee ye verdiği sevgi ve özeni pepee ninde çocuklara vermesini bekliyorum..Umarım sonraki yıllarda bu eleştirimizi gözardı etmez yapımcılar..Zira kime söylediysem yok artık , daha neler, hatta ohaaa bile diyen oldu :))) Kısaca tepkiler bu :))Sizlerin tepkisinide merak ediyorum yorum yazarsanız sevinirim :)

2 Ocak 2014 Perşembe

Evdeki hesap çarşıya uymuyor

Richard Attenborough’un, yazar Cornelius Ryan’ın romanından uyarladığı ‘Uzaktaki Köprü’de (A Bridge Too Far), sinema tarihinin en parlak kadrolarından birini buluşturuyor.Film, ABD ve İngiltere askeri güçlerinin 2. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru gerçekleştirdiği Market Garden Operasyonu’nu anlatıyor. Harekatın amacı Alman hatlarının gerisine baskın yapmaktır, ancak bu girişim fiyaskoyla sonuçlanıyor. Almanları gafil avlayarak savaşı erken bitirmek isteyen müttefikler, Market Garden Operasyonu’yla Hollanda üzerinden ilerleyip Rhine’daki Alman sanayi bölgesini ele geçirmek ister. Ancak evdeki hesap çarşıya uymaz...

1 Ocak ve 1 Ocakta Doğanlar

Herkese yeni bir günden yeni bir yıldan merhabalar arkadaşlar..Allah ömür verdi ve 2014'üde görmek nasip oldu bizlere , 2015'ide görürüz sağ salim umarım..Bugün bazıları için hayal kırıklığı , 4 kişi içinde hayatının dönüm noktası saydığı bir gün oldu..Ben bilet almamıştım , çıkarsa paranın beni bozmasından korktum :D O yüzden yıkılan hayallerimde yoktu .Benim çevremde en az 5_6 kişinin doğum günüydü bugün..bazısının gerçek bazısının sa sadece kimlik doğum günüy dü..bazılarının sa sosyal paylaşım sitelerine kayıt yaptırırken yazdığı yıldönümü :)Bugün sesi çıkmayan arkadaşlarımla whatsap'tan , piyango sizemi çıktı yoksa ? sesiniz çıkmıyor diye şakalaştık..Çıktıysa bir abla, bir hala, bir teyze, bir kardeş hatta yedi göbek sülale olabileceğimi söyledim :)) Anlayacağınız muhabbetin dibine vurduk yine :)Sonra 1 ocak çakma doğumlu arkadaşlar la şakalaştık..Sasyal paylaşımlarda doğum günü patlaması yaşanınca günün muhabbet konularından biriside bu oldu..Hatta bizzat eşim ve abimde çakma doğum günü olanlardan :) Eşim 15 aralık doğumlu yıl kaybı olmasın hesabıyla babsı 1 ocak yazdırmış.Ama abim 19 mayıs doğumlu babam onu neden okadar bekletmiş tam olarak bilmiyorum :)Kısaca yeni yıla güle oynaya ,günün olaylarını tiye alarak geçirdik..Nasıl başlarsak öyle bitermiş ya ben mutlu bir şekilde girdim , umarım sizde aynı güzellikte girmişsinizdir :)

1 Ocak 2014 Çarşamba

Hepimize Mutlu Yıllar

Yeni yılın hepimize hayırlar getirmesini diliyorum ...Allah bu günlerimizi aratmasin...

Efsane olmak kolay değil

Senaryosu Oliver Stone imzası taşıyan ‘Yaralı Yüz’ün (Scarface) başrollerini, Al Pacino ve Michelle Pfeiffer paylaşıyor. Hırslı genç adam Tony Montana (Al Pacino) ve arkadaşı Manny (Steven Bauer), Küba’dan ayrılarak Amerika’ya gelirler.Başlarda ufak tefek işlerde çalışırlar fakat bir süre sonra Omar Suarez tarafından işe alınırlar. İşler yolunda gitmeyince Tony, yüklüce bir para ile kaçar. Ardından Frank Lopez adında bir uyuşturucu patronu ile tanışır ve kızı Elvira’ya (Michelle Pfeiffer) âşık olur. Tony, her şeyi göze alıp çok şeye sahip olacaktır ve Scarface adı ile gerçek bir mafya efsanesi haline gelecektir.